Türkan Saylan´ı evi bile aranmaz kılan ne? Sabih Kanadoğlu ve İlhan Selçuk´un imtiyazı ne?.. İbrahim Şahin´e dokunulunca susan hatta oh olsun diyen çevreler aynı soruşturmada imtiyazlılara dokunulunca adeta sinir krizi geçiriyor. Kanunların uygulanmasına gösterilen aşırı tepkiler toplumu kamplaştırıyor adalet duygusunu zayıflatıyor. Sadece garibanlar mı suç işler ve evi aranabilir?.. Kanunlar kimler için geçerli? Ya da kanunlar kimler için geçersiz?.. Herkes hukuk karşısında eşit değilse, nasıl hukuk devleti olunabilir? Levent Ersöz´ü yargılanabilir kılan ne? Türkan Saylan´ı evi bile aranmaz kılan ne? Tabii ki, suçlu bulunana kadar herkes masumdur, ama hiç kimse de dokunulmaz değildir. Ergenekon´un 12´nci dalgasında Prof. Türkan Saylan´ın da evinin aranması, savcının elindeki suçlama nedenlerini bile bilmeden ve bilmek dahi istemeden ağır eleştirilere konu oldu. Feryatlar giderek yükseldiğine göre Ergenekon soruşturması Kontrgerillanın damarına girmeye başlamış.
Bazıları suç işlemez evi aranamaz gözaltına alınamaz (mı?)..
Türkan Saylan´ı evi bile aranmaz kılan ne? Sabih Kanadoğlu ve İlhan Selçuk´un imtiyazı ne?.. İbrahim Şahin´e dokunulunca susan hatta oh olsun diyen çevreler aynı soruşturmada imtiyazlılara dokunulunca adeta sinir krizi geçiriyor. Kanunların uygulanmasına gösterilen aşırı tepkiler toplumu kamplaştırıyor adalet duygusunu zayıflatıyor. Sadece garibanlar mı suç işler ve evi aranabilir?.. Kanunlar kimler için geçerli? Ya da kanunlar kimler için geçersiz?.. Herkes hukuk karşısında eşit değilse, nasıl hukuk devleti olunabilir? Levent Ersöz´ü yargılanabilir kılan ne? Türkan Saylan´ı evi bile aranmaz kılan ne? Tabii ki, suçlu bulunana kadar herkes masumdur, ama hiç kimse de dokunulmaz değildir. Ergenekon´un 12´nci dalgasında Prof. Türkan Saylan´ın da evinin aranması, savcının elindeki suçlama nedenlerini bile bilmeden ve bilmek dahi istemeden ağır eleştirilere konu oldu. Feryatlar giderek yükseldiğine göre Ergenekon soruşturması Kontrgerillanın damarına girmeye başlamış.
İmtiyazlıların yargılanması için hangi yargı?..
Savcının neye dayanarak Saylan´ın evini arattığına niçin bakılmıyor?.. Askerlerin yargılanması için askeri yargı.. Garibanların yargılanması için sivil yargı.. İmtiyazlıların yargılanması için hangi yargı?..
Gösterilen tepkilerin nedenlerini üç ayrı grupta toplamak mümkün... Birinci gruptakiler, insani gerekçelerle olayı kınayanlar. Prof. Saylan´ın kanser hastası olması, ev araması sırasında da hastaneden izinli dönmüş olması, insanlarda bir nevi şefkat hislerinin uyanmasına neden oldu. Özellikle yakın çevresinde kanser hastası olanlar, bu duruma haklı duygusal tepki verdiler. İkinci gruptakiler, binlerce insana burs sağlayan saygın bir ismin iktidara gösterdiği muhalefet nedeniyle arandığına inananlar. Prof. Saylan, yaklaşık 40 bin kadar öğrenciye burs verilmesini sağlamış bir isim. Yine, Türkiye´de cüzamla mücadele konusunda sembol bir isim. Bu iki sıra dışı özelliğe sahip bir bayanın Ergenekon terör örgütü ile yan yana gelmesini tahayyül bile edemeyenler tepki gösterdi. Haklı da olabilirler. Üçüncü gruptakiler ise, her operasyon sırasında bir zayıf halka arayan, İlhan Selçuk, Sabih Kanadoğlu gibi isimleri öne çıkaranlar bu kez Prof. Saylan üzerinden yıpratma amaçlı eleştirilere sarıldılar. Böylece kamuoyunda Ergenekon soruşturmasına olan desteğin kırılmasını hedeflediler.
Galiba bir yerden daha onay almalılarmış..
Savcılar güçlü şüpheye neden olacak bulgulara ulaşmış ve mahkeme hakimleri de arama yapılmasının ihtiyaç olduğuna kanaat getirip onay vermiş
Peki, bütün bu süreçte bir hukuksuzluk söz konusu mu? Hukukçulara göre, yok. Savcılar güçlü şüpheye neden olacak bulgulara ulaşmış ve mahkeme hakimleri de arama yapılmasının ihtiyaç olduğuna kanaat getirip onay vermiş. Sadece saygın bir insan olduğu için ya da hasta olduğu için bir insanın evi aranmamalı mı? Bu durumda, hukukun üstünlüğü ve adaletin tecellisi nasıl mümkün olur? Polisler, arama sırasında kendisine herhangi bir kötü muamelede bulunmamış. Hatta, rahatsız olduğu için diğer isimlerin aksine ifadesine de başvurulmamış. Saylan veya Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) diğer üyeleri belki de soruşturma aşamasında serbest kalacaklar. Ya da Üçüncü İddianame´de yer alacak ve belki de suçlu bulunacaklar. Bütün bu süreçleri görmeden, hatta savcının elindeki suçlama nedenlerini bile bilmeden bu tepkileri nasıl yorumlamak mümkün? Herkes hukuk karşısında eşit değilse, nasıl hukuk devleti olunabilir? Levent Ersöz´ü yargılanabilir kılan ne? Türkan Saylan´ı evi bile aranmaz kılan ne? Tabii ki, suçlu bulunana kadar herkes masumdur, ama hiç kimse de dokunulmaz değildir. Yarın öbür gün bizi de kapıya koyarlar diyen, hata yapması için birçok insanın avuçlarını ovuşturarak beklediği bir savcı, elinde deliller yoksa bile bile bu kadar tepki çekecek bir adım atar mı? Sanki yargılanan Kardelen Projesi ya da verilen burslarmış gibi, abartılan tepkileri anlamak mümkün değil. Demokrat oldukları için kalemlerine büyük saygı duyulan, bazı isimler bile bu aşamada tökezlediler...
Peki bu iddialar soruşturulmasın mı?
Peki Prof. Saylan´ın başında bulunduğu ÇYDD´nin, burs verdiği öğrencileri fişlediği, bile bile ve bazen özellikle PKK yanlısı isimlere burs verdiği; şubelerin bulunduğu bazı illerde darbe çalışmaları için bürokrat ve yöneticileri fişleyip Şener Eruygur´a ilettiği, iktidarı devirmek amaçlı darbe çalışmalarına sivil toplum desteği verdiği ve hatta destek olduğu mitinglere burslu öğrencileri katılmaları için tehdit ettiği gibi çok ciddi iddialar ne olacak? ÇYDD sadece eğitim faaliyetlerinde bulunan bir dernek mi? Merak eden kendi internet sitesindeki duyurulara bir göz atsın... Cumhuriyet Mitinglerine destek çağrıları, Cumhurbaşkanı seçimlerini etkileme açıklamaları ve hatta son olarak CHP´nin başörtüsü açılımını kınayan bildiriler bile var. Üstelik hepsinin altında Prof. Saylan´ın imzası var. Türkiye´de bir darbe girişiminin ilk kez yargılandığı Ergenekon soruşturmasını, insan haklarına saygı ve hukuk kapsamında hareket ettiği halde bu şekilde yaralamak, Türkiye´nin demokratik hukuk devleti olabilmek için daha çok yol alması gerektiğini gösteriyor. ( Erhan Başyurt, Bugün)
Abdullah Harun
(16 Nisan 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: