İstanbul'daki askeri casusluk davası sanıklarından 5'inin yargılandığı 'müstehcen görüntüler' konulu ikinci davadaki beraat gerekçesi açıklandı. Polis aramasının hatalı yapıldığının belirtilmesi, akıllara 'kumpas' kurulmuş olabileceği iddialarını getirdi.
30.08.2015 17:32 İstanbul'daki Askeri Casusluk Davası'nın sanıklarından emekli Albay İbrahim Sezer'in evinde bulunduğu öne sürülen dijital verilerde müstehcen görüntüler yer aldığı iddiasıyla yargılanan 5 askerin beraat gerekçesi açıklandı.
Anadolu 10. Asliye Ceza Mahkemesince hazırlanan 13 sayfalık gerekçeli kararda, İstanbul'daki Askeri Casusluk davası sanıklarından Albay İbrahim Sezer'in Kadıköy'deki evinde 3 Ağustos 2010 tarihinde yapılan aramada, müstehcen görüntülerin yer aldığı dijital veriler bulunduğu belirtildi.
Bu kapsamda, ayrı esas üzerinden soruşturma açıldığı aktarılan gerekçeli kararda, arama sonrası ele geçen dijital dokümanlar nedeniyle Sezer ile verilerde isimleri geçen 4 asker hakkında müstehcenlik suçunu işledikleri iddiasıyla iddianame düzenlendiği anımsatıldı.
Gerekçeli kararda, dava kapsamında evdeki aramaya ilişkin görüntü kaydının izlendiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Çilingir vasıtasıyla içeriye girildiği, kamera görüntüsüne göre odalardan birinde yatağın baş kısmında bulunan James Bond marka çantanın yatağın üzerine konduğu, çantanın dik hale getirilerek kilitlerine basıldığında hemen açıldığı, kilitli ve şifreli olmadığı, arama yapan kişilerin çıplak elle arama yaptıkları, ellerinde herhangi bir eldiven bulunmadığı, çantayı açtıklarında içinde cd olduğu görülen şeffaf bir dosyanın çıkartılarak yatağın üzerine konulduğu, daha sonra kameranın yatağın üzerindeki eşyalara yönlendirildiği, çantanın görüntüden çıktığı, tekrar görüntüye giren çantanın kapağındaki cepten 4-5 adet flash bellek ile müstehcen görüntü içerir kapakların çıkarıldığı görülmüştür."
Görüntülerde, arama işlemi sırasında evin koridorunda sandalyede yaşlı bir kişinin olduğunun görüldüğü belirtilen gerekçeli kararda, evde başka kimsenin bulunmadığı, arama yapan kişilerden sadece birinin sağ elinde eldiven takılı olduğunun tespit edildiği kaydedildi.
Gerekçeli kararda, ekspertiz raporuna göre evde yapılan aramada elde edilen belgelerdeki yazıların sanık Sezer'in el ürünü olmadığının belirlendiği vurgulanarak, dava konusu 11 nolu dvd'de incelenen videoların hiçbirinde de elektronik imzaya rastlanmadığı aktarıldı.
Söz konusu dijital kaydın kim tarafından hazırlandığının tespit edilemeyeceği belirtilen gerekçeli kararda, Sezer'in evinde ele geçirildiği bildirilen 11 numaralı dvd içinde bulunduğu iddia edilen videoların kim tarafından hazırlandığının kesin olarak tespit edilemediği anlatıldı.
"Arama-el koyma işlemi usule uygun yapılmamıştır"
Gerekçeli kararda, el konulan her çeşit harddisk, flash bellek, cd, dvd gibi araçlarda delil toplama sırasında delilin bire bir imajının alınması gerektiği bilgisi verilerek, aksi takdirde her iki tarafta da sonradan bir müdahalenin yapılmadığını ispatlamanın imkansız olduğu belirtildi.
Arama yapılan evde ele geçen çantanın sanık Sezer tarafından buraya konulduğuna ilişkin dosyada hiçbir delilin bulunmadığı vurgulanan gerekçeli kararda, çantanın içinde bulunan belge ve dijital verilerde Sezer'in adının geçmesinin bu belge ve dijital verilerin sanık Sezer tarafından oluşturulduğunu kesin olarak kanıtlamayacağı bildirildi.
Gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:
"Dijital verilerin sanık İbrahim Sezer'e ait bilgisayarlarda oluşturulduğuna ve diğer sanıklara ait bilgisayarlardan gönderildiklerine dair dosyada hiçbir delilin bulunmadığı, arama el koyma işleminin usule uygun yapılmadığı, el konulan dijital verilerin imajının alınmadığı ve yedeklenmediği dikkate alınarak tüm sanıkların isnat olunan suçlardan beraatlerine karar vermek gerekmiştir."
BİLİRKİŞİ RAPORUNA GÖRE ŞÜPHE VAR
Gerekçeli kararda sanıkların evlerinde ele geçirilen dijital malzemelerin bir örneğinin sanıklara veya avukatlarına verilmemiş olduğu belirtilerek, dijital verilere ilişkin alınan bilirkişi raporunda davanın en önemli delili olan DVD için ekleme, serpme yapıldığına dair şüphelerin oluştuğu vurgusu yapıldı.
POLİS TUTANAĞI VE GÖRÜNTÜLERDEKİ ÇELİŞKİLER...
Olay günü Kadıköy’de İbrahim Sezer’in yaşadığı iddia edilen evde yapılan aramaya ilişkin izlenen görüntü kaydı ve polis tutanakları arasındaki çelişkiler de gerekçeli kararda ortaya konuldu. Görüntü kaydında kapının çilingirle açıldığını belirten mahkeme aramanın ise polis tutanaklarına göre 77 yaşındaki Recep Öz adlı kişinin eşliğinde yapıldığı ifade etti. Polis tutanaklarının aksine aramada Öz’ün koridorda oturduğu belirtilen gerekçeli kararda, "Arama yapan polislerin evin içinde dolaştıktan sonra bir odadaki yatağı kaldırdıklarında, yatağın bazası içerisinde bir asker şapkası ve bir James Bond marka çanta buldukları ve tutanakta çantanın şifreli olduğu yazılmasına rağmen kilidine bir kere basılmakla hemen açıldığının kilitli dahi olmadığının görüldüğü, aramayı yapan polislerin ellerinde eldiven olmadığı, çıplak elle belgeleri inceledikleri ve sonra salonda tutanak yazdıkları, el konulan dijital belgelerden hiçbirinin imajının alınmadığı anlaşılmıştır" denildi.
"SONRADAN MÜDAHALE YAPILMADIĞI İSPATLANAMAZ"
El konulan her çeşit harddisk, flash bellek, CD, DVD gibi araçlarda delil toplama sırasında delilin birebir imajının alınması gerektiği bilgisi verilen gerekçeli kararda, "Aksi takdirde her iki tarafta da sonradan bir müdahalenin yapılmadığını ispatlamanın imkansız olduğu anlaşılmıştır" vurgusu yapıldı.
"USULÜNE UYGUN ARAMA EL KOYMA İŞLEMİ YAPILMADI"
Dijital verilerin sanık İbrahim Sezer’e ait bilgisayarlarda oluşturulduğuna ve diğer sanıklara ait bilgisayarlardan gönderildiklerine dair dosyada hiçbir delilin bulunmadığı kaydedilen gerekçeli kararda, "Arama ve elkoyma işleminin usule uygun yapılmadığı, el konulan dijital verilerin imajının alınmadığı ve yedeklenmediği, sanık vekiline el koyma tarihinden 2,5 ay sonra bir örneğinin verildiği dikkate alınarak tüm sanıkların isnat olunan suçlardan beraatlerine karar vermek gerekmiştir" cümleleri kullanıldı.
DAVANIN GEÇMİŞİ
5 sanık hakkında pornografik görüntüler bulundurduğu iddiasıyla 2010 yılında haklarında 5’er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmış, sanıklar emekli Albay İbrahim Sezer, Binbaşılar Zeki Mesten ve Fırat Güner, Astsubaylar Yiğit Ali Adlığ ve Adnan Yılmaz’ın üzerlerine atılı suçlardan geçtiğimiz Nisan ayında beraat etmişti. Mahkeme ayrıca, usulüne uygun olarak soruşturma aşamasında arama yapmayan ve delil toplamayan ilgililer hakkında gereğinin yapılması için beraat kararının bir örneğini Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermişti.
İstanbul'daki Askeri Casusluk davası sanıklarından emekli Albay İbrahim Sezer'in evinde 3 Ağustos 2010 tarihinde, soruşturma aşamasında yapılan aramalarda çeşitli dijital verilere ulaşılmıştı. Dijital verilerin içerisinde müstehcen görüntülerin yer aldığı iddiası üzerine Sezer'in de aralarında bulunduğu 5 asker hakkında, ayrı bir esas numarası üzerinden dava açılmıştı.
Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Sezer'in de aralarında bulunduğu 5 askerin "Çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları ülkeye sokmak, çoğaltmak, satmak, nakletmek, ihraç etmek" ile "Şiddet kullanarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni ile ilgili müstehcen yayın üretmek ve satmak" suçlarından beşer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.
Anadolu 10. Asliye Ceza Mahkemesi nisan ayında verdiği kararında, sanıklar emekli Albay İbrahim Sezer, Binbaşı Zeki Mesten, Binbaşı Fırat Güner, Astsubay Yiğit Ali Adlığ ve Astsubay Adnan Yılmaz'ın üzerlerine atılı suçlardan beraatlerine karar vermişti.
KUMPAS ŞÜPHESİ
Gerekçeli kararda polis aramasının hatalı yapıldığının belirtilmesi, akıllara "kumpas" kurulmuş olabileceği iddialarını getirdi. Paralel yapı tartışmalarının yaşandığı yaklaşık 2 yıllık süreçte kumpas iddiası sık sık gündeme gelmiş, "Selam-Tevhid" ve diğer bazı paralel yapı konulu soruşturma ve davalarda, polisler tarafından zanlıları suçlu göstermek için olay yerine delil bırakıldığı suçlaması savcılar tarafından açıkça dile getirilmiş bulunuyor. Bu şüphe askeri casusluk davalarında da söz konusu. Eski emniyet Müdürü Hanefi Avcı da, paralel yapının TSK'da hedef aldığı subayları tasfiye etmek için en büyük kumpaslardan birini casusluk davalarında yaptığını dile getirmişti.
Fuhuş ve casusluk davalarıyla ilgili manşetlerimiz
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar manşetlerimiz
(30 Ağustos 2015, 17:32)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: