Devletin emriyle uzun yıllar Paralel Yapı'nın içinde olan istihbaratçı Hulusi Cemil Altınlı, olay yaratacak açıklamalarda bulundu. Altınlı, Cevzet Soysal cinayetinin emrini bizzat Gülen'in verdiğini söyledi: Gülen, Hizbullah'ın kendi örgütünü araştırmasına kızdı. 'Onları bitirmek için ne gerekiyorsa yapın' dedi.
12.07.2015 15:58 Adı Hulusi Cemil Altınlı. 1972 Giresun doğumlu. 1993'ten 2005'e kadar Emniyet Teşkilatı'nın istihbarat birimlerinde polis memuru olarak görev yaptı. Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ile Batman, İzmir, Siirt ve Edirne Emniyet Müdürlüğü'nün istihbarat şubelerinde yasadışı örgütlere bakan C masasında çalıştı. 1990'lı yıllarda Batman ve Diyarbakır gibi illerde etkin olan Hizbullah Örgütü'nün askeri kanadı konusunda uzmanlaştı. Altınlı'yı önemli kılan husus, Emniyet'teki görevinin yanı sıra 1990'lı yıllarda Gülen Örgütü içinde bulunması.
Altınlı'yı Gülen Örgütü'ne sızdıran da devlet. Altınlı, cemaate sızma talimatını Emniyet eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'dan aldı. Cemaate girdikten sonra 'abilerin' güvenini kazandı. Cemil Altınlı, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) çalışanı Cevzet Soysal'ın infaz edilmesi başta olmak üzere Türkiye'nin yakın tarihinin karanlıkta kalmış olaylarına ilişkin önemli sırlara vakıf biri. Altınlı, Gülen Örgütü'nün karıştığı Cevzet Soysal cinayetine ilişkin bildiklerini 17 yıl boyunca sakladı. Bu sırrın yarattığı vicdan azabı altında ezildiğini, dört gün boyunca yayınlayacağımız röportajda göreceğiniz üzere kendisi söylüyor.
KUMPASLA HAPİS YATTI
Altınlı, Batman'da Gülen Örgütü'nün kendisine olan güvenini sarsan, hatta örgüt içindeki bir ajan olduğu izlenimini uyandıran davranışlarda bulunduğu gerekçesiyle cemaat tarafından hedef seçildi. 2004'te tutuklandı, 2005'te Balyoz Davası'na da bakan Hâkim Rüstem Eryılmaz'ın üye olduğu Özel Yetkili Mahkeme tarafından görevi kötüye kullanmaktan bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Davanın duruşmalarında Zekeriya Öz gibi 'meşhur' savcılar da görev aldı.
Altınlı'ya, memuriyetten men edilmesi için iyi hal indirimi uygulanmadı. 2004-2005'te sekiz ay cezaevinde kalan Altınlı, 2009'da bildiklerini Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) anlatacağı endişesiyle cemaat tarafından tekrar tutuklandı. Organize suç örgütü kurmak ve yönetmekten yargılandı. Beraat etti ama bu arada 10 ay daha hapis yatmış oldu. Ardından eski cezası kapsamında 24 gün daha cezaevinde kaldı. Böylece toplam 19 ay yatmış oldu.
2010 yılında cemaatin yasadışı faaliyetlerini ifşa eden Haliç'te Yaşayan Simonlar / Dün Devlet, Bugün Cemaat adlı kitabın yazarı polis şefi Hanefi Avcı, Cemil Altınlı'nın devletteki cemaat örgütlenmesini en iyi bilen isimlerden biri olduğunu savcılığa bildirdi. Ve Altınlı'nın 'gizli tanık' statüsünde ifadesinin alınmasını istedi. Ancak o dönemde cemaat yargısı bunu engelledi. Altınlı, akrabası olan Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun'un İn kitabında yer alan yeni bilgilerle açılan Cevzet Soysal'ın öldürülmesi soruşturması kapsamında savcılığa ifade verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fuzuli Aydoğdu'nun yürüttüğü soruşturma kapsamında 14'ü polis 19 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Soruşturmada başşüpheli Fethullah Gülen'di. Gülen'in yanı sıra soruşturmanın şüphelileri arasında Sabah'ın polis memurlarından sorumlu Emniyet imamı ve Alevilerden sorumlu imam olarak haberini yaptığı Süleyman Uysal da vardı. Uysal yurtdışına firar ettiği için yakalanamadı. Yine yurtdışında olan Bahattin Karataş da gözaltına alınamadı. Gözaltına alınan 16 şüpheli için de tutuklama talep edilmedi, tüm şüpheliler serbest bırakıldı. Aralarında 1998'de Batman İstihbarat Şube Müdürü Cemil Ceylan ile Terör Şubesi Müdürü Ahmet Akbal'ın da bulunduğu tüm şüpheliler suçlamaları reddetti.
Ancak Hulusi Cemil Altınlı, Cevzet Soysal cinayetine ilişkin ifadelerinde ısrarcı. Ve bu olayla ilgili bildiklerini ilk kez Sabah gazetesine açıkladı. Altınlı'ya pek çok soru yönelttik. Söyleşi 7 saat sürdü. Altınlı, bütün sorulara çelişkiye düşmeden, bildiği kısımları net ifadelerle anlatarak yanıt verdi. Altınlı'nın güvenilir tanıklığının hem Paralel Devlet Yapılanması'nın, hem Cevzet Soysal cinayetinin bilinmeyenlerinin aydınlatılması açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.
* Cemil Bey, önce savcılığa verdiğiniz ifadelerden başlayalım. Siz Cevzet Soysal cinayeti konusunda bugünedek hangi savcılıklara ifade verdiniz ve ifadelerinizde neler söylediniz?
Benim ifademe İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fuzuli Aydoğdu başvurdu. Ankara'da ifade verdim ama orada Cevzet Soysal olayından bahsetmedim. Birkaç gün önce de Batman Savcılığı şüpheli sıfatıyla ifademi almak istediği için İzmir'de talimatla ifade verdim. Olayı açığa çıkaran benim, gizli tanık yapılmam savcılığın inisiyatifinde olduğu halde bu yapılmadı. Sorumlular tutuklanmadığı gibi benim şüpheli olarak ifademe başvuruldu. Olayı ifşa eden kişi olduğum halde ihalenin bana kalmasından da endişe etmiyor değilim açıkçası. İfadelerimde size birazdan detaylarıyla açıklayacağım üzere Cevzet Soysal cinayetini anlattım.
MESAJ, 'TALİMAT' DEMEK
* Okuyucularımızın net anlaması için olayı baştan alalım. Batman'da görevliyken bir Hizbullahçı'yı kaçırıp işkenceyle sorgulama fikri nasıl doğdu? Burada amaç neydi?
Ben 1998'de Batman İstihbarat Şube'de göreve başladım. Cemil Ceylan Şube Müdürü idi. Beni Hizbullah masasına verdi. Amirimiz Başkomiser Fatih Karataş'tı. Bahattin Karataş'ın kardeşidir. Hizbullah'ın Gülen Cemaati'yle ilgili istihbarat topladığı, 1998'in ikinci yarısında Diyarbakır'daki operasyonlarda ele geçirilen dokümanlardan anlaşıldı. Emniyet, o dönemde Diyarbakır Ergani ve Elazığ Maden yöresinde Hizbullah'ın hücre evlerine yönelik çalışma yapıyor. Baskınlarda ele geçirilen dokümanlarda Hizbullah'ın Gülen Cemaati ile ilgili istihbarat çalışması yaptığı görülüyor.
Ama bürokrasideki gizli yapılanmayla ilgili değil. Çünkü onu zaten bilemezler, Emniyet'tekiler bile bizi bilmiyordu. Ama yasal kanatla ilgili, yani dersaneler, okullar, öğretmenler, belletmenlerle (yurt sorumlusu) ilgili istihbarat çalışması yapıyormuş Hizbullah. Bu bilgi silsileyle Fethullah Gülen'e gidiyor, o zaman daha Altunizade'de. Gülen hiddetleniyor. 'Abiler' bize bir mesajı getirdiler ki bu mesaj talimat anlamına geliyor.
HİZBULLAH'A BEDDUA
Cemaat abisi 'Fethullah Hocaefendi'nin sizlere selamı var. Arkadaşların gözlerinden öperim' dedi ve şu mesajı iletti: Bu Hizbullah'ın Allah belasını versin. O bölgede görev yapan arkadaşlardan hassaten ricamdır, bu örgütü bitirmek için ne gerekiyorsa yapsınlar. Eğer ellerinde yetki olduğu halde yapmazlarsa Ahiret'te iki elim yakalarında olur. Bunun üzerine Hizbullah'la ilgili çalışma yapmaya başladık.
'CESEDİN OLDUĞU MINTIKAYI BİLİYORUM'
* İfadenizde Fetullah Gülen'den gelen emir doğrultusunda İstihbarat Şube Müdürü Cemil Ceylan ve Terör Şube Müdürü Ahmet Akbal'ın talimatıyla kendisine JİTEM'ci süsü vermiş polisler tarafından öldürüldüğünü söylemiştiniz. Cevzet Soysal'ın cesedinin gömülü olduğu yeri biliyor musunuz?
Ben infaz değil, keşif istihbarat ekibindeydim. Yani infaza tanık olmadım, cesedin gömüldüğü yeri tam olarak bilmiyorum. Ama mıntıkayı biliyorum. Batman'da Güvercin Köyü'nün Beşiri kırsalına doğru Doğu veya Kuzeydoğu istikametinde bir yerde olduğu kesin. Cesedin yerini tam olarak bilenler şu kişilerdir: Soysal'ı işkenceyle sorguladıktan sonra kendisini sesinden tanıdığı gerekçesiyle boynunu kırarak öldüren Battal kod adlı (Sorguda kod isim kullanılır) polis memuru Bilal Özdal. Ayrıca polis memurları İbrahim Turhan ve Cem Köroğlu ile onların başındaki amir Muammer Şahin. Bu kişiler Batman Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde kurulmuş Faili Meçhul ekibinde yer alıyorlardı.
Hiçbiri cemaatçi değildi, ülkücü kökenli kimselerdi. Talimatın cemaatten geldiğini bilmeksizin bu infazı gerçekleştirdiler. Ve infazdan sonra müdürlüğe gelip Cemil ve Ahmet Müdür (Ahmet Akbal ve Cemil Ceylan) ile bize ve Başkomiser Fatih Karataş'a cesedin gömülü olduğu yerin bu mıntıkada olduğunu bildirdiler. O bölgeyi bilirim, şimdi gitsem mıntıkayı elimle koymuş gibi gösteririm. Ama mezarı bulmak için bu kişilerin tanıklığı gerekiyor. Bu kişilerden birine güvence verilirse -hatta kime güvence verilebileceğini de savcıya söyledim- mezarın yerini gösterirler.
KOZMİK FAALİYET TANIĞI
Hulusi Cemil Altınlı paralel örgüte sızarak 'abilerin' güvenini kazandı ve imamlığa yükseldi. Bu dönemde örgütün Diyarbakır ve Batman'daki kozmik faaliyetlerinin birinci derece tanığı oldu. (Sabah)
"Gülen, Mehdi olarak algılanır"
90'lı yıllarda paralel örgüte sızan eski polis Hulusi Cemil Altınlı: Kimse açıkça söylemese de Fetullah Gülen cemaatte Mehdi olarak algılanır. Ondan gelen talimat başüstünedir. "Hizbullah'ı bitirin" talimatı da böyleydi
Gülen Örgütü'nün devletteki yapılanmasında uzun yıllar bulunan Hulusi Cemil Altınlı dün başlayan söyleşimizin ilk bölümünde 1998'de öldürülen Cevzet Soysal'la ilgili istihbarat çalışmasına Fethullah Gülen'den gelen talimat üzerine başladıklarını açıklamıştı. Altınlı'nın açıklamalarına göre Gülen, Hizbullah'ın cemaatle ilgili istihbarat topladığını öğrenince Güneydoğu'da görev yapan kendisine bağlı polislere "Hizbullah'ı bitirin" talimatı vermişti. Altınlı'nın, çok önemli açıklamalarda bulunduğu söyleşimizin devamı şöyle:
CEMAT KURGULU KAÇIRMA
Fethullah Gülen'den gelen talimat doğrultusunda Hizbullah Örgütü'nü çökertmek için hangi çalışmaları yaptınız? Ve Gülen'den gelen talimatı size kim bildirdi?
Talimatı bize bildiren İstihbarat Şube Müdürü Cemil Ceylan'dır. Bu, Mehdi'den gelen talimat. Kimse açıkça söylemese de Gülen cemaatte Mehdi olarak algılanırdı. Mehdi'den gelen talimat baş üstünedir. Bunun üzerine Batman'da Cemil Ceylan ve Ahmet Akbal, aralarında benim de olduğum dört kişiye görev verdi. Görev şuydu: Önemli bir Hizbullahçı, cemaatin kurgusu ile kaçırılacak, işin arkasında cemaatin olduğunu bilmeyen ülkücü polisler tarafından sert sorguyla, yani işkenceyle sorgulanacak. Bu sorgudan elde edilen bilgilerle devlet bu kez resmi manada Hizbullah'a operasyon yapacak. Hatta Cemil Müdür, bizi bunun için odasına çağırdığında "Amir- memur ilişkisini şimdilik bir kenara bırakın. Zihin jimnastiği yapalım. Benim şahsi kanaatime göre bu örgüt devletin mevcut kanunlarıyla çözülmez, bitiremeyiz.
Önce illegal sorgu yapmamız lazım. Alacağımız kişiyi -hatta inek tabirini kullandı- sütünü kesilinceye kadar sağacağız, sonra legal operasyon için düğmeye basacağız" demişti. Kurgu buydu. Sert sorguda ise (Tabii bunu biz yapmayacağız. Terör Müdürü Ahmet Akbal'ın talimatı ile faili meçhuldeki ülkücü ekip yapacak, orada da doğrudan cemaati topa sokmuyorlar) elektrik verme, tırnak sökme gibi yöntemler kullanılıyor. Sadist ruhlu polisler var bu işi yapan. Biz sadece keşif istihbarat yapıp hedef şahsın evden çıkış saatini vereceğiz ve JİTEM'ci süsü vermek için yeşil parka giymiş bu sorgucu ekip meşhur Beyaz Toros'la gelip adamı kaçıracaklar.
Bu zihin jimnastiği sırasında kimi kaldıralım, polis deyimiyle 'paket yapalım' diye düşündük. Önce aklımıza Ahmet Seyidoğlu geldi. Hizbullah'ta çok etkili biri. Lider pozisyonunda örgütte. Kaçırınca götüreceğimiz yer de belli. Emniyet İstihbarat'ın örtülü ödeneğinden tek katlı bir müstakil ev kiralanmıştı. Evde faili meçhul ekibinde yer alan Cemil Köroğlu kalıyordu. Orada tutulacaktı ve Beşiri kırsalı bölgesinde Muammer Komiser'in iyi bildiği kuş uçmaz kervan geçmez, hatta PKK'nın geçiş koridorunda bulunan tenha yerlerde sorgulanacaktı hedef şahıs.
Ben Beyaz Ford minibüste, emniyetin obzervasyon aracında Seyidoğlu'nun evden giriş çıkışını takip ettim, üç korumayla geziyordu. Bu nedenle onu almaktan vazgeçtik. Sonra Ahmet Aslangiray adlı bir şahısta karar kıldık. Bu da Hizbullah'ın üst düzey isimlerinden. Bunun da koruması vardı, bundan da vazgeçtik. Ardından Batman'ın Hürriyet Mahallesi'nde yaşayan Sofi Sıddık Öz'de karar kıldık. Ufak tefek biriydi. Takipten sonra bizim ekip birkaç saniye içinde bunu Beyaz Toros'a atıp götürdü. Sonra faili meçhul ekibine teslim ettiler. Sofi Sıddık'ı tek katlı müstakil eve götürüp bağlamışlar.
Ama adam gece bağdan kurtulup kaçmış ve Hizbullah'a da "Beni JİTEM kaçırdı, ben ellerinden kurtuldum" diye anlatmış. Bunun üzerine Sofi Sıddık'ı bir örgütçünün evine yerleştirmişler. Sofi Sıddık evde Hizbullahçı'nın kız kardeşine sarkıntılık etmiş. Bunun üzerine adam olayı Hüseyin Velioğlu'na taşımış. "Bu ne biçim cemaatçi, benim namusuma göz dikiyor" diye. JİTEM'den kaçtığını söylediği için zaten mimli olan ve ajan olarak görülen Sofi Sıddık'ı Hizbullah bu olaydan sonra işkenceyle sorguladı ve öldürüp domuz bağıyla gömdü. Hatta sonra cesedi de bulunmuştu. Sofi Sıddık'ı elimizden kaçırdığımız kötü oldu ama sonuçta kasti değildi. Cemil ve Ahmet Müdürler "Yeni birini kaçıralım" dediler. Böylece Cevzet Soysal'da karar kılındı.
'CEMAATÇİLER YALAN SÖYLÜYOR'
Cemil Ceylan ve Ahmet Akbal savcılıktaki ifadelerinde sizin para sıkıntısı çektiğinizi, hatta cincilikle uğraştığınızı söylediler ve tüm itiraflarınızın yalan olduğunu iddia ettiler. Buna ne diyorsunuz?
Bakın, ben her söylediğimin arkasındayım. Bu olayın beni mağdur edeceğini bile bile ben bu işe girdim. Ben cemaatte bulunduğumu da inkâr etmiyorum. Ama devlet çizgisinden ayrılmadım. Hatta bu yüzden cemaat beni hedef seçti, aylarca hapis yatırdı. Beni mesleğimden etti. Dediğim gibi ben her söylediğimin arkasındayım. Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakanlığı döneminde "Paralel Devlet konusunda kim ne biliyorsa savcılıklara açıklasın" dediği için ben bildiklerimin yarattığı vicdan azabının yükünden biraz olsun kurtulma niyetiyle devletin savcısına gittim. Bilmediğim konuda bir şey söylemem.
Ama bildiğim konulardan yüzde yüz eminim, vicdanen de müsterihim. Bakın sorduğunuz üzere Cemil Müdür, benim cinciliğe meraklı olduğumu söylemiş. Cincilikle istihbarat faaliyeti yaptığımı ima ediyor hatta. Bunu beni itibarsızlaştırmak için cemaatin üst yönetiminden gelen talimat doğrultusunda yapıyor. Cinci dediği hocayı ben kendisiyle tanıştırdım. Üstelik kendisinin isteğiyle… Cinci falan değildir. Siirt merkezde Beşir Hoca diye biri vardı. Kalp gözü açık, muhterem birisiydi. Ben Cemil Ceylan'la tanıştırdım. Şimdi çıkmış adama cinci diyor. Yalan söylüyor. Cemaatçiler yalan söylüyorlar.
'SAHTE PLAKALI BEYAZ TOROS'LA KAÇIRILDI'
Sizin söylediklerinizi ispatlayacak en önemli delil Cevzet Soysal'ın cesedinin söylediğiniz bölgede bulunması. Cesedin yerini bulmak için soruşturma makamları nasıl bir yol izlemeli sizce?
Faili meçhul ekibinde olan Komiser Muammer Şahin bölgede askerlik yaptığı için Cevzet Soysal'ın gömüldüğü yeri çok iyi biliyor. 2012'de emniyetten ayrılmış. Şimdi bir özel okulda güvenlik danışmanı olarak çalışıyor. Bilal Özdal, İbrahim Turan ve Cem Köroğlu'nun halen polislik yaptığını biliyorum. Bu ekipte konuşma ihtimali en yüksek olan kişinin adını ben Fuzuli (Aydoğdu) Başsavcı'ya verdim.
Bizim istihbarat ekibinde ise Aydın Mimir ve Ömer Kesinci vardı. Cemil Müdür'ün altındaki amirimiz dediğim gibi Fatih Karataş'tı. Bunlar konuşmalılar. Öte dünyaya bu vicdan azabı yüküyle gidemezler. Sofi Sıddık'ı ve Cevzet Soysal'ı kaçırdıkları Beyaz Toros'un sahte plakası bile aklımda. 06 MTM 11. Bu sahte plaka Ankara'dan getirilmişti. Bu işlerde genelde İstanbul, Ankara plakası kullanırdık Batman'da. Her ikisini de kaçırırken yeşil parka giydiler ve kar maskeleri taktılar. (Sabah)
'Gülen yüzünden bir polisimiz şehit edildi'
13.07.2015 18:46 90'ların sonunda Gülen Örgütü'ne sızan eski polis H. Cemil Altınlı: Gülen'in 'Hizbullah'ı bitirin' emriyle yapılan yasadışı gözaltı işlemi sırasında çatışma çıktı. Bu operasyon polis memuru Hakan Kara'nın şehit olmasına yol açtı
Bir dönem devlet adına Fetullah Gülen örgütüne sızan ve cemaat abilerinin güvenini kazanarak Paralel Yapı içinde imamlığa kadar yükselen eski polis Hulusi Cemil Altınlı'nın şok ifşaatlarında son bölüm. İşte Altınlı'nın Gülen'in paralel polisler eliyle yaptırdığı Hizbullah operasyonuyla ilgili söyledikleri;
Fetullah Gülen'den Hizbullah'la ilgili başka talimat geldi mi? Yerine getirdiniz mi?
Gülen'den gelen bir talimat gereği Hizbullah'ın askeri kanat sorumlusu Şafi Demirağ'a illegal gözaltı yapmaya karar verdik. Şahısla ekip arasında çatışma çıktı. Polis memuru Hakan Kara şehit oldu. Gülen'in talimatını uygulamak adına gencecik günahsız bir polis şehadete erişti. Polis Ahmet Topaloğlu da yaralandı. Hakan köylümdü. Bu olay beni çok üzmüştü.
Cevzet Soysal'ın infazı talimatı Gülen'den mi geldi?
Evet. Sorgu ekibindeki Battal kod adlı Bilal Özdal'ı sesinden tanımış Cevzet Soysal. Çünkü dört yıl önce bir operasyonunda gözaltına alınmış ve o sorguya da yine Bilal girmiş. Malatyalı Bilal sorguda Kürtçe konuşunca Soysal'ın anlaması daha kolay olmuş. Bilal deşifre olunca "Ben deşifre oldum. Bu adamı infaz etmemiz lazım" demiş. Bunun üzerine önce "Savcılardan çözeriz" falan denildi ama Bilal ikna olmadı. "Eğer infaz etmesek ve ben yanarsam herkesi yakarım" diye tehdit etti. Konu, Gülen'e iletildi. Bir hafta sonra talimat geldi. Gülen demiş ki, "Sorgulanan şahıs illegal örgüt mensubu. Bizim kardeşlerimizin deşifre olmasından daha önemli değil. Arkadaşlar vicdan azabı duymasınlar. Davamız için bu gereklidir. Madem infazı Bilal yapacak, yapsın. Olayı kapatın."
MEZARI DERİN KAZMAK İÇİN...
Mehdi'den (Gülen) gelen talimatla infaz yapıldı. Hatta Fatih Karataş, şeriatın kestiği parmak acımaz anlamında bir şeyler söyledi bana. "Ama insan yine de üzülüyor" dedi. Bilal adamın boynunu kırmış. Dediğim mıntıkaya gömmüşler ama mezarı derin kazmadıkları için hayvanlar gece mezarı açıp cesedi çıkarmış. Bu kez derin bir mezar kazıp gömdüler. Ve şubeye gelip Cemil Ceylan'ın odasında bir süre oturdular. Hatta gülüştüler, "Artık 20 hayvan da gelse cesedi çıkaramaz" diye. İnfaz bu şekilde gerçekleşti. Bütün anlattıklarım yakın tanıklığın ürünüdür. Emin olun, fazlası var eksiği yok.
'PARALELCİ MÜDÜR BENİ OYUNA GETİRDİ'
Edirne'de tutuklanmanıza neden olan olayı anlatır mısınız? Bu davada görevi kötüye kullanmaktan bir yıl hapis cezası aldınız. Neden?
Edirne İstihbarat Şube'ye gittiğimde oranın emniyet imamı Murat Hoca bana "Emniyet'te Şenal Çakır Müdür hizmetten. Jandarma'da Alay Komutan Yardımcısı Yarbay bizden." dedi. Bir muhbirin ruhsatsız silahını alıp Şenal Müdür'e götürdüm. O da "Silahı sen muhafaza et evinde" dedi. Evime götürdüm silahı. 2.5 ay sonra Jandarma'da adamları organize etti. Emniyet'ten beni ve silahı istemişler. O zamanki il müdürü Uğur Gür "Cemil, oğlum bu silahtan niye haberimiz yok" dedi. Ben de "Şenal Müdürümüzün bilgisi vardı" dedim. Şenal Müdür yalan söylediğimi iddia etti.Yani paralelci müdür beni oyuna getirdi. Uğur Müdür ona inandı ve beni Jandarma'ya teslim ettirdi. 2005'in Temmuz ayıydı. Yargılandım ve hiç yere bir yıl ceza aldım. Mesleğimden oldum. Cezaevinde cemaatle ilgili tüm bildiklerimi açıklamaya karar verdim. (Sabah)
GAFFAR OKKAN SUİKASTİNDE PARALEL VAR
Bir döneme damgasını vuran Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan suikastının perde arkasında paralel yapının olduğu iddialarına bir yenisi daha eklendi.
Diyarbakır’da görev yaptığı yıllarda şehit edilen Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan suikastında, Gülen Cemaatine mensup İstihbarat polisleri tarafından Hizbullah Terör Örgütüne bağlı İlimciler grubuna bilgi sızdırıldığı öne sürüldü.
Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un emriyle 1998'de cemaate sızan eski İstihbaratçı Hulusi Cemil Altınlı, suikastın olacağı gün Gaffar Okkan’ın güzergâh bilgilerinin cemaat tarafından Hizbullah Terör Örgütü’ne bildirildiğini iddia etti.
DİLEKÇE SÜMENALTI EDİLDİ
3 Eylül 2010 ve Mayıs 2011 tarihleri arasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçlar Bürosu’na iletilmek üzere Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan Hulusi Cemil Altınlı, dönemin paralel örgüt yapılanmasını da tek tek deşifre etti. Altınlı’nın yargıda yuvalandığını iddia ettiği paralelciler tarafından kaybedildiğini öne sürdüğü dilekçeye Manşet gazetesi ulaştı.
Dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un emriyle cemaate sızdırılan eski İstihbaratçı Hulusi Cemil Altınlı, suikastın olacağı gün Gaffar Okkan’ın güzergâh bilgilerinin cemaat tarafından Hizbullah – İlim Terör Örgütüne verildiğini anlattı.
1994 yılında İstihbarat Daire Başkanlığı’nda polis memuru olarak göreve başlayan Eski İstihbaratçı’nın anlattıklarına göre; Altınlı, 1998 yılında cemaate sızdı. Türkiye’de ilk kez paralel yapı faaliyetlerini devlet adına deşifre eden Altınlı, Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın şikâyet dilekçesiyle Fethullah Gülen ve ona bağlı Paralel Devlet Yapılanması (PDY) suç örgütü aleyhine açılan soruşturmada tanık olarak da ifade vermişti.
GÜZERGÂHI HİZBULLAH’A SIZDIRDILAR
Ali Gaffar Okkan’ın Diyarbakır Emniyet Müdürü olduğu dönemde Ülkücü-Cemaatçi çatışması yaşandığını belirten Altınlı, “Ülkücüler cemaatçiler namaz kılıyor bu çocuklar zararsız diyerek kadrolaşmaya izin verdi. Daha sonra şube müdürlükleri içinde gruplaşmalar başladı. Gaffar Okkan da huzursuzluktan haberdar olunca devlet içinde yapılaşmaya izin vermem diyerek dönemin Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürü Ali Doğan Uludağ’a olayı çözmesi için emir verdi. Ali Doğan Uludağ, Gaffar Okkan’ın emriyle cemaatçi polisleri şubeden uzaklaştırdı. Diyarbakır İstihbaratında cemaatin gücü kırılınca Gaffar Okkan’a diş bilediler hatta Diyarbakır’dan gitmesi için ellerinden geleni yaptılar” şeklinde konuştu.
Altınlı, bu sebebten dolayı Gülen Cemaatinin emniyet imamı olan Mustafa K.'ın, Polis memurları Hasan Parlak, Bünyamin Polat, ve Lokman isminde başkomisere emir vererek Gaffar Okkan'ın yol güzergahını, koruma sayısı vb. bilgilerini terör örgütüne sızdırdığını ileri sürdü. Bu süreçte Diyarbakır’daki Hizbullahçıların Gaffar Okkan’a suikast girişimlerinin olduğunu belirten Altınlı, “Hizbullahçılar bir kez emniyetin karşısında ev tutmuşlardı. Ev de kanaslar da deşifre olmuştu” dedi.
CEMAAT - HİZBULLAH EL ELE
Hizbullah’ın içinde cemaat mensubu olan ve devlete çalışan Yardımcı İstihbarat Elemanı denilen bir muhbire Hizbullahçılar’dan Gaffar Okkan’la alakalı güzergâh bilgisi talebi geldiğini anlatan Altınlı, “Bunun akabinde cemaat mensupları abilere bilgi veriyor. Cemaat üst yönetiminden, gerekli istihbarat bilgilerini muhbir elde etmiş gibi muhbire verin talimatı geliyor. Güzergâh bilgilerini, kaç koruması olduğu bilgileri toparlanıyor. Böylece cemaatçi muhbir Hizbullah’a Gaffar Okkan’ın güzergâh bilgilerini ulaştırıyor, daha sonra da suikast gerçekleşiyor” diye konuştu.
MUHSİN KOD ADLI LİSE HOCASI ‘PARALEL İMAM’ ÇIKTI
Suikasttan sonra Diyarbakır İstihbarat Müdürü Ali Doğan Uludağ’ın, Batman İstihbarat Şube Müdürlüğü görevine atandığını anlatan Altınlı, “Ali Doğan Uludağ beni çok sevmişti. Sürekli her konuda konuşuyor görüşüyorduk. Aramızın iyi olduğunu bilen Batman’ın Emniyet İmamı Endüstri Meslek Lisesi’nde Öğretmenlik yapan Muhsin kod adlı Mustafa hoca, bir gün beni çağırdı. Şube müdürü seni seviyor bunu cemaat lehine kullanalım diyerek Ali Doğan Uludağ’dan Gaffar Okkan suikastı konusunda bildiklerini araştırmamı istedi. Bende tamam dedim. Ancak bilgi vermedim. Günlerce bilgi akışı isteği sürdü ancak olumlu yanıt vermedim. Daha sonra cemaat imamı Mustafa Hoca’dan bir de fırça yedim” şeklinde konuştu.
Hulusi Cemil Altınlı, “Hocanın kendisinden Ali Doğan Uludağ ve Gaffar Okkan ile ilgili neden bilgi talep ettiğini” Cemaate mensup Polis memuru Osman Karakuzu'ya sorduğunda; “Hizbullah'a sızdırılan bilgilerin cemaat tarafından aktarıldığını, aynı zamanda Gaffar Okkan ve Ali Doğan Uludağ müdürün Diyarbakır'da “Hizmet” mensuplarına eziyet ettiklerini” bu nedenle “Cemaat imamı” tarafından bu emrin verildiğini aktardı.
CEMAAT RAHATSIZ!
Dönemin Batman Emniyet İmamı olan Endüstri Meslek Lisesi'nde Teknik dersi öğretmeni Kod adı Muhsin olan Mustafa Hoca’nın, Ali Doğan Uludağ hakkında bilgi alamadığı için “Cemaat abileri sana kızgın” dediğini anlatan Altınlı, “O gün Mustafa hocayla görüştükten sonra Batman İstihbarat Şube İmamı O.K ile birlikte evden ayrıldık. O.K İzmir’de yapılan operasyonda tutuklanan 11 kişiden biridir” diye konuştu.
Halen İzmir İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde Komiser olarak görev yapan O.K’ya Mustafa Hoca’nın kendisine niçin fırça attığını soran Hulusi Cemil Altınlı “İstihbarat şubesinde meydana gelen değişiklikler, paralel yapı içinde huzursuzluk yaratıyor” diye cevap verdiğini aktardı. Altınlı, İzmir Ödemiş Nüfusuna kayıtlı olduğu öğrenilen Emniyet İmamının 2003 yılında Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine tayin olduğunu söyledi.
KOMPLO BELGELERLE TERFİ ALDILAR
Ali Gaffar Okkan suikastının ardından cemaat bağlantılı Batman İstihbarat Şube Müdürü Cemil Ceylan’ın Polis Memuru Ömer Kesinci’ye ait el yazması belge hazırlatarak Hizbullah hücre evinde saklattığı da Hulusi Cemil Altınlı tarafından iddia edildi.
İddiaya göre; hazırlanan belgede, Diyarbakır Emniyet Müdürüne yapılan suikastın bir benzerinin Batman Emniyet Müdürüne gerçekleştirileceğine dair notlar kaydedildi. Bir süre sonra TEM ve İstihbarat şubenin ortaklaşa yürüttüğü Hizbullah-İlim örgütüne yönelik operasyonda polislerin hazırladığı belge hücre evinde bulundu. Belgeyi terör örgütünün hazırladığının algısı yaratıldıktan sonra cemaate mensup Şube Müdürü Cemil Ceylan Emniyet tarafından ödüllendirilip terfi ettirildi.
Cemaatin bu gibi olaylarla kendine yakın polisleri bu şekilde parlatıp terfi ettirdiğine vurgu yapan Altınlı, “Olaydan sonra Hizbullah Hücre evine baskın yapan cemaatçi polisler, Hizbullah’ın Gaffar Okkan suikastını işledik. Batman Emniyet Müdürünü de vuracağız gibi bilgilerin yer aldığı el yazması belgeleri bulmuş gibi yaptılar. Operasyon sonrası dönemin Başbakanı tarafından aranarak tebrik edilen ekip, hem komplo kurdu hem de terfi adlı” açıklamalarında bulundu. (Manşet)
DOSYANIN AÇILMASINA NEDEN OLAN İSİM İFADE VERDİ
19.07.2015 13:26 Batman Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPOA)'da çalışan Cevzet Soysal'ın 1998 yılında paralel örgüte bağlı polislerce kaçırılarak infaz edilmesi iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturmada eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un da ifade verdiği öğrenildi.
'YAZDIĞIM KİTAPTA DA VAR'
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cevzet Soysal'ın öldürülmesiyle ilgili o dönem Batman'da görev yapan tanık polis memurunun anlatımları kapsamında Sabri Uzun'u 'tanık' sıfatıyla ifadesini aldı. Soysal'ın öldürülmesiyle ilgili bildiklerini anlatması istenen Uzun, o dönem cezaevinden bir polis memurunun kendisine mektup yazarak cinayeti anlattığını söyledi. Mektuptaki iddiaları araştırdığını dile getiren Uzun, “Doğru olup olmadığına baktım. İddialardan bir kısmının doğru olabileceğini gördüm" dedi. Cevzet Soysal'ın öldürülmesiyle ilgili elde ettiği bilgilere Ocak 2015'te çıkardığı 'İN' kitabında da yer verdiğini belirten Uzun, “Cevzet Soysal'ın kızı iddialardan sonra bana ulaştı. Ben de elimden geldiği kadar kendilerine yardımcı olabileceğimi söyledim" şeklinde ifade verdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cevzet Soysal'ın öldürülmesi emrini Fetullah Gülen'in verdiğini ortaya koymuştu. (Yenişafak)
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti manşetlerimiz
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti manşetlerimiz
(12 Temmuz 2015, 15:58), son güncel.: (19 Temmuz 2015, 13:26)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: