Eskişehir'de görevli Sulh Ceza Hâkimi Kemal Karanfil, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra kurulan Sulh Ceza Hâkimlikleri'nin kaldırılması için Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurdu. Karanfil, gerekçe olarak siyasi iktidar mensupları aleyhine soruşturma açılmasının neredeyse imkansız hale geldiğini vurguladı. Ancak Karanfil'in yanlış yere müracaat ettiğini söyleyebiliriz. Çünkü mahkemeleri kurma ve kaldırma yetkisi TBMM'de. Bu konu yakın zamanda Ergenekon davası hakimlerinin yine AYM'ye yaptıkları bir başka benzer başvuruda; ÖYM'lerin kaldırılmasına yönelik Meclis kararının iptal edilmesi talebinde yaşanmıştı. AYM, mahkemeleri kurma ve kaldırma yetkisinin TBMM'de olduğunu belirtmiş, başvuruyu reddetmişti.
02.10.2014 21:37 Eskişehir’de görevli Sulh Ceza Hâkimi Kemal Karanfil, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra kurulan Sulh Ceza Hâkimlikleri’nin kaldırılması için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Gerekçe olarak da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına göre verdiği karara üst mahkemede itiraz edilmesi gerekirken yasal değişiklik sebebiyle başka bir sulh ceza hâkiminin bakacak olmasını gösterdi. Karanfil, 10 sayfalık dilekçesinde, seçilme tarzları ve İstanbul’daki bazı hâkimlerin medyaya yansıyan kişilikleri sebebiyle halkta ‘bu hâkimler adil olmaz’ kanaati oluştuğunu belirtti. Yeni sistem ve buna bağlı yapılan atamalar yüzünden siyasi iktidar mensupları aleyhine soruşturma açılmasının neredeyse imkânsız hale geldiğini vurguladı.
Eskişehir'de cep telefonu çalıp polisi görünce yere atarak kaçan M.Ç. adlı çocuk, ‘hırsızlığı alışkanlık haline getirdiği ve kaçma şüphesi' gerekçesiyle tutuklandı. Tutuklama kararını veren Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Kemal Karanfil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) içtihadına göre üst mahkemeye itiraz edilmesi gerekirken, yasal değişiklikle itiraz makamına kendisiyle aynı mertebedeki sulh ceza hakimliklerinin getirilmesini eleştirdi. Karanfil, ilgili dava sonrasında Sulh Ceza Mahkemeleri'nin kaldırılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Karanfil, dilekçesinde, kamuoyunda, ‘Sulh Ceza Hakimlikleri'nin adil olmayacağı' yönünde kanaat oluştuğunu belirtti. Karanfil, HSYK Kanunu’nda yapılan düzenlemelerle birlikte ele alındığında sınırlı sayıda hakim marifetiyle tüm Türkiye'de yürütülen soruşturmaların akıbetinin sınırlı sayıdaki hakimlikler vasıtasıyla siyasi iktidarın insiyatifine bırakıldığına dikkat çekti. Kemal Karanfil dilekçesinde, "Anılan düzenlemelerle getirilen yeni sistem ve buna bağlı olarak yapılan atamalarla anılan hakimliklerin kontrol altına alınması hedeflenmiş ve böylece siyasi iktidar mensupları aleyhine muhtemel soruşturmaların açılması ve sağlıklı yürütülmesi neredeyse imkansız hale gelmiştir." dedi. Dilekçenin sonuç bölümünde şöyle denildi: "Açıklanan nedenlerle bu düzenlemenin kamu yararı amacının tam tersine kapalı devre işleyerek sınırlı sayıdaki hakimler marifetiyle yürütülen ceza soruşturmalarına yön verebilmek amacıyla yapıldığı aşikardır. Bunun, hukuk devleti ilkesi, kişi hürriyeti ve güvenliği ilkesi, tabii hakim ilkesi, adil yargılama hakkı gibi ilkelere aykırı olduğu açıktır. Açıklanan nedenlerle iptaline karar verilmesi gerekir."
PARALEL ŞAŞKINLAR GALİBA HİÇ AKILLANMAYACAK
Ancak Karanfil'in yanlış yere müracaat ettiğini söyleyebiliriz. Çünkü mahkemeleri kurma ve kaldırma yetkisi TBMM'de. Bu konu yakın zamanda Ergenekon davası hakimlerinin yine AYM'ye yaptıkları bir başka benzer başvuruda; ÖYM'lerin kaldırılmasına yönelik Meclis kararının iptal edilmesi talebinde yaşanmıştı. AYM, mahkemeleri kurma ve kaldırma yetkisinin TBMM'de olduğunu belirtmiş, başvuruyu reddetmişti. Bu kadar benzer ve açık bir örnek yakın zamanda yaşanmışken yine AYM'ye gidilmiş olması, nefretin paralel kesimlerin akıllarını körleştirdiği yorumlarına da neden oldu. Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(02 Ekim 2014, 21:37)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: