Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel yapının Kırmızı kitap'a girmesi için önemli bir adım atıldı. Milli Güvenliği tehdit eden ve kamu düzenini bozan bir numaralı gündem olan paralel yapı devletten tamamen tasfiye edilecek. Öte yandan paralel medyanın önemli isimlerinin MGK kararlarına açıkça meydan okuduğu görüldü. MGK'nın yerden yere vurulduğu çeşitli yazılara karşılık basında ilginç bir tepki görüldü. Fetullah Gülen'in 28 Şubat askeri darbesi anlamına gelen MGK kararları sonrasında MGK'yı yücelten ve sevap kazandığını iddia eden meşhur vaazı hatırlatıldı. Şimdiki MGK'nın da çok sevap kazanmış olması gerektiği vurgulandı.
01.11.2014 16:14 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. Çankaya Köşkü’nde öğle saatlerinde başlayan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı gece yarısına kadar sarktı. 10 saat 20 dakika süren Erdoğan başkanlığındaki toplantıda IŞİD tehdidi, PKK saldırıları ve paralel yapıyla mücadele konuşuldu
Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında ilk kez toplandı. Kurulun, Çankaya Köşkü’ndeki Ekim ayı olağan toplantısı saat 14.25’te başladı, gece yarısı saat 00.50'de sona erdi. Böylece toplam 10 saat 25 dakika süren rekor MGK toplantısı Türkiye tarihine en uzun toplantı olarak geçti. Paralel yapıyla mücadele ile çözüm süreci ve Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendiren konularda önemli değerlendirmelerin yapıldığı toplantı, yaklaşık 10 saat 20 dakika sürmesiyle tarihe geçti.
MGK’nın Ekim ayı toplantısı, dün Çankaya Köşkü’nde yapıldı. MGK ilk kez, 28 Ağustos’ta görevine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplandı. Daha önce Dışişleri Bakanı olarak toplantılara katılan Ahmet Davutoğlu da ilk kez Başbakan sıfatı ile toplantıda yer aldı. Başbakan yardımcıları Numan Kurtulmuş ve Yalçın Akdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ağustostaki Yüksek Askeri Şura’nın ardından Jandarma Genel Komutanlığı’na atanan Orgeneral Abdullah Atay ise ilk kez MGK toplantısında katılan isimler oldu.
İlk madde cemaatle mücadele
Toplantıdan sonra geceyarısı yayınlanan bildiride, şu ifadeler yer aldı:
*Ülkemizin güvenliği, halkımızın huzuru ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar ayrıntılı olarak görüşülmüştür. Bu kapsamda, milli güvenliğimizi tehdit eden ve kamu düzenini bozan iç ve dış legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanmalar ve illegal oluşumlar ile yürütülen mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanmıştır.
*Terörle çok boyutlu mücadele kapsamında sürdürülen çözüm süreci ele alınmış; sürecin oluşturduğu olumlu atmosferi ve huzur ortamını bozmaya yönelik provokatif olaylara karşı kamu düzeni ve güvenliğini koruma konusundaki kararlılık teyit edilmiştir.
*Suriye’de dördüncü yılını tamamlamak üzere olan çatışma ortamının ülkemizin ve bölgemizin güvenlik ve istikrarına yönelik yansımaları, bu konudaki bölgesel ve uluslararası yaşanan son gelişmeleri de içerecek şekilde müzakere edilmiştir.
Kıbrıs petrolü ve doğalgazı
*Deniz yetki alanları başta olmak üzere Ege ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler gözden geçirilmiş; Türkiye’nin kendi kıta sahanlığı içerisinde ve garantör ülke olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ruhsatlandırdığı sahalardaki hak ve menfaatlerinin korunması için gereken her türlü tedbirin önümüzdeki dönemde de kararlılıkla alınacağı belirtilmiştir.
IŞİD’le mücadele
*Irak ve Suriye’de IŞİD ve diğer terör örgütleriyle mücadele, ülkemizin bu mücadelede uluslararası koalisyon içindeki konumu, Türkiye’ye müzahir gruplar başta olmak üzere, ılımlı muhaliflerin durumu ve yerinden edilen kişilere yönelik insani yardımlarımız görüşülmüştür. ayrıca, Irak’taki siyasi süreçte son dönemde yaşanan gelişmeler gözden geçirilmiş, ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yönündeki irade teyit edilmiştir.
*Başta Gazze’de sağlanan ateşkes olmak üzere, İsrail-Filistin ihtilafında yaşanan son gelişmeler, Libya ve yemendeki mevcut durum ile bölgesel yansımaları kapsamlı biçimde görüşülmüştür.
*Afganistan’daki başarılı siyasal süreç ve gelişmeler değerlendirilerek, Türkiye’nin desteği vurgulanmıştır. Ayrıca, Ukrayna ve Tunus seçimleri gözden geçirilmiştir.
Komutanların evrak çantası
Erdoğan’ın başkanlığındaki ilk toplantının görüntü ve fotoğrafları da, Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesine konuldu. Görüntüde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün hacimli evrak çantaları dikkati çekti. Fotoğraflardan birinde, Orgeneral Öztürk’ün çantası önünde masanın üzerinde duruyor. Diğer fotoğrafta ise Öztürk’ün hacimli çantası sandalyelerin arasında ilgi çekici bir görüntü oluşturuyor
Tarihi toplantı geceyarısına sarktı
MGK toplantıları, ortalama dikkate alındığında 4-5 saat arasında sürüyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, “İrticayla Mücadele Eylem Planı” belgesi ile bu belgenin neden olduğu tartışmaların Gündeme alınmasını önermesi nedeniyle tarihi nitelikte bir önem kazanan MGK’nın 2009 yılı Haziran ayı toplantısı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında Çankaya Köşkü’nde yapılmıştı. Saat 13:30’da başlayan toplantı, yaklaşık 7 saat 40 dakika sürmüştü. MGK’nın 28 Şubat 1997’de yapılan tarihi nitelikteki toplantısı, yaklaşık 9 saat sürmüştü. Paralel yapı, PKK terörü ve IŞİD terörünün ana gündem maddeleri arasında yer aldığı bu toplantının yaklaşık 10 saat 20 dakika sürmesi ve geceyarısına sarkması dikkat çekici bulundu.
Paralel yapı 1 numaralı tehdit
Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği MGK toplantısında paralel yapının Kırmızı Kitap'a girmesi için önemli bir adım atıldı. Milli Güvenliği tehdit eden ve kamu düzenini bozan bir numaralı gündem olan paralel yapı devletten tamamen tasfiye edilecek.
Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) bir numaralı gündem olan paralel yapı devletten tasfiye edilecek. Paralel yapı tehdidi, 5 yılda bir güncellenen Kırmızı Kitap'a da girecek. Önceki gün alınan karar Bakanlar Kurulu'nun kabul etmesiyle birlikte tüm devlet teşkilatına gönderilerek milli güvenliği tehdit eden yapının unsurları ayıklanacak. Yine kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapacak kişilerin belirlenmesinde bu karar çerçevesinde güvenlik soruşturmalarında paralel yapının unsurları olmamasına dikkat edilecek. Böylece paralel yapının devlete sızması engellenmiş olacak.
MGK KARARLARI NE ANLAMA GELİYOR
Geçmiş yıllarda, MGK'nın bir numaralı gündem maddesi PKK veya irticai faaliyetler oluyordu. Bu toplantıdaki bir numaralı madde ise paralel yapı oldu. Kurulun aldığı tavsiye kararlar ise Başbakan tarafından Bakanlar Kuruluna bildiriliyor ve uygulanması için bir başbakan yardımcısı görevlendiriliyor. MGK'nın önceki gün yapılan toplantısında alınan kararlar da Davutoğlu tarafından Bakanlar Kuruluna bildirilecek.
LEGAL GÖRÜNÜM ALTINDA
Her 5 yılda bir güncellenen ve kamuoyunda 'Kırmızı Kitap' olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne de girmesine kesin gözüyle bakılıyor. 'Legal görünüm altında illegal paralel yapılanmalar' altında 2015'de Kırmızı Kitap'a girecek paralel yapının milli güvenliğin 1 numaralı tehdidi olarak belirlendi. Yapılan açıklamada ise, 'Legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanmalar ve illegal oluşumlar ile yürütülen mücadele kararlılıkla sürdürülecek' denildi.
DEVLETE SIZMASI ENGELLENECEK
MGK kararlarının uygulanmasını sağlayacak olan Başbakan Yardımcısı paralel yapıyla mücadele ile ilgili devlet kurum ve kuruluşlarının nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda yol gösterici olacak. Devlette yapılanmış paralel unsurları tasfiye ederek işe başlanacak.
Güvenlik için titiz soruşturma
Alınan kararlara göre legal görünüm altında illegal faaliyetleri tespit edilen tüm kamu personeli devletten uzaklaştırılacak. Kurumlara alınacak personel içinde güvenlik soruşturmaları daha titiz yapılacak.
Yurtdışı faaliyetlere inceleme
MGK sonrası yapılan açıklamaya göre paralel yapının yurtdışındaki faaliyetleri de mercek altına alınacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekim ayının ikinci haftası yaptığı Afganistan ziyaretinin dönüşünde şöyle konuşmuştu: "Bu neyi getirir, bu yargının da uluslararası camianın da bu tür olaylara bakınışı değiştirir, önemli bir adımdır bu. Dostluk, kardeşlik bağlarıyla birbirine bağlı olduğunu söyleyen ülkeler bu tür şeylerde o ülkenin gerek Bakanlar Kurulu gerekse Milli Güvenlik Kurulu gibi önemli bir kurumunun almış olduğu kararı veya tavsiyeyi gözardı etmezler."
10 buçuk saatle tarihe geçti
MGK, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında ilk kez toplandı. Kurulun, Çankaya Köşkü'ndeki Ekim ayı olağan toplantısı saat 14.25'te başladı, gece yarısı saat 00.50'de sona erdi. Böylece toplam 10 saat 25 dakika süren rekor MGK toplantısı Türkiye tarihine en uzun toplantı olarak geçti. Toplantıda paralel yapı dışında, terörle mücadele kapsamında sürdürülen çözüm süreci ele alındı, sürecin oluşturduğu olumlu atmosferi ve huzur ortamını bozmaya yönelik provokatif olaylara karşı kamu düzeni ve güvenliğini koruma konusundaki kararlılık teyit edildi. Toplantıda ayrıca Suriye'de yalananlar da değerlendirildi.
PARALEL'LE TOPYEKÜN MÜCADELE BAŞLADI
MGK toplantısında alınan kararla, Paralel Yapı'ya yönelik topyekûn mücadele dönemi resmen başlamış oldu. TSK, Emniyet ve MİT, "milli güvenliği tehdit eden unsurlar" bağlamında ortak çalışacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında önceki gün ilk kez toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK), Paralel Yapı'yı Kırmızı Kitap olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne "milli güvenliği tehdit eden yapılanma" olarak alması, yeni bir mücadele döneminin başladığı anlamına geliyor. MGK'nın aldığı bu tavsiye karar önce Bakanlar Kurulu'nun gündemine gelecek. Bakanlar Kurulu, paralel yapının Kırmızı Kitap'ta "milli güvenliği tehdit eden unsurlar" arasına alınması doğrultusundaki tavsiye kararı oylayacak ve onaylayacak. Bakanlar Kurulu bu kararı onayladıktan sonra karar resmileşecek ve tüm devlet bürokrasisi, kamu kurum ve kuruluşları için bağlayıcı hale gelecek.
YARGI DİKKATE ALACAK
Bu kapsamda devlet güvenliğinden TSK, Emniyet, MİT gibi kritik kurumlarda personel alımına, eğitimden sağlığa, finans işlemlerinden iş dünyasına kadar birçok alanda paralel yapıyla mücadele kamu kurum ve kuruluşlarının öncelikli kriterlerinden biri olacak. İçişleri Bakanlığı'na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü paralel yapıyla ilgili daha kapsamlı çalışmalar yapacak, MİT, paralel yapıya özel dosya tutmaya başlayacak. Yargı, paralel yapıyla ilintili dosyalarda karar alırken, bu yapının milli güvenliği tehdit eden yapılar arasında olduğu ilkesine uygun adımlar atacak.
İŞARETİ ERDOĞAN VERMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçen ay yaptığı açıklamada, paralel yapıyla ilgili MGK'da atılacak adıma değinmiş, çarpıcı değerlendirmelerde bulunmuştu. Erdoğan, "Devletin içinde paralel devlet olabilir mi? Artık paralel yapı ve uzantıları bundan sonra inşallah çok farklı bir yere oturtulacak ve bu da inşallah ay sonundaki Milli Güvenlik Kurulumuzun yine gündeminde yer almak suretiyle geleceğe, onlarla ilgili çok daha farklı bir adımı atacağız. Çünkü bu operasyon öyle lokal değildir. Geneldir ve bunun adımını atacağız. Çünkü Türkiye'de devlete alternatif bir adım atılamaz. Buna müsaade etmeyeceğiz" demişti.
PARALEL ÖRGÜTTE KIRMIZI KİTAP PANİĞİ
Öte yandan paralel yapılanmanın konuşulduğu tarihin en uzun MGK'sına paralel kesimlerden tepki geldi. Paralel yapı ile mücadelenin Milli Güvenlik Kurulu’nda “Kırmızı Kitap”a girmesi paralel örgütün medyasında paniğe neden oldu. Sosyal medyada, gazetelerde ve haber sitelerinde Milli Güvenlik Kurulu kararlarını itibarsızlaştırmaya çalışan Paralel medya, algı yönetimi ile Gülen taraftarlarındaki çözülmenin önüne geçmeye çalıştı.
MGK toplantısı sonrası paralel yapı ile mücadele konusunun "Kırmızı Kitap" olarak bilinen siyaset belgesine gireceğini açıklandı. Terörle ve çeşitli yıkıcı unsurların mücadelesinde kullanılan "Kırmızı Kitap" ifadesi paralel medyada paniğe sebep oldu. Paralel medya yazarları ve haber siteleri gün boyunca Milli Güvenlik Kurulu üyeleri ve kararlarını itibarsızlaştırmaya çalıştı.
"KIRMIZI KİTAP" SOSYAL MEDYADA GÜNÜN KONUSU OLDU
Paralel yapı medyası ve yazarları MGK kararlarının açıklanmasının ardından toplumda algı yönetmek için Kırmızı Kitap'ın Anayasa'da yeri olmadığını dile getirerek hukuki olarak hiçbir hükmü olmadığını iddia etti. Paralel yapı ile mücadelenin artık bir devlet politikası olarak Milli Güvenlik Kurulu kararıyla kayıt altına alınması sosyal medyada da günün konusu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başkanlık ettiği Milli Güvenlik Kurulu'nu itibarsızlaştırmak, taraftarlarının moralini yüksek tutmak ve çözülmeyi yavaşlatmak için yoğun çaba sarfeden paralel medya "Kırmızı Kitap" şokunu yaşıyor.
28 ŞUBAT ZULMÜNE SESSİZ KALMIŞLARDI
28 Şubat döneminde MGK, bir hukuksuzluk yaparak sadece dinini yaşamak isteyen insanların fişlenebilmesinin önünü açan kararı "irtica ile mücadele" bahanesiyle Kırmızı Kitap'a almıştı. Din ve vicdan hürriyetine aykırı bu darbe girişimine paralel yapının medyası ve yazarları hiçbir tepki göstermemiş "Beceremediniz, artık gidin" manşetleri ve köşe yazılarıyla adeta destek olmuşlardı.
PARALEL MEYDAN OKUMA: KİM KORKAR KIRMIZI KİTAPTAN!
Paralel medyanın merkez yayın organı olarak nitelendirilen Zaman gazetesi MGK toplantısını kısa olarak verirken, yazar Bülent Korucu, "Kim korkar Kırmızı Kitap’tan!" başlıklı yazısında MGK'ya yüklendi. Hükümeti yolsuzluklara suçlayan yazara göre Hizmet hareketi, kırmızı kitaba karşı bağışıklık sistemi fazlasıyla güçlü.
Korucu'nun yazısı şu şekilde:
"Kim korkar Kırmızı Kitap’tan!.. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir süredir Hizmet Hareketi’ni ‘Kırmızı Kitap’a yazdırmakla tehdit ediyor. Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi’nin günlük kullanımdaki adı Kırmızı Kitap. Milli Güvenlik Kurulu’nun devletin can damarlarına yerleştirildiği 27 Mayıs’ın bir hediyesi.
Hasan Celal Güzel, Neşe Düzel’e verdiği bir mülakatta ‘Kırmızı Kitap’ı gizli anayasa olarak niteliyor. Güzel, bürokratik oligarşinin devleti yönetme aracını şöyle anlatıyor: “Bu, anayasa büyüklüğünde kabı kırmızı olan ‘Milli Siyaset Belgesi’dir. Bu kitabı devlete ancak müsteşar olduktan sonra görürsünüz. Kırmızı Kitap, bakanlara verilmez, müsteşarlara verilir. Çünkü devletin asıl sahibi bürokrasidir, bakanlar değildir. Bakanlar, idare edilmesi gereken çocuklardır. Ben bakan olup da Kırmızı Kitap’tan haberdar olana pek rastlamadım. Bu kitap MGK’da son haline getirilir.” Güzel’in ve diğer tanıklıkların anlatımından, kendini devletin gerçek sahibi gören ve kanunların tarif ettiği devletin dışında bir mekanizma kuran ikinci bir devlet ortaya çıkıyor. Avrupa Birliği müktesebatı ve Ergenekon davaları ile geriletilen ve etkisi azalan bu mekanizmaya şimdi Erdoğan’ın ihtiyacı var. Daha önce eleştirdiği YÖK gibi diğer mekanizmaları ele geçirince kendi ihtiyacı doğrultusunda kullanmıştı. Şimdi yaşanan da aynı.
Problemin kaynağı şu; idarenin eylem ve işlemlerinden hukuki ve siyasi sorumluluğu taşıyan bir hükümet var. Bir de başbakanın boynundaki davula vuracak tokmağı bırakmak istemeyen cumhurbaşkanı… Başbakanı, bir günah keçisi mesabesine indirgeyen bu anlayış, sistemin özüne ve bütün kurallarına aykırı. Anayasayı değiştirip başkanlık sistemine geçersek neden olmasın, Erdoğan davulu istediği gibi çalsın. Erdoğan’ın başbakanlığı müsteşarlık seviyesine düşürme girişimleri bununla da sınırlı değil. Köşk’te (yoksa Ak Saray mı diyecektik!) yatırımların takip edileceği bir birim kuruluyor. Başına da Binali Yıldırım gelecekmiş. Yani resmi başbakan yapılmayan Yıldırım, gayri resmi ama daha etkili gölge başbakan olarak konumlanacak. Başbakan Ahmet Davutoğlu, yatay şehirleşmenin gerekliliği üzerine nutuklar atadursun… İmar rantı üzerinden zenginleşmeyi ahlaki ve hukuki yönden eleştirmeye devam etsin… Büyük ihtimalle gölge başbakan Binali Yıldırım, Erdoğan’ın talimatıyla mevcut düzeni sürdürecek adımları atacak. Siyaset ve bürokrasiyi MGK eliyle, ekonomiyi de gölge başbakanla ele geçirdikten sonra Bakanlar Kurulu’na başkanlık edenin adı Ahmet olmuş, Bülent olmuş fark etmeyecek. Başlıktaki soru bu açıdan önemli ve belki de ‘Asıl kim korkmalı?’ diye değişmeli.
Hizmet Hareketi söylemi bu işin sadece kılıfı. Muhayyel bir öcü kurgulayıp, onunla savaşır görünürken çıkan gürültü ve toz bulutu asıl yapılanları örtüyor. 700 bin liralık saat, milyon dolarlık kutularla ilgili kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapamadan 17 Aralık’a başka türlü nasıl takipsizlik kararı verilecekti? Sağlık Bakanlığı’nda herkesin tanıdığı ve paralel olmadıkları müsellem bürokratlar nasıl kıyılacaktı? GDO’lu pirinç ya da rüşvet operasyonu yapan savcı ve polislerden nasıl intikam alınacaktı? Paralel paravanı çok kullanışlı bir araç. Şimdi de ülkeyi Ak Saray’dan yönetecek bürokratik devletin inşasını örtecek.
Kırmızı Kitap’ın hukukta karşılığı olmadığını herkes biliyor. Mahkemeler “Kırmızı Kitap’ın 111. sayfası 3. paragrafı mucibince” şeklinde karar verecek diye bekleyen yoktur herhalde. Hizmet Hareketi’nin nabzına gelince “Kırmızı Kitap’la var olmadık ki, onunla yok olalım” rahatlığı hissediliyor. Gerçekten de bu hareket Kırmızı Kitap’a ve uydurma MGK kararlarına rağmen bugünlere geldi. Bu konuda bağışıklık sistemi fazlasıyla güçlü."
FUAT AVNİ MGK VE HSYK OLAYLARINI ÖYLE BİR YERE BAĞLADI Kİ!
Paralel yapının gösterdiği tepkilere çok bir başka ilginç örnek daha verilebilir. MGK toplantısında F-tipi yapılanmanın hedef alınması üzerine Cemaat, "Fuat Avni" üzerinden harekete geçti. F-Tipi yapılanmanın sosyal medyada sözcülüğünü yapan Fuat Avni, Twitter üzerinden ilginç mesajlar yazdı. Ergenekon sanığı ve İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'i de işin içine kattığı iddialarında MGK ve HSYK'daki son gelişmeleri Dolmabahçe görüşmesi adıyla bilinen olaya bağladı. Yargıtay ve Danıştay'daki HSYK seçimlerini rahat kazanan paralel yapı, 10 bin hakim ve savcının katıldığı seçimi ise farklı şekilde kaybetmişti. Fuat Avni'nin bu seçimde HSYK'yı kaybetmelerini dahi Dolmabahçe olayına bağlaması "pes, bu kadar da olmaz" dedirtti.
MGK ve HSYK olayları hakkında asılsız iddialarda bulunan Fuat Avni, 8 şantaj tweeti paylaştı. Fuat Avni’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alarak yazdığı tweetler şöyle:
“Tiran, son dönemlerin en zor günlerini yaşıyor. Derinler, Tiran ve Dar Oligarklara Perinçek üzerinden şantaj uyguluyor. Perinçek, Büyükanıt’ın yıllarca yanında dolaştırdığı adamıyla Dolmabahçe görüşmelerinin kayıtları konusunda anlaşma yaptı. Dosya onda. Perinçek, ima yollu ‘YBP’de ve HSYK’da istediğim olmazsa Dolmabahçe görüşmesini yayınlarım’ şantajını Tiran’a aylar önce yapmıştı. Dar Oligarklar, bunun gerçek olup olmadığını haftalarca araştırdı. Sonuç alınamasa da HSYK, Perinçek’in istediği doğrultuda ayarlandı. Son günlerde ‘Derin’lerden Tiran’ın avenelerine gelen bazı kopyalar, Dolmabahçe görüşmesinin gerçekten ellerinde olduğunu gösterdi. Bölgedeki cinayetlerin failleri kimlerle irtibatlı ortaya çıkmasın diye yayın yasağı getirilip olay başka kişilere mal ediliyor. Zaaflarından ötürü içerde ve dışarda bir çok karanlık el tarafından kıskıvrak yakalanmış biri ülke adına bağımsız karar alamaz, alamıyor. Geçen yılın azametli adamı bugün herkesten ve her şeyden korkar oldu ve attığı her adımın yanlış olduğu tek tek ortaya çıkıyor.”
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(01 Kasım 2014, 16:14)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: