MİT TIR'larına düzenlenen operasyonla ilgili hazırlanan HSYK raporu ihaneti gözler önüne serdi. İhbar öncesi ihbarcıyla iki defa telefonda görüşen Savcı Takçı, ihbar kaydında olmasa da arama kararına 'terör örgüt' ibaresini ekledi.
20.01.2015 20:30 HSYK 2. Dairesi’nin, 1 ve 19 Ocak 2014’te MİT TIR’larına yönelik operasyonda rol alan 5 savcı hakkında görevden çekme kararı verdiği dosya, ‘ihanet kumpası’nı gözler önüne serdi. Raporda özellikle, ihbarın Jandarma İstihbarat görevlilerince yapıldığı, muhbirlerin savcılarla ‘ihbardan önce’ görüştükleri, savcıların TIR’ların MİT’e ait olduğunu bildikleri halde görev sınırlarını aşarak operasyon yaptırdıkları, kendi cep telefonlarıyla görüntü kaydı aldıkları, ihbarda olmayan bilgileri arama kararına ekledikleri ortaya çıktı.
Nöbetçi savcıdan gizledi
Star'dan Lütfi Kaplan'ın haberine göre; raporun en dikkat çeken bölümü, 19 Ocak’taki operasyonu yaptıran dönemin Adana savcısı Aziz Takçı hakkındaki bölüm. Rapora göre Takçı, ihbarı yapan Jandarma İstihbarat görevlisi Önder Kır’la sabah saat 5.57 ve 6.04’te iki görüşme yaptı. Telefon görüşmelerinin ardından Kır, saat 07:29’da MİT TIR’larıyla ilgili ihbarda bulundu. Ancak Aziz Takçı, ihbarcıyla görüşmesine rağmen 1.5 saat boyunca nöbetçi savcı Atilla Rahimi’ye bilgi vermedi. Hiçbirşeyden haberi yokmuş gibi davranarak, ihbarın yapılmasını bekledi. Ardından ihbarcı Önder Kır, Takçı’nın evine gelerek görüştü. Takçı’nın, bu görüşmeleri neden yaptığı, ihbarcının hangi bilgileri verdiğine ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadı.
‘Terör örgütü’ eklendi
İhbarın ses kaydı dökümünde sadece “patlayıcı madde” ifadesinin geçmesine ve herhangi bir terör örgütünden bahsedilmemesine rağmen, Takçı’nın arama kararında, ekleme yapılarak, “El Kaide terör örgütü, silah ve mühimmat” ifadesi kullanıldı. Takçı, hangi bilgiye dayanarak örgüt ve silah eklemesi yaptığını açıklamadı. İhbarcı Jandarma istihbarat elemanıyla yapılan görüşmeler ile TIR’ların durdurulması arasında yaklaşık 6 saat fark var. Bu sürede Aziz Takçı, ilgili nöbetçi savcı ile o saatlerde TIR’ın bulunabileceği güzergahlardaki hiçbir birime bilgi vermedi. ‘Operasyon yapılacak noktaya gelene kadar’ sessizliğini korudu.
Kendi telefonuyla çekti
Operasyonda MİT personelinin telefon ve telsizlerine hemen el konuldu, bunun için aşırı güç kullanıldı. Bu araçların MİT’e ait olduğu, refakat eden şahısların da MİT personeli olduklarının bilindiğini gösteriyor. Savcı Takçı, bu bilgiler kendisine iletildikten sonra Adana’dan olay yerine geldi. Ayrıca, dönemin Adana Valisi ve MİT Bölge Başkanı’nın TIR’larla ilgili bilgi vermesine rağmen, bizzat TIR’ın üzerine çıkarak yardım kasalarını açtırdı ve elindeki cep telefonu ile TIR’larda bulunan malzemenin fotoğrafını çekip jandarma personeline de kamera çekimi yaptırdı. MİT yasasına göre tüm bu işlemleri yapabilmek için Başbakan’ın izni gerekmesine rağmen, yasaya aykırı işlem yaptı. Bilerek ve isteyerek devletin gizli sırlarını ifşa etme kastı ile hareket etti.
YASAYA GÖRE MİT’E SORULMALI
MİT Kanunu’na göre savcılar, herhangi bir ihbarın MİT’le ilişkisini tespit ettikleri anda MİT’e sormadan işlem yapamıyor. Yasanın ilgili bölümü şöyle: “Madde 26: Cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikâyet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT Müsteşarlığına bildirirler. MİT Müsteşarlığının, konunun görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirtmesi veya belgelendirmesi hâlinde adli yönden başkaca bir işlem yapılmaz ve herhangi bir koruma tedbiri uygulanmaz. Ancak birinci fıkra hükümlerine göre işlem yapılabilir.”
CEVAP YERİNE SUSMA HAKKINI KULLANDILAR
MİT TIR’larını ihbar eden Jandarma İstihbarat görevlileri halen ‘casusluk’ suçlamasıyla yargılanıyor. Sanık askerlerin medyaya yansıyan ifadeleri, TIR’ların önceden takibe alındığını ve nasıl ihbar edildiğini ortaya çıkarmıştı.
İhbarı itiraf etti
Jandarma İstihbarat Yüzbaşı Hakan Gençer, dinlemeyi operasyonun ertesi günü (20 Ocak 2014) bitirdiklerini itiraf etti. Jandarma İstihbarat Astsubay Gültekin Menge, ankesörlü telefondan Adana İl Jandarma Komutanlığı’na ihbarda bulunduğunu itiraf etti. Jandarma İstihbarat Astsubay Mahmut Özcan, MİT mensuplarının telefon numaralarını haber kaynaklarından temin ettiğini söyledi ancak kaynaklarının kimlikleri sorulunca ‘susma hakkını’ kullandı.
Tatil günü oradaydılar
Savcılık iddianamesindeki şu ifadeler dikkati çekti: “Hedef yabancı istihbarat örgütlerine Türkiye’de rahat çalışma sahası açmaktı. MİT’çilerin bilgileri uyuşturucu takibine alınan numaralar arasına gizlenerek dinlemeye alındı. Bunun hedefi ancak casusluk olabilir. Ankara ve Adana jandarma istihbarat görevlileri olayı önceden planlamıştır. 19 Ocak Pazar tatil olmasına rağmen Adana’da görevli pek çok rütbeli personelin görev başında olması enteresandır.”
ARINÇ: TIR TUTANAKLARI KAĞIT PARÇASI!
Öte yandan dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç açıklamalarda bulundu. Paralel yapıya bağlı savcı ve jandarma mensuplarınca durdurulduğu ileri sürülen TIR skandalıyla ilgili bir soruyu cevaplayan Arınç, savcılık ve jandarmanın hazırladığı resmi tutanaklar için ‘kâğıt parçası’ benzetmesinde bulundu. Ardından şu ifadeleri kullandı: “Bu konuda hiçbir askeri rapor yok. Askeri rapor olarak ifade edilen şey, hiçbir geçerliliği olmayan bir tutanaktır. O tutanağın nasıl ve hangi şartta hazırlandığını hepimiz biliyoruz. O tutanağı hazırlayanlar, şu anda bir adli yargı süreciyle karşı karşıya. Bunların bir resmi ve gayrı resmi niteliği yoktur. Bunların ciddiye alınması doğru değildir. Bu konuda ellerinde hiçbir bilgi ve belge olmadan, birilerinin altına iki tane imza atıp tutanaktır diye servis ettikleri kâğıt parçasıyla dünya kamuoyunu aldatmaya çalışıyorlar.”
Arınç'ın açıklamaları paralel medyada tepkiyle karşılandı.
(20 Ocak 2015, 20:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: