Paralel örgüt üyesi tutukluları yetkisiz asliye ceza mahkemelerinin korsan kararlarıyla tahliye etme girişimi başarısız olan paralel yapı, bu kez de Silivri İnfaz Hakimliği'ni devreye soktu. 'Yok hükmünde karar'a dayanarak yapılan talepleri esasa kaydeden Silivri 2.İnfaz Hakimi Engin Yıldırımer yeni bir skandala kapı araladı. Ancak görüşünü sorduğu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, yapılan girişimin hukuksuz olduğu yanıtını verdi. Bu gelişme sonrası Silivri hakiminin nasıl hareket edeceği merakla bekleniyor. Hakimin skandal şekilde başvuruyu esasa alması üzerine HSYK'nın alarm durumuna geçtiği, gelişmelere göre hareket edeceği belirtiliyor.
05.05.2015 19:34 'Paralel yapı'ya yönelik soruşturmada tutuklanan ve yetkisi olmadığı halde dönemin İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Mustafa Başer'in tahliyesine karar verdiği Hidayet Karaca, avukatı aracılığıyla, tahliye müzekkeresinin iade kararının kaldırılarak tahliye işleminin yapılmasını istedi. Talebi kabul eden infaz hakimliğinin görüş sorduğu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı mütalaasında, 'icrası mümkün bir tahliye kararının mevcut olmaması, infaz hakimliğinin talep konusu hakkında karar verme yetki ve görevinin bulunmaması, İnfaz Hakimliği Yasası'nın 6/1 maddesi gereğince esasa dahi kaydedilmeden talebin reddine karar verilmesi gerekirken esasa kaydedilerek cumhuriyet başsavcılığından görüşü sorulması' nedenleriyle başvurunun görev yönünden reddine karar verilmesini talep etti.
DETAYLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, ''Paralel Yapı', ''Tahşiye grubuna yönelik kumpas'' soruşturmasında tutuklanan ve yetkisi olmadığı 25 Nisan'da dönemin İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Mustafa Başer'in tahliyesine karar verdiği Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, avukatı aracılığıyla Silivri 2. İnfaz Hakimliği'ne başvurdu.
Karaca, dilekçesinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz ve İlamat Bürosu'nun, tahliye müzekkerelerinin infaz edilmeden iadesine ilişkin verdiği kararın kaldırılarak tahliyesini talep etti.
Silivri 2. İnfaz Hakimliği de talebi kabul ederek esas numarası ile kaydetti, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na görüşünü sordu.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı mütalaasında, İnfaz Hakimliği Kanunu'nun 'İnfaz Hakimliğine şikayet ve Usulü' başlığını taşıyan 5/1 maddesinde, 'Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün, her halde yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde şikayet yoluyla infaz hakimliğine başvurulabilir' şeklinde düzenlemeye yer verildiğini anımsatıldı.
Mütalaada, aynı kanunun 6. maddesinde ise 'şikayet başvurusu, 5. maddede yazılı süresinin geçmesinden sonra veya infaz hakimliğinin görev ve yetki alanı dışında kalan bir işlem veya faaliyete karşı ya da başvuru hakkı olmayan kimselerce yapılmışsa infaz hakimi, başvuruyu esasa girmeden reddeder, şikayet başvurusu başka bir yargı merciinin görevi içerisinde ise o merciiye gönderilir' hükmünü içerdiği kaydedildi.
''Yetkisi ve görevi yok''
Mevcut yasal düzenlemeler karşısında, infaz hakimliklerinin, cezaevi idaresinin mahpuslara yönelik olan 'işlem ve faaliyetlerine' karşı yapılan şikayet başvuruları yönünden inceleme yapmaya ve karar vermeye yetkili olduğu anımsatılan mütalaada, 5275 Sayılı Yasanın 16/3 maddesindeki istisnai durum hariç cumhuriyet başsavcılıklarının mahpusları ilgilendiren işlemleri ile ilgili şikayetin yargı merci olmaması nedeniyle yapılan başvuruda, yetki ve görevinin mevcut olmadığının açık olduğu vurgulandı.
Ayrıca tutuklu Hidayet Karaca'nın barındırıldığı infaz kurumuna tahliyesi yönünde herhangi bir kararın, UYAP sistemi üzerinden e-imzalı olarak veya ıslak imzalı olarak yahut faks yoluyla intikalinin söz konusu olmadığı dile getirilen mütalaada, bu nedenlerle anılan cezaevi idaresi tarafından adı geçen tutuklu ile ilgili şikayet başvurusuna konu oluşturabilecek herhangi bir işlemin de söz konusu olmadığı belirtildi.
Karaca'nın avukatının başvuru dilekçesinde belirttiği tahliye kararının 'yok hükmünde' olduğuna ve Karaca'nın tutukluluğunun devam ettiğine dair kararın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiği hatırlatılan mütalaada şu görüşe yer verildi:
''İcrası mümkün bir tahliye kararı mevcut olmaması, infaz hakimliğinin talep konusu hakkında karar verme yetki ve görevinin bulunmaması, İnfaz Hakimliği Yasası'nın 6/1 maddesi gereğince esasa dahi kaydedilmeden talebin reddine karar verilmesi gerekirken esasa kaydedilerek cumhuriyet başsavcılığımızdan görüş sorulması' nedenleriyle başvurunun görev yönünden reddine karar verilmesi talep edilmiştir.''
Söz konusu mütalaa, Silivri 2. İnfaz Hakimliği'ne gönderildi. Bakırköy savcılığının cevabı sonrası Silivri hakiminin nasıl bir karar vereceği merak ediliyor.
YENİ PLAN SİLİVRİ
Tevhid-Selam, yasa dışı dinleme, casusluk ve Hrant Dink gibi soruşturmalar çerçevesinde tutuklu yargılanan paralel örgüt mensubu şüphelileri tahliye ettirerek örgüte moral kazandırmaya çalışan paralel yapı avukatları yeni bir oyun devreye soktu. Avukatlar, iki ayrı asliye ceza mahkemesinin yetkileri olmadığı halde verdiği reddi hakim ve tahliye kararlarının 'yok hükmünde' sayılmasına rağmen Silivri Cezaevi'ndeki infaz hakimliği üzerinden 'hukuksuz mücadeleye devam' kararı aldı.
KARAR YOK HÜKMÜNDE
İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik ve 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Mustafa Başer, İstanbul'da paralel yapı soruşturmaları kapsamında tutuklanan 63 şüpheliye geçtiğimiz hafta sonu korsan kararlarla tahliye yolu açmıştı. Hazırlık soruşturması evresinde hiçbir yetkisi olmayan bu iki mahkemenin verdiği skandal kararlar adliyede krize neden olmuştu.
Yetkili İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, iki mahkemenin verdiği 'reddi hakim' ve 'tahliye' kararlarının, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'ne yeni görevlendirilen hakim ise kendi mahkemesinin verdiği 'tahliye' kararının 'yok hükmünde' olduğuna yönelik karar almıştı. Böylece paralel yapının korsan tahliye girişimleri önlenmişti. Hukuk skandalına yol açan kararların ardından olaya el koyan HSYK iki hakimi açığa almış ve hakimler hakkında soruşturma izni vermişti. Asliye ceza hakimleri Özçelik ve Başer, soruşturmanın ardından çıkarıldıkları mahkemede 'darbe girişimi' ve 'örgüt üyeliği' suçlarından tutuklanmıştı.
Yargıdaki uzantılarını devreye sokarak 63 tutukluyu tahliye etme oyunu tutmayan paralel yapı ise şimdi yeni bir taktik geliştirdi. Tevhid-Selam, yasa dışı dinleme, casusluk ve Hrant Dink soruşturmalarında tutuklanan ve Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan şüphelilerin avukatları, asliye ceza oyunu tutmayınca ardından şimdi de Silivri İnfaz Hakimliği üzerinden kriz çıkarmak için kolları sıvadı. Avukatlar, Asliye Ceza Mahkemesi'nin krize yol açan hukuksuz tahliyesindeki yöntemi izleyerek geçtiğimiz perşembe günü Silivri 2. İnfaz Hakimliğine çok sayıda dilekçe verdi.
HAKİM ESASA KAYDETTİ
Dilekçelerine 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin “yok hükmündeki” tahliye kararını da delil olarak ekleyen avukatlar sözkonusu korsan kararın uygulanması talebinde bulundu. 32. Asliye Ceza'nın kararının yok hükmünde olması ve tahliye yetkisi olmamasına rağmen Silivri 2. İnfaz Hakimi Engin Yıldırımer ise dosyaları esasa kaydettti. Yıldırımer'in bu tutumu ise yeni oyunun bir parçası olarak yorumlandı. Silivri 2. İnfaz Hakimi Yıldırımer'in, ayrıca konuyla ilgili Bakırköy savcılığına mütalaa sorduğu da öğrenildi. Bakırköy savcılığının cevabı sonrası Silivri hakiminin nasıl bir karar vereceği merak ediliyor.
Korsan hakimin kararına itiraz
Eski İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik'in daha önce baktığı bir davada hapis cezasına çarptırılan hükümlü Zennur Durdi'nin avukatı Baran Doğan, müvekkilinin yeniden yargılanmasını talep etti. Doğan, Özçelik'in örgüt üyesi olduğu, emir talimat çerçevesinde hareket ettiği ve sistematik bir şekilde taraflı davrandığının son süreçte ortaya çıktığını söyledi. Özçelik'in, dönemin özel yetkili İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi başkanıyken Durdi'ye “terör örgütü üyeliği” ve patlayıcı madde bulundurma” gibi suçlardan 25 yıl 6 ay hapis cezası verdiği öğrenildi.
Paralel yapı-25 Nisan (2015) '25 Nisan kamikaze/yargısal darbe girişimi' manşetlerimiz
(05 Mayıs 2015, 19:34)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: