Eski Emniyet Müdürü Sabri Uzun'un ifadesi üzerine Dink suikastını araştıran iki mülkiye müfettişine örgüt üyeliğinden soruşturma açıldı. Suçlama: Cinayeti karartmak için Paralel Yapı ile işbirliği yapmak.
19.05.2015 16:59 Hrant Dink cinayetinde gerçeğe aykırı rapor yazdıkları iddiasıyla mülkiye müfettişlerine soruşturma açıldı. Bu gelişme Sabah ve Yenişafak gazetelerinde yer aldı. Sabah'ın haberine göre; Mülkiye müfettişleri Mehmet Ali Özkılıç ve Mustafa Uçkaya hakkındaki soruşturma başlatıldı. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri geçtiğimiz aralık ayında Hrank Dink'in öldürülmesi olayında bazı kamu görevlilerinin de ihmali olduğu iddiasıyla yürütülen idari soruşturma kapsamında Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un da ifadesini aldı. Uzun, ifadesinde daire başkanı olduğu dönemde Özkılıç ile Üçkuyu'nun Dink cinayetinde gerçeklerin ortaya çıkmasını istemediklerini belirtti. Uzun özellikle Üçkuyu'nun Emniyet'teki Paralel Yapı ile hareket ettiğini ve örgüte yakınlığıyla bilinen ve dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile örgütün amacına yönelik çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
'AVCI'YI VE BENİ UZAKLAŞTIRDILAR'
İçişleri Bakanlığı'nı kuşatan örgütün kendisini haksız mal edindiği, Hanefi Avcı'yı ise Başbakan'ın eşinin telefonlarını dinliyor yalanları ile teşkilattan uzaklaştırdıklarını dile getirdi. Özkılıç'ın kendisi ile ilgili gerçeğe aykırı rapor yazarak Emniyet'teki Paralel kadrolaşmasının önünü açtığını ve bu raporu sebebiyle ödüllendirilerek Devlet Denetleme Kurulu üyeliğine terfi ettirildiğini ileri sürdü. Uzun, Özkılıç'ın aynı zamanda Dink cinayetini soruşturduğunu söyledi.
'İFADEMİ KAYBETTİLER'
Uzun, Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderilen ve Yasin Hayal'in Dink cinayetini işleyeceğine dair kesin kanaat bildiren F4 haber raporunun, Paralel Yapı tarafından kendisinden saklandığını anlattı. Üçkuyu'nun ise, kendisinin 4 Aralık 2009 günü haber raporuyla ilgili verdiği ifadesini gizleyip kaybettiğini anlatan Uzun, ifadesinin kaybedilmesiyle ilgili başlatılan soruşturmanın da düzmece HTS raporları ile soruşturmadan kaldırılmasına karar verildiğini kaydetti. Uzun, telefonlarının dinlendiği dönemde Üçkuyu'nun Dink soruşturmasını yapmakta olduğu tarihler olduğunu dile getirdi. Dink soruşturmasını yürüten Özkılıç ve Üçkuyu'nun yürüttükleri tahkikatta bu raporu kendisine sormadığını kaydeden Uzun, "Bu rapor bana sorulmuş olsaydı benden gizlenmiş olan haber raporundan haberdar olacaktım. İşte o zaman emniyete yerleşmiş çete deşifre olacaktı. Bu rapor bana 8 sene boyunca sorulmadı" dedi. Uzun'un ifadeleriı üzerine 5 ayrı Mülkiye Başmüfettişi'nce imzalanan, iddiaları içeren bir rapor tanzim edilerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Başsavcılık iki müfettiş ve bazı emniyet görevlileri hakkında "suç örgütüne üye olmak" iddiasıyla Anayasal Düzene Karşı İşler Soruşturma Bürosu bünyesinde dosya açtı. (Sabah)
CİNAYETİ ÖRTBAS ETMİŞLER
Aynı gelişmeye yer veren Yenişafak haberinde ise daha farklı bazı detaylar yer aldı. Buna göre; Başbakanlık Teftiş Kurulu, Hrant Dink cinayeti ile ilgili 10 Ekim 2008’de polis şeflerinin ihmalini ortaya koyan bir rapor hazırladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayınlanan rapor, Dink cinayetinin karanlıkta kalan yönlerini açığa çıkarmış ve suikastın aydınlatılabileceği yönündeki umutları arttırmıştı. Raporun ardından İçişleri Bakanlığı tarafından ihmali araştırmak için iki mülkiye müfettişi, Mustafa Üçkuyu ve Mehmet Canoğlu görevlendirildi. İki müfettiş hazırladıkları raporla Başbakanlık Teftiş Kurulu raporundaki tespitlerini yalanladı. Cinayette, emniyet görevlilerinin ihmalinin bulunmadığını öne sürdü. Teftiş Kurulu’nun tespitlerini, şüpheli polislerin beyanlarıyla çürütmeye çalışan ve başta Akyürek ve Yılmazer olmak üzere Dink suikastında ihmali bulunan polisleri kurtaran iki mülkiye müfettişi Üçkuyu ve Canoğlu hakkında meslekten ihraç istemiyle soruşturma başlatıldı.
GARİP GEREKÇE SUNULDU
İki müfettiş, 9 Kasım 2009 tarihli Mülkiye raporunda, dönemin Trabzon Emniyet yetkililerinin 17 Şubat 2006 günü “Suikastın azmettiricisi Yasin Hayal’in bir terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin bir kaydın bulunmadığını” gösteren yazının güvenlik birimlerine ilettiğini ve Hrant Dink’in herhangi bir terör örgütünün hedefi olmadığı gerekçesiyle korunmasına da gerek bulunmadığını öne sürdü.
YILMAZER’İN İFADESİ ESAS ALINMIŞ
Müfettişler bu sonuca, eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in “Bir şahsın hedef olduğuna dair Hedef Şahıs Projesi’ne veri girişi yapılabilmesi için bir terör örgütü veya organize suç örgütünün hedefi olması ön şartına bağlanmıştır” ifadesinin ardından vardı. Ancak Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda dönemin polis şefi Yılmazer hakkında suç duyurusunda bulunuluyordu.
İKİ KURUM ARASINDA KRİZ
Raporun hazırlanıp Başbakanlığa gönderilmesinin ardından Başbakanlık Teftiş Kurulu ile Mülkiye Müfettişliği arasında bir kriz meydana geldi. Aralarında, geçtiğimiz hafta ihmal soruşturması kapsamında tutuklanan eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu istihbaratçılar hakkında suç duyurusunda bulunan Başbakanlık Teftiş Kurulu, müfettiş raporunun ardından İçişleri Teftiş Kurulu’na sert bir cevap gönderdi. Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunu hazırlayan Mehmet Aydın, Ayşegül Genç ve Tuğçe İnan imzalı yazıyla Yasin Hayal’in örgüt üyesi olduğunu gösteren kanıtları tek tek sıralandı.
MÜFETTİŞLERE RAPOR TEPKİSİ
Yazıda Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunu yalanlamaya çalışan müfettişlere şöyle tepki gösterildi: “Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun İnceleme Raporunda tespit olarak ortaya konulan ve neticesinde disiplin hukukuna göre soruşturma ve 4483 sayılı kanuna göre ön incelemeye konu olması gerektiği kanaatine varılan hususların, bir Araştırma Raporu konusuna indirgenerek, ‘iddia’ olarak ele alınması, bizzat yapılan incelemelere çok az değinilerek ağırlıklı olarak şahısların açıklamalarına dayanılmak suretiyle kanaat ortaya konmasının yukarıda belirtilen tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırılık taşıdığı düşünülmektedir.”
Birbirlerini akladılar
2009 yılında İçişleri’ne gönderilen yazının gereği, paralel yapılanmanın Emniyet, istihbarat ve adliye sisteminden tasfiye edilmesiyle yerine getirilebildi. Başbakanlığın tespitlerini, şüpheli polislerin beyanlarıyla çürütmeye çalışan ve başta Akyürek ve Yılmazer olmak üzere Dink suikastında ihmali bulunan polisleri kurtaran iki mülkiye müfettişi Üçkuyu ve Canoğlu hakkında “meslekten ihraç” talepli idari soruşturma başlatıldı. (Yenişafak)
Paralel yapı-Hrant Dink cinayeti manşetlerimiz
(19 Mayıs 2015, 16:59)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: