Paralel yapı iddialarına yönelik olarak Selam-Tevhid dosyasında kumpas ve dinleme soruşturmasında gözaltına alınan zanlıların, yasadışı dinlemelerden elde ettikleri bilgileri hükümete darbe girişimi olan 17 Aralık soruşturmasında da kullanmış olabilecekleri şüphesi ortaya çıktı. Buna göre, Halkbank Dış Operasyonlar Müdürü Levent Balkan, hiçbir delil olmadığı halde terör örgütü üyesi şüphesiyle mahkemeden karar alınarak dinlenmiş. 22 Temmuz operasyonunda gözaltına alınan ve tutuklanma talep edilenlerden 38'inin mahkemece serbest bırakılmasına itiraz eden Savcı dilekçesinde buna da dikkat çekti. Savcı, Halkbank dinlemesinin 17 Aralık soruşturmasıyla bağlantısının araştırıldığını belirtti.
06.08.2014 15:48 Paralel yapı iddialarına yönelik olarak yürütülen "Selam-Tevhid dosyasındaki kumpas ve yasadışı dinleme" soruşturmasında gözaltına alınan zanlıların, yasadışı dinlemelerden elde ettikleri bilgileri hükümete darbe girişimi olan 17 Aralık soruşturmasında da kullanmış olabilecekleri şüphesi ortaya çıktı.
22 Temmuz operasyonunda gözaltına alınan ve tutuklanma talep edilenlerden 38'inin mahkemece serbest bırakılmasına itiraz eden Savcı İrfan Fidan 167 sayfalık geniş çaplı itiraz dilekçesinde bu şüpheye dikkat çekti. Dilekçede şu ifade yer aldı:
"Halkbank Dış Operasyonlar Müdürü Levent Balkan hakkında, hiçbir delil olmadığı halde terör örgütü üyesi olarak karar alınarak dinlendiği... (17 Aralık soruşturması ile bağlantısı araştırılmaktadır).."
17 ARALIK NEDİR?
Hatırlanacağı gibi 17 Aralık 2013 tarihinde AK Partili belediye başkanları ile halen görevde olan 4 bakanın oğullarının da içinde yer aldığı çok sayıda kişi yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınan ve tutuklananlardan biri de Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan idi. 17 Aralık soruşturması Savcı Zekeriya Öz tarafından başlatıldı. Üç farklı yolsuzluk dosyasının birleştirilerek operasyonların düzenlendiği ortaya çıktı. Bu dosyalardan biri de Halkbank'taki yolsuzluk iddiası idi.
Olayın bu yönü daha ilk günden dikkati çekti ve tepki gördü. Operasyonun asıl hedefinin İran-Türkiye arasındaki finansal ilişkiler olduğu belirtilerek "Operasyonun belkemiği Halkbankası'dır. Dolayısıyla hükümete yöneliktir" denildi.
BELKEMİĞİ HALKBANK
Ekonomist gazeteci ve yazar Dr. Cemil Ertem, operasyonun perde arkasını 17 Aralık operasyonunun yapıldığı ilk gün şu sözlerle anlatmış, önemli tespitlerde bulunmuştu: "Operasyon çok uzun bir süredir devam eden Türkiye ve İran arasındaki ekonomik ilişkilere yöneliktir. Bu ilişkileri yürüten bir kamu bankası olan Halkbankası ise bu operasyonun belkemiğidir. Bana göre bu operasyon hükümete ve direk asıl olarak Halkbankasına yöneliktir ve diğer her şey de ayrıntıdır. Nedeni ise çok açık; İran'dan aldığımız doğalgazın parası Halkbankası'nın İran'daki hesabına yatıyor. İran da bu parayla altın alıp Türkiye'ye ihraç ediyor."
Ertem'in ilk günden dikkat çektiği "17 Aralık'ın arkasında yabancı ülkeler var" iddiasını güçlendiren bir başka detay daha sözkonusu. Wikileaks skandalında ortaya çıkan gizli diplomatik belgeler, İran'la ticaret yaptığı için ABD ve İsrail lobisinin Türkiye'ye sert tepki gösterdiğini ortaya koyuyordu. Buna göre; 2013 Nisan ayında (ABD Kongresi'nden aralarında üst düzey isimlerin de bulunduğu 47 milletvekili Halkbank ve İran arasındaki finansal ilişkilerden rahatsızlıklarını ifade eden bir mektubu ABD dışişleri ve hazine bakanlıklarına göndermişti. ABD'deki resmi İsrail lobisi AIPAC tarafından kampanyayla desteklenen bu mektupta 'Halkbank' adının geçmesi, bu bankanın bu kesimlerde oluşturduğu alerjiyi göstermesi bakımından önemli.
REUTERS 2010
Ertem, 17 Aralık operasyonuna, haber ajansı Reuters'in 2010 yılından bu yana yaptığı yayınlarla start verildiğini de belirtiyor ve şunları söylüyordu: "Bu bir yolsuzluksa ve savcılar bunu ortaya çıkarmışlarsa ne mutlu bize. Ama operasyon 2010'dan beri devam eden bir süreç ve bu süreç Reuters'ın Türkiye-İran arasındaki anlaşmanın haberleriyle başladı."
Ertem'in dikkat çektiği '17 Aralık operasyonuna 2010'da başlandığı' tespiti önemli. Çünkü Selam-Tevhid dosyası da o tarihlerde açılmış, 2010'da yasadışı dinlemelere başlanmıştı.
İHBAR İSRAİL'DEN
İlginç bir başka ayrıntı daha var. O da Selam-Tevhid dosyasında İsrail istihbarat servisi Mossad'ın ihbarının da bulunması. Bunu gösteren dosyadaki şok belge geçtiğimiz haftalarda medyaya yansıdı.
TAM BULACAKTIK DOSYAYI ALDILAR!
Başbakan Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejat ve İran yanlısı Lübnan Hizbullah lideri Nasrallah ile birlikte sözde Selam-Tevhid terör örgütünün yöneticileri arasında gösterilmiş, dinlemeye alınmıştı. Başbakan'la birlikte siyasetçilerden gazetecilere, mankenlerden sanatçılara kadar öncelikle 251 kişinin, bunlarla bağlantılı olarak da toplamda 2280 kişinin dinlemelere hedef olduğu ortaya çıktı. Yeni savcılar 3 yıllık soruşturma sürecinde hiçbir suç unsurunun tespit edilememiş olduğunu ortaya çıkardı. 251 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi. Ancak ilginçtir, eski savcılar ve paralel kesim delil elde edilemediğini kabul etmesine rağmen "tam deliller elde edilmek üzereyken dosya elimizden alındı" iddiasını dile getiriyor.
DİNLEME HAVUZU
Anlaşılıyor ki paralel çete, terör örgütü kılıfı altında bir dinleme havuzu oluşturmuş ve elde ettiği bilgileri çete üyesi savcı ve diğer yetkililere göndermiş. 3 yıl boyunca süren dinlemelerden elde edilen bilgiler, dersane tartışmalarının ve Başbakanın geri adım atmayacağını açıkça ifade etmesinin hemen ardından yerel seçimlere 3 ay varken kullanıma sokuldu, operasyonların düğmesine basıldı.
BİR KOPYA DA ORAYA MI GÖNDERİLDİ?
Bir iddiaya göre, dinleme havuzundaki bilgiler sadece çete mensubu savcılara değil aynı zamanda ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan Fetullah Gülen'e de gönderildi. Nitekim Gülen'in geçtiğimiz aylardaki bir sohbetinde "alüfte buluşmaları" konulu gizli dinlemelerden bir örnek vererek bahsetmesi, bunun gibi 10 tanesini daha sayabileceğini belirtmesi ve kendisine Türkiye'den arayan tanıdıklarının bu bilgileri verdiğini dile getirmesi olayı hatırlanırsa bu iddianın doğru olabileceği ileri sürülüyor. Bu şüphe nedeniyle Gülen'in de yasadışı dinleme çetesiyle bağlantılı olduğuna dair savcılıklara suç duyuruları yapılmış bulunuyor.
OPERASYONLAR GENİŞLEYEBİLİR
22 Temmuz operasyonlarının savcısı İrfan Fidan gözaltındaki şahısların yaptığı dinlemelerin 17 Aralık soruşturmasıyla bağlantılı olabileceğini ve bunun araştırıldığını belirtiyor. Bunu gösteren somut delillere ulaşılması durumunda 22 Temmuz operasyonlarının 17 Aralık soruşturmasında rol alan kişilere de yönelmesi bekleniyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(06 Ağustos 2014, 15:48)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: