2010 yılında KPSS sınavlarında cemaat yapılanmasının elde ettiği soruları kendisine yakın adaylara verdiği ve yüksek puanlar aldırarak devlet kurumlarına yerleştirdiği konusunda yürütülen soruşturmada peşpeşe önemli gelişmeler yaşanırken, bir başka çarpıcı haber de ÖSYM'den geldi. ÖSYM, 2010 öncesi ve sonrası tüm KPSS sınavlarının paralel yapı şüphesi nedeniyle inceleneceğini ve şüpheli bulguların savcılığa iletileceğini açıkladı.
17.01.2015 13:24 ÖSYM Başkanı Ali Demir, 2010'da yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavları'nda (KPSS) kopyaya ilişkin yürütülen soruşturmaya dair, "Bu konuda savcılıktan bize gelen her türlü talebi, kamuoyundan bize gelen her türlü uyarıyı, ihbarı biz son derece ciddi, titiz olarak alıyoruz. İncelemelerimiz, sadece 2010 öncesiyle kalmayacak. 2010 sonrasındaki sınavlarımıza da yeniden kritik bir gözle bakacağız. Hak ve adaleti zedeleyen her türlü unsuru ortadan kaldırmak adına incelemelerimizi yapacağız" dedi.
Demir yaptığı açıklamada, 2010 KPSS'de kopya gerekçesiyle eğitim bilimleri sınavının iptal edildiğini ve sınava ilişkin soruşturmanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüldüğünü hatırlattı.
ÖSYM'nin üniversiteye giriş sınavları ve KPSS'nin yanı sıra pek çok farklı kuruma da sınav yaptığını belirten Demir, göreve geldikleri Eylül 2010'dan itibaren sınav güvenliğinde ciddi aşamalar kaydedildiğini, hak ve adaletin zedelenmesine yol açacak konularda her türlü tedbiri aldıklarını söyledi. Demir, 2010'daki KPSS'nin temmuzda gerçekleştirildiğini, sonuçların ise ağustosta açıklandığını, kendisinin ise eylülde göreve geldiğini anımsattı.
Kopya tartışmalarının büyük bir kısmının da 2010 ve önceki yıllara ait sınavlara ilişkin olduğunu dile getiren Demir, "Bu konuda savcılıktan bize gelen her türlü talebi, kamuoyundan bize gelen her türlü uyarıyı, ihbarı biz son derece ciddi, titiz olarak alıyoruz. Bunları, gerekli verileri, bilgileri ilgili makamlara iletiyoruz. Fakat tabii ki incelemelerimiz sadece 2010 öncesiyle kalmayacak. 2010 sonraki sınavlarımıza da yeniden kritik bir gözle bakacağız. Hak ve adaleti zedeleyen her türlü unsuru ortadan kaldırmak adına incelemelerimizi yapacağız" diye konuştu.
Sınavlarda herhangi bir olağan dışı durum söz konusuysa bunları yeniden gündeme getirilmesi, haksız kazanımlarla elde edilen hakların geri alınması konusunda her türlü yasal imkanın bulunduğuna işaret eden Demir, bu konuda çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Gerek 2010 KPSS gerekse 2012 adli yargı sınavlarına ilişkin yürütülen soruşturmaların bir an önce sonuçlandırılmasını ve burada haksız kazanım elde edenlerin gerekli cezayı almasını istediklerini kaydeden Demir, "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı pek çok sınavı bu kapsamda inceliyor. KPSS de onlardan bir tanesi, inceleme sürüyor. Biz de bütün desteği veriyoruz" dedi.
Savcılığın bazı sınavlarda, adayların ne kadar doğru, ne kadar yanlış yaptığı, hangi soruları doğru, hangilerini yanlış cevapladığına kadar tüm verileri talep ettiğini dile getiren Demir, "Diğer bazı sınavlarda da Türkiye bazında değerlendirmeleri, il bazındaki değerlendirmeleri ve bölge bazındaki değerlendirmeleri, adres esasına göre değerlendirmeleri, hepsini bizden talep etti. Biz de o verileri verdik. 2010 ağırlıklı olarak. Ama zaman içerisinde başka sınavlarda gündeme gelirse bunları da vermekten mutluluk duyarız" şeklinde konuştu.
"ÖSYM'de veri asla kaybolmaz"
Demir, 2010'da KPSS'deki bazı belgelerin imha edildiği iddialarına ilişkin ise "ÖSYM'de sınavı değerlendirmeye yönelik hiçbir veri asla kaybolmaz. Sınavda yaptığı doğru sayısı, yanlış sayısı ve o sınavın nasıl değerlendirildiğine dair veriler asla kaybolmaz" ifadelerini kullandı.
Son 4 yılda ÖSYM'nin 1974'ten bugüne yaklaşık 41 yıllık arşivinin tamamen elektronik ortama taşındığını belirten Demir, bu sayede tüm adayların T.C. kimlik numaralarıyla eşleşmelerinin sağlandığını ve bu bilgilere erişilebildiğini kaydetti.
ÖSYM'nin bugüne kadar kağıt ortamında sınav yaptığını anlatan Demir, 2014'te sınavlarda 11 milyon adaya 11 milyon soru kitapçığı verildiğini, bu 11 milyon soru kitapçığının bir yıl bile saklanması için inanılmaz büyüklükte bir alan gerektiğini söyledi.
"Kopyaya adı karışan adayların cevap kayıtları saklanıyor"
Yasal saklama süresi dolan sınav evrakını devlet arşivleriyle de işbirliği yaparak imha ettiklerini anlatan Demir, "Bu kapsamda, 2010 KPSS'deki iptal edilen kısımdaki soru kitapçıkları, savcılığa verilenlerin dışında çünkü o sınava giren 300 bin aday vardı savcının takip ettiği 8-10 bin aday söz konuydu, onların dışındakilerine izin istedik ve imha ettik. Tartışma konusu olan adayların soru kitapçıklarının da bir yerlerde muhafaza edildiğine inanıyorum" değerlendirilmesinde bulundu.
Hakkında kopya iddiası bulunan adayların hangi soruya hangi cevabı verdiğinin, elektronik ortamda kaydının mevcut olduğunun altını çizen Demir, o dönemde cevap kağıtlarının taranmasının söz konusu olmadığını ancak bu kağıtların da muhafaza edildiğini söyledi.
"Genel kültür genel yetenek sınavına ilişkin veriler de savcılığa verildi"
2010 KPSS'de iptal edilen eğitim bilimleri sınavının yanı sıra genel kültür ve genel yetenek sınavında da kopya iddialarının bulunduğunu anlatan Demir, "Bu konuda savcının talep ettiği tüm verileri verdik. İncelemeleri yapıyorlar. O konu daha önce cumhurbaşkanı denetleme kurulu tarafından da yapılmıştı. YÖK Denetleme kurulu tarafından da raporlandırılmıştı. Orada takdir tamamen yargıya ait. Orada ne denilirse biz onu yapmak durumundayız, gerekeni yaparız" diye konuştu.
"O günkü yargı iptal kararımızı durdurdu"
2012'deki adli yargı sınavında bir olağan dışılık tespit ettiklerini ve sınavı ÖSYM'nin geçersiz ilan ettiğini hatırlatan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fakat maalesef o günkü yargı bizim iptal kararımızı durdurdu. Orada yine pes etmedik. Burada 'olağan dışı bir durum söz konusu' dedik. Sonuçlarında olağandışı gelişme olan, yani daha önce sınava girmiş 30 almış, tekrar girmiş 30 almış, 2012 adli yargıda 80 almış, daha sonra yine aynı sınava girmiş 40 almış. Bu olağandışı. Bunun izah edilmesi gerekir. Böyle olan sanıyorum 50-60 aday hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bu taleplerimiz de o zamanki adli makamlar tarafından kabul edilmedi, geri durduruldu. Ancak biz Türkiye'nin son yaşadığı paralel yapıyla mücadele ortamında, ki biz buna bütün desteği vermek durumundayız, veririz, sınavın iptali konusunu yeniden gündeme getirdik ve yeniden suç duyurusunda bulunduk. 'Biz bu kararların doğru olmadığını bu adayların haksız kazanç sağladığını düşünüyoruz, bunların yeniden araştırılmasını istiyoruz' dedik."
"Adayın sınav sonucu olağandışıysa yeniden sınava alınacak"
ÖSYM'nin her adayın sınavlarını ayrıntılı incelediğini belirten Demir, şunları kaydetti:
"Arkadaşlarıma şu talimatı verdim. Bazı sınavlar öncelikli olmak üzere aynı sınavlara farklı zamanlarda girmiş ve olağandışı gelişmeler kaydetmiş olanları çıkarın, bunları yakından inceleyelim ve haksız kazanım varsa bunu tespit edelim. ÖSYM'ye Türkiye'nin eğitim bankası diyebilirsiniz. Çünkü tüm eğitim bilgileri, başarıları, puanları ÖSYM'de mevcut. Olağan dışı bir kazanım, olağan dışı bir sınav sonucu varsa incelenmesi gerekir. Bunu şu anda gündeme getiriyoruz. Bazen bu belki yeniden sınava davet etme şeklinde olacak. Yasa buna müsaade etmektedir. Bazen de bunlar hakkında suç duyurusunda bulunma olacaktır ve yasal takibi yapmak durumunda olacağız ve yapacağız."
Göreve geldikleri günden bugüne kadar toplu kopya girişimine ilişkin sadece adli yargı sınavında sıkıntı yaşadıklarını belirten Demir, ancak bireysel olarak neredeyse her sınavda başkasının yerine sınava girme ve usulsüz davranış girişimleri olduğunu aktardı.
Bu girişimlerin tespit edilip gerekli işlemlerin yapıldığını anlatan Demir, sınavlarda 70 bin kamerayla salonları izlediklerini ve herhangi bir kural dışı davranış söz konusu ise bu adayların sınavlarının iptal edildiğini söyledi.
Bazı sınavlarda adayların soruları ezberlediğini, bazılarını sınav evrakına yazdığını veya soru kitapçığının sayfalarını kopardığını ve sınav sonrası internet siteleri üzerinden birbirleriyle paylaştığını anlatan Demir, bu girişmeleri engellemek için telif hakları yasası kapsamında bu tür paylaşımların önüne geçmeye çalıştıklarını dile getirdi. Bu tür paylaşımlarda bulunan adayları takip ettiklerini ve haklarında yasal işlem başlattıklarını aktaran Demir, bu kapsamda ceza alan adaylar bulunduğunu söyledi.
"Sınav güvenliği yüzde yüz tesis edildi"
Her adaya farklı soru kitapçığı uygulamasının toplu kopya girişimlerini tamamen ortadan kaldırdığını belirten Demir, sınavlara kalem ve silgi dahil olmak üzere cep telefonu, saat gibi hiçbir metal eşyanın alınmaması, soru hazırlama sisteminin internetten bağımsız hale getirilmesi, tüm elektronik sistemlerin yenilenmesi, matbaada güvenli bilişim ağının oluşturulması ve kapalı dönemlerin güvenliğinin yükseltilmesinin de güvenliği artıran önemler arasında olduğunu söyledi.
"Tüm bunlarla şunu iddia edebiliriz, 2014'te sınav güvenliğini yüzde 100 tesis edildiği bir sisteme eriştik" diyen Demir, bunun bir gecede bir günde gerçekleştirilen bir yürüyüş olmadığına dikkati çekti.
Haksız kazanım elde edenlerin mutlaka bunun cezasını göreceğini ve sağladıkları tüm kazanımların iptal edileceğini dile getiren Demir, "Haksız olarak hak etmediği bir puanı almış normal dışı olağan dışı yollarla bir puan almış olanlar varsa bu tespit edilebilir, o zaman da bu mutlaka o hakkının geri alınması, kazanmış olduğu neyse gelirleri, imkanları, paraları onların ülke adına tahsil edilmesi ve cezalandırılması gerekir" dedi.
Demir, sınavları alın teriyle kazanan kişilerin de mağdur edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: GEREKEN YAPILIR
Bu gelişmeyle ilgili bir açıklama yapan Başbakan Davutoğlu, ise KPSS'de usulsüzlük yaparak bir kuruma girdiği tespit edilenlerle ilgili, "İsmen tespit edilmesi mümkünse geriye dönük işlem yapılabilir. Ama hakkıyla kazananların zayi olmaması gerekli" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Almanya dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu Paris yürüyüşünden, Paralel Yapı ile mücadeleye kadar bir çok konuda önemli mesajlar verdi.
DEVLET DIŞI YAPIYA İZİN YOK: Bürokraside herhangi devlet hiyerarşisi dışında bir networkun oluşmasına kesinlikle izin verilmeyecek. Bir devletin kendi hiyerarşisi, bakan, müsteşar, genel müdür, aşağı doğru gidiyor. Bu konuda çok net tedbirleri bütün kurumlarda alıyoruz.
KPSS DARBESİ: KPSS sınavıyla ilgili -ki orada büyük adaletsizlikler yapıldı- süreci yakından takip ediyoruz. İlgili kurumları talimatlandırdık. Paralel Yapı veya benzer niyetleri olan herhangi bir yapının bir daha böyle bir nüfuz kabiliyeti kazanmamaları için her türlü tedbiri alıyoruz.
HAKLAR ZAYİ ETMEYECEK: ("KPSS'de usulsüzlük yaparak bir kuruma girdiği tespit edilenlerle ilgili geriye dönük olarak işletebilecek misiniz?" sorusu üzerine) İsmen tespit edilmesi mümkünse bu işlem yapılır. Ola ki o grup içinde o sene hak ederek giren olmuştur, onların da hukukunu zedelememeniz lazım. Böyle bir network'le haksız sınavı kazanmış olanlar varsa, alınacak tedbir alın teri dökerek sınava girenlerin hakları zayi etmeyecek şekilde düşünülmesi icap eder. Onlara da yargı süreci sonunda karar verilir.
HESAP VERİRLER: (Paralel'in okulları ve medyasının faaliyetlerine ilişkin) Şimdi suç işledikleri anda hukuk önünde hesap verirler. İşte 14 Aralık'ta olan budur. Bütün bu network'u kullanarak başka bir dini grubun, "El Kaide mensubu, terörist" gösterip hapse atılması nedeniyle yapılan müracaatla üzerlerine gidildi. Bir daha böyle bir süreç yaşanmaması için hukuki soruşturma ve yargı süreci var. Hukuk devletinin kuralları işletilecek ve kural dışına çıkan kim olursa olsun onunla ilgili gerekli çalışmalar yapılacaktır.
İSTİHBARAT PAYLAŞIMI: (Almanya'da Fethullah Gülen'e ait 150'nin üzerinde dershane ve 20'nin üzerinde okul olduğu söyleniyor. Merkel ile yaptığınız görüşmede rahatsızlığınızı dile getirdiniz mi?' sorusu üzerine) Bu konuları konuştuk. Ama spesifik olarak bu konularda görüş alışverişi ve istihbari bilgileri kurumlar arasında değerlendiririz.
ESKİ 4 BAKANLA GÖRÜŞMESİ: Sadece bakan değil, milletvekili, teşkilat mensubu herkesle, her an görüşmemden daha doğal bir şey olmaz. Ne konuştuğum sadece beni ve görüştüğüm kişileri ilgilendirir.
ÇÖZÜM SÜRECİ: Şu anki atmosferi olumlu görüyorum. 2-3 ay öncesine göre daha olumlu bir noktadayız. Gelecek günlerde daha olumlu adımlar söz konusu olacak. Ama nihai kertede silahsızlanmanın olmadığı bir sürecin başarılı veya anlamlı olması mümkün değil.
AYM'NİN BARAJ KARARI: Hukuki bir değerlendirmedir. Doğru yönde alınmış bir karar. Seçime bu kadar kısa bir süre kalmışken ve ortada öncesinden bu kuralların belirlenmesi zarureti varken bu tartışmayı başlatmak doğru olmazdı.
(17 Ocak 2015, 13:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: