Dink cinayetinde şok gelişme.. Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ifade veren dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer tutuklandı. Darbe girişiminde bulunmak içerikli '22 Temmuz' ve '14 Aralık' soruşturmaları kapsamında tutuklanarak 10 aydır Silivri Cezaevi'nde yatan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, Dink soruşturması kapsamında da, 'Tasarlayarak adam öldürmeye yardım etmek' ve 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak' suçlarından tutuklandı. Dink soruşturması kapsamında ifade veren ve tutuklanan dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek de cinayetten Yılmazer'i sorumlu tutmuştu. Öte yandan cezaevinden savcılığa ifadeye getirilmesi istenen Yılmazer'in ifadeye gitmek istemediği, bunun üzerine zorla ifadeye getirildiği ortaya çıktı.
30.05.2015 14:58 Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ifade veren dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer tutuklandı.
"22 Temmuz" ve "14 Aralık" soruşturmaları kapsamında tutuklanarak 10 aydır Silivri Cezaevi'nde yatan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü ve İstanbul Bağımsız Milletvekili adayı Ali Fuat Yılmazer, Hrant Dink soruşturması kapsamında da, "Tasarlayarak adam öldürmeye yardım etmek" ve "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından tutuklandı.
SAMAST İLE HAYAL İFADE VERDİ, YILMAZER YENİDEN ÇAĞRILDI
4 Aralık 2014 tarihinde soruşturma savcısı Gökalp Kökçü'ye "şüpheli" sıfatıyla ifade veren Ali Fuat Yılmazer, Hrant Dink suikastının azmettiricisi Yasin Hayal, tetiği çeken Ogün Samast ve soruşturma kapsamında tutuklu bulunan istihbarat polisi Muhittin Zenit'in soruşturma savcısına verdiği ifadeler doğrultusunda, yeniden ifadeye çağrıldı.
Tutuklu bulunduğu cezaevinden Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na getirilen Yılmazer, elde edilen yeni deliller doğrultusunda soruşturma savcısına yaklaşık 2 saat ifade verdi. Savcılıkta 14 soru sorulan Yılmazer, ifadesinin ardından, "Tasarlayarak adam öldürmeye yardım etmek" ve "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından tutuklanması talebiyle İstanbul Nöbetçi 5. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Mahkemede ifade vermediği belirtilen Ali Fuat Yılmazer, tutuklandı.
TUTUKLU SAYISI 5'E YÜKSELDİ
Hrant Dink soruşturması kapsamında ifade veren ve daha sonra haklarında yakalama kararı çıkarılan polis memurları Muhittin Zenit, Özkan Mumcu ve Ercan Demir "Cinayette ihmalleri olduğu" gerekçesiyle, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek de "İhmalî davranışla ölüme sebebiyet vermek" suçundan tutuklanmıştı. Ali Fuat Yılmazer'in de tutuklanmasıyla, Hrant Dink suikastına ilişkin "Kamu görevlilerinin ihmali olduğu" iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında tutuklananların sayısı 5'e yükseldi.
DİNK SORUŞTURMASINDA YENİ DETAYLAR
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in, Hrant Dink cinayeti kapsamında tutuklanmasına ilişkin kararda, yeni detaylar yer aldı. Kararda, Yılmazer tarafından İçişleri Bakanlığı'nın oluru ile oluşturulan ve sadece komiser ve yardımcılarının görev yaptığı 'C-5' isimli gizli birimin, Hrant Dink, Rahip Santora ve Zirve Yayınevi cinayetleri ile Ergenekon, Balyoz gibi önemli olaylara baktığı belirtildi.
YILMAZER TUTUKLANDI
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de Şişli'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturmada, şüpheli sıfatıyla 2. kez ifadesi alınan Yılmazer, İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı.
GÖREV ALANI AZINLIKLAR VE DİNİ OLUŞUMLAR
Hakimlik kararında, şüpheli Yılmazer'in "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve tasarlayarak öldürmeye yardım etme" suçlarından tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edildiği belirtilerek, suç tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü olarak görev yapan Yılmazer'in görev alanının "azınlıklar ve dini oluşumlar" olduğu kaydedildi.
"C-5 İSİMLİ GİZLİ BİRİM"
Şüphelilerin, Hrant Dink cinayetini işleyen örgütün yönetici veya üyesi olmamakla beraber cinayetin işleneceği bilgisine sahip oldukları aktarılan kararda, görevleri gereği cinayeti işleyecek örgüte operasyon yapmayan veya Dink'e şahsi, fiziki ve mekansal koruma sağlamayarak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte hizmet ve yardımda bulunan şüphelilerin eyleminin "örgüte yardım" olarak değerlendirildiği iddiasıyla yürütülen soruşturmada yeni delillerin elde edildiği vurgulandı.
"C-5 İÇİŞLERİ BAKANLIĞI OLURU İLE ÇALIŞMAYA BAŞLADI"
Kararda, Yılmazer tarafından "C-5" isimli gizli birimin oluşturulduğu ve başlangıçta sadece komiser ve yardımcılarının yalıtılmış bir ortamda görev yaptıkları anlatılarak, bu odaya girmelerine izin verilmeyen polis memurlarının sadece getir ve götür işlerinde kullanıldıkları kaydedildi.
Dink cinayeti, Rahip Santora cinayeti, Zirve Yayınevi cinayetleri, Ergenekon, Balyoz ve diğer önemli tüm olaylara bu büronun baktığı belirtilen kararda, "C-5" bürosunun İçişleri Bakanlığı'nın oluru ile 23 Kasım 2012'de yasal mevzuata bağlı olarak çalışmaya başladığı aktarıldı. Kararda, “Burada, öncesinde kanun ve mevzuat dışı gizlice oluşturulan bir birim olarak yapılması planlanan Ergenekon, Balyoz ve benzeri operasyonların alt yapısının hazırlandığı tespit edilmiştir” denildi.
OGÜN SAMAST: AKYÜREK VE FUAT MÜDÜR ARKAMIZDA.
Ogün Samast'ın 5 Aralık 2014 ve 23 Ocak 2015'te savcılıkça alınan ifadesine de değinilen kararda, Samast'ın “Dink cinayeti ile ilgili kamu görevlileri hakkında yürütülen soruşturma nedeni ile Yılmazer ve Ramazan Akyürek'in etkisi kalmadığın için korkusunu yenerek konuşmaya karar verdiğini” söylediği hatırlatıldı.
Kararda, Samast'ın şu ifadelerine yer verildi:
"Dink cinayetinden 1 hafta önce Yasin Hayal ile Erhan Tuncel'in evine gittik. Tuncel, burada Dink'in 6-5 fotoğrafı ile adres bilgilerinin bulunduğu dosyayı verdi. Tuncel'in, Yasin Hayal'e 'Ramazan Akyürek ve Fuat müdür arkamızda' dediğini duydum ve konuttan çıktıktan sonra bunu Hayal'e sordum. Hayal de bana 'Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer arkamızda' dedi.”
Kararda, bu beyanlardan Dink cinayeti öncesi tüm süreçlerde yapılan hazırlıklardan Yılmazer'in bilgi sahibi olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
"HRANT DİNK KORUNMADI"
Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Şüpheli Yılmazer, Yasin Hayal grubu tarafından geliştirilen Dink cinayeti tasarısı ile ilgili olarak, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden kendisine sunulan F4 raporlarından, cinayeti işleyecek kişilerin bilinmesine rağmen, açık ve yakın tehlike altında bulunan Dink'in korunması gerekirken, görevi gereği cinayeti önleme, cinayet hazırlığı yapan örgüte hakem rolü oynayarak operasyon yaptırma, bu grubu etkisiz hale getirme ve Dink'i kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğüne aykırı hareket etmiştir.
Emniyet içindeki bir yapılanmanın gerçekleştirilmesi için Hrant Dink'e şahsi ve mekansal koruma sağlamadığı anlaşılan Yılmazer, emniyet içinde cemaat olarak tanımlanan bir yapılanmayı gerçekleştirerek sonradan kumpas oldukları anlaşılan Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmaları başlatmayı amaç edinen suç örgütünün yöneticilerindendir.
Bu anlamda, amaç suçun gerçekleştirilmesi için Dink'in mutlak suretle öldürüleceği, bunun için hazırlıklar yapıldığı ve (cinayetin) bilinmesi rağmen amaç suçun gerçekleşmesi için araç suç olan Dink cinayetinin gerçekleşmesi beklenmiştir."
Erhan Tuncel'in yardımcı istihbarat elemanlığına 23 Kasım 2006'da İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek tarafından son verilmesine rağmen, bu hususun kendisine tebliğ edilmediği anlatılan kararda, Dink cinayeti tasarısı ile ilgili bilgi akışının kesilmesinin önüne geçildiği ancak elde edilen yeni bilgilerin F4 raporlarına dönüştürülmesi ve resmi kayıtlara geçirilmesinin de bu şekilde engellendiği kaydedildi.
Kararda, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde yazışmaların ve medya dosyalarının bulunduğu sunucunun arızalandığı gerekçesi ile Dink cinayetinden 9 gün önce arıza formu tanzim edilerek, İstihbarat Daire Başkanı'na gönderildiği belirtildi.
"EVRAKLAR YOK EDİLDİ"
Yeni sunucunun Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne getirildiği ancak arızalı olduğu iddia edilen Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü yazışmaları ve medya dosyalarının bulunduğu sunucunun İstihbarat Daire Başkanlığı'na teslimine ve tamirine ilişkin bir evrakın bulunamadığı vurgulanan kararda, Dink cinayeti tasarısına ilişkin bütün resmi yazışma ve medya dosyalarının da bulunduğu sunucunun imha edilerek sorumluluk doğuracak Dink cinayeti öncesinde dinleme kararıyla elde edilen son kayıtları ve resmi yazışmaların tümünün yok edildiğinin anlaşıldığı vurgulandı.
Hakimlik, bu nedenlerle kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması, bu suçların yasada öngörülen cezalarının alt ve üst sınırı ile soruşturmanın henüz tamamlanmadığını dikkate alarak Ali Fuat Yılmazer'in sevk edildiği maddeler kapsamında tutuklanmasına karar verdi.
C-5 KURULUM KARARINI CEMAATÇİ BAKAN VERMİŞ
Paralel Müdür Ali Fuat Yılmazer’in, karanlık planlar için kurduğu C-5 kodlu odaya, dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in vize verdiği, Dink Cinayetinin de burada planlandığı belirlendi.
Paralel yapının emniyet içinde kurduğu ve C-5 kodu ile gizlenen yapılanma, Hrant Dink soruşturmasında bir kez daha gündeme geldi. Bu gizli yapılanmayı araştıran savcılık, illegal olarak kurulan C-5’in 2012 yılında dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin tarafından legal hale getirildiğini belirledi. Paralel Yapı’nın 2007 yılında Emniyet içindeki operasyonlarını daha rahat gerçekleştirebilmek için “Ulusalcılık bürosu” adıyla oluşturduğu hayalet oda, İstihbarat Daire Başkanlığı eski Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in önceki gün Hrant Dink soruşturmasındaki sorgusunda gündeme geldi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekilliği Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından kamu görevlilerini ihmali olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında ifade veren Yılmazer, ”Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve tasarlayarak öldürmeye yardım etme” suçlarından sevk edildiği İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı. Tutuklama kararında ise Yılmazer tarafından kurulan C-5 bürosu vurgusu dikkat çekti. Hakim kararında “C-5” bürosunun İçişleri Bakanlığı’nın oluru ile 23 Kasım 2012’de yasal mevzuata bağlı olarak çalışmaya başladığı, burada, öncesinde kanun ve mevzuat dışı gizlice oluşturulan bir birim olarak yapılması planlanan Dink cinayeti, Rahip Santora cinayeti, Zirve Yayınevi cinayetleri Ergenekon, Balyoz ve benzeri operasyonların alt yapısının hazırlandığı tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Şahin yasal kimlik kazandırdı
Normal polis memurlarının ise girişine izin verilmeyen “C-5” isimli gizli yapının; 5 yıl illegal faaliyet yaptıktan sonra 23 Kasım 2012’de Paralel Yapı’nın darbe girişimleri sonrasında AK Parti’den istifa eden dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin tarafından resmi hüviyet kazandırıldığı ortaya çıktı.
Paralel yapı-Hrant Dink cinayeti manşetlerimiz
(30 Mayıs 2015, 14:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: