Adana'daki telekulak soruşturmasında tutuklanan bir polisin itirazını karara bağlayan hakim Vahit Baltacı'dan paralel yapıyı şok eden tespitler geldi. Şüphelilerin, dinlenen isimlerin hakim-savcı olduklarını bilmediklerine yönelik savunmalarının kabul edilemez olduğunu gerekçesiyle vurgulayan hakim, 'dinlenen kişi sayısı, dinlemelerin başlayış şekli, sonuçlanması, dinlemelerin başka taleplerin içine serpiştirilmesi şüphelilerin belli bir organizasyon içerisinde bilerek hareket ettiklerine dair deliller'i teşkil ettiğini belirtti.
17.04.2014 13:58 Adana'da üst düzey kamu görevlileri ile yargıçları kanunsuz olarak dinleyen paralel çeteye yönelik yürütülen soruşturmada 9. Asliye Ceza Mahkemesi çarpıcı bir karara imza attı. Soruşturma kapsamında tutuklamaya itiraz eden bir polis memuru hakkındaki kararını açıklayan Hakim Vahit Baltacı, 'Dinlenen kişi sayısı, dinlemelerin başlayış şekli, sonuçlanması, dinlemelerin başka taleplerin içine serpiştirilmesi şüphelilerin belli bir organizasyon içerisinde bilerek hareket ettiklerine dair delilerdir' dedi.
YÜKÜMLÜLÜKLERİ VAR
Dün verilen kararda, suç ve suçlulukla mücadelede istihbaratın vazgeçilmez bir amaç olduğuna değinen hakim, 'İstihbarat çalışmaları bilgi toplamak ve depolamak şeklinde olduğunda özel hayatla ilgilidir. Telekomünikasyonun denetlenmesi, tespiti, kayda alınması Anayasaca belirtilmiş ve teminat altına alınmış, özel hayatın gizliliğine zarar vermeden insani haklar perspektifinde yapılması için yasal düzenlemler yapılmıştır. Uygulayıcıların da bu düzenlemelere uyma yükümlülüğü vardır' ifadelerini kullandı.
BİLMEMELERİ MÜMKÜN DEĞİL
Dosyada, resmi belgede sahtecilik suçunun oluştuğuna yönelik kuvvetli deliller olduğunun belirtildiği kararda şüphelilerin, dinlenen isimlerin hakim-savcı olduklarını bilmediklerine yönelik savunmalarının kabul edilemez olduğunu vurgulandı. Hakim Baltacı, kimi zaman bir yılı bulan tekrar tekrar uzatmaların olduğu dinlemelerde, dinlenilenlerin hakim, savcı veya mahkeme başkanı olduğunu bilmemelerinin olanak dışı olduğu kaydedilerek, hakim ve savcıların birbirlerine hitap ederken isim kullanmadığını ve unvan tercih edildiği ifade edildi. Dinlenenler arasında hakim ve savcıların sayısal fazlalığı olduğunun belirtildiği kararda, 'dinlenen kişi sayısı, dinlemelerin başlayış şekli, sonuçlanması, dinlemelerin başka taleplerin içine serpiştirilmesi şüphelilerin belli bir organizasyon içerisinde bilerek hareket ettiklerine dair deliler' olduğu belirtildi.
HUKUK ZARAR GÖRÜR
Mahkeme, dinlemelerin mahkeme kararlarıyla yapıldığına yönelik oluşturulan propagandaya da cevap verdi. Dinlemelerin hakim kararı ile olması, dinlenen kişilerin sahte isimler ve suç uydurulan taleplerle gerçekleşmesi nedeni ile eylemi suç olmaktan çıkarmayacağının belirtildiği kararda şu ifadeler kullanıldı: 'Kanunu dolanarak kanunsuzluk yapılamaz. Bu tür suçlarda görünen mağdurlar dinlenen kişiler olmakla beraber en büyük zararı gören demokratik hukuk düzenidir. Bu hukuksuzluğu yargılamak yine hukuk kuralları ile olur.' Mahkeme, tutukluluğa itiraz eden şüphelinin delilere tesir imkanını görev yerinin değiştirilmesi ya da açığa alınması gibi tedbirlerle engellenebileceği ve aynı suçtan tutuklanan diğer tüm şüphelilerin salıverilmiş olması nedeniyle şüpheli hakkında adli kontrol tedbirleri uygulayarak tutukluluğunu kaldırdı. (Yenişafak)
(17 Nisan 2014, 13:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: