Yargı içindeki uzantılarıyla HSYK seçimlerinde oy verecek 13 bin hakim ve savcıyı ablukaya alan paralel yapı, destek alabilmek için tehdit ve şantaj kartını kullanıyor. Paralel yapı, HSYK seçimlerini alıp, kaçırdığı dosyalar üzerinden darbeye hazırlanıyor. Eğer önlem alınmazsa paralel yapılanmanın HSYK seçimlerini örtülü kadrolarıyla kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
18.07.2014 12:17 17 ve 25 Aralık darbe girişimleri yarım kalan paralel yapı, HSYK seçimlerini kazanarak yarım kalan yargı darbesini tamamlama planları yapıyor. Paralel yapıya yakın hakim ve savcılar, HSYK seçimi öncesi sıkı bir örgütleme çalışması başlattı. “Yarım kalan darbeyi tamamlayacağız. Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı koltuğundan alıp hapse yollayacağız” diyen paralel yapının yargı içindeki uzantıları, kendilerinden olmayan hakim ve savcıların oyunu almak için adliye adliye gezerek, “Bize oy vermezseniz yerinizden olursunuz. Kasetleriniz ortalığa dökülür” baskısı yapıyor.
Tek gündemleri HSYK seçimi
Yargı içindeki paralel uzantıların şu günlerdeki tek gündemi Ekim ayında yapılacak olan HSYK üye seçimleri. Geçtiğimiz günlerde Yargıtay Başkanlık Kurulu seçimini kazanan paralel yapının şimdiki hedefi HSYK seçimlerini almak ve yarım kalan yargı darbesi girişimlerini tamamlamak. Uzun zamandır çalışmalar yapan paralel yapının Türkiye genelinde oy kullanacak 13 bin hakim ve savcıyı baskı baskı altına aldığı konuşuluyor.
Yargıtay’da 174 paralel üye var
Paralel yapının geçtiğimiz günlerde yapılan Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu seçimini sosyal demokrat üyelerin desteğiyle kazandığı belirtildi. 370 kişiden oluşan Yargıtay’da yaklaşık 174 paralel yapıya yakın üye olduğu kaydedildi. Kurul seçiminde 194 oy ile seçim kazanıldığından aylardır çalışma yapan paralel yapının gerekli olan 20 oyu da YARSAV’a yakın üyelerden alarak tamamladığı öne sürüldü.
Başbakan hepimizi yok edecek
YARSAV üyelerine “Başbakan diktatör ve hepinizi yok edecek. Bize oy verin Başbakanı ve kabineyi ele geçirelim” diye oy vermeye ikna ettikleri kaydedildi. Birinci Kurul’un, hangi dairenin hangi dava dosyalarına bakacağına karar veren en kilit birim olması bu açıdan önem taşıyor.
Amaç eski dosyaları açmak
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’ndaki bu zaferlerinin ardından rahat bir nefes alan paralel yapının buradaki hedefinin “Balyoz, Ergenekon, 17-25 Aralık, Askeri Casusluk ve KCK davalarını yeniden eski sisteme döndürmek. Çözüm sürecini baltalamak ve toplumun birçok kesimini hükümete karşı isyana teşvik etmek. Böylece oluşacak kaos ortamından istifade edilerek başta Başbakan olmak üzere toplumun birçok kesimine operasyon yapmak” olduğu öne sürüldü.
‘Taş üstünde taş kalmayacak’
Paralel yapının Yargıtay’daki bu kalesini sağlama aldıktan sonra şimdi de HSYK seçimleri için var gücüyle çalışmalarına hız verdiği öğrenildi. “HSYK seçimini aldıktan sonra taş üstünde taş bırakmayacağız” diyen paralel yapının yargı içindeki uzantılarının, “Yarım kalan darbeyi bu kez tamamlayacağız” dedikleri belirtildi. Buradaki asıl amaçlarının HSYK seçimlerinde zafer elde ettikten hemen sonra İstanbul, Konya, Afyon, Bursa, Sakarya ve Adana’da hazır beklettikleri hakim ve savcılarını derhal kritik yerlere atayarak düğmeye basıp operasyonlar yapmak olduğu belirtildi.
Kimliğini gizleyen aday olacak
HSYK seçimlerini almak için tanınan üyelerinin yerine kriptolu elemanlarını aday göstereceği belirtilen paralel yapının, böylece seçimi daha kolay almayı hedeflediği belirtildi. Milliyetçi, solcu veya tarafsız gibi görünen kriptolu üyeleriyle seçime girecek olan paralel yapının, seçimleri kazandıktan hemen sonra yarım kalan yargı darbesini bitirmek için düğmeye basacağı ifade edildi.
KENDİLERİNDEN OLMAYANA BASKI
HSYK’YI tam kontrol altına alma çalışmaları kapsamında adliye adliye gezen paralel yapıya yakın yargı mensuplarının meslektaşlarına “Başbakan diktatör. Hükümet hepinizi yok edecek. Geleceğiniz ve güvenliğiniz tehdit altında. Bize oy verin kazanın. Bunların hepsini Silivri’de yargılayacağız” diyerek kendilerinden olmayan tarafsız birçok yargı mensubuna baskı yaptıkları kaydedildi. 13 bin hakim ve savcının oy kullanacağı HSYK seçimlerinde 3 bin kişinin paralelci, 3 bin 500 kişinin tarafsız, 1700 kişinin muhafazakar, 2 bin kişinin milliyetçi ve 2 bin kişinin de sol görüşlü olduğu belirtildi.
Erdoğan’ı Köşk’ten indirme planı hazır
YARGIYI tamamen ellerine geçirdikten sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, Cumhurbaşkanı olması halinde hakkında 7 Şubat 2012 KCK-MİT soruşturmasını bahane ederek “Vatana ihanet etmek” iddiasıyla operasyon yapıp hapse atma planı yaptıkları belirtildi. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve kabinedeki tüm çalışmaları yargı eliyle denetlemeye hazırlanan paralel yapının bu yüzden HSYK seçimlerine çok önem verdiği ifade ediliyor.
Oy verin yoksa kasetiniz çıkar
Paralel yapının HSYK seçimlerinden galip çıkmak için sol görüşlü, milliyetçi ve tarafsız olan hakim-savcıları ikna etmek için “Bize oy verin. Yoksa yerlerinizden olursunuz. Kasetleriniz ortaya çıkar” baskısı yaptığı belirtildi. Yargı mensuplarının sosyal buluşma alanı olan www.adalet.org adlı internet sitesini de örgütlenme üssü yapan paralel yapının birçok mensubunun adliyelerde oda oda gezip tehditler savurduğu ve Başbakan’a hakaretler yağdırdığı kaydedildi.
KAÇIRDIKLARI DOSYALARI KULLANACAKLAR
HSYK seçimlerinden galip gelmesi halinde paralel yapının, başta darbeci savcılar Zekeriya Öz, Muammer Akkaş, Celal Kara, Cihan Kansız, Ercan Şafak ve Fikret Seçen gibi isimleri kritik makamlara atayacağı konuşuluyor. 17-25 Aralık yargı darbesi girişimin ardından devletin bile elinde olamayan pek çok bilgi ve belgenin paralel yapı tarafından kaçırıldığı ve HSYK seçimlerinden sonra tekrar kullanılacağı öne sürüldü. (Star)
------------------------------------------------------------------------------
PENSİLVANYA HSYK’YI NEDEN İSTİYOR?
Aynı konuda Star yazarı Elif Çakır da bir yazı kaleme almış. Çakır'ın yazısı şu şekilde:
"Adı üstünde HSYK: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu sadece bir idari kurum. Ne Danıştay ne Yargıtay ne de Anayasa Mahkemesi gibi bir hukuk kurumu değil. Peki, o halde Pensilvanya neden HSYK’yı ister, ille de HSYK’ya gözünü diker?
17-25 Aralık’tan bu yana yaşadıklarımıza bakınca sanırım ‘Neden HSYK’ sorusunun cevabı daha iyi anlaşılıyor.
Ve bir şey daha... Pensilvanya’da bulunan Paralel Örgüt liderinin 1 Ağustos 2010 tarihindeki o çok konuşulan hepimize “vay be” dedirten ‘referandum değerlendirmesini’ bugünlerde bir kez daha 17-25 Aralık darbe kalkışmalarıyla birlikte okumamız gerekiyor.
Hatırlıyorsunuz değil mi? Paralel Öörgüt lideri “İmkân olsa mezardakileri bile kaldırarak o referandumda ‘EVET’ oyu kullandırmak lazım. Mezardakiler bile kalksın. Ben zannediyorum kalkarlar da... Ben zannediyorum ruhları koşar da. Çünkü demokrasi adına çok önemli bir adımdır” açıklamaları yaparken;
Paralel Örgüt’ün medyasında Türkiye’nin demokrasi rayına oturabilmesi için mevcut HSYK yapısının değişmesi gerektiğine dair haberler, analiz-yorumlar yayınlanıyordu.
Paralel Örgüt’ün tüm kurumları maddi ve manevi olarak referandumun destekçileriydiler; ‘Hocaefendileri’nin ‘gerekirse mezarlarından kaldırın ve oy kullandırın’ talimatını yerine getiremeseler de, yurt dışında yaşayanların Türkiye’ye gelip ‘EVET’ oyu kullanabilmelerini sağlamak için günü birlik uçaklar kaldırdılar...
Dahası deyim yerindeyse medyalarının ülke genelindeki tüm bürolarını ve temsilcilerini AK Parti’nin emrine amade kıldılar, parti teşkilatlarının sahaya çıkmasına gerek dahi kalmayacak bir gönüllülükle çalıştılar.
Allah’ım bu nasıl bir samimiyetti, bu nasıl bir darbe karşıtlıydı, nasıl da coşkuyla vesayetçi geçmişle hesaplaşılsın istiyorlardı!
Oysa şimdi anlaşılıyor ki, referandum bahane HSYK yapılanması şahaneymiş. “EVET” demeyen kimse kalmasın diye yurt dışından kaldırılan ücretsiz uçaklar ne milletin hayrı için ne de Başbakan Erdoğan’ın kara kaşı, kara gözü içinmiş!
Ne diyordu Pensilvanya “Bu pakette milletin istikbali adına çok önemli düzenlemeler var.”
“Millet”ten neyin kastedildiğini anladınız değil mi? Paralel yapılanmanın istikbaliymiş kastedilen...
Peki, neden HSYK? Ya da HSYK neden bu kadar önemli?
Tane tane anlatalım ki daha iyi anlaşılsın.
- Türkiye’de 13 bin hakim ve savcı var ve bütün bu hakim ve savcıların nereye tayin olacaklarının (Zekeriya Öz nerede olmalı, Fikret Seçen’i nereye vermek lazım gibi) kararını HSYK veriyor.
- Hangi hâkimin hangi mahkemede çalışacağına, hangi savcının yine hangi şehirde başsavcı mı, başsavcı vekili mi olacağına yine HSYK karar veriyor. (HSYK’nın 1. Dairesi)
- Hakimlerin idari yönden üstü sayılan ve tek kişisi olan Adalet Komisyonu Başkanı ve üyesini de HSYK atıyor.
Adalet Komisyonu Başkanı fonksiyonu nedir?
Bir hakim izne ayrıldığında ya da bir hakim rapor aldığında yerine geçici olarak hangi hakimin yetkilendirileceğine Adalet Komisyonu Başkanı karar veriyor.
Sormaya devam edelim. Peki “geçici yetkiliyle görevlendirilen bir hakim” ne yapabilir? Çok şey.
Dursun Çiçek’in tutuklanmasını hatırlayın ya da Ergenekon, Balyoz, KCK, Şike Davası’ndaki tutuklanma süreçlerine ve hangi mahkemelerin ve hangi hakimlerin tutuklanma kararı verdiğine baktığınızda karşımıza hep ‘nöbetçi mahkemece ve hakim’ tarafından tutuklandığı gerçeği çıkıyor. Tüm tutuklamaların nöbetçi mahkeme ve izne ayrılmış bir hakimin yerine geçici olarak görevlendirilen bir hakim tarafından yapılması bir tesadüf olabilir mi?
Paralel Örgüt tüm kararlarını izne çıkan (zorunlu olarak izne çıkması istenen) hakimin yerine geçici görevle yetkilendirilen hakimlere aldırdı ve aldırmaya devam ediyor.
En son Yeni Şafak gazetesi Adana’daki yasa dışı dinlemelerden sorumlu tutulan 6 polisin, nöbetçi mahkeme ve hakimce bırakılacağına dair mahkeme oyunlarını deşifre eden haber yapması üzerine neler yaşandığı ortada. Hakim sadece “gazeteye bomba atılsın” demedi. Girin internete ve ‘Tutun şu savcıyı” haberini arayın bir medya kuruluşunun yargı eliyle nasıl linç edilmek istendiğini görün.
- Bu tür organizasyonları ve tüm bu organize işleri HSYK yapıyor yani operasyonun merkezi HSYK’dır. (HSYK içindeki Pensilvanya’nın teknik nakavt tekniği uzmanları diğer arkadaşları kandırmaya devam etsinler.)
- Devleti ve toplumu ilgilendiren stratejik davaların gittiği ve verdiği kararlarla devletin işleyişini ve hükümetin icraatlarını çok ciddi şekilde etkileyerek hükümeti çalışamaz hale getirme gücünü elinde bulunduran kurum Yargıtay’ın üyelerini de HSYK atıyor.
- Yine hükümetin idari yönden yapmış olduğu çok büyük ölçekteki bir takım icraatlarını, politikalarına sık sık verdiği ‘yürütmeyi durdurma’ kararlarıyla hükümeti adeta çalışamaz hale getiren İdari Yargı ve Danıştay’ın üyelerini de HSYK atıyor. (TEOG ve SBS konusundaki verdiği kararların üzerinde henüz dumanlar tütüyor.)
- Aynı zamanda bütün hakimlerin ve savcıların suçlarıyla ilgili idari ve soruşturma kararlarını veren merci yine HSYK. Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Sedat Sami Haşıloğlu, Hasan Hüseyin Özese’yle ilgili HSYK’ya yapılan bütün suç duyuruları nasıl sümenaltı edilerek haklarında adli ve idari soruşturmaların engellenmesinin başka bir izahı olabilir mi?
Ya da şunu soralım Savcı Muammer Akkaş HSYK’daki ağabeylerine güvenmeseydi Çağlayan Adliyesi’nin önünde elinde bildiri dağıtabilir miydi? Peki Muammer Akkaş’ın bildiri dağıtmasına sahip çıkan HSYK bunu hangi hukuki çerçevede açıklayabiliyor?
- Paralel Örgüt’ün lehine çıkabilecek kararların alınmasına olanak sağlayan yine HSYK’nın yaptığı atamalardır.
- Yargıtay’da geçen hafta yapılan Başkanlık Kurulu seçimlerinin Pensilvanya lehine sonuçlanarak 20 üyenin tamamının silme paralel örgütten seçilmesi, 2010 referandumu sonrasında HSYK 1. Daire Başkanı’nın yargıdaki tüm kilit noktalara paralel örgütün adamlarını yerleştirmesinin bir sonucudur.
- Ankara’da Yargıtay ve Danıştay içindeki adli kaynaklarım, 2010 yılındaki referandumdan sonra yapısı değişen HSYK’nın en büyük ve ilk vahim icraatının 160 hakim ve savcıyı Yargıtay üyesi yapmak olduğunu söylüyorlar.
- Yine Ankara ve İstanbul’daki adli kaynaklarım, 13 bin hakim savcı olduğunu, bunun 2000’inin sosyal demokrat olduğunu, 2000’inin milliyetçi, 1700’ünün muhafazakar-dindar, 3000 kadar ortada isim olduğunu geri kalanın ise kemiksiz Pensilvanya’nın adamları olduğunu söylüyorlar.
Peki, ne olacak, neler oluyor?
Paralel Örgüt, Eylül-Ekim’de yapılacak HSYK seçimlerine Yarsav ve Yargısen’le ittifakla girecek. Paralel Örgüt bilinen ve adı çıkan üyelerini aday göstermeyecekler, bunun yerine sosyal demokrat olarak bilinen ancak kendi kamuflaj olmuş adaylarıyla girecekler.
Adli kaynaklarım Pensilvanya’nın elinde savcı ve hakimlerin kaset, ses kayıtlarının olduğunu ve gizli görüşmelerle şantaj yaparak zorunlu yanlarına çektiklerini iddia ediyorlar.
HSYK seçimleri için karargah olarak, hakimlerin, savcıların ve kaymakamların gerçek kimlik ve bilgileriyle üye oldukları, şifreli sistemle çalışan adalet.org isimli internet sitesini kullandıklarını söylüyorlar. Aday anketlerinin yapıldığı sitede Yargıda Birlik Platformu’nun üyelerini de haberleri olmaksızın aday olarak gösterip, oylatarak, Yargıda Birlik Platformu’nda güven zedelemesi yapılarak, aday gösterilen kişilerin paralel örgüt üyesi olduğu algısını oluşturmaya çalışıyorlar.
Korkunç değil mi? Evet, korkunç. “Peki, ne yapmak gerekiyor?” soruma adli kaynaklarımın verdikleri cevap “Ya HSYK seçimlerinin önlenmesi lazım, ya da acilen RTÜK modeliyle bir seçim yaptırılması gerekiyor!”
Velhasıl boşuna değil Bolu’ya atanan ‘süper savcı’ Zekeriya Öz’ün yeni makamına, yeni görev yerine alışamaması! Ve boşuna twitter hesabından “Sonu Saddam gibi Kaddafi gibi olacak” mesajlarıyla meydan okurcasına Başbakan Erdoğan’a ölüm tehdidi savurması.
HSYK içindeki paralel örgütün adamları temizlenmediği sürece Zekeriya Öz daha çok tehditler savurur... HSYK paralel örgütten temizlenmediği sürece, vatana ihanetten yargılanması gereken Pensilvanya’dan talimat alan savcılar daha çok devlete meydan okumaya... Ekrem Dumanlı ağabeyleri de utanmadan ‘cadı avı yapıyorlar’ yazıları yazmaya devam eder...
Sesimiz geliyor değil mi, duyuyorsunuz değil mi neler olup bittiğini eyy Adalet Bakanlığı ve müsteşarlığı... HSYK... HSYK... HSYK..." (Elif Çakır / Star)
------------------------------------------------------------------------------
YARGITAY 4 YILLIĞINA PARALEL YAPIYA GEÇTİ
Konuyla ilgili bir başka açıklama da Sabah yazarı Sevilay Yükselir'den geldi. A Haber'de Nihan Günay'ın sunduğu Medya Dünyası'nın konuğu olan Sabah Gazetesi Yazarı Sevilay Yükselir, 'Paralel Yapı'nın Yargıtay'ı ele geçirmesinin ardından, HSYK seçimlerine dikkat çekti.
HSYK SEÇİMİ KAYBEDİLİRSE KÖŞK'Ü KİMİN KAZANACAĞININ BİR ÖNEMİ YOK
Memleketin bekası için, önümüzdeki kritik seçim Cumhurbaşkanlığı seçimi değil, HSYK seçimidir. Yani hala sakalsız ve çetesinin elinde olan yargıyı temizleme seçimidir. Eğer bu memleket o seçimi kaybederse, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda Erdoğan oturuyormuş, İhsanoğlu oturuyormuş, Demirtaş oturuyormuş hiçbir önemi yok. Çünkü bu yargı, bu çeteden temizlenmezse, ne Cumhurbaşkanı sağlıklı bir biçimde orada oturabilir, ne ben burada sağlıklı biçimde gazetecilik yapabilirim. Bunları insanların idrak etmesi gerekiyor.
YARGITAY 4 YILLIĞINA 'PARALEL YAPI'NIN ELİNDE
Benim meselem Cumhurbaşkanlığını kimin alacağı değildir artık. Benim meselem, yargıdan bu sakalsız ve çetesini kurtarma meselesidir. Haftalar önce yazdım, babamın vefatı nedeniyle ilgilenemedim gündemle, kendi derdime düştüm. Pazartesi itibariyle hayata dönünce, bir baktım ki, Yargıtay gitmiş. Yargıtay 'Paralel'lerin eline geçmiş tekrar. Bir grup savcı ve yargıçla Çağlayan Adliyesi'ndeydim. Yargıtay, 'Paralel'lere 20 – 0 gitmiş. Korkunç. Şu anda Yargıtay, 4 yıllığına tamamen 'Paralel Yapı'nın eline geçmiş durumda.
BAŞBAKAN'IN YANLIŞ YÖNLENDİRİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM
Hükümet, Yargıtay'ın yapısını değiştirmeye gitti. Başbakan'ın da çoğu zaman yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. 'Paralel'cileri bir biçimde devre dışı bırakmak için Yargıtay'ın yapısını değiştiriyorsun. Fakat insanın bir öngörüsü vardır. Bunu yapacağım derken neden rakamları daha doğru hesaplamazsın veya geleceği daha önceden göremezsin?
KAŞ YAPAYIM DERKEN GÖZ ÇIKARTTILAR
Paralel mücadelede Sayın Kemal İpek'in çok dikkatli, titiz ve kararlı olduğunu biliyorum ama bunlar yetmiyor. Aynı zamanda öngörülü de olmak lazım. Yargıtay'ın yapısını değiştirecek kanun tasarısını getiriyorsun, torba yasaya koyuyorsun, kaş yapayım derken göz çıkartıyorsun. Yargıtay'ı tamamen 'Paralel'cilerin kontrolüne veriyorsun. Bu affedilemez bir suçtur. Geri dönüşü yok, 4 yıl gitti artık orası.
(18 Temmuz 2014, 12:17)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: