Paralel yapının kurduğu 'Selam-Tevhid' kumpasında sarsıcı gelişme.. 'Soruşturmaya ben baktım, hukuksuzluk yapılmadı' açıklamalarıyla dikkat çeken Savcı Adnan Çimen'in, dosyanın hiçbir aşamasında resmen rol almadığı ortaya çıktı. HSYK müfettişleri binlerce belgede yaptığı incelemede Savcı Çimen'in ismine rastlamadı. Bu durum ve dosyanın tüm detaylarını bilen Çimen'in tavırları dosyanın bir kısmının 'paralel yapı' tarafından kaçırıldığı kuşkularını doğurdu.
16.08.2014 10:37 Başbakan Erdoğan, MİT Müsteşarı Fidan, bakanlar, yüksek bürokratlar ve STK temsilcileri ile binlerce kişinin dinlendiği, gizli görüşmelerin takip edilip casusluk faaliyetine imza atıldığı Selam soruşturmasında yeni bir skandal ortaya çıktı. Selam kumpasının deşifre olmasının ardından 'Soruşturmayı ben yürüttüm, herhangi bir hukuksuzluk yapılmadı' şeklinde açıklamaları kamuoyuna yansıyan Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen'in, aslında bu soruşturmanın hiçbir aşamasında görevli olmadığı belirlendi. Sosyal medya hesaplarından soruşturmayı savunan Çimen'in ismine Selam soruşturmasının hiçbir belgesinde rastlanmadı. Oysa Çimen, "Dosyayı yürüttüğüm yaklaşık 5 aylık sürede..." diyerek dosyaya bir süre baktığını ileri sürmüştü.
UYAP KAYITLARI ÇİMEN'İ YALANLIYOR
Selam soruşturmasının ilk ayağı 12.05.2010 günü İstanbul'da düzenlenen ve İsrail'in Gazze'ye uyguladığı katliama tepki gösterilen eylemin ardından başlatıldı. İstanbul Emniyeti'nden savcılığa gönderilen yazıyla başlatılan bu soruşturmanın savcısı Hakan Karaali'ydi. Bu soruşturma sürerken 8 Nisan 2011'de K.Y. isimli kadının ifadelerinin ardından bir soruşturma daha açıldı. Bu soruşturma Savcı Salim Duran'a tevdi edildi. Savcı Duran fiilen 3 ay boyunca soruşturmaya baktı. 27 Temmuz'da ise dosya Savcı İsmail Tandoğan'a geçti. Tandoğan bu soruşturmayı 1 yıl devam ettirdi. Bir yılın sonunda ise dosya son savcısına, yani Adem Özcan'a verildi.
HİÇBİR AŞAMADA İSMİ YOK
2010'da Gazze'ye destek eyleminin ardından başlatılan soruşturma ise savcısı Hakan Karaali tarafından, 'aynı yönde daha kapsamlı bir soruşturmanın varlığı' gerekçe gösterilerek ana Selam dosyasıyla birleştirildi. Bir dönem 'özel yetkili savcı' olarak görev yapan ve 7 Şubat MİT Krizinin ardından özel yetkileri alınarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu'nda görevlendirilen Savcı Adnan Çimen, soruşturmanın hiçbir aşamasında görevlendirilmedi.
DOSYALAR KAÇIRILDI MI?
Konuyla ilgili hem HSYK müfettişleri hem de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı inceleme başlattı. 107 klasör ve binlerce belge tek tek detaylı olarak incelendi. Çimen'in özel yetkili büroda görev yaptığı süreçte soruşturmanın 'yedek savcısı' olup olmadığına da bakıldı. Ancak Çimen'in ismi Selam dosyasında bulunamadı. Oysa Çimen, twitter hesabından yaptığı açıklamalarda "Dosyayı yürüttüğüm yaklaşık 5 aylık sürede..." diyerek dosyaya bir süre baktığını dile getirmişti. Buna rağmen dosyanın tüm detaylarını bilen Çimen'in tavırları dosyanın bir kısmının 'paralel yapı' tarafından kaçırıldığı kuşkularını doğurdu.
İDDİALARI DOĞRU ÇIKMADI
Çimen, Selam kapsamındaki skandal dinleme listesinin Yeni Şafak'ta yayımlanmasının ardından gazeteye yönelik suç duyurusunda bulunmuş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen suç duyurusu dilekçesinde ise Selam dosyanın kendisine 8 Nisan 2011 günü Cumhuriyet Başsavcıvekili tarafından tevzien gönderildiğini kaydetmişti. Çimen, daha sonra iş yükünün ağırlaşması üzerine kendi isteğiyle dosyanın Savcı İsmail Tandoğan'a tevzi edildiğini öne sürmüştü. Ancak kayıtlarda bu iddiaların hiçbirinin karşılığının bulunmadığı anlaşıldı. 2011'de başlatılan Selam soruşturması resmi belgelere göre Adnan Çimen'e değil Salim Duran'a tevzi edilmişti.
AMAÇ DİĞER SAVCILARA PERDELEME YAPMAK MI?
Savcı Adnan Çimen'in resmi anlamda bir ilgisi olmadığı halde Selam soruşturmasını sahiplenerek kumpası savunma çabasına girmesi değişik soruları da beraberinde getirdi. Selam savcılarından İsmail Tandoğan, soruşturma kapsamında kritik dinleme taleplerine imza atmıştı. KCK soruşturmasını da yürüten Tandoğan, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın da uzun süre tutuklu kaldığı Devrimci Karargah soruşturmasında bir MİT mensubunun deşifre olmasına neden olarak uzun süre tepki çekmişti. Binlerce kişinin hukuksuz şekilde dinlendiği Selam kumpasında İsmail Tandoğan'ın da rol aldığı, yapılan incelemeyle ortaya çıktı. Savcı Adnan Çimen'in özellikle sosyal medyada soruşturmayı sahiplenen açıklamalarıyla, dosyaya bakan ve kritik eylemlerde parmağı bulunan savcıların deşifre olmasının önüne geçmeyi amaçlayıp bir çeşit 'perdeleme' yaptığı belirtiliyor. (Yenişafak)
BU SAVCI YERDE Mİ GÖKTE Mİ? GERÇEK Mİ HAYALET Mİ? HİKMETİ NE OLA Kİ?
22 Temmuz operasyonları Selam-Tevhid dosyasında kumpas kurulduğu suçlamasına dayanıyordu. O dosya kapsamındaki dinlemelerde görev yapmış olan çok sayıda polis memuru 22 Temmuz'da gözaltına alındı. Hemen ardından bir açıklama yapan Başsavcılık, dosyada bir suç unsuru tespit edilemediğini ve bu nedenle takipsizlik kararı verildiğini belirtti. Selam-Tevhid örgütü soruşturmasını başlattığı belirtilen savcı Adnan Çimen buna tepki gösterdi ve twitter hesabından operasyona ilişkin tweetler attı. Adnan Çimen'in tweetlerin bazıları şöyleydi:
"Sn. İstanbul Başsavcısının basın bültenini hayretler içinde okudum. Dosyayı yürüttüğüm yaklaşık 5 aylık sürede Sn. Başbakanı Bakanları ya da MİT Müsteşarını dinlediğimi ispat etsinler derhal istifaya hazırım", "Hodri meydan. Yalancı mısınız algı operasyonumu yapıyorsunuz görelim" "Sn. Başbakan, Bakanlar ve Mit Müsteşarının iddia edilen dinleme tapeleri varsa neden ilgili makamlara iletilmemektedir?", "Şayet yoksa ki olmadığına eminiz, o halde bu basın bildirisinin bizatihi kendisi gerçeğe aykırı ve algı operasyonunun bir parçası değil mi? Sahi iddia edilen bu meşhur dinleme kayıtları nerededir? Yerde midir gökte midir kimse ucunu dahi göremedi hikmeti ne ola ki?"
Görüldüğü gibi Savcı Adnan Çimen'in 24 Temmuz'da basına yansıyan twit mesajlarında kendinden gayet emin görünüyor. Dosyada 5 ay süreyle görev yaptığını da belirtiyor. Açıklamalarında dalga geçtiği de söylenebilir. Oysa bu dinlemelerin yapıldığı bizzat soruşturma dosyasındaki belgelerle ortaya çıktı. Gözaltına alınan ve bazıları tutuklanan sanıklar da savcılık ve mahkeme sorgularında bunları kabul ettiler. Sanıklar bunları amirlerinin talimatıyla yaptıklarını iddia ettiler.
HSYK KORUMASINA GÜVENİYORLAR
Savcı Adnan Çimen, twitlerinin devamında, bir sorun varsa bunun HSYK'ya iletilmesi gerektiğini geniş şekilde dile getiriyordu. Bu detay, paralel savcıların HSYK'daki yapı tarafından kollandıkları iddialarını hatırlara getiriyor. Paralel soruşturmaları yürüten Savcı Serdar Coşkun gibi savcılara baskı uygulayan HSYK, Başbakana açıkça hakaret ve tehdit mesajları yazan Savcı Zekeriya Öz'e ise oylamayı ilginç bir taktikle bloke ederek dokunmamıştı. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(16 Ağustos 2014, 10:37)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: