Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden görülen 'Balyoz Planı' davasında 236 sanık hakkında verilen beraat kararına ilişkin gerekçeli kararını tamamladı. Balyoz davasının paralel yapı tartışmalarının gölgesinde yangından mal kaçırırcasına örtbas edilmesinin gerekçesinde '11 ve 17 nolu CD'lerin sahte olduğu kesin olarak tespit edildi' denildi. Gerekçede mahkeme heyetinin Balyoz seminer kayıtlarını aklar mahiyette 'gizli bir iş yapsalar sesleri kaydetmezlerdi' demesi, 'mantıklı bulunmamıştır, hayatın olağan akışına aykırıdır' gibi değerlendirme yapması dikkati çekti. Öte yandan mahkemenin dönemin en üst komutanları Hilmi Özkök ile Aytaç Yalman'In darbe girşimini doğrular mahiyetteki şok açıklamalarına hiç değinmemesi, yeniden yargılama sürecinde bu isimlerin tanıklığına başvurmaması yeniden yapılan yargılamanın davanın örtbas edilmesi amacıyla yapıldığı iddialarını güçlendirdi. Sivil toplum kuruluşlarının önümüzdeki günlerde hem mahkeme heyeti ve hem de Özkök ve Yalman hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunabileceği ileri sürülüyor.
06.05.2015 21:12 Anayasa Mahkemesi'nin Balyoz Davası'yla ilgili verdiği "Hak ihlali" kararının ardından, aralarında eski 1. Ordu Komutanı, emekli Orgeneral Çetin Doğan, MHP Milletvekili, emekli Korgeneral Engin Alan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, emekli Oramiral Özden Örnek, emekli Orgeneral Bilgin Balanlı ve emekli Albay Dursun Çiçek'in de bulunduğu 236 tutuksuz sanığın yargılanıp tüm sanıkların beraat ettiği davada mahkeme gerekçeli kararını hazırladı.
7 BÖLÜMDEN OLUŞAN GEREKÇELİ KARAR
Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'nin "Hak ihlali" kararı üzerine yeniden yargılama yapılan Balyoz Ana Davası'nda 31 Mart 2015 tarihinde, "Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması" nedeniyle sanıkların beraatine karar vermişti. Beraat kararının ardından gerekçeli kararın yazımı 36 günde tamamlandı.
7 bölümden oluşan 750 sayfalık gerekçeli kararın ilk bölümünde sanıkların kimlik bilgileri ve iddianameye yer verildi. Gerekçeli kararın 2. ,3. ve 4. bölümünde sanık ve sanık avukatlarının savunmalarına, 5. bölümde deliller ve tanık beyanlarına, 6. bölümde yargılamanın yenilenmesinden sonra toplanan delillere yer verilirken gerekçeli kararın son bölümünde 'Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve sonuç' kısmı yer alıyor. Son bölümde "Anayasa Mahkemesi kararı", "Yargılanmanın yenilenmesi aşamasında alınan tanık beyanları yönünden değerlendirme", "Dijital delillerle ilgili değerlendirme", "Plan semineriyle ilgili değerlendirme", "Genel değerlendirme", "Diğer delillerle ilgili değerlendirme" ve "Tüm delillerin değerlendirilmesi üzerine varılan sonuç" başlıkları bulunuyor.
ANAYASA MAHKEMESİNİN VERDİĞİ KARAR HATIRLATILDI
Kapatılan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 2013 yılı Mayıs ayında sanıklar hakkında "Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmeye Teşebbüs" suçundan ceza verildiği ve kararın kesinleştiği, Anayasa Mahkemesi'nin ise sanık başvuruları üzerine 2014 yılı Haziran ayında "Hak ihlali" kararı verdiği ifade edildi.
"GENELKURMAY KARARGAHININ HİÇBİR BİLGİSİNİN OLMADIĞI ANLAŞILMIŞTIR"
"Yargılanmanın yenilenmesi aşamasında alınan tanık beyanları yönünden değerlendirme" başlığında mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı doğrultusunda eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ve eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün tanık olarak dinlenildiğini belirtti. Kapatılan İstanbul 10.Ağır Ceza Mahkemesi'nin mahkumiyet kararının gerekçesinde "Çetin Doğan liderliğindeki cunta yapılanmasının suçun icrası için elverişli araç gereç ve personelle icra hareketlerini gerçekleştirmeye başladığı, ancak Çetin Doğan'ın kalp ameliyatı olması ve ardından Ağustos 2003 de emekliye sevk edilmesi, bazı sanıkların görev yerlerinin değişmesi, Genelkurmay karargahının öncelikle muhtemel darbeye karşı çıkması, sonrasında da günün şartlarının elverdiği ölçüde engellemek için çaba göstermesi sebebiyle cunta yapılanmasının darbe suçunu işleme elverişliliğini kaybettiği" cümlelerine yer verildiği ifade edildi.
Yargılamanın yenilenmesi aşamasında dinlenen ve dönemin Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı olan tanıklar Aytaç Yalman ve Hilmi Özkök'ün beyanlarının bu iddiayı desteklemediği belirtilen kararda, "Genelkurmay karargahının mahkumiyet hükmüne konu dijital deliller içinde yer alan darbe planları konusunda hiç bir bilgisinin olmadığı, mahkumiyet hükmüne konu gerekçeli kararda belirtildiği gibi darbeye karşı çıkılması ve bunun engellenmesi için çaba gösterilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılmıştır" denildi.
"DİJİTAL DELİLLERİN İYİ NİYETLİ OLMAYAN KİŞİLERCE OLUŞTURULDUĞU DÜŞÜNÜLMÜŞTÜR"
"Dijital delillerle ilgili değerlendirme" başlığında mahkeme, 11 ve 17 nolu CD'ler ve bu CD ler üzerindeki el yazılarının kopyalandığı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri'ye ait defterin gazeteci Mehmet Baransu tarafından teslim edilen belge ve evraklar arasında olmasının dikkat çekici olduğunu belirtti.
Gerekçeli kararda, "Süha Tanyeri'ye ait defterin bu kişinin bilgisi ve rızası dışında kim olduğu belirlenemeyen kişi veya kişilerce gizlice komutanlık dışına çıkarılması, 11 ve 17 nolu CD lerin üzerindeki yazı makinasıyla yazılan yazıların sanıklarla aidiyet kurulmasını sağlamak amacıyla Süha Tanyeri' ye ait defterden harf kopyalanarak yazdırıldığının kesin olarak belirlenmesi, gazeteci Mehmet Baransu tarafından teslim edilen 11 ve 17 nolu CD lerde yer alan bir kısım belgelerin içeriklerinin Gölcük Donanma Komutanlığında ve sanık Hakan Büyük'ün evinde yapılan aramada elde edilen dijital delillerin içerikleriyle aynı olması, 1. Ordu Komutanlığında bulunan ve gizli nitelikte olan yaklaşık 2 valiz dolusu belgenin kimseye farkettirilmeden buradan çıkarılarak gazeteciye teslim edilmesi karşısında Donanma Komutanlığı ve Hakan Büyük'ün evinde ele geçirilen dijital delillerin de aynı iyi niyetli olmayan kişi veya kişilerce sahte oluşturularak bu yerlere konulmuş olabileceği düşünülmüştür" ifadelerine yer verildi.
BİLİRKİŞİ RAPORUYLA BELİRLENEN 'SAHTECİLİK' VURGUSU
Gerekçeli kararda; dijital delillerle ilgili geçtiğimiz Şubat ayında alınan bilirkişi raporunun tatmin edici ve gerekçeli olduğu kaydedilerek rapordaki "Mahkumiyet hükmüne esas alınan dijital delilerdeki çok sayıdaki dosyanın oluşturulma ve değiştirilme tarihi üstverileri arasında çelişkiler bulunması, sahtecilik yapıldığı kesin olarak belirlenen 11 ve 17 nolu CD ler dışındaki dijital delillerin de sahte olarak oluşturulduğu yönünde kuvvetli şüphe oluşmuştur" ifadeleri kullanıldı.
BARANSU TARAFINDAN TESLİM EDİLEN DİJİTAL DELİLLER: KUŞKU OLUŞTURMUŞTUR
Mahkumiyet hükmüne esas alınan dijital delillerin üç ayrı yerden elde edildiği belirtilen gerekçeli kararda, "Bunların bir kısmı gazeteci Mehmet Baransu tarafından teslim edilmiş, bir kısmı Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yapılan aramada ele geçirilmiş, bir tanesi ise sanık Hakan Büyük'ün evinde yapılan aramada ele geçirilmiştir. Gazeteci Mehmet Baransu , Cumhuriyet Savcılığı'na teslim ettiği belge ve dijital delilleri kimden aldığını belirtmemiş, bunların bu kişiye kimin tarafından verildiği belirlenememiştir. Bu dijitalleri gazeteciye veren kişinin bunları ne şekilde nereden temin ettiği, bu verilerin sanıklarla bağlantısı olup olmadığı, sanıklarca düzenlenip düzenlenmediği belirlenememiştir. Bu verilerden 11 ve 17 nolu CD ler üzerinde sahtecilik yapıldığının kesin olarak belirlenmesi karşısında bu kişice teslim edilen diğer dijital delillerin güvenilirliği yönünde ciddi kuşku oluşmuştur" ifadeleri kullanıldı.
"HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA UYGUN BULUNMAMIŞTIR"
Emekli Albay Hakan Büyük'ün evinde ele geçirilen USB ile ilgili de açıklamalar yapan mahkeme heyeti, "Her ne kadar suça konu USB Hakan Büyük'ün evinde ele geçirilmiş ise de, Yargıtay kararında da belirtildiği gibi 'istihbarat sınıfından yetişmiş olup manipülasyonlara karşı oldukça tecrübeli olan' sanığın, evinde arama yapılan tarihten yaklaşık 1 yıl önce başlatılan soruşturmada bir çok kişinin evinde arama yapıldığını, tutuklandığını bildiği halde suç delili olan USB'yi evinde, üstelikte çok kolay görülüp bulunacak şekilde “boş” bir çekmecenin içinde muhafaza etmesi hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır. USB nin Hakan Büyük'ün evinde ele geçirilmiş olması içindeki belgelerin sanıklar tarafından oluşturulduğunun kabulü için yeterli bulunmamıştır." cümlelerini kullandı.
"BAŞKALARI TARAFINDAN KASITLI OLARAK DÜZENLENİP KOYULDUĞU..."
Gölcük Donanma Komutanlığı'ndaki dijital delillere ilişkin ise, "Mahkumiyet hükmüne konu hard disk ve CD'lerin ele geçirildiği zeminin ancak vakum aleti ile çekilerek kaldırıldığı, dijitallerin sürekli el altında bulunan bir yerde bulunmamasına karşın poşet içinde bulunan harddiske aramadan 4-5 gün önce kim olduğu belirlenemeyen bir kişi tarafından dokunulduğu anlaşılmıştır. Mahkememizin hükmüne esas alınan bilirkişi raporundan komutanlıkta ele geçirilen harddisk ve CD lerin sahte olarak oluşturulduğu yönünde kuvvetli şüphe bulunması dikkate alındığında harddisk üzerinde 4-5 gün önce oluştuğu belirlenen parmak izi bulunması, Gölcük Donanma Komutanlığında arama yapılmasına neden olan ihbarda direkt olarak suça konu dijital verilerin bulunduğu yerin belirtilmesi şüpheli ve dikkat çekici bulunmuş, sanıkların dijital verilerin başkaları tarafından kasıtlı olarak sahte olarak düzenlenip buraya konulduğu yönündeki iddialarının ihtimal dahilinde olduğunu düşündürmüştür" denildi.
"CAMBAZA BAK' YERİNE 'PARALEL'E BAK" DENİLDİ, BALYOZ DARBESİ ÖRTBAS EDİLDİ
SAVCI+MAHKEME: SANIKLAR MASUM, SADECE MAKSADI AŞTILAR!
Yeniden yargılamada son karar öncesi mahkemeye görüş bildiren Savcı, daha önce sanıkların da kabul ettiği Balyoz semineri ses kayıtlarını da delil olarak değerlendirmeyeceği yönünde görüş bildirmişti. Oysa delil olamayacağı iddia edilen ses kayıtları, sanıklar tarafından kabul edilmişti. Bu şok ses kayıtlarında, sanıkların “İstanbul’un üzerine çökeceğiz, acıma yok tepeleme var” gibi şok ifadeler kullandığı, gözaltına alınacak sanıkların nerede gözaltında tutulacaklarının dahi konuşulduğu görülüyordu. Savcı bu konuşmaları “maksadını aşan ifadeler” olarak nitelendirdi. Savcıya uyan mahkeme de 40 dakika gibi kısa bir aranın ardından verdiği kararında binlerce sayfa ve yüzlerce klasörden oluşan Balyoz dosyasını karara bağlamıştı. Önceki mahkemenin verdiği Balyoz ceza kararlarını iptal ettiklerini açıklayan mahkeme, kararında, Çetin Doğan, Ergin Saygun, Bilgin Balanlı, Dursun Çiçek, Mehmet Otuzbiroğlu’nun da aralarında olduğu 236 sanığın adı sayıldıktan sonra, “Sanıklar hakkında Türkiye Cumhuriyeti icra heyetini cebren ıskata veya vazife görmeye men etmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açılmış ise de sanıklara yüklenen suçu işlediklerinin sabit olmadığından 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatlerine” ifadelerini kullanmıştı.
MAHKEMENİN ÖRTBAS KARARI YÜZKARASI BİR KARARDIR!
Skandal nitelikteki bu kararla çok sayıda somut kanıtı bulunan darbe girişimi örtbas edilmiş oldu. Paralel yapı tartışmalarının gölgesine saklanan karara gerekçe olarak bazı şüpheli deliller öne çıkarıldı. Üzerinde şüphe olmayan deliller ise maksadını aşan eylemler olarak değerlendirildi.
Evet gerekçede de belirtildiği gibi "11 ve 17 nolu cd'lerin sanıklarla aidiyetini sağlamak amacıyla sanık Süha Tanyeri'ye ait el yazılarının bulunduğu defterden kopyalama yaparak bu kişiye aitmiş izlenimi verecek şekilde üzerine yazı makinesiyle yazı yazan kişi veya kişilerin iyi niyetli olmadığı aşikardır." Ancak bu şüphenin çok sayıdaki diğer delili geçersiz kılması da söz konusu olamaz. Donanma istihbaratı gibi en kritik bir birimin zemin karoları altından çıkan belgeler örneğin. Ya da seminerle ilgili ilk askeri bilirkişi raporunda yapılan şok tespitler. Sadece ses kayıtları değil yazışmalar dahi bilirkişi raporunda darbe hazırlığı olarak nitelendirildi. O bilirkişi daha sonra aceleyle görevden alınıp yerine başka bilirkişi getirildiyse de yaşananlar artık kayıtlara girmiş oldu. Dönemin komutanlarının birbiriyle girdiği polemik de önemli bir delil teşkil ediyordu. Ancak yeniden yargılamayı yapan mahkeme anlaşılan görmek istediklerini görmüş. Mahzurlu olanları ise "maksadını aşan" olarak değerlendirmiş. Ancak maksadını aşmadan bir son değerlendirme yapmak gerekirse, mahkemenin verdiği örtbas kararı için "yüzkarası" bir karar denebilir.
YANGINDAN MAL KAÇIRIR GİBİ
Yeniden yargılamada mahkemenin verdiği karar ve gerekçesi Balyoz darbe girişiminin paralel yapı tartışmalarının gölgesinde yangından mal kaçırırcasına örtbas edilmeye çalışıldığını gösteriyor. Herkes dikkatini paralel yapıya dikmişken, saatlerce süren ses kayıtları, çok sayıda belge ve dönemin komutanlarının ifadeleriyle varlığı açığa çıkmış olan Balyoz darbe girişimi olmamış kabul ettirilmeye çalışılıyor.
Gerekçede mahkeme heyetinin "gizli bir iş yapsalar sesleri kaydetmezlerdi" diyerek Balyoz seminer kayıtlarını aklayan ve sanıkların tarafını açıkça tuttuğunu belli eden ifadeler kullanması, "mantıklı bulunmamıştır, hayatın olağan akışına aykırıdır" gibi adeta alay eder şekilde tersinden yorum yapması, Hakan Büyük'ün evinde ele geçirilen USB'ye rağmen Büyük'ü savunması gibi detaylar tepki çekici nitelik taşıyor. Mahkemenin Balyoz darbesinin lideri olduğu belirtilen dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın heryerde bu plandan bahsettiğine dair iddialara değinmemesi tepki çeken bir başka detay.
Mahkemenin, dönemin en üst komutanları Hilmi Özkök ile Aytaç Yalman'ın darbe girişimini doğrular mahiyetteki şok açıklamalarına da hiç değinmemesi, yeniden yargılama sürecinde bu isimlerin tanıklığına başvurmaması da çarpıcı bir başka detay.
Sonuç olarak mahkeme, çok geniş kapsamlı bir sahteciliğin var olduğunu açıkça dile getirmese de bunu ima etmiştir. Ancak örneğin böyle geniş kapsamlı binlerce sayfalık bir darbe planının bir çete tarafından hazırlanması, daha sonra Donanma istihbarat gibi en kritik bir birimin zemin döşemeleri altına yerleştirilmesi, diğer istihbaratçı Hakan Büyük'ün evine flash bellek olarak yerleştirilmesi gibi asıl "hayatın olağan akışına aykırı" geniş ölçekte bir sahtecilik ağını makul gören bir komploya ise evet dediği görülüyor.
Mahkeme, diğer yandan sanıklarla ilgili ise daima onların tarafında olduğunu düşündüren yorum ve değerlendirmeler yapmış bulunmaktadır. Mahkemenin, sanıkların içeriğinde açık ifadeler bulunan ses kayıtlarını, evlerinde flash bellek bulunması gibi delilleri hep sanıklar lehinde yorumlaması "yuh" dedirtecek bir durum arzediyor. Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman'ın sanıkları zor duruma düşüren ve tüm bu delillerle örtüşen ifşaatlarına değinmemesi yargı tarafsızlığıyla bağdaşmayan bir nitelik arzediyor.
SUÇ DUYURUSU GELEBİLİR
Bunlar gerekçe ile ilgili ilk söylenebilecekler.. İlerleyen günlerde daha büyük tartışmaların yaşanması bekleniyor. Ancak bunlar dahi yeniden yapılan yargılamanın davanın örtbas edilmesi amacıyla yapıldığı iddialarını güçlendiriyor. Sivil toplum kuruluşlarının önümüzdeki günlerde hem mahkeme heyeti ve hem de Özkök ve Yalman hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunabileceği ileri sürülüyor.
Zira bu iki komutan birbiriyle basın yoluyla girdikleri tartışmada önemli ifşaatlarda bulunmuş, darbeyi sen değil ben önledim senin kaç tankın tüfeğin var gibi şok ifadeleriyle darbe girişiminin yaşandığını en üst düzeyden kanıtlamışlardı. Hatta bu ikiliye karşı Balyoz davasının sanıkları tavır koymuş, 'bizi sattılar' diye öfkelerini ifade etmişlerdi. Dolayısıyla tüm bunlar yaşanmışken uzun süre sonra paralel yapı tartışmalarının başlamasıyla birlikte şaşırtıcı değişiklikler gözlenmeye başlamış, bu iki komutan sanıklardan özür diler davranışlar sergilemeye başlamışlardı.
İşte suç duyurusunun kapsamına sadece mahkeme heyetinin değil, yargılama süreci boyunca toplumla adeta alay eder tarzda çelişkili tavırlar sergilemeleri nedeniyle bu iki komutanın da girebileceği belirtiliyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Skandal: Balyoz davası örtbasla bitti
Balyoz ve Ergenekon davalarında yaşanan delil tartışmaları
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar manşetlerimiz
Yalan tanıklık suç duyurusu getirir
Özkök ve Yalman'dan şok inkar
Kumpas'la doğan kahramanlar
TÜBİTAK: Deliller sahte değil
Kumpasa bak' cambazlığı zirvede
Balyoz'da 230 tahliye ve yeniden yargılama kararı
AYM: Balyoz'da hak ihlali var
Balyoz: Yeniden yargılamaya 2.ret
Balyoz'da 237 ceza kesinleşti
Bir Balyoz da AYM'den
Flaş!!! Yargıtay Balyoz'u onadı
Yargıtay'dan Balyoz gibi gerekçe
Tutuklu askerlerden bildiri
Balyoz temyiz duruşmaları manşetlerimiz
Yargıtay Başsavcılığı: Balyoz onansın
Flaş!!! Balyoz davası bitti
Balyoz planı ve davasıyla ilgili manşetlerimiz
Balyoz ve diğer davalardaki delil tartışmaları
Ergenekon, Balyoz ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
(06 Mayıs 2015, 21:12)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: