Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında önceki gün gözaltına alınan ve savcılık sorgusu sonrası mahkemeye sevk edilen Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, tutuklandı. Akyürek'e, 'Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi', 'Görevi kötüye kullanma' ve 'resmi belgede sahtecilik' suçlamaları yöneltildi. Akyürek, Gülen cemaatinin emniyetteki en önemli ismi olarak nitelendiriliyordu. Onun Gülen cemaatine mensup olduğu, Ak Parti'den önceki dönemde İstanbul Valisi Erol Çakır tarafından siciline düşülen bir notla ortaya çıkmıştı.
28.02.2015 13:05 Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında mahkemeye sevk edilen eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, "ihmali davranışla ölüme sebebiyet vermek, resmi belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanma" suçlarından tutuklandı.
Hrant Dink cinayetinin işlendiği dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan Akyürek, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınıp kara yoluyla İstanbul'a getirilmesinin ardından bu sabah Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi.
7 SAAT SORGULANDI
Dink cinayetine ilişkin soruşturma yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yaklaşık 4 saat süresince ifadesi alınan Akyürek, tutuklanması istemiyle sevk edildiği nöbetçi İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği'nce de yaklaşık 3 saat sorgulandı.
TUTUKLANDI
Hakimlik, Akyürek'in, Türk Ceza Kanunu'na göre 25 yıla kadar hapis cezası öngörülen "ihmali davranışla ölüme sebebiyet vermek" suçu ile "resmi belgede sahtecilik" ve "görevi kötüye kullanma" suçlarından tutuklanmasına hükmetti.
Dink cinayetiyle ilgili daha önce 2 Ekim 2014’te davet edildiği Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde şüpheli olarak ifadesi alınan eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek serbest bırakılmıştı. Akyürek bu kez 26 Şubat’ta savcının talimatıyla Ankara’da gözaltına alındı. İstanbul’a getirilen ve emniyette ifade vermeyen Akyürek, dün sabah Çağlayan’daki Adalet Sarayı’na götürüldü. Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Gökalp Kökçü, Akyürek’e 4 saatte 17 soru yöneltti. Akyürek’in yanıtları 15 sayfa tuttu. Sorgunun ardından mahkemeye sevkedilen Akyürek tutuklandı.
İŞTE DETAYLAR
Ramazan Akyürek "İhmali davranış sebebiyle ölüme sebebiyet vermek", "Resmi evrakta sahtecilik" ve "Görevi kötüye kullanma" iddiasıyla tutuklanma talebiyle sevkedildiği nöbetçi İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı. Soruşturma savcısı Gökalp Kürkçü, şüpheli sıfatıyla ifadesini aldığı Akyürek'e 4 saatte 17 soru yöneltti. Akyürek, savcının 17 sorusunu, 15 sayfada yanıtladı.
'İstihbarat Dink bilgilerini kapattı'
Hrant Dink cinayeti döneminde İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek’in savcılık sorgusunda ise çarpıcı bilgiler ve ifadeler ortaya çıktı. Savcı Kürkçü, daha önce soruşturma kapsamında ifadesi alınan dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve diğer polislerin ifadelerini okuyarak sorular sordu. Akyürek'e okunan ifadeler arasında en dikkat çekeni eski Malatya İstihbarat Şube Müdürü Loğoğlu'nun ifadeleri oldu. Loğoğlu, İstanbul istihbaratını Dink bilgilerini kapatmakla suçluyor.
Hrant Dink cinayeti soruşturmasında mahkemeye sevk edilen dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in sorgusunda eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile eski Malatya İstihbarat Şube Müdürü Ali Loğoğlu’nun ifadeleri de ortaya çıktı. İki eski polis müdürünün Akyürek’e okunan ifadelerinde çarpıcı bilgiler yer alıyor. Ali Loğoğlu cinayet sırasında, Hrant Dink’in Malatyalı olması ve Malatya’da da Ermeni vatandaşların çok olması sebebiyle İstihbarat Daire Başkanlığı’na ait bir programda Hrant Dink ismini sorgulattığını anlattı:
“F3 ve F4 raporlarını sadece bu raporları düzenleyen il ile gönderilen İstihbarat Daire Başkanlığı görebilmektedir. Başka iller F3 ve F4 raporlarını göremezler, ancak bütün iller Hrant Dink sorgulaması yaptığında benim gördüğüm İDP bilgilerine ulaşabilirlerdi” dedi. Sorgulamayı yaptığında Yasin Hayal’in Hrant Dink’e karşı eylem yapacağı bilgisine ve telefon numarasına ulaştığını anlatan Loğoğlu, “Telefon numarasına ulaşmam nedeniyle Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde cep telefonu DATA sisteminden Yasin Hayal ile ilgili sorgulamayı yaptım. Ben Hrant Dink ile ilgili İDP kayıtlarına baktıktan hemen sonra İstihbarat Daire Başkanlığınca Hrant Dink’e ait İDP kayıtları kapatıldı. Bir daha İDP kayıtlarından Hrant Dink dosyasına giremedik” dedi.
Bu ifade üzerine sayfanın neden kapatıldığını soran savcıya Akyürek, bu konuyu da ilk kez öğrendiğini belirterek o dönemde bu problemin kendisine iletilmediğini söyledi.
Ramazan Akyürek’in, Savcı Gökalp Kökçü’ye verdiği 15 sayfalık ifadesinde daha önce ifadesi alınan eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın sözleri de ilk kez yer aldı. Savcının Akyürek'e okuduğu ifadesinde Cerrah şunları anlatıyor:
“Bana Hrant Dink’in ne zaman öldürüldüğü, nasıl öldürüldüğü bilgileri yanında flu şekilde Ogün Samast’ın resmi gösterildi. Bunun dışında elimizde herhangi bir delil yok dediler. Ben fotoğrafı aldım makama geçtim. Makamımda İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, MİT Bölge Başkanı, İstanbul Alay Komutanı, İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Terör Daire Başkanı Selim Akyıldız ve İstanbul Valisi Muammer Güler orada idi. Bakanlarımız bana cinayetle ilgili son gelişmeleri sordular. Ben de kendilerine elimizde bir fotoğrafın olduğunu, bu fotoğrafı basına vermek istediğimi, bu şekilde kişinin tespit edilebileceği yönünde görüşlerimi belirttim. Hatta o sırada İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek orada olduğu için bu konuda sizde herhangi bir bilgi, belge, gelişme var mı diye sordum. Ramazan Akyürek yok dedi.”
‘Neden bilgi paylaşmadınız?’
Akyürek’e bu ifade hatırlatılarak “Failleri bulmak için çalışan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’a bu konularda bilginiz olmadığını söyleyerek, cinayetin çözümü ve faillerin yakalanması hususunda kolluk amiri sıfatıyla neden yardımcı olmadınız, niçin bilgileri paylaşmadınız?” diye soruldu. Akyürek ise buna “Emniyet müdürümüze yardımcı olmadığım ifadesi tamamen gerçeğe aykırıdır” dedi.
Savcının okuduğu Celalettin Cerrah’a ait bir başka ifadede de şu bilgiler yer aldı:
“Cinayet şüphelileri Ogün Samast, Erhan Tuncel, Yasin Hayal adli makamlara sevk edilmeden önce EGM, İDB, İDB C Şube Müdürlüğü, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanı olduğu bilgisi ile Yasin Hayal’in cinayetin azmettiricisi olduğu yönünde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bilgi aktarılmadı. Ne zaman ki Erhan Tuncel’in sorguda ben yardımcı istihbarat elemanıyım demesi üzerine ben Ramazan Akyürek’i aradım. ‘Ramazan bu şahıs yardımcı istihbarat elemanı olduğunu söylüyor, İstanbul’a gel. Bunu kim yardımcı istihbarat elemanı yapmış ise onlar da gelsin, sorguda yardımcı olsunlar’ dedim. Ramazan bana ‘abi, sen onu kendine yardımcı istihbarat elemanı yap’ dedi. ‘Ya kardeşim cinayet işlenmiş, yardımcı istihbarat elemanı mı kalmış, gelin gereğini yapın’ dedim. Anlam veremediğim bir konuşma idi. Herhalde panik vardı. Bunun üzerine ben İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’yu aradım. ‘Ramazan Akyürek gelmiyor, ben bu Erhan Tuncel’i de pazartesi diğer şüpheliler ile birlikte mahkemeye göndermem gerekiyor. Ramazan’ın mutlaka gelmesi lazım. Ondan bilgi almam lazım’ dedim. hatırladığım kadarıyla pazartesi biz şüphelileri adliyeye sevk ettikten sonra akşam saatlerinde geldi. yani iş işten geçtikten sonra geldi. kısa kaldı ve Ankara’ya geri döndü.”
‘Neden bilgi sakladın?’
Bu ifadenin ardından Ramazan Akyürek’e "Neden bilgi sakladın?” diye soruldu. Akyürek, “Hem İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne hem de İstihbarat Daire Başkanlığına bilgi veren bir emniyet müdürü olarak bilgi sakladığım şeklindeki soruya katılmıyorum” karşılığını verdi.
Cerrah’ın ifadesindeki şu bölüm de Akyürek'e okundu:
“Ramazan Akyürek, Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından ‘ne pahasına olursa olsun mutlaka öldürüleceği’ konusundaki kesin istihbari bilgi içeren F4 raporundan hiçbir zaman bilgi vermedi. Bu konuda hiçbir zaman bana bilgi vermedi. Bu cinayetle ilgili görüşmeler devam ederken ben kendisine bu kişiler ile ilgili yani Ogün Samast ile ilgili ve daha sonra Erhan Tuncel ile ilgili bilgi olup olmadığını sormama rağmen bana bilgi vermedi.”
Akyürek ise Cerrah’ın ifadelerine “Cinayetin muhtemel failini Trabzon Emniyet Müdürü olarak İstanbul Emniyetine ve İstihbarat Dairesin resmi yazı ile bildirmiştim” yanıtını verdi.
AKYÜREK, CERRAH'I SUÇLADI
"Paylaşmadığım hiçbir bilgi yoktur" dediği öğrenilen Akyürek'in Cerrah'ı kastederek "İl Emniyet Müdürünün tavrı istihbari olarak aldığı bilgilerin dışında cinayeti önlemek için daha bir çok bilgilere sahip olmasına rağmen önleyemediği cinayetin failinin yakalanmasında kendisine ve il emniyet müdürlüğüne tüm bilgi ile destek olan Ramazan Akyürek'i suçlayarak asılsız isnadlarda bulunarak kendini kurtarmaya çalışmaktadır" dediği öğrenildi.
'Alarm durumunu da bildirmemiş!'
Akyürek’e, Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un ifadeleri de soruldu. Uzun’un 8 Mayıs 2014 tarihindeki ifadesinin şu bölümü sorguda okundu:
“Yasin Hayal tarafından geliştirilen Hrant Dink cinayeti tasarısı konusunda, Hrant Dink’in ne pahasına olursa olsun mutlaka öldürüleceğine dair F4 raporuna konu olan bilgiyi veren Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanlığından (YİE) çıkarılması polis tabiriyle alarm durumdur. YİE önce bu olay hakkında ve örgüt hakkında bilgi verdi, sonra elemanlıktan vazgeçti. Bu durumda örgüte veya olaya katıldı veya fikir olarak karşı tarafı onaylar duruma geldi demektir. Bu durumda İDB’nin hemen İstanbul Emniyet Müdürü’nü en acil şekilde önce telefonla bilgilendirmesi gerekir. Sonra Hrant Dink’in öldürüleceğini İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazılı olarak bildirmesi gerekirdi.”
"CİNAYET ÖNLENMİŞ OLACAKTI"
Akyürek ifadesinde, "Trabzon İl Emniyet Müdürü olduğum dönemde "Ne pahasına olursa olsun Yasin Hayal'in, Dink'i öldürme kararlılığı" İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'a gönderilmiştir. Bir eksiklik var ise Sabri Uzun dönemine aittir. Cinayetle ilgili haberi anında İstanbul Emniyeti ile paylaşmış olsaydı anlaşılan o ki görevini yapmış olacak, bu yazı ile ilgili cinayet sonrası bir eksiklik hiçbir zaman mevzu edilmeyecek ve cinayet önlenmiş olacaktı" dediği belirtildi.
‘Bu konuyu ilk kez duyuyorum’
Hrant Dink cinayeti davasına bakan mahkemenin başkanı Erkan Canak’ın sahte isimle dinlenilmesi de hatırlatılan Akyürek’e, “Sahte resmi belgelerle neden sizin adınıza dinleme talebinde bulunuldu?” sorusu soruldu. Akyürek, “Bu konuyu ilk kez burada öğrendim” dedi.
Daha önce şüpheli olarak ifade veren eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in ifadesinde kendisine “İstanbul’u derhal terk et” dendiğini ve bunun sebebini Akyürek’e sorduğunda da “Arkadaşlar bana ne derse onu yaparım” cevabını aldığı şeklindeki ifadesi de Akyürek’e soruldu. Akyürek’e, “Bu iddialar doğru mudur? Kendisinden İstanbul’u terk etmesini neden istediniz?” sorusu soruldu. Akyürek ise Güler’in performans düşüklüğü sebebi ile şube müdürü değişikliğine karar verdiğini söyledi. Ancak Akyürek, “Arkadaşlar bana ne derse onu yaparım” ifadesini kullanmadığını söyledi.
Samast’ın iddiaları
Akyürek, Ogün Samast’ın “Trabzon’a dönerken seni Samsun’dan alacaklar, eğer burada alınırsan Ramazan müdür açığa çıkar” sözlerine de “Samast’ın bu sözlerini tamamen saçma buluyorum ve kabul etmiyorum” dedi.
Akyürek’e kamera kayıtları gösterilerek Samast’ı takip eden kişileri tanıyıp tanımadığı soruldu. Akyürek ise bu şahısları tanımadığını ve Samast’ı takip etmek için kimseyi görevlendirmediğini söyledi.
Kamera görüntülerini TEM’den önce almışlar
Cinayetten önce Hrant Dink’in ve şüphelilere ilişkin görüntülerin olabileceği değerlendirilen Akbank Pangaltı şubesindeki kamera kayıtlarının Terörle Mücadele Şube polislerinden önce İstihbarat Şube görevlileri tarafından alındığını söyleyen savcı Akyürek’e “Bu konu ile ilgili herhangi bir görevlendirmeniz ya da talimatınız oldu mu?” diye sordu. Akyürek ise, konuyu ilk defa savcıdan duyduğunu belirterek, “Hiçbir zaman böyle bir görevlendirme yapmadım. Ayrıca böyle bir görevlendirmeye de yetkili değilim” dedi.
"MUHATAPLARI TARAFINDAN NE KADAR CİDDİYE ALINDIĞI...."
"Polis vazife ve salahiyetleri kanununda yer alan 'halkın ırz ve canını korumak bakımından polis görevlilerine garantörlük yükümlülüğü yüklenmiştir. Hrant Dink'e karşı tasarlanan cinayet planı ile ilgili birçok bilgiye vakıf olmanıza rağmen Hrant Dink'in yaşam hakkını korumak bakımından yasanın verdiği garantörlük yükümlülüğünü ne için yerine getirmediniz" sorusuna Akyürek, "Ben Trabzon Emniyet Müdürü olarak istihbarat şubesinin yapmış olduğu çalışma sonucunun İstanbul'a gönderildiğini ve imzamla İstihbarat Dairesi Başkanlığı'na gönderildiğini biliyorum. Ayrıca istihbarat başkanı iken de Ermeni vatandaşlarımıza yönelik tehdit algısının yoğunlaşmasına istinaden 81 il emniyet müdürlüğümüzü uyardığımı biliyorum. Yukarıdaki iki paragrafta belirttiğim hususlar muhatapları tarafından ne kadar ciddiye alındığı müessif olay sonucu ortaya çıkmıştır" dedi.
DAHA ÖNCE ŞÜPHELİ OLARAK SORGULANMIŞ, SERBEST BIRAKILMIŞTI
Dink cinayeti döneminde Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada Dink ailesinin avukatlarınca sık sık mahkemeye çağrılarak "tanık" sıfatıyla dinlenilmesi talep edilen Ramazan Akyürek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında 2 Ekim 2014'te avukatıyla beraber Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek, "şüpheli" sıfatıyla savcılığa ifade vermişti. Savcı Yusuf Hakkı Doğan tarafından yaklaşık 4 saat süreyle sorgulanan Akyürek, ifade verme işleminin ardından serbest bırakılmıştı.
SORUŞTURMA SÜRECİ...
Hrant Dink cinayetinde ihmali olduğu iddia edilen, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör ile emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 9 kamu görevlisi hakkında açılan soruşturmaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce verilen takipsizlik kararı, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 6 Haziran 2014'te kaldırılmış, gereğinin yapılması için dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na iadesine hükmedilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcılarından Yusuf Doğan'a teslim edilen, Dink cinayetinde kamu görevlilerinin ihmali olduğu iddialarına yönelik dosya ile devam eden soruşturma dosyası, tek soruşturma dosyası olarak birleştirilmişti. Yusuf Doğan'ın Yargıtay'da görevlendirilmesiyle dosya, aynı bürodaki görevli savcılardan Gökalp Kökçü'ye devredilmişti.
Tek dosyayla soruşturma yürütmeye başlayan savcılık, bu soruşturma kapsamında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, emniyetteki paralel yapı soruşturmasında tutuklu bulunan eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı'nın "şüpheli", cinayet davasının sanığı Ogün Samast, Yasin Hayal ile Erhan Tuncel'in ise "tanık" sıfatıyla ifadelerine başvurmuştu.
3 KİŞİ TUTUKLANDI
İfade veren şüphelilerden Faruk Sarı, sevk edildiği mahkemece adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakılmıştı. Soruşturma kapsamında ifade veren ve daha sonra haklarında yakalama kararı çıkarılan Muhittin Zenit, Özkan Mumcu ve Ercan Demir ise ''cinayette ihmalleri olduğu" gerekçesiyle tutuklanmıştı.
İfadesi alınan bazı şüpheliler, cinayette Ramazan Akyürek'in ihmalinin bulunduğu ve gerekli yerlere bilgi vermediği iddiasında bulunmuştu. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler verdiği ifadede, "Ramazan Akyürek başlangıçtan beri hem bilgi gizlemek hem de bizi zor duruma düşürmek için hem de kendilerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmak amacıyla kasıtlı olarak bu bilgiyi (log kayıtları) müfettişlerden gizlemiştir'' ifadesini kullanmıştı.
Savcılığa ifade veren dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ise "Erhan Tuncel'in İstanbul'a gönderilmesinden sonra İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, Trabzon İstihbarat Müdürü Faruk Sarı ile yaptığı görüşmede, 'Bu konularla ilgili emniyet müdürü Altay'ın bilgisi var mı?' diye sorduğunda, Faruk Sarı cevaben, 'Hayır müdürün haberi yok, çünkü Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer bilgi vermemi istemediler' diye beyanda bulunduğunu ifade etmiştir'' demişti.
12 KEZ HATIRLAMIYORUM, 15 KEZ BİLMİYORUM
Soruşturmanın şüphelilerinden Ramazan Akyürek'de, geçen Ekim ayında şüpheli olarak ifade vermişti. Akyürek ifadesinde, Dink'in İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından korunması gerektiğini vurgulayarak, 'Ben İstanbul Emniyet Müdürü olsaydım mutlaka tedbir alırdım' demişti. Ramazan Akyürek 16 sayfa tutan ifadesinde kendisine sorulan sorulara da 12' kez 'hatırlamıyorum' 15 kez de 'bilgi sahibi değilim, bilmiyorum' diye cevap vermişti.
Soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Savcısı Gökalp Kökçü, Ramazan Akyürek hakkında TCK 83.maddesi gereği gözaltı talimatı verdi. Gözaltına alınan Akyürek, Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Akyürek'in İstanbul'a getirileceği kaydedildi.
HATIRLAMADIKLARI VE BİLMEDİKLERİ
Ramazan Akyürek Hrant Dink soruşturması kapsamında geçen Ekim'de verdiği ifadesinde kendisine sorulan sorulardan bazılarına 'Hatırlamıyorum ve bilmiyorum' şeklinde ifade vermişti. İşte Akyürek'in hatırlamadıkları ve bilmedikleri :
Yasin Hayal’i İstanbul’da yakaladılar ve bana bu çerçevede yararlanabilecekleri bir yardımcı istihbarat elemanı bulduklarını söylediler, ismini söylemiş olabilirler ama ben hatırlamıyorum.
Ben Erhan Tuncel’in Mc Donald’s olayı ile ilgili herhangi bir ilgisinin olduğunu ve sizin belirttiğiniz atılan bombayı yapan kişi olduğu hakkında hiçbir bilgiye sahip değilim.
23 Kasım 2006 tarihinde ben İstihbarat Daire Başkanı iken, Trabzon’dan Erhan Tuncel’in ajanlıktan çıkartılması ile ilgili yazı geldiği dönemlerde onun yerine bir ikame yapılmadığı veya teknik takip yapılıp yapılmadığı konusunda bana bilgi verilmedi, bilgi sahibi değilim.
Yasin Hayal hakkında teknik takip kararı alındığına yönelik bir bilgi sunulup sunulmadığını hatırlamıyorum.
Ben Trabzon İl Emniyet Müdürü iken Yasin Hayal ve diğerlerine yönelik bir teknik takip yapıldığını biliyorum, böyle bir çalışmadan haberdarım ama içeriğini bilmiyorum.
Trabzon’da iken yapılan teknik takip yani dinlemenin sonucunda elde edilen görüşmelerin çözülüp çözülmediği bilgisine sahip değilim.
Muhittin Zenit ile Erhan Tuncel arasındaki ilişkinin devam edip etmediğini bilmiyorum. Bu konuşmanın muhteviyatı ile ilgili bilgi sahibi değilim.
Ne Ali Öz’ün bana ne de benim Ali Öz’e bilgi sunumu yapıp yapmadıklarımızı hatırlamıyorum. Bu konuda ne tür tedbir alınacağına dair konuşulduğunu hatırlamıyorum.
Hrant Dink’in medyaya yansıyan özellikle Hrant Dink ile ilgili davaların görüldüğü adliyelerde veya o bölgelerde uğradığı saldırılar dışında özel bir bilgi gelip gelmediğini hatırlamıyorum.
Trabzon İstihbarat Şubesi’nin log kayıtlarının tutulduğu bilgisayar ‘server’larının daire başkanlığımıza gönderilip gönderilmediğini hatırlamıyorum.
Ben log kayıtlarının kimler tarafından silinebileceği yönünde net bir bilgiye sahip değilim. Trabzon’dan gelen log kayıtlarının silinip silinmediğini bilmiyorum.
Ben Hrant Dink’e ilişkin log kayıtlarının silinip silinmediğinden haberdar olmadığım için eğer silinmiş ise ne amaçla silindiği hakkında bilgi sahibi değilim.
Ben o tarihte İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ile görüşme yapıp yapmadığımı hatırlamıyorum.
Bana göstermiş olduğunuz şemaların hazırlanıp hazırlanmadığı konusunda bilgi sahibi değilim. Gördüğüm şemaları hatırlamıyorum. (Hrant Dink cinayetine ilişkin şüphelilerle ilgili hazırlandığı ileri sürülen şema.)
SERBEST KALMIŞTI
Cumhuriyet savcısı Yusuf Hakkı Doğan tarafından yapılan yaklaşık 4 saat sürelik sorgusunda bu cevapları veren Akyürek, ifade verme işleminin ardından serbest bırakılmıştı.
AKYÜREK'İN GÖZALTINA ALINMASINI SAĞLAYAN TCK 83.MADDE NEDİR ?
MADDE 83. - (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanunî düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,
b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.
VALİ'NİN OLAY NOTU: CEMAAT'E MENSUP, DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BİR İSİM
Türkiye Ramazan Akyürek ismini Hrant Dink cinayetiyle de tanımıştı. Akyürek hakkında Dink cinayetiyle bağlantısı olduğu gerekçesiyle farklı davalar açılmış ancak sonuçlanmamıştı.
Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen Ramazan Akyürek'in cemaatle bağlantısı eski İstanbul Valisi Erol Çakır'ın Akyürek'in siciline yazdığı notla günyüzüne çıkmıştı.
Akyürek, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görev yaptığı dönemde siciline dönemin İstanbul Valisi Erol Çakır tarafından, "Fethullah Gülen Cemaati'ne mensup. Dikkat edilmesi gereken bir isim" notu düşülmüştü.
AKYÜREK'İN SİCİLİNDE BİR CİNAYET İZİ DAHA...
Ramazan Akyürek'in sicilindeki bir diğer kara olay ise Trabzon Emniyet Müdürlüğü yaptığı dönemde Rahip Santoro cinayetinin meydana gelmesi.
Bir diğer şaibeli dosya ise Mc Donalds bombalamasından sonra bombalama olayında aktif rol oynayan Erhan Tuncel'i suç dosyasından çıkartarak emniyete ajan yaptığı yönündeki iddialar.
TEFTİŞ KURULU'NA ATANMIŞTI
Hrant Dink cinayeti olduğu sırada İstihbarat Daire Başkanlığı görevini yürüten Ramazan Akyürek, bu cinayette "İhmal ve kusurları" bulunduğu yönündeki iddialara rağmen uzun süre görevinden alınmamış, daha sonra Teftiş Kurulu Başkanlığı görevine getirilmişti.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası İstanbul Emniyeti'ne sıçrayan depremle Akyürek, Teftiş Kurulu'ndaki görevinden alındı. Ancak Akyürek mahkeme kararıyla görevine geri dönmüştü.
AKYÜREK'İN AVUKATINDAN TUTUKLAMAYA TEPKİ
Ramazan Akyürek’in avukatı Adnan Şeker tutuklama kararına tepki gösterdi. Dink cinayetinde şüphelerin üzerinde toplandığı Engin Dinç’in korunduğunu belirterek, “Dinç hesap vermedikçe bu soruşturmanın bağımsızlığına inanmak mümkün değildir.” dedi. Şeker, ‘Büyük abi’ olarak bilinen ve cinayetin azmettiricisi olduğu iddia edilen Erhan Tuncel’in, Dinç’e mektup yazıp tehdit ettikten sonra tahliye edildiğini ileri sürdü. Avukat Şeker şunları aktardı: “Bu soruşturma artık siyasi iradenin yalanlarını içine doldurduğu bir torba haline getirilmiştir. Hrant Dink soruşturmasının asıl amacı, sorumluluğu veya ihmali olanların ortaya çıkarılması değil, siyasi iradenin mitinglerine, basın demeçlerine malzeme çıkarmak için gözaltılar ve tutuklamalar yapmaktır.”
GÜLEN CEMAATİNİN EN ÜST DÜZEY POLİSİ
Akyürek, Gülen cemaatinin emniyetteki en önemli ismi olarak nitelendiriliyordu. Onun Gülen cemaatine mensup olduğu, Ak Parti'den önceki dönemde 2001 yılında İstanbul Valisi olan Erol Çakır tarafından siciline düşülen bir notla ortaya çıkmıştı. Sicil notunda Akyürek hakkında, “Emniyet içinde irticai gruplara yakın (Fethullah). Dikkat edilmeli” deniliyordu. Akyürek’in Fethulahçı olduğunu nasıl öğrendiğine dair sorulan bir soruya Çakır, "Benim İstanbul Valiliği görevini yürüttüğüm 1998-2003 yıllarında, kendisi İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktaydı. Emniyet teşkilatında örgütlenen Fethullahçı kadronun liderlerinden birisi olduğunu, bizzat Emniyet Müdürü söylemişti. Hasan Özdemir.. Valilik dönemimde iki Emniyet müdürü ile birlikte çalıştık. Hasan Özdemir ve Kazım Abanoz. Bu bilgiyi veren Hasan Özdemir’di." diye cevap vermişti.
Dink soruşturması ve paralel yapı tartışmaları sürecinde ortaya çıkan bulgular, paralel yapının Dink cinayetinde doğrudan olmasa bile an azından dolaylı bir rol aldığını, siyasi hedeflerine ulaşmak için Dink'in öldürülmesine göz yumduğunu düşündürtmüştü. Halen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca doğrudan paralel yapıya yönelik olarak yürütüldüğü bilinen en büyük soruşturma kapsamında, 30 ilin emniyetine talimat verilmiş, yapılanmanın Hrant Dink cinayetiyle bağlantısına dair delillerin araştırılması da istenmişti. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
AKYÜREK LOG SİLME SORUŞTURMASINDA DA 'ŞÜPHELİ'!
14.03.2015 13:30 27 Şubat'ta tutuklanmasından 2 hafta sonra Ramazan Akyürek'le ilgili önemli bir gelişme daha yaşandı. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı'na ait "LOG" kayıtlarının silinmesiyle ilgili soruşturma yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti kapsamında tutuklanan Ramazan Akyürek'in ifadesine 'şüpheli' sıfatıyla başvuracak. Akyürek'in başkanlığı döneminde, istihbaratın kullandığı İDEA projesi yerine İRİS sisteminin getirildiği ve geçmişe dair içinde usulsüz dinleme kayıtlarının da bulunduğu yaklaşık 2 milyon "LOG" kaydının "kasıtlı" olarak silindiği iddia ediliyor.
-Tek tuşa basıp sildi-
İçişleri Bakanlığı talimatıyla görevlendirilen polis başmüfettişleri İstihbarat Daire Başkanlığı'nda incelemeler yaptı. Yasa dışı dinlemeleri kapsayan incelemeler raporlaştırıldı. Dink cinayeti sırasında Trabzon Emniyet Müdürü iken daha sonra İstihbarat Daire Başkanlığı'na atanan Ramazan Akyürek'le ilgili önemli bilgiler rapora yansıdı. Raporda, Paralel Yapı'nın "kara kutusu" denilen Akyürek'in görevden ayrıldığı 16 Ekim 2009'dan 6 gün önce, İstihbarat Dairesi'nin bilgisayar ortamında yapılan işlemlerini tanımlayan "LOG" kayıtlarını "kasıtlı" olarak sildirdiği iddia edildi. Raporda şöyle denildi: "Ramazan Akyürek, 9 Ekim 2009'da İDB Başkan Yardımcısı'nın anlamsız gerekçelerle süslediği bir öneriye olur vermiş ve İDB'nin kuruluşundan o güne kadar tutulan "LOG" kayıtları 10 Ekim günü silinmiştir. 16 Ekim 2009'da İDB'den alınan Ramazan Akyürek'in, görevden alınmadan sadece 6 gün önce, kendi döneminde yapılmış tüm telefon sorgu sonuçlarını yok edecek bir karar vermesi de ayrıca irdelenmelidir. Mahkeme kararıyla alınan tüm telefon trafiğinin kim tarafından ne şekilde sorgulandığına dair bilgileri, yetkisiz bir şekilde bir tuşla sildirmiştir." Bu rapordan sonra Hrant Dink cinayetinde sorumlu olduğu iddiaları gündemden hiç düşmeyen eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, "Geçmiş yıllardaki işlem bilgilerini usulsüz imha etmesi" iddiası ile önce açığa alınmış, silahına ve polis kimliğine el konulmuştu. Geçtiğimiz günlerde de Ankara'da kaldığı polis lojmanlarında gözaltına alınarak İstanbul'a gönderilmiş ve Dink suikastıyla ilgili "ihmali" olduğu gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Akyürek'in, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında ifadesine başvurulacak.
-15 kişi de şüpheli-
Soruşturma dosyasında Akyürek'in döneminde görev yapan müdür, amir, başkomiser, komiser ve komiser yardımcılığı rütbesine sahip 15 kişinin de aynı suçlama doğrultusunda ifadeye çağrılacağı öğrenildi. "Şüpheli" sıfatıyla ifade verecek olan Akyürek ve ekibine, "LOG" kayıtlarını hangi gerekçeyle sildikleri sorulacak.
Dink'te paralel şüphe güçlendi
Paralelin Yılmazer-Samast tedirginliği
Akyürek'in Dink ifadesi cemaati karıştırdı
Akyürek'e Dink sorgusu
Paralel yapıdan Dink tehdidi
Paralel yapı-Hrant Dink cinayeti manşetlerimiz
HRANT DİNK CİNAYETİ VE DAVASIYLA İLGİLİ TÜM MANŞETLERİMİZ
(28 Şubat 2015, 13:05), son güncel.: (14 Mart 2014, 13:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: