Birkaç gündür süren doktor mu imam mı tartışması ortaya çıkan bilgilerle netleşti. Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun, Başbakan Erdoğan'a hakaret ettiği halde terfi alan gölge imam İsa Erbaşı'nın paralel yapının iddia ettiği gibi Gülen'in doktoru olmadığını, Silivri Cezaevi'nde vaiz olarak çalıştığını açıkladı. Erbaşı'nın Gülen'in yanında diz çökmüş halde cübbeli fotoğrafı yayınlanmış ve onun paralel yapının imamı olduğu iddiası ileri sürülmüştü. Paralel medya ise onun bir din hocası olmayıp Gülen'in doktoru olduğunu savunmuştu.
28.06.2014 14:08 Paralel örgütün medya uzantısı Zaman gazetesinin hedefe koyduğu Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun, SABAH'a konuştu. Başbakan Erdoğan'a hakaret ettiği halde terfi alan gölge imam İsa Erbaşı'nın paralel yapının iddia ettiği gibi Gülen'in doktoru olmadığını, Silivri Cezaevi'nde vaiz olarak çalıştığını açıklayan Uzun, "Paralel yapı bana kan kusturdu" dedi. Paralel yapının Diyanet'teki örgütlenmesini ortaya koyan ve Gülen'in dizinin dibindeki fotoğrafıyla gölge imamı deşifre eden SABAH haberi ses getirdi. Zaman, haberde görüşlerine yer verilen ve ismi rumuzlanan eski müftünün sözlerini yalanlarken, gölge imam İsa Erbaşı'nın Fetullah Gülen'in doktoru olduğunu iddia etti. Ancak, gazetenin haberde hiç ismi geçmemesine karşın suçladığı Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun, paralel yapının maskesini düşürdü. İşte Müftü Uzun'un çarpıcı açıklamaları:
"ZAMAN YALAN SÖYLÜYOR"
"Zaman'da çıkan haber iftiradır. Bende, SABAH'a konuşan Emekli Müftü D.K'nin anlattıklarından daha fazlası var. Paralel yapı yıllardır bana kan kusturdu. Gölge imam ile ilgili haber doğrudur. İddia edilen kişiyi (İsa Erbaşı) yakından tanırım. Gazetenize konuşan emekli müftünün belirttiği gibi yıllarca Bakırköy'de Amine Sultan Camisi'nde imam olarak görev yaptı. Zaman, Erbaşı için 'Hocaefendi'nin doktoru' demiş. Fakat şu an Silivri Cezaevi'nde vaiz olarak görev yapan bizzat İsa Erbaşı'dır.
2012 Ağustos'ta Erbaşı'nı işini doğru yapmadığı, Diyanet'e değil cemaate çalıştığı için bir çok kez uyardım. Bundan dolayı bana ağız dolusu küfür ederek tehditler savurdu. Ancak çağırdığım müfettiş ona değil de bana kınama cezası verdi. Erbaşı ise ihraç edilmesi gerekirken ödül gibi terfi alıp Silivri Cezaevi vaizliğine atandı.
En başından beri bu hareketin devleti yönetme çabası içinde olduğunun farkındaydım. Cami cemaatinin akıllarını çelme gayreti içinde olan bu yapıya karşı tavır aldıkça üstümdeki yük de arttı. Beni CHP'li yaptılar, MHP'li yaptılar. Artık nefes almaktan korkar hale geldim. Bu yapının asılsız iftiraları yüzünden 3 kez sürgün yedim. Ama Allah'a şükür mahkemeler beni hep haklı çıkardı.
Bunlar dini, Kuran-ı Kerim'i, orucu, zekatı, kurbanı her şeyi tahrif ettiler. Hayatımızı da kâbusa çevirdiler. Bunları söylüyorum ama korkmuyor değilim. Benim gibi nice müftü, vaiz, imam, müezzin bu konudan şikayetçi. Ama seslerini çıkaramıyorlar."
'BANA KİMSE DOKUNAMAZ'
Müftü Zakir Uzun: "İsa Erbaşı bana, 'Ben hizmetin adamıyım bana kimse bir şey yapamaz' diye haber yolladı. Ben de mahkemeye başvurdum. Söylediklerim mahkeme tutanakları ve Diyanet İşleri Başkanlığı'na gönderdiğim savunmada mevcut." (Sabah)
Erbaşı'nın Gülen'in yanında diz çökmüş halde cübbeli fotoğrafı yayınlanmış ve onun paralel yapının imamı olduğu iddiası ileri sürülmüştü. İddiada, paralel yapının Diyanet'te de etkin şekilde kadrolaştığı da belirtiliyordu. İddialar üzerine paralel medya, onun bir din hocası olmayıp Gülen'in doktoru olduğunu savunmuştu.
İŞTE O HABER
Sabah'tan Furkan Haykır'ın haberine göre; emekli müftü D.K.: Paralel imamlar, zengin semtlerde yapılanıyor. Camide Başbakan'a hakaret edip Gülen propagandası yapan imam da paralel yapı tarafından terfi ettirildi.
Diyanet'te kilit noktalar dışında kadrolaşmaya önem vermediği bilinen paralel yapının, zenginlerin yaşadığı bölgelerdeki camilere ağırlık verdiği ortaya çıktı. SABAH'a konuşan emekli müftü D.K., "Paralel yapı, özellikle zengin bölgelerde yapılanıyor. Paralel yapıya bağlı imamlar, işadamlarından cami için topladıkları parayı örgüte aktarıyorlar" dedi. İşte D.K.'nin ağzından, paralel yapının Diyanet'teki örgütlenme stratejisi:
İMAMDAN ÇOK BANKA MEMURU GİBİ
"Paralel yapı, zenginlerin yaşadığı muhitlerdeki camiler dışında ibadethanelerle ilgilenmiyor. Diyanet'in kilit noktalarına sızan paralel yapı, atadığı imamları banka memuru gibi çalıştırıyor. Bu imamlar, camilerde düzenledikleri özel toplantılarda ya da vaazlarında, Başbakan Erdoğan'ı desteklemenin caiz olmadığına dair fetva veriyor. Cuma hutbe metinlerinin içine, Gülen'in konuşmalarından pasajlar ekliyorlar.
Paralel yapı, 2005'te Diyanet'te örgütlenmeye başladı. Paralel yapıya mensup imamların zengin semtlerdeki camilere atanması için büyük bir çalışma başlatıldı. Hem propagandalarını yapıyorlar, hem de toplanan bağışları örgüte aktarıyorlar. Bulundukları muhitin zengin işadamlarını kıskaca alıyorlar.
Şu anda paralel yapı, Türkiye genelindeki derneklerin tamamını ele geçirmeye çalışıyor. Böylece para kaynaklarına daha kolay ulaşacaklar. Cami bağışları için 5 bin lira toplandıysa en az 3 bin lirasını tutanağa geçirmeyip el altından örgüte kaydırıyorlar.
DİĞER LAKABI "GÖLGE ABİ"
17 Aralık öncesi dershane kavgalarıyla birlikte, cemaat içinde hareketliliğin arttığını, biz Diyanet görevlilerinin tavırlarından hissettik. Kimi müftü ve imamlar, Müslüman'ın vazifelerini unutup din görevlisi kimliğinden sıyrıldılar. Bunlardan biri de Bakırköy'deki Amine Hatun Camisi'nde yıllarca görev yapan imam İsa Erbaşı'ydı. Her yıl Pensilvanya'ya gidip Fetullah Gülen'le görüşüyor. Ona yapının içinde "Gölge Abi" diyorlar. Gülen'den aldığı brifingleri din görevlilerine telkin edip organizasyonu sağlıyor. Bir nevi postası gibi. Diyanet'in talimatlarını hiçbir zaman uygulamaz ama paralel yapının talimatlarına göre cami içinde ve dışında cemaat propagandası yapar.
Paralel yapı, Diyanet'in gönderdiği ortak vaaz sistemine ve anlayışına asla uymuyor. Kendi görüşlerini halka anlatabilmek için "Bir üstattan, bir alimden" gibi açıklamalarla Gülen'in sözleri okunuyor.
Fetullah Gülen'den emir aldığını düşündüğüm imamlar, camilerde yaptıkları özel toplantılarda, 30 Mart öncesi açık şekilde "Başbakan Erdoğan'ın işi bitti. Yüzde 30'un altına düşecek, konutundan alınacak. Mahkemeye gidip, hapsolacak" şeklinde propaganda yaptılar.
İsa Erbaşı, camide düzenlediği özel toplantılarda Başbakan'a hakaret ediyordu. "Erdoğan ülkenin altına dinamit koyup patlatmak istiyor" diyordu. Açık açık cemaati metheden örnekler veriyordu. "Bana kimse bir şey yapamaz" tarzında cümleler kuruyordu. "Benim arkamda cemaat var, hepinizi ezer geçerim" diyordu. Cami cemaatinden şikâyetler çoğalınca müftüyle kavga etti. Akabinde Diyanet'ten de müfettiş geldi. Tabii ki müfettiş de paralelci olduğu için Erbaşı, görevden alınması gerekirken terfi etti. Silivri Cezaevi Vaizliği'ne atandı. Hem maaşı hem de kıdemi yükseltilmiş oldu." (Sabah)
(28 Haziran 2014, 14:08)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: