twitter
Deniz Feneri kumpası da çöktü
Bir kumpas davası daha çöktü.. Sonuçlanan Deniz Feneri davasında 20 sanığın tamamı beraat etti. Mahkeme sanıklara beraat ettikleri suçlarla ilgili tazminat isteme hakkı da tanıdı. Davanın Almanya'da görülen kısmı ise mahkumiyetlerle sonuçlanmıştı. Ancak Alman derin devletinin Türk hükümetini zor durumda bırakmak için bu davayı başlattığı dile getirilmişti.
 |
16.05.2015 17:20 Almanya’da mahkumiyetle sonuçlanan Deniz Feneri e.V. davasının Türkiye ayağı için açılan dava 20 sanığın tamamının beraatı ve zaman-aşımıyla bitti. Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş’in yanı sıra eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 TV Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın da aralarında bulunduğu 20 sanığın yargılandığı dava beraat ve zamanaşımıyla sona erdi. Mahkeme sanıklara beraat ettikleri suçlarla ilgili tazminat isteme hakkı da tanıdı.
ALMANYA GÖNDERMEDİ
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Zahid Akman’ın da arasında bulunduğu 10 sanık katıldı. Son sözleri sorulan sanıklar beraatlerine karar verilmesini istedi. Verilen 4 saatlik aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş hakkında Almanya’da görülen dava dosyasındaki hard disk, makbuz ve belgelerin gönderilmediğini, bu nedenle yargılamanın dosya kapsamındaki mevcut delillerle yapıldığını belirtti. Mahkeme alındı belgelerindeki sahte imzalarla ilgili, “Yardım dağıtılan aracın dağıtım noktasına geldiğinde, yardım almak isteyen kişilerin oluşturduğu izdihamın etkisiyle belgelere imza atmadan olay yerinden ayrılması sosyal olgusu dikkate alınarak, alındı belgesindeki imzaların yardım aldığı belirtilen kişilere ait olmaması hususunun başlı başına suçun oluştuğu noktasında delil oluşturmaz” kararı verdi.
AKMAN’A ZAMANAŞIMI
Mahkeme heyeti, RTÜK eski Başkanı Aykut, Zahid Akman’ın güveni kötüye kullanma suçundan 7.5 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşmesine karar verdi. Akman’ın şahsi harcamalarının Deniz Feneri e.V. Derneği parasıyla harcanması iddialarına ilişkin de 7.5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu hatırlatılarak düşme kararı verildi. Deniz Feneri e.V. Derneği kurucularından Mehmet Gürhan hakkında, Türkiye’de yargılama yapılabilmesi için yargılamaya konu eylemden dolayı hüküm verilmemiş olunması ve bu suçun Türkiye’de kovuşturulabilir olmasının gerektiği vurgulandı. Gürhan’ın Frankfurt Eyalet Mahkemesince “dolandırıcılık” suçundan 17 Eylül 2008’de kesinleşen, 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair karar verildiği hatırlatıldı. Yargılamaya konu eylemden dolayı Frankfurt Eyalet Mahkemesince mahkumiyet hükmü verilmiş olunması nedeniyle üzerine atılı bu eylem ile ilgili kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden davanın düşürülmesine hükmedildi.
Sorumluluk noterde
İSTANBUL 10’uncu Noteri İsmet Büyükkılıç’ın, Mehmet Gürhan adına Zekeriya Karaman’a yetki verilmesine ilişkin sahte vekaletnamenin düzenlenmesi iddiasına ilişkin, “Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan ise cezai açıdan tüm yasal sorumluluğun işlemi yapan noter olması nedeniyle Gürhan’ın beraatına karar verildi.
Deniz Feneri e.V yöneticileri tarafından Deniz Feneri e.V.’ye ait paraların kurye aracılığıyla Türkiye’ye gönderilmesi eyleminde, kurye veya teslim alan şahıslara bu yönde bir devrin söz konusu olmadığı, kuryeye devredilen paraların teslim edilen şahıslara teslim amacıyla devredilmesi ve kuryelerin de kendilerine teslim amacı doğrultusunda istenilen kişilere devretmiş olması gerektiğinden atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı belirtildi. Zekeriya Karaman’ın “Güveni kötüye kullanma” suçundan yasal unsurlarının oluşmaması suçu işlediğinin sabit olmaması gerekçeleriyle beraat verildi.
5 yılda 41 milyon Euro’luk bağış
ALMANYA’nın Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde görülen Deniz Feneri E.v. davası 17 Eylül 2008’de bitmişti. Yargıç Johann Müller tutuklu yargılanan Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan için ise 2 yıl 9 ay, Firdevsi Ermiş’e ise 1 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Yargıç gerekçeli kararında, 5 yıl boyunca 20 binden fazla bağış sahibinin güvenlerinin zedelendiğini belirterek, toplam 41 milyon Euro bağış topladığını söyledi. Türkiye’ye giden toplam miktarın da 17 milyon Euro olduğunu kaydeden Müller bunun 8 milyonunun Türkiye Deniz Feneri’ne gittiğini, geri kalan kısmın çeşitli yerlerde kullanıldığını ifade etti.
Davanın 3 savcısı görevden alınmıştı
ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı, Almanya’daki davanın açılmasının ardından Deniz Feneri’nin Türkiye ayağıyla ilgili soruşturma başlatmıştı. Soruşturmada Temmuz 2011’de operasyon talimatı çıktı. Zahid Akman ile Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Karahan ile Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik tutuklandı. Ancak soruşturmayı yürüten savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, HSYK’nın haklarında başlattığı soruşturma kapsamında görevlerinden alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma sonunda Zahid Akman ve Zekeriya Karaman’ın da arasında bulunduğu 20 kişiye hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik ve kamu görevlisinin sahtecilik suçuna iştirak etmek suçlarından iddianame hazırladı. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul ederek dava açtı ancak dosyayı yetkisizlik kararıyla İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yolladı.
ALMAN ADALETİ!
Almanya’da sanıklara ceza veren Alman Yargıç Johann Müller, “Almanya’nın en büyük bağış skandalı davası. Çok ses getiren UNİCEF Almanya davasını bile geçti. Asıl suçlular Türkiye’de” diyerek yargılamanın Türkiye ayağına dikkat çekmişti. Ancak bu davanın Alman derin devletinin AK parti hükümetini zor duruma düşürmek için tezgahladığı bir dava olduğu da dile getirilmişti. Alman mahkemelerinin, nazi cinayetleri olarak da bilinen çok sayıda Türkün yakılarak öldürüldüğü cinayetlere yönelik nasıl göstermelik bir yargılama yaptığı, sanıkları açıkça kolladığı çarpıcı şekilde açığa çıkmıştı. Öte yandan çok sayıda terör örgütü mensubunun iadesine yönelik talepleri yerine getirmeyen Alman devletinin Ergenekon firari sanığı Bedrettin Dalan'a sahte pasaport verdiği de ortaya çıkmıştı. Bu şekilde Türkiye'ye karşı çeşitli şekillerde açıkça tavır alan Almanya'nın Deniz Feneri davasında verdiği kararın hukuki değil siyasi olduğu o dönem dile getirilmişti.
(16 Mayıs 2015, 17:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=6853
