İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın da bulunduğu 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamındaki 96 şüpheli hakkında takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararında öyle tespitlere yer verildi ki, çok yakında 25 Aralık soruşturmasını düzenleyenlere karşı bir darbe soruşturması açılacağı ve operasyon düzenleneceği anlaşılıyor. Takipsizlik kararını veren 3 savcı, 25 Aralık soruşturmasında 'Türkiye Cumhuriyet Başbakanı'nın örgüt lideri olarak gösterilmesi ve 'Dönemin Başbakanı' ibaresi kullanmak suretiyle, fezleke düzenlenmesi, soruşturmayı hazırlayanların hukuki bir soruşturma görünümü altında Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiklerini ortaya koymaktadır' dedi. 25 Aralık soruşturmasını cemaat tabanlı paralel yapıya mensup olduğu ileri sürülen Muammer Akkaş başlatmak istemişti. Soruşturması elinden alınan Akkaş protesto için adliye önünde basın bildirisi dağıtmıştı. HSYK içindeki paralel yapıya mensup olduğu ileri sürülen bazı üyeler de soruşturmanın Akkaş'ın elinden alınmasına tepki göstermiş, yasalara aykırı olan bir şekilde korsan olarak nitelendirilen bir bildiri yayınlayarak tepkilerini ortaya koymuşlardı. Şimdi savcı Akkaş ile HSYK'daki bu üyelerin takipsizlik kararında ortaya konulan şok tespitlere ne diyecekleri merak ediliyor.
01.09.2014 14:07 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Necmettin Bilal Erdoğan’ın da bulunduğu rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamındaki 96 şüpheli hakkında takipsizlik kararı verdi.
Takipsizlik kararını veren İstanbul Cumhuriyet Savcıları İsmail Uçar, İrfan Fidan ve Fuzuli Aydoğdu şu ifadeleri kullandı: ‘ Türkiye Cumhuriyet Başbakanı’nın örgüt lideri olarak gösterilmesi ve ‘Dönemin Başbakanı’ ibaresi kullanmak suretiyle, fezleke düzenlenmesi, soruşturmayı hazırlayanların hukuki bir soruşturma görünümü altında Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiklerini ortaya koymaktadır’
25 Aralık soruşturması kapsamındaki 96 şüpheli ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek, rüşvet vermek, almak, aracılık etmek, resmi belgede sahtecilik, ihaleye fesat karıştırmak, irtikap, imar kirliliğine neden olmak, pasaport kanununa muhalefet ve suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama’ suçlamaları ile karşı karşıyaydı.
'NÖBETÇİ HAKİMLER ES GEÇİLDİ'
141 sayfalık takipsizlik kararının altına imza atan savcılar 25 Aralık soruşturmasının hukuki bir soruşturma görünümü altında Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren ortadan kaldırmaya ve engellemeye yönelik bir teşebbüs’ olduğunu vurguladılar. İşte o takipsizlik kararından çarpıcı detaylar:
Savcıların ilk dikkat çektiği nokta dinleme ve teknik takip kararlarında hep aynı hakimlerin imzasının bulunması oldu. Yapılan incelemede 25 Aralık soruşturmasını yapan polislerin nöbetçi hakimleri es geçerek sürekli hakim Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar’dan izleme ve dinleme kararları aldıkları tespit edildi. Bu takipsizlik kararına şu ifadelerle yansıdı,
BİLAL ERDOĞAN İFADE VERDİ
-Dosyanın başlangıç aşamasından fezlekenin düzenlendiği 15 Aralık 2013 tarihine kadar alınan tüm fiziki teknik takip ve iletişimin tespiti ve kayda alınmasına dair kararların görevsiz mahkemelerce verildiği
-Yaklaşık 1,5 yıllık soruşturma sürecinde yetkili 3 hakim bulunmasına rağmen Hakim Osman Burhanettin Toprak’ın ve Yakup Kaya’nın nöbetlerinde dahi kararların hakim Süleyman Karaçöl tarafından verildiği
-Hakimlerden Bekir Altun’un nöbetine riayet edilmeyerek kararların sürekli Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar’dan alındığı
'ERDOĞAN DİNLENDİ'
-Kamu imkanlarını kullanan soruşturma görevlilerinin kişilere pusu kurma hak ve görevlerinin olmadığı. Suç işleme ihtimaline karşı tespit kararı alınarak 2-3 yıl gibi sürelerle dinleme yapılmaması gerektiği. Hal böyleyken dosyada bulunan bir çok şüphelinin ne sebeple dinlemeye başlandığının anlaşılamadığı
-Bazı şüphelilerin hakkında yapılan dinlemelerin tape haline getirilmediği, bazılarının tape haline getirilmekle birlikte fezlekeye dahil edilmediği, kimi şüphelilerin de hem dinlenildiği hem de fezlekede ismi geçtiği halde 25 Aralık 2013 tarihinde arama ve gözaltı talimatlarında isimlerinin bulunmadığı
-Bir kısım şüphelilerin iletişimleri tespit edilirken, 3.kişi sıfatıyla yasal olmayan bir şekilde iletişimleri tespit edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlar Binali Yıldırım, Ömer Çelik ve Muammer Güler haklarında hiç bir dinleme kararı olmaksızın uzun süre dinlemeler yapıldığı, görüşmelerinin haklarında hiç bir dinleme kararı olmaksızın tape haline getirildiği
'BERAT ALBAYRAK İÇİN HAKİM KARARI YOK'
-Bilal Erdoğan ve Berat Albayrak hakkında dinlenmelerine ilişkin hakim kararı bulunmadığı halde, diğer şüphelilerle yaptıkları iletişimin aylarca tespit edildiği, CMK 138/2 maddesindeki hükümlerin uygulanmadığı. Suç işlediklerine dair şüphe var ise, derhal onların hakkında da iletişimi tespit kararı alınması gerekirken, buna tevessül edilmeyerek uzunca bir süre iletişimlerinin tespit edildiği
-Soruşturmayı yürüten görevlilerin kasten bütün dinledikleri şüphelileri örgüt lideri gibi göstermek suretiyle kanundaki en uzun dinlenme süresi olan 6 ay sınırını aştıkları.
-Usulsüz olarak yapılan dinlemeler esnasında, iş adamlarının ve diğer şüphelilerin suç teşkil etmeyen günlük konuşmalarının, eşleri ile yaptıkları sıradan görüşmelerin dahi kayıt altına alındığı tespit edildiği.
-Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın telefon görüşmelerinin defaten kayıt altına alındığı, hakkında herhangi bir hakim kararı bulunmadığı halde, CMK 138/2 usullerine riayet edilmeden dinlemeler yapıldığı.
PARALEL'E BÜYÜK BİR SORUŞTURMA GELİYOR
Başsavcılığın takipsizlik kararında yer verdiği tespitler, çok yakında 25 Aralık soruşturmasını düzenleyenlere karşı bir darbe soruşturması açılacağı ve operasyon düzenleneceği anlaşılıyor. Takipsizlik kararını veren savcılar paralel yapıya karşı açılan soruşturmalarla biliniyor. İrfan Fidan, 22 Temmuz operasyonlarını yürüten savcı. Geçtiğimiz günlerde cemaatin etkin olduğu HSYK 3. Dairesi bu savcı hakkında inceleme başlatılmasını kararlaştırmıştı. Diğer savcı Fuzuli Aydoğdu'nun ise paralel yapıya karşı büyük bir soruşturma yürüttüğü biliniyor. Fetullah Gülen avukatı aracılığıyla bu savcıyı da HSYK'ya şikayet etmişti. İsmail Uçar'ın da yine bu iki savcı ile birlikte adı sık sık geçiyor.
Dolayısıyla paralel yapıya karşı soruşturma yürüten bu savcıların takipsizlik kararında verdiği tespitler, 25 Aralık savcısı, hakimleri ve polislerinin de paralel yapı soruşturmasına gireceğini gösteriyor.
Hatırlanacağı gibi 25 Aralık 2103 yolsuzluk soruşturmasını cemaat tabanlı paralel yapıya mensup olduğu ileri sürülen Muammer Akkaş başlatmak istemişti. Başsavcılığın müdahalesi ile soruşturması elinden alınan Akkaş protesto için adliye önünde basın bildirisi dağıtmıştı. HSYK içindeki paralel yapıya mensup olduğu ileri sürülen bazı üyeler de soruşturmanın Akkaş’ın elinden alınmasına tepki göstermiş, yasalara aykırı olan bir şekilde korsan olarak nitelendirilen bir bildiri yayınlayarak tepkilerini ortaya koymuşlardı. İlerleyen günlerde Savcı Akkaş'ın 25 delil torbasını hiç açmadan polise gözaltı listesi gönderdiği, yani delil olmadan gözaltıların yapılmasını istediği ortaya çıkmıştı.
Şimdi savcı Akkaş ile HSYK’daki o üyelerin takipsizlik kararında ortaya konulan şok tespitlere ne diyecekleri merak ediliyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
------------------------------------------------------------------------------
SAVCI AKKAŞ, SUÇLAMALARA CEVAP VERMEDİ SUÇLADI
01.09.2014 16:36 25 Aralık soruşturmasına ilişkin verilen takipsizlik kararına ilk tepki, soruşturmanın görevden alınan savcısı Muammer Akkaş’tan geldi. Akkaş, takipsizlik kararı kesinleştiğinde dosya içindeki evrakların 15 gün sonra imha edileceğine işaret ederek "Ama vicdanlarda kapanır mı o ayrı bir şey..." dedi. Akkaş'ın takipsizlik kararında yöneltilen şok suçlamalara ise hiç değinmemesi dikkatleri çekti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Necmettin Bilal Erdoğan’ın da bulunduğu rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamındaki 96 şüpheli hakkında takipsizlik kararı verdi.
'İTİRAZ EDECEK KİMSE YOK'
Soruşturmanın görevden alınan savcısı Akkaş konu ile ilgili şunları söyledi: "Söylenecek bir şey yok beklenen bir sonuçtu. Vicdanlarda kapanmaz bu dosya. Çünkü milletin hakkı hukuk var. Beklediğim bir sonuçtu demek yanlış olur da... Ancak beklenen bir sonuçtu. Takipsizlik kararı verildiğinde bunu denetleyecek bir müessese kalmadı. Takipsizlik karalarında, yeni sisteme göre, Sulh Ceza Hakimine gidilir. Bu soruşturmanın mağduru devlet olduğu için itiraz edecek kimse de yok."
15 GÜN İÇİNDE İMHA...
Savcı Akkaş takipsizlik kararının kesinleşmesi ile birlikte dosyadaki evrakların imha edileceğine işaret ederek "Karar kesinleştiğinde 15 gün sonra, dosyadaki bütün iletişim tutanakları, evraklar imha edilir ve dosya kapanmış olur. Ama vicdanlarda kapanır mı o ayrı bir şey...Senin elinde paranı çalsalar ve buna takipsizlik kararı verilirse bunu vicdanında kabul eder misin…Bu da öyle bir şey. Evet direk cebimizden çıkmıyor ancak dolaylı olarak cebimizden çıkan paralar…”
Savcı Akkaş, soruşturmasının engellendiği gerekçesi ile Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde açıklama yapmıştı. Savcı Akkaş, 17 Aralık soruşturmasını yürüten savcılarda olduğu gibi, dosyadan alınmış görev yeri ise değiştirilmişti.
Savcı Akkaş halen Tekirdağ’da görev yapıyor. (Hürriyet)
(01 Eylül 2014, 14:07), son güncel.: (01 Eylül 2014, 16:36)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: