Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in, talimatlarını örgüte medya üzerinden vermesi üzerine harekete geçti ve bu yayın organlarının devlet imkanlarından men edilmesini talep etti. Savcılık, FETÖ'nün kendine bağlı medya organları aracılığıyla, 'toplumsal psikolojiyi elindeki imkanları kullanarak terörize edip bozduğunu' belirtti. Savcılık, FETÖ'ye bağlı yayın organlarının algı yönetimi yaptığını belirterek, toplumda kutuplaşma ve kamplaşmaya yol açtıkları vurgusu yaptı. Savcılık, bu medyanın, örgütün işlediği suçları sıradan işler gibi göstermeye çalıştığının altını çizdi. Öte yandan, Paralel örgüt medyasının yayın politikalarını Fetullah Gülen'in belirlediği biliniyor. Tahşiyecilere kumpas soruşturmasında tutuklanan Samanyolu yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın, Gülen ile yapılan telefon görüşmelerini inkar etmediği belirtiliyor.
19.05.2015 18:21 ‘Paralel Yapı’ iddialarıyla ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan Fethullah Gülen’in açıklamalarının engellenmesini istedi.
Örgüt lideri olarak nitelendirilen Gülen’in talimatlarını elindeki basın yayın organları üzerinden verdiğini belirten savcılık yazısında, “Ellerindeki televizyonlar, radyolar, internet siteleri ve basılı yayınlarının, topluma ulaştırılmasında devlet imkânlarının kullanılmasının engellenmesi için gereğini takdirlerine arz ederim” denildi.
ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu, ‘Paralel Yapı’ iddiaları nedeniyle sürdürdüğü soruşturmada, çarpıcı bir başvuruda bulundu. Savcılık, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Türksat Genel Müdürlüğü’ne yazdığı yazıda, örgüt lideri olarak nitelendirdiği Fethullah Gülen’in talimatları ve çağrılarını örgütün elindeki basın yayın organları üzerinden verdiğini iddia etti. Savcılıktan 27 Nisan’da Türksat Genel Müdürlüğüne gönderilen yazıda, değişik illerde ‘Paralel Yapı’nın işlediği öne sürülen suçlara ilişkin birçok soruşturma olduğu anımsatılarak şöyle denildi:
CEMAAT DİKTATÖRLÜĞÜ
“Paralel devlet yapılanması olarak isimlendirilen yıllarca dini bir cemaat görünümünde faaliyetini sürdüren Fetullahçı örgütün, bir terör örgütü olduğu ve devletin meşru güçlerinin elindeki silahları örgüt üyeleri aracılığıyla kullanarak hükümeti devirmek ve anayasal düzeni ihlal ederek meşru seçilmiş iktidar dışında onu kontrol eden bir cemaat diktatörlüğü kurmak için yıllarca faaliyet yürütmektedir.
SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ
Silahlı Fetullahçı Terör Örgütü’nün, milletin egemenliğine paralel ve karşı bir cemaat egemenliğinde, siyasi iktidar kurmak istediği, gizli emelleri için dini istismar ederek bir cemaatin mensuplarını aldatıp kullandığı, örgütlü hiyerarşik, disiplinli ve organize bir şekilde toplumu da emelleri doğrultusunda şekillendirmeye çalıştığı, toplumsal psikolojiyi elindeki imkânları kullanarak terörize edip bozduğu, toplumu belli şekilde kitlesel halde düşünmeye sevk ederek algı yönetimi yaptığı, toplumda kutuplaşma ve kamplaşmaya yol açtığı, organize ve örgütlü olarak bu yapının işlediği suçların sıradan işler gibi gösterilip örgüte kamuoyu desteği sağlamaya çalışılmaktadır.
TALİMAT VERİYOR
Silahlı terör örgütü kuran, yöneten, anayasal düzeni zorla ihlal etmeye teşebbüste bulunan, hükümeti yıkmaya teşebbüs eden örgütün kurucusu ve yöneticisi Fetullah Gülen’in örgüte yönelik genel çağrı ve talimatlarının örgütün elindeki basın yayın organları üzerinden verildiği, örgütün geliştireceği tavır ve örgütlü olarak yapacağı işlerin basın yayın organları üzerinden tabana duyurulduğu, basın yayın organları kullanılarak kitlesel olarak örgütlü yapı bir arada tutulmaya çalışılmaktadır.
HEDEF GÖSTERİYORLAR
Örgütün yöneticisinin açıklamalarının yayınlandığı, örgüt liderinin propagandasına yer verildiği, örgütün geliştirdiği tavırların alt kitleye basın yayın üzerinden duyurulduğu, çeşitli programlarda terör soruşturmasında görev alan savcı ve hâkimlerin hedef gösterilip tehdit edildiği, topluma kin ve nefret yükleyen, eleştiri sınırlarını aşan açıklamalar yapılıp programlar defalarca tekrar yayınlanmaktadır.
DEVLETTEN YARARLANIYOR
Paralel Devlet Yapılanması/Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) bu işleri yaparken devletin imkânlarından faydalandığı, devlete ait imkânları kullanarak basın yayın faaliyeti yürüttüğü, devletin bir kısım organlarının terör örgütü olarak işlem yaptığı örgütlü yapının diğer yandan devlet imkânlarından serbestçe yararlanması hukuk devleti ilkelerine tezat oluşturmaktadır.
GEREĞİNİ YAPIN
Devlete ait imkânları kullanan ve yayın yapan bu örgütün elindeki televizyonlar, radyolar, internet siteleri, devlete ait uydulardan yayın yapan her türlü görsel ve basılı yayınların topluma ulaştırılmasında devlet imkânlarının kullanılmasının engellenmesi için gereğini takdirlerinize arz ederim.”
Savcılık kaynakları, yapılan başvuruya, Ulaştırma Bakanlığı’nın halen olumlu ya da olumsuz bir yanıt vermediğini bildirdiler.
YAZI TÜM İLGİLİ KURUMLARA GÖNDERİLDİ
Devlet içine sızmış elamanlarıyla Türkiye’yi zorda bırakmaya dönük hain operasyonlara imza atan Fethullahçı Terör Örgütü’nün kara propagandasını yapan Paralel Medya’ya “dur” denilecek. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ilgili kurumlara yazı göndererek FETÖ’ye, ait yayın kuruluşlarının devlet imkânlarından men edilmesini istedi. Örgüt yöneticisi Fethullah Gülen’in, örgüte yönelik genel çağrı ve talimatları, örgütün elindeki basın yayın organları üzerinden verdiğine değinilen yazıda, örgütün geliştireceği tavır ve örgütlü olarak yapılacak işlerin basın yayın organları üzerinden tabana duyurulduğu belirtildi.
Terörize ediyorlar
Örgütün, milletin egemenliğine karşı bir cemaat egemenliğinde, siyasi iktidar kurmak istediğine yer verilen yazıda, örgütün gizli emelleri için dini istismar ederek bir cemaatin mensuplarını aldatıp kullandığı, örgütlü, hiyerarşik, disiplinli ve organize bir şekilde toplumu da emelleri doğrultusunda şekillendirmeye çalıştığı kaydedildi. FETÖ’nün kendine bağlı medya organları aracılığıyla, “toplumsal psikolojiyi elindeki imkânları kullanarak terörize edip bozduğu” da belirtildi. Ankara Başsavcılığı, FETÖ’ye bağlı yayın organlarının algı yönetimi yaptığını belirterek, toplumda kutuplaşma ve kamplaşmaya yol açtıkları vurgusu yaptı. Yazıda, söz konusu medyanın, örgütün işlediği suçları sıradan işler gibi göstermeye çalıştığının altı çizildi.
Hukuka aykırılık bitecek
Yazıda, FETÖ’nün, devletin imkânlarından yararlanmasının hukuk devleti ilkelerine tezat oluşturduğu vurgulandı. Örgütün elindeki televizyonlar, radyolar, internet siteleri, devlete ait uydulardan yayın yapan her türlü görsel ve basılı yayınların topluma ulaştırılmasında devlet imkânlarının kullanılmasının engellenmesi talep edildi.
MEDYA ÜZERİNDEN TALİMAT VERİYOR
FETÖ Lideri Gülen’in ABD’de yaşadığı ve örgüte yönelik genel çağrı ve talimatlarını bu basın yayın organları aracılığıyla verdiği bildirilen yazıda, “basın yayın organları kullanılarak kitlesel olarak örgütlü yapının bir arada tutulmaya çalışıldığı, örgüt liderinin propagandasına yer verildiği, çeşitli programlarda terör soruşturmasında görev alan savcı ve hâkimlerin hedef gösterilip tehdit edildiği, topluma kin ve nefret yükleyen, eleştiri sınırlarını aşan açıklamalar yapılıp programın defalarca yayınlandığı” kaydedildi.
Gülen’in 06.04.2009’da www.herkul.org sitesinden verdiği talimatın ardından 08.04.2009’da Zaman Gazetesi “Terör Örgütü Üretenler Yeni Tezgah Peşinde” adlı köşe yazısında tahşiyeyi konu edinmiş, 09.04.2009’da Samanyolu Televizyonu, Tek Türkiye Dizisinin 64. Bölümünde Tahşiye, Karanlık Kurulu’daki diyalogda örgüt ilan edilmişti. Böylece Tahşiye hakkında oluşturulmak istenen algı basın yayın organları aracılığıyla halka yansıtılmıştı.
BAŞVURUYA HENÜZ CEVAP GELMEDİ
Başvuru, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu'nun örgüt lehine yayın yapan televizyonlarla ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında gönderildi. Söz konusu başvurunun geçtiğimiz Nisan ayında yapıldığı, Türksat Genel Müdürlüğü'nden şu ana kadar Başsavcılığa herhangi bir yanıt gelmediği öğrenildi. Örgüt lideri Fetullah Gülen ile söz konusu örgüte ait yayın organları arasında hiyerarşik bağı gösteren eylemlerin olduğu daha önce belirlenmişti. Buna göre, örgütün faaliyetlerine ilişkin talimatlar önce Fetullah Gülen'den geliyor, ardından ise söz konusu paralel yayın organları aracılığıyla kara propagandaya dönüştürülüyor.
UYDULARI KULLANMASINLAR
Dizi ve belgeseller üzerinden darbe operasyonlarının alt yapısının oluşturulduğu daha önce Tahşiyeciler kumpası ile deşifre olmuştu. STV'de yayınlanan “Tek Türkiye” dizisindeki Karanlık Kurul sahnesinde Tahşiyeciler kumpası için düğmeye basıldığını ortaya konulmuştu. Başsavcılığın Türksat'a gönderdiği yazıda, söz konusu örgüt kanalları üzerinden talimatların aktarıldığına dikkat çekildi. Fetullahçı Terör Örgütü'nün örgütün propagandasını yaparken devletin imkanlarından faydalandığına dikkat çekilen yazıda, şöyle denildi: “Örgütün elindeki televizyonlar, radyolar, internet siteleri, devlete ait uydulardan yayın yapan her türlü görsel ve basılı yayınların topluma ulaştırılmasında devlet imkanlarının kullanılmasının engellenmesi için gereğinin yapılması arz olunur.”
Terör övgüsü kanunla yasak
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Kanunu'nun terörle ilgili bölümü şöyle: “Yayın hizmetleri, terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz. Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunamaz.”
Yayın politikasını Gülen belirliyor
Paralel Yapı'nın medya organlarının yayın politikalarını Fetullah Gülen'in belirlediği biliniyor. Tahşiyecilere kumpas soruşturmasında tutuklanan Samanyolu yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın, Gülen ile yapılan telefon görüşmelerini inkar etmediği belirtiliyor.
PARALEL YAPIDAN GİRİŞİME TEPKİ
Öte yandan savcılığın "paralel medya engellensin" talebine paralel yapıdan büyük tepki geldi. "Hükümete muhalif medyanın susturulmak istediği, Seçime günler kala verilen talimatla, muhalif partilerin sesini duyurabildiği televizyon, radyo ve internet sitesi gibi medya organlarının kullandığı devlete ait uydu bağlantılarının kapatılmasının amaçlandığı"nı ileri süren paralel kesimlere göre böyle bir uygulama darbe dönemlerinde bile görülmedi. Oysa yukarıda da belirtildiği gibi, terör örgütlerinin yayın yapması ya da terör örgütlerinin propagandasının yapılması kanunen suç teşkil ediyor. Örneğin PKK terör örgütünün talimatlarını ileten ROJ TV kapatılmıştı. Hatta bu tv'nin batılı ülkelerde yayın yapması da hükümetin müracaatları sonucu engellenmişti. Bu nedenle özgürlüklerin engellendiği savunması doğru görünmüyor. Gülen'in talimatlarını TV dizileri yoluyla ilettiği çok daha önce başlatılmış olan bir soruşturmada dile getirilmişti. Hatta cemaat televizyonu STV'nin yöneticisi Hidayet Karaca bu suçlamayla tutuklanmıştı. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(19 Mayıs 2015, 18:21)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: