Paralel Yapı mensubu polislerin tartışmaya yol açan tahliye kararları iptal edildi. İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararları, Hakim Mustafa Başer'in HSYK tarafından açığa alınmasının ardından geçici olarak görevlendirilen Hakim Erdoğan Şimşek tarafından iptal edildi. Hakim Şimşek, mahkemenin önceki tahliye kararlarının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bu tahliye kararlarını yok hükmünde sayılmasına karar verdi. Kararın sonuç bölümünde, kararın kesin olduğu vurgulandı.
28.04.2015 22:37 Gülen terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanmış olan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile aralarında Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu 63 polisin, 4 gündür süren tahliye karmaşası bugün son buldu.
İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin tahliye kararları, Hakim Mustafa Başer’in HSYK tarafından açığa alınmasının ardından geçici olarak görevlendirilen Hakim Erdoğan Şimşek tarafından yeniden ele alındı. Hakim Şimşek, mahkemenin önceki tahliye kararlarının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bu tahliye kararlarını yok hükmünde sayılmasına karar verdi. Kararın sonuç bölümünde, kararın kesin olduğu vurgulandı.
TERÖR VE ÖRGÜTLÜ SUÇLAR BÜROSU’NUN İTİRAZINA YER VERİLDİ
Kararda, soruşturmalara bakan Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca tutuklu şüphelilerin tahliye kararlarının "yok hükmünde" sayılması ve bu kararların İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan infaz edilmeden geri istenilmesi ve ayrıca tahliye müzekkerelerinin teslim alıp cezaevine faks çekmeyen yetkililer hakkında yapılan suç duyurusunun geri alınmasının talep edildiği belirtildi.
Kararda, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın şüphelilerin tahliye kararına yönelik bu kararın "yok" sayılması yönündeki talebini hukuki olarak irdelendiğinde öncelikle mahkemenin hazırlık soruşturmasında tahliye yetkisinin bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. Bu cümleden olarak öncelikle asliye ceza mahkemelerinin hazırlık soruşturması devam ederken tahliye konusunda karar verilip verilmeyeceğini yürürlükte kanun hükümleri çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir" denildi.
MAHKEMELERİN GÖREVLERİNE ATIFTA BULUNULDU
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 3. maddesiyle mahkemelerin görevlerini belirlendiği ifade edilen kararda, "CMK 3., 5235 sayılı yasanın 10. ve 11. maddeleri ve diğer mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde hazırlık soruşturmalarında hakim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak, bunlara karşı yapılan itirazları incelemek münhasıran Sulh Ceza Hakimliği’ne aittir. Bu cümleden olarak Asliye Ceza Mahkemeleri’nin soruşturma aşamasındaki işler ile ilgili olarak tutuklama ve tahliye kararları verme yetkileri olmadığı aşikardır" denildi.
"HAKİMİN REDDİNİ TEŞKİL EDEN HUKUKİ BİR DURUM YOK"
Kararda, "reddi hakim kararını" veren İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin bu kararının, "dosyanın soruşturma aşamasında olduğu, dosyanın mahkemede bulunmadığı, dosyanın görevli ve yetkilisinin Cumhuriyet Başsavcılığı olduğu, hukuk sistemimizde cumhuriyet savcılarının reddi müessesesinin olmadığı, somut olayda hakimin reddi konusunu teşkil edecek hukuki bir durumun bulunmadığı" kaydedildi.
"MAHKEMEMİZ GÖREVSİZDİR"
Hakimin davaya bakamayacağı haller ve reddini gerektirir sebeplerin kovuşturma aşamasıyla sınırlı olduğunun altı çizilen kararda, "Bu konuda hakimin reddi talebini değerlendiren İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararı ve mahkememizin kararı hukuki dayanaktan bu nedenlerle yoksundur. Mahkememizce verilen 25 Nisan 2015 tarihli müteferrik karar ile mahkememizce verilen tahliye kararı mahkememizin görevsiz bulunması nedeniyle yok hükmünde sayılması gerektiği anlaşılmıştır." ifadelerine yer verildi. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nun itiraz sebeplerinin yerinde görüldüğü belirtilen kararda, "Tahliye kararının yok hükmünde sayılmasına karar verilip bilahare tahliye kararlarının Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bila infaz (infaz edilmeden) istenilmesine karar verilmiştir" denildi. Kararda, ayrıca tahliye müzekkerelerini teslim almayan ve cezaevine faks çekmeyen yetkililer hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusunun da bu tahliye kararları yok hükmünde olduğundan suç duyurusunun yerine getirilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtildi.
KARAR KESİN...
Kararın hüküm bölümünde, "Mahkememizin 25 Nisan 2015 tarihli kararının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğundan tahliye kararlarının yok hükmünde sayılmasına, şüphelilerin tahliye kararlarının bila infaz istenilmesi için müzekkere yazılmasına" karar verildiği belirtildi. Ayrıca yine açığa alınan Hakim Mustafa Başer’in tahliye kararlarını yerine getirmesi için İnfaz Savcılığı’na gönderdiği yazının da yok hükmünde sayılması kararlaştırıldı. Kararın sonuç bölümünde, kararın kesin olduğu vurgulandı.
İŞTE AÇIĞA ALAN O HAKİMLER:
HUKUKÇULARDAN HSYK'YA DESTEK
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2. Dairesi'nin, İstanbul 29. ve 32. Asliye Ceza Mahkemeleri'nin hakimleri Metin Özçelik ve Mustafa Başer hakkında verdiği "açığa alma" kararına hukukçulardan destek geldi.
Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cahit Özkan, İstanbul 29. ve 32. Asliye Ceza Mahkemeleri hakimlerinin kendisini Anayasa Mahkemesi yerine koyarak Sulh Ceza Hakimliklerini "fiilen kaldırma" teşebbüsünde bulundukları için HSYK 2. Dairesi'nin yerinde bir karar verdiğini söyledi.
Yüksek Kurulun verdiği kararın İstanbul 29. ve 32. Asliye Ceza Mahkemeleri'nin reddihakim ve tahliye kararları üzerine verdiğini hatırlatan Özkan, "2014 Yılı Haziran ayında 6545 Sayılı Kanunla soruşturma aşamasında tüm tahliye ve tutuklama kararları Sulh Ceza Hakimlerine bırakılmıştır. 1. sınıfa ayrılmış bir hakim veya savcının bu yasayı bilmemesi mümkün değil. Burada Paralel Devlet Yapılanmasına mensup oldukları belirlenen kişilerin tahliye edilmesi ilişkin karar tamamen kanuna aykırıdır" diye konuştu.
-"Fiilen Anayasa Mahkemesi gibi hareket etti"-
Cahit Özkan, 29. ve 32. Asliye Ceza Mahkemesi hakimlerinin usulsüz kararları ile kendisini Anayasa Mahkemesi yerine koyduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bu mahkemelerin hakimleri 6545 Sayılı kanun açık olmasına rağmen verdikleri kararlarla adeta İstanbul'daki Sulh Ceza hakimliklerine son vermek istemişlerdir. Burada aynı zamanda bir yetki aşımı vardır. Yani her iki mahkeme de kendisini Anayasa Mahkemesi yerine koyarak Sulh Ceza Hakimliklerini fiilen ortadan kaldırmak istemişlerdir. Böyle bir karar üzerine HSYK 2. Dairesi'nin kararı yerinde ve gecikmiş bir karardır. Yetki aşımı ve görevi kötüye kullanma gibi bir fiili işleyen hakimler hakkında yasal olarak HSYK'nın devreye girmesi gerekiyordu. Eğer bu kararı almasaydı o zaman HSYK görevini yapmamış olacak ve suç işleyecekti."
-Örgüt suçundan yargılanırlar-
Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Avukat Alaattin Varol ise HSYK 3. Dairesi'nin İstanbul 29. ve 32. Asliye Ceza Mahkemeleri hakimleri hakkında soruşturma izni vermesi durumunda müfettiş raporuna göre bu hakimlerin de "Örgüt" suçundan TCK'nın ilgili kanunları kapsamında yargılanacaklarının altını çizdi. Varol, "HSYK müfettiş raporu doğrultusunda hakimlerin tedbiren açığı alınmasına hükmetti. Bu idari bir karar. Bu kararın üzerine şimdi HSYK 3. Dairesi toplanarak bu hakimler hakkında soruşturma açılıp açılmayacağına karar verecek" ifadelerini kullandı.
Varol, HSYK 3. Dairesi'nin hakimler hakkında soruşturma izni vermesi durumunda soruşturmanın müfettiş raporu doğrultusunda yürütüleceğine dikkat çekti. Varol, "HSYK 3. Dairesi soruşturma izni verirse 2. Daire'nin iddiaları üzerine soruşturma yürütülecek bu hakimler hakkında. 2. Daire de müfettişlerin raporlarına göre bir karar verdi. Müfettişlerin raporunda, 'Eylem ve fikir birlikteliğinden' bahsediliyor. Bu durumda söz konusu hakim ve savcılar halen tutuklu bulunan sanıklara yöneltilen aynı iddialarla yargılanırlar. 3. Daire soruşturma izni verirse müfettişlerin raporlarındaki iddialar göz önünde bulundurulduğunda hakimler örgüt suçundan yargılanır " diye konuştu.
HSYK kararının doğru ve gecikmiş bir karar olduğunu söyleyen Varol, "HSYK hafta sonu olsa dahi toplanabilmelidir. Çünkü telafisi güç zararlar doğurabilecek durumlar ortaya çıkabilir. HSYK'nın aldığı karar önemli bir karardır. Bu karar ile hakim ve savcılar görev ve sorumluluklarını çok daha titiz bir şekilde uygulayacaktır" dedi.
------------------------------------------------------------------------------
BAŞBAKAN YRD. AKDOĞAN: YILANIN BAŞINI KOPARMALI
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, yetkisiz mahkemeden tahliye kararına ilişkin, "Seçim öncesinde ne tür tezgahlar yapıldığını, kimlerin kimlerle yan yana geldiğin, kimlerin kimlerle kol kola girdiğini daha iyi görüyoruz. Son yaşanan hadise açıkça bir hukuki işlem değil, bir hukuk sabotajıdır, bir hukuk saldırısıdır. Paralel yapının gördüğümüz gibi kertenkelenin kuyruğunu kesmek yetmiyor, kesiyorsunuz bir daha uzuyor, kesiyorsunuz bir daha uzuyor, kertenkelenin başını ezmek gerekiyor. Yılanın başını koparmak gerekiyor" dedi.
------------------------------------------------------------------------------
Paralel yapının iki hedefi
Burhanettin Duran (Sabah): "Bu tahliye denemesi ile Gülen grubu devlet içindeki yapılanmasını korumadaki ısrarını bir daha göstermiş oldu. Türkiye'deki İslami gruplardan farklı olarak iktidar ile radikal bir kapışmaya giren Gülen grubu tüm tasfiyelere rağmen gücünü yitirmediğini bir kez daha ispatlama gayretinde. Hem de seçimler öncesinde. Gülen grubunun devlet içinde örgütlenme çabası Türkiye halkı nezdinde kararı olumsuz yönde verilmiş bir konudur. Yerel seçimlerde de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de bu dava onlar için kaybedilmiştir.
Bağlılarına hâlâ mücadele azmini gösterme amacı taşıyan bu tür girişimlerin iki hedefi var: İlki, devlet kurumlarındaki varlığını cephesel direnişlerle zamana yayarak korumak. İkinci asıl hedef ise, dünya kamuoyuna yöneliktir. Türkiye'yi uluslararası toplum nezdinde demokrasi ve hukuk devleti bağlamında sürekli tartışma düzleminde tutmak hedeflenmektedir.
Bu tür usulsüz yargı operasyonlarının iktidar tarafından engellenebileceği tahmin edilmiyor değil. İzlenen strateji, uluslararası kuruluşlar yanında Türkiye'nin demokrasi karnesine yeni olumsuz çentikler atılmasını sağlamaya yöneliktir."
Flaş!!! HSYK o hakimleri açığa aldı
Şok!!! İkinci kamikaze girişimi
Mahkeme: Kamikaze tahliye geçersiz
Paralel tahliye için kamikaze hakim
Paralel yapı-25 Nisan (2015) '25 Nisan kamikaze/yargısal darbe girişimi' manşetlerimiz
(28 Nisan 2015, 22:37)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: