Ergenekon soruşturma savcısı Murat Yönder, soruşturma kapsamında bir üsteğmenin odasının aranması sırasında şüpheliye yardım edildiğini ve usülsüzlük yapıldığını tespit etti. Bu iddiayı inceleyen askeri savcı ise usülsüzlüğü reddetti ve Ergenekon savcısı için de Adalet Bakanlığı´na suç duyurusu yaptı. Ergenekon soruşturmasından duydukları rahatsızlığı çeşitli vesilelerle gösteren askerler son olarak Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un ağzından bu rahatsızlıklarını açıkça dile getirmişlerdi. ´Hukuka saygılıyız ama...´ diye başlayan cümlelerle soruşturmadan rahatsızlıklarını ifade eden askerler Şemdinli davasında sivil savcı Ferhat Sarıkaya´yı kamu kurumlarında dahi çalışmasına yasak koydurarak meslekten attırmış, sanıklara ağır cezalar veren Van mahkemesinin sivil üyelerinin tümünü ise sürgüne göndertmiş, davayı da askeri mahkemeye aldırarak ilk duruşmada ´iyi çocuklar´ dedikleri asker sanıkları tahliye ettirmişti. Yargıya bu denli açıktan müdahale eden askerlerin Ergenekon soruşturma sürecindeki tavrı da farklı olmadı. Ergenekon tutuklusu olarak cezaevinde bulunan generallerin TSK adına resmi olarak ziyaret edilmesi, kamuoyunda bir meydan okuma ve soruşturmanın daha yukarılara tırmanmaması gerektiğini hatırlatan bir mesaj olarak algılanmıştı. Soruşturma dalgalarından birinde gözaltına alınmak istenen Yarbay Mustafa Dönmez´in askerlerce polislerden kaçırılıp haftalar sonra sivil savcılara teslim edilmesi de dikkatlerden kaçmamıştı. Çarpıcı bir başka örnek de Perinçek´in İşçi Partisi´nin TSK içine sızmak için örgütlemeye çalıştığı çok gizli ´Karargah Evleri´ yapılanmasının soruşturulmasında ortaya çıktı. Yapılanmayı ortaya çıkaran MİT´in durumu birkaç yıl önce TSK´ya bildirip soruşturma yapılmasını istediğini öğrenen Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, TSK´ya başvurup soruşturmanın ne durumda olduğunu sorunca, o ana kadar askerlerce bir soruşturmanın yürütülmemiş olduğunu ve yeni başlatıldığını öğrenmişti. O andan itibaren ´Karargah Evleri´ soruşturmasının askerlerce yürütülen TSK ayağında yaşanan çok sayıdaki garip gelişmeler soruşturmanın askeri savcılarca yürütülüyormuş görüntüsü altında savsaklandığı izlenimini veriyor.
Askeri Savcı Ergenekon Savcısına Karşı
Ergenekon soruşturma savcısı Murat Yönder, soruşturma kapsamında bir üsteğmenin odasının aranması sırasında şüpheliye yardım edildiğini ve usülsüzlük yapıldığını tespit etti. Bu iddiayı inceleyen askeri savcı ise usülsüzlüğü reddetti ve Ergenekon savcısı için de Adalet Bakanlığı´na suç duyurusu yaptı.
Ergenekon soruşturmasından duydukları rahatsızlığı çeşitli vesilelerle gösteren askerler son olarak Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un ağzından bu rahatsızlıklarını açıkça dile getirmişlerdi. ´Hukuka saygılıyız ama...´ diye başlayan cümlelerle soruşturmadan rahatsızlıklarını ifade eden askerler Şemdinli davasında sivil savcı Ferhat Sarıkaya´yı kamu kurumlarında dahi çalışmasına yasak koydurarak meslekten attırmış, sanıklara ağır cezalar veren Van mahkemesinin sivil üyelerinin tümünü ise sürgüne göndertmiş, davayı da askeri mahkemeye aldırarak ilk duruşmada ´iyi çocuklar´ dedikleri asker sanıkları tahliye ettirmişti. Yargıya bu denli açıktan müdahale eden askerlerin Ergenekon soruşturma sürecindeki tavrı da farklı olmadı. Ergenekon tutuklusu olarak cezaevinde bulunan generallerin TSK adına resmi olarak ziyaret edilmesi, kamuoyunda bir meydan okuma ve soruşturmanın daha yukarılara tırmanmaması gerektiğini hatırlatan bir mesaj olarak algılanmıştı. Soruşturma dalgalarından birinde gözaltına alınmak istenen Yarbay Mustafa Dönmez´in askerlerce polislerden kaçırılıp haftalar sonra sivil savcılara teslim edilmesi de dikkatlerden kaçmamıştı. Çarpıcı bir başka örnek de Perinçek´in İşçi Partisi´nin TSK içine sızmak için örgütlemeye çalıştığı çok gizli ´Karargah Evleri´ yapılanmasının soruşturulmasında ortaya çıktı. Yapılanmayı ortaya çıkaran MİT´in durumu birkaç yıl önce TSK´ya bildirip soruşturma yapılmasını istediğini öğrenen Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, TSK´ya başvurup soruşturmanın ne durumda olduğunu sorunca, o ana kadar askerlerce bir soruşturmanın yürütülmemiş olduğunu ve yeni başlatıldığını öğrenmişti. O andan itibaren ´Karargah Evleri´ soruşturmasının askerlerce yürütülen TSK ayağında yaşanan çok sayıdaki garip gelişmeler soruşturmanın askeri savcılarca yürütülüyormuş görüntüsü altında savsaklandığı izlenimini veriyor.
Ergenekon savcısı Yönder, bir üsteğmenin kaldığı yerin aranması sırasında askerlerin zanlıya yardım ettiğini, yasal prosedürü yerine getirmediğini ileri sürdü. İddiayı inceleyen askeri savcı kendileri hakkında ´görevi kötüye kullanma´ imasında bulunan Ergenekon savcısına suç duyurusunda bulundu. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan Mehmet Murat Yönder, 7 Ocak´ta Jandarma Üsteğmen Muhammed Sarıkaya´nın odasının aranması sırasında usulsüzlük yapıldığını ileri sürdü. Aramaya katılan bazı jandarma subayların Üsteğmen Sarıkaya´ya operasyon hakkında bilgi verdiğini ileri süren Savcı Yönder, söz konusu subaylar hakkında yasal işlem yapılmasını istedi. Cumhuriyet gazetesinin haberine göre İstemi görüşen Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Savcılığı görevsizlik kararı verdi.
Takipsizlik kararının gerekçesinde yer alan, ?Bir gün hukuk herkese, bu arada savcı ve yargıçlara bile gerekebilir. Ancak hukuk devletinde teminatın yine üstün vasıflarla donanmış, metin, vakarlı, temkinli, bilgili, tarafsız, bağımsız, hiçbir organ, makam, merci ya da kişiden emir veya teminat almayan; tavsiye ve telkinlerle ya da peşin hükümle hareket etmeyen savcı hakimler olduğu kuşkusuzdur? ifadeleri dikkat çekti.
´Arama hukuka uygun yapıldı´
Aramaların hukuka uygun olarak yapıldığı ve savcıların bekletildiğine dair herhangi bir tespitin olmadığının vurgulandığı kararda, ?Askeri mahalde yapılacak bir aramada kimlerin bulunacağının yasada yazılı olduğu, emniyet görevlilerinin aramada bulunmasının gerekmediği, aramanın kısa sürede sonuçlandırıldığı iddiasının da doğru olmadığının anlaşıldığı, yine hakkında arama kararı bulunan Jandarma Üsteğmen Sarıkaya´nın aramaya iştirak etmesi ve hazır bulunması için, arama sırasında hazır bulunan subaylar tarafından cep telefonu ile bilgi verilmesinin de Cumhuriyet Savcısı´nın istemiyle olduğunun da saptandığı? ifadeleri kullanıldı.
´Adalet bakanlığı duyarsız kalamaz´
Kararda savcı Yönder´in yazısında yer alan ?Cumhuriyet Başsavcılığı´na teslim edilmeyen eşya var ise ivedi gönderilmesi? şeklindeki ifadesi, aramaya fiilen katılan Ankara Cumhuriyet Savcıları, Yardımcı Askeri Savcılar ve askeri makamların, ?sanki şüpheliye ait bulunmuş suç delillerini tutanakta tespit etmeyerek görevlerini kötüye kullandıkları ima edilmiştir? yorumu yapıldı. Kararda özetle şu ifadelere yer verildi:
?Yargı organında görev yapan kişiler kendi farklı durumlarının (gördükleri işin öneminin) farkında olarak hareket etmek zorundadır. Aramayı yapan Ankara Cumhuriyet Savcıları ile görevsizlik kararını imzalayan İstanbul Cumhuriyet Savcıları ile görevsizlik kararını imzalayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı´nın sicil numaraları karşılaştırıldığında Ankara Cumhuriyet Savcıları´nın mesleğe daha önceki bir tarihte girdikleri saptanmıştır. Aramalarda imzaları bulunan binbaşı rütbesindeki yardımcı askeri savcıların da yüce mesleğe katılışları anılan cumhuriyet savcısından daha eskidir. Hal böyle iken İstanbul Cumhuriyet Savcısı´nın sanki daha üst konumda yetkileri varmışçasına, gerekçeleri açıklandığı üzere dosya içeriğine ve Cumhuriyet savcılarınca kanuna uygun olarak tutulmuş resmi tutanak içeriklerine uymayan isnatlarla, bırakınız askeri makamları, sivil ve askeri meslektaşlarını da zan altında bırakması karşısında hiçbir makamın, bu arada kuşkusuz ki Adalet Bakanlığı´nın da duyarsız kalamayacağı değerlendirilmiştir.?
Genelkurmayın Ergenekon soruşturmasına dolaylı müdahale konsepti!
27 Nisan bildirisi ve benzer açıklamalarla Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tavrını doğrudan belli eden Genelkurmay´ın, toplumun büyük tepkisini alması üzerine konsept değişikliğine gittiği anlaşılıyor. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli generaller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon, Kandıra Askeri Cezaevinde Genelkurmay adına resmi olarak Korgeneral Galip Mendi tarafından ziyaret edilmiş ve ziyaretin sanıklara moral destek amacıyla yapıldığı açıklanmıştı. Ergenekon´un TSK´ya sızmak için örgütlemeye çalıştığı ´Karargah Evleri´ oluşumunu soruştururken askerlerin dikkat çeken savsaklama gayreti, Yarbay Mustafa Dönmez´in sivil yargıdan uzak tutulma girişimleri ve daha birçok örneklerle Genelkurmay´ın açıkça müdahale edemediği Ergenekon ve diğer soruşturmalara bu şekilde dolaylı yollardan etki etmeye çalıştığı görülüyor.
Karargah Evleri soruşturmasını inanılmaz şekilde birbirlerini aklamak amacıyla evrak sahteciliği yaptıkları ortaya çıkan ve bu sebeple haklarında Yunak Cumhuriyet Başsavcılığı´nca suç duyurusu yapılan, bu suç duyurusu dikkate alınmazsa resen soruşturma başlatılacağı belirtilen askeri savcılar yürütüyor..
Askeri savcıların yürüttüğü Karargah Evleri operasyonundaki tuhaflıklar ?Aynı suçtan muvazzaf subayları tutuklayan Ergenekon savcılarının önü mü kesilmek isteniyor? sorusunu tekrar gündeme getiriyor. İşçi Partisi´nin TSK´ya sızma projesi olarak bilinen ´Karargah Evleri´ ile ilgili soruşturmada bir süredir tuhaf gelişmeler yaşanıyor. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz´ün MİT tarafından konuyla ilgili dosya verildiğini öğrendiği Genelkurmay´a ´Durum ne, soruşturma ne aşamada?´ diye sorması üzerine soruşturma başlatmak zorunda kaldığı anlaşılan askeri savcılığın soruşturmanın başlangıcından beri gösterdiği tuhaflıklar giderek artıyor. Adeta canlı yayında takip ettiğimiz ve soruşturmanın üstünün örtülmek istendiği izlenimini giderek netleştiren ayrıntıların sayısı 10´a ulaştı.
İşte sayıları 10´a ulaşan ve artması beklenen tuhaflıklar:
1) 2005 yılında MİT Trakya Bölge Müdürlüğü tarafından tespit edilerek soruşturulmak üzere Hava Kuvvetleri Komutanlığı´na gönderilen Karargah Evleri yapılanması dosyasının üç yıl soruşturulmadan bekletilmesi ve Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz´ün Genelkurmay´a soruşturmanın ne durumda olduğunu sorması üzerine Genelkurmay´ın soruşturmayı yeni başlattığını bildirmesi.
2) Soruşturmayı inanılmaz şekilde birbirlerini aklamak amacıyla evrak sahteciliği yaptıkları ortaya çıkan ve bu sebeple haklarında Yunak Cumhuriyet Başsavcılığı´nca suç duyurusu yapılan, bu suç duyurusu dikkate alınmazsa resen soruşturma başlatılacağı belirtilen askeri savcıların yürütüyor olması. Savcılardan birinin son üç yıldaki mal varlığının dikkat çekici artışı.
3) İşçi Partisi´nce örgütlendiği iddia edilen Karargah Evleri yapılanmasıyla ilgili soruşturmaya İşçi partili bilirkişinin atanması.
4) 11 Şubat 2009´da düzenlenen Karargah Evleri gözaltı operasyonunun, Ergenekon operasyonu ve benzeri operasyonların aksine eş zamanlı ve şahısların bütün ev, işyeri, yazlık gibi adreslerinde zincirleme aramalarla yapılmayıp, kilit isimlerin ?davetiye? yöntemiyle gözaltına alınmış olması.
5) Operasyonun, İşçi Partisi´nin askeri savcılığa başvurarak soruşturma talep etmesi sonrası yapılması ve gözaltılar devam ederken İşçi Partisi´nin ´bakın biz aklanacağız suç duyurusunu zaten biz yaptık ve peşinden operasyon yapıldı´ diye açıklama yapmaları.
6) Operasyondan birkaç gün sonra gözaltındaki 6 sanığın da serbest bırakılması.
7) Kayseri 2. Hava İkmal Komutanlığı´nda, Karargah Evleri soruşturması kapsamında tutuklanan Albay Cengiz Köylü´ye para yardımı toplanması için düzenlenen ve jandarmanın kurumsal ağına (intranetine) konulan yazılı emrin basına sızması ve daha sonra bu sızdırmayla suçlanan üç astsubayın gözaltına alınması.
8) Gözaltı sürecinde astsubayların avukatları ve ailesiyle çok kısa süreler hariç görüştürülmemesi ve bu kısa görüşmelerde de sanıkların dikkat çeken davranış bozuklukları.
9) Askeri savcılık avukatlarının, tarih ve diğer bazı ayrıntılardaki dikkat çekici yanlışlıklar içeren yazılı savunmayla askeri savcıları ve gözaltıları savunmaya çalışması.
10) Ve şimdilik son örnek olarak, soruşturmanın çok gizli olduğu belirtilerek avukat ve yakınlarıyla bile görüştürülmekten kaçınılan sanık astsubaylara ait ifadelerin basına sızdırılması.
Abdullah Harun
(31 Mayıs 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Askerlerin soruşturmalara müdahalesi ve Kontrgerilla konulu manşetlerimiz
Şemdinli Davası´nın askerlerce örtbas edilmesi manşetlerimiz
Karargah Evleri soruşturmasını yürüten askeri savcılara sahte evrak suçlamasıyla manşetlerimiz
Karargah Evleri konulu manşetlerimiz
Karargah Evleri soruşturmasının askerlerce savsaklanması
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi konulu manşetlerimiz