İnternete Fetullah Gülen'in yeni bir ses kaydı düştü. Son kayıtta Gülen yapılanmasının iki numaralı ismi Mustafa Özcan, ABD istibarat teşkilatı CIA'dan aldığı bir bilgiyi Fethullah Gülen'e aktarıyor. Buna göre, CIA Pensilvanya'daki malikaneye Türk istihbaratının sızmaması için Gülen'e uyarı göndermiş. Kayıtta örgütün Almanya'daki faaliyetleri için de yine CIA'dan yardım aldığı anlaşılıyor. Gülen yapılanmasının ABD istihbaratı ile bağlantıları aslında hem bir ABD mahkemesinin dosyasından çıkan bilgilerle, hem bir FBI çalışanının aktardığı bilgilerle, hem de diğer somut bulgularla ortaya konulmuştu. Bu bağlantı nedeniyle cemaatin bazı ülkelerdeki faaliyetleri durduruldu. Almanya ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde ise cemaat faaliyetleri yakın takibe alındı. Bunların dışında CIA-Gülen bağlantısı şüphesini güçlendiren dolaylı başka bulgular da var.
26.03.2014 1653 Video paylaşım sitesi Youtube'a yüklenen bir konuşma gündeme bomba gibi düştü. Videoda, Fethullah Gülen'in dış istihbarat örgütleri arasında şaşırtan bir ilişki ağı olduğu iddia ediliyor. İddia edilen konuşmada, Fethullah Gülen ve Mustafa Özcan şifreli ifadelerle, ABD istihbaratından gelen bilgileri değerlendiriyor.
İnternete Fetullah Gülen’in yeni bir ses kaydı düştü. Son kayda göre Gülen örgütü CIA ile işbirliği içinde. Videoda örgütün iki numarası Mustafa Özcan, Gülen’i CIA’dan gelen bilgiler doğrultusunda uyardığı iddia ediliyor. Buna göre CIA’den gelen istihbarat doğrultusunda MİT’in Pensilvanya’daki takip faaliyetlerini artırdığı, bu yüzden de malikaneye giriş çıkışlar konusunda dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarı yapılıyor.
ABD İSTİHBARATI GÜLEN'İ MİT'E KARŞI UYARIYOR
İddia edilen konuşmada, Gülen Mustafa Özcan'dan, bir ABD istihbarat yetkilisinin kendisine gönderdiği istihbaratı alıyor. ABD istihbaratı Gülen'e MİT'in Pensilvanya'daki faaliyetlerini artırdığını söylüyor, Gülen'i MİT'e karşı uyarıyor.
ŞİFRELİ KONUŞUYORLAR!
Konuşmada, kullanılan kod adlar dikkat çekiyor. MİT, "Dr. Sinan'ın Şirketi" olarak şifrelenmiş. Dr. Sinan'ın ise, paralel örgütün MİT sorumlusu Murat Karabulut olduğu iddia edildi.
Yine konuşmada, ÖZBEK isimli bir şahıs var. Bu şahsın ise ABD istihbaratı ile Almanya'da görüşen örgüt üyesinin kod adı olduğu iddia ediliyor.
GÜLEN, ÖNCE ALMANYA İÇİN UYARILDIĞINI SANIYOR
İddia edilen konuşmada Mustafa Özcan, Gülen'i uyarırken, ABD istihbaratı ile, Gülen grubu temsilcisinin Almanya'da görüştüğünü, "Özbek (paralel örgütün CIA'yla görüşen elemanı) dostumuz var ya efendim, sizin oradaki yetkililerle (CIA) Almanya'da görüştüler. Zaman zaman görüşüyorlardı şeyle ilgili. Bizim bu Dr. Sinan Bey'in Şirketi (MİT) var ya efendim, o şirket oraya, onların da daha böyle dikkatini çekecek şekilde bazı elemanlar göndermişler. Orada oturan, orada görülen Türklerin sizin oraya giriş çıkışlarında daha böyle dikkatli olsak iyi olur dedi" sözleriyle anlatıyor.
Gülen olduğu iddia edilen kişi ise uyarının, örgütün Almanya'daki faaliyetleri için olduğunu zannediyor, "Almanya için değil mi?" diyor.
Mustafa Özcan, "değil efendim, sizin orayla ilgili, oranın yetkililerinin de dikkatini çekmiş" diyerek CIA'nın MİT'e karşı yaptığı bu uyarının Pensilvanya ile ilgili olduğunu belirtiyor.
Öte yandan, Gülen'in bu yanlış anlamasından, örgütün Almanya'daki sızma ve diğer faaliyetleri de açığa çıkmış oluyor.
YABANCI İSTİHBARAT BAĞLANTISINA KANIT OLARAK FOTOĞRAFLAR YAYINLANACAK İDDİASI
Konuşmanın yer aldığı videoda, paralel yapının yabancı istihbaratlarla olan ilişkisine dair fotoğrafların ve yeni konuşmaların yayınlanacağı bilgisi ekleniyor.
İŞTE DİĞER DELİLLER
Fethullah Gülen yapılanmasının ABD istihbaratı ile bağlantıları aslında hem bir ABD mahkemesinin dosyasından çıkan bilgilerle, hem bir FBI çalışanının aktardığı bilgilerle, hem de diğer somut bulgularla ortaya konulmuştu. Bu bağlantı nedeniyle cemaatin bazı ülkelerdeki faaliyetleri durduruldu. Almanya ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde ise cemaat faaliyetleri yakın takibe alındı. Bunların dışında CIA-Gülen bağlantısı şüphesini güçlendiren dolaylı başka bulgular da var.
Şaşırtıcı şekilde hepsi birbiriyle örtüşen bu bulgulardan farkedebildiklerimizi şu şekilde aktarabiliriz:
ABD BAĞLANTILARI (1)
ABD MAHKEMESİ: GÜLEN ABD MENFAATLERİNE ÇALIŞAN KİŞİ
Emekli İzmir Vaizi Fethullah Gülen, ABD'nin Pensilvanya eyaletinde bir malikanede yaşıyor. Geçtiğimiz aylarda ABD merkezli Middle East Media Research Institute (MEMRI) tarafından hazırlanan bir rapor basına yansımıştı. (2) Cemaatle ilgili birbirinden ilginç değerlendirmelerin yer aldığı raporda, bir ABD mahkemesinin, “Gülen, ABD’nin menfaatine olağanüstü kabiliyetlere sahip bir yabancı” hükmü özellikle dikkatleri çekmişti. Rapora göre, "oturum izni reddedilecekken araya giren iki istihbarat yetkilisinin mektubu sonrası ABD mahkemesinin "Gülen'in ABD menfaatine çalışan bir kişi olduğu" hükmüne vardığı ve "Gülen'e oturum izni verdiği" ileri sürülüyordu. (3)
FBI AJANI EDMONDS: CIA DEMEK CEMAAT DEMEK
MEMRI raporunda söz konusu edilen ABD mahkeme dosyasındaki belgeyi temin edip medyaya servis eden kişinin FBI çalışanı Sibel Edmonds olduğu ileri sürülüyor. Geçtiğimiz günlerde Türk televizyonlarında da açıklamalar yapan Edmonds, 2001-2002 yılları arasında FBI'ın Orta Asya masasında tercümanlık yapan bir FBI çalışanıydı. Bölgeyle ilgili her önemli ve gizli belge onun elinden geçerken bazı belgeleri açıklayıp hedef haline geldikten sonra FBI'den ayrılıp gazetecilik yapmaya başladı. Türkiye, ABD ve Orta Asya konusunda uzman sayılıyor. (4)
Edmonds sıradan biri değil, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra söyledikleri o kadar çarpıcıydı ki, Kongre'de kurulan komisyona ifade verdiği gibi ünlü 60 Dakika Programı'nın da konuğu olmuştu. Kendisini Türk-Amerikan olarak tanıtan Edmonds, bir İran Azerisi.
1988'de ABD'ye gider ve George Washington Üniversitesi'nde Ceza Hukuku ve Psikoloji eğitimi alır. 11 Eylül saldırılarından beş gün sonra da FBI'da Türkçe, Azerice ve Farsça çevirmen olarak işe girer. Ve tanınmasına yol açan olay da bundan sonra yaşanır.
Nisan 2001'de FBI'ya Usame Bin Ladin'in ABD'de dört-beş şehre uçakla saldıracağına ilişkin istihbarat gelir. Ama FBI bunu ilgili yerlere bildirmez. Edmonds bunu fark eder etmez üstlerine bildirir. Ancak üstleri de bir şey yapmaz. O da durumu kamuoyuna açıklar ve ortalık karışır.
İşte FBI'yı içeriden bilen Sibel Edmonds'un kısa geçmişi böyle. Edmonds, Gülen Cemaati'yle ilgili de ilginç analizlere imza atan bir isim. Son analizinde Türkiye'de olup bitenleri bir "CIA operasyonu" olarak değerlendiriyor ve şu tespiti yapıyor:
"Gülen sadece bir sembol. Asıl önemli olan, bu sembolün arkasındaki güç, yani CIA, yani ABD silah sanayisi. CIA'nın yapmak istediği, söz konusu ülkeyi tamamen kontrol altına almak, iç ve dış politikasını yönetmekti. 1997'den sonra CIA Gülen'i oyuna dahil etti. CIA onu ABD'ye getirdi ve ne tesadüf ki CIA merkezinin hemen yanı başında bir eve yerleştirdi."
Edmonds, kavganın nedenini de özet olarak şöyle anlatıyor: "Erdoğan değişmiş, aşırı güven kazanmıştı. Erdoğan'daki bu aşırı güven sadece bir neden. Diğer bir neden de Erdoğan'ın İsrail'e karşı sert tutumu, sözünü geçirebiliyor görüntüsüydü."
RUSYA: GÜLEN, CIA PARAVANI
MEMRI raporunda bir başka bulguya daha dikkat çekiyor. Buna göre, Rusya Yüksek Mahkemesi, Fethullah Gülen grubunun Rusya'daki bütün faliyetlerini 2011'de yasakladı, bu kapsamda Gülen okullarının kapatılmasına karar verdi. Rusya'nın önde gelen kuruluşlarından Yakın Doğu Enstitüsü de Gülen örgütünün CIA'nın dünya çapında kullandığı paravanı olduğunu iddia etti.
ÖZBEKİSTAN ÖĞRETMEN KILIFLI CIA AJANLARINI YAKALADI
Aslında bu örnekleri uzatmak mümkün. Özbekistan bunların içinde en somut olanı. 2011'de Özbekistan, Gülen cemaatinin okullarında çalışan Amerikalı öğretmenlerin CIA ajanı olduğunu ve diplomat pasaportuyla ülkeye girdiklerini ortaya çıkardı. 5'i ABD'li 3'ü Türk 8 öğretmen tutuklandı. Cemaatin faaliyetleri yasaklandı.
AZERBAYCAN ŞOKTA
Bu ülkelere geçtiğimiz günlerde Azerbaycan eklendi. Bu ülkedeki cemaate ait okulların başında bulunan Enver Özeren'in Fethullah Gülen'e yazdığı mektup Azeri bir sitede yayınlandı. (5) Mektup içeriği nedeniyle Azerbaycan'da şok etkisi yaptı. Mektupta yapının Azerbaycan'da birçok kamu kurumunda kadrolaştığı belirtilmekte, cemaatin yabancı ülkelerdeki nüfuzu kullanılarak, Azerbaycan üzerinde baskı kurulması istenmekteydi. Cemaat medyası bu mektubun varlığını ve iddiaları yalanladı. Ancak ilerleyen günlerde yaşanan gelişmeler bu yalanlamayı yalanlamış oldu.
Önce Gülen Cemaati'ne ait 11 okul ve 13 dershane kamuya devredildi. (6) Ardından Cumhurbaşkanlığı İdaresi Sosyal ve Politik Konular Daire Başkanı Ali Hasanov, 'Son zamanlarda, yurt dışından yönetilen bazı misyoner teşkilatları ve dini tarikatler, Azerbaycanda kendi amaçlarına uygun kamuoyu oluşturmak, radikal eğilimlerin güçlendirilmesi, devletin yönetim sistemine etki olanaklarının elde edilmesi yönünde aktif faaliyet gösteriyor' dedi. (7)
Daha sonra, Azerbaycan'daki cemaat yetkilisinden Fethullah Gülen'e gönderilmiş bir başka rapor basına yansıdı. Paralel yapının Azerbaycan'daki üniversite, kolej ve dershanelerine Azerbaycan Hükümeti tarafından el konulmasından kısa bir süre önce, derin örgütün bu ülkedeki imamlarından Mustafa T. tarafından Pensilvanya'ya gönderilen "2013 yılı mali raporu" deşifre oldu. (8)
Raporda, paralel yapının Azerbaycan'daki 2013 yılı gelir ve harcamaları kalem kalem belirtiliyordu. Azerbaycan'daki cemaat okullarından 53 milyon dolar gelirin elde edildiği, buna karşılık toplam 17 milyon dolar harcama yapıldığı belirtiliyor ve bunlar sıralanıyordu. "Devlete ait kurum ve kuruluşlardaki arkadaşlarımızın aylık ek masrafları" başlıklı kalemindeki 3 milyon 565 bin dolarlık harcama ile "Azerbaycan'daki nüfuzlu kişilere sunulan hediyeler" kalemindeki 729 bin dolarlık harcama kalemleri bunlardan en dikkat çekeni idi. Toplam harcamalar çıktıktan sonra kalan paranın (yaklaşık 36 milyon dolar), güvenilir kişilere ait özel kasalarda saklandığı belirtiliyor ve bu paranın Türkiye'ye transferinin yapılamadığını, Azerbaycan bankalarının daha önceleri sorun çıkarmadığı bu transferlere son dönemde izin vermediği bildiriliyordu. Raporu kaleme alan Mustafa T., buna gerekçe olarak da Gülen'e hitaben, "Bu durumun Türkiye'deki malum olaylar sebebiyle meydana geldiğini düşünmekteyiz. Bu konuda arkadaşlarımızla istişare ettik ve sizi bilgilendirmenin daha münasip olacağı kanısına vardık. Söz konusu meselenin çözümü için tavsiye ve emirlerinizi beklemekteyiz..." denilmekteydi.
SON DARBE AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANINDAN
Azerbaycan'daki son gelişme ise 10 gün önce yaşandı. 17 Mart 2014'te Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Fethullah Gülen Cemaatinin Azerbaycan'daki en üst düzey bürokratı olarak gösterilen Elnur Aslanov'u görevden aldı. Aslanov'un adı Azerbaycan medyasında 'paralel yapının' ülkedeki en önemli adamı olarak geçiyordu. (9)
ALMANYA RAHATSIZ
Türkiye'deki paralel yapı tartışmaları Almanya'da da endişeye neden oldu. Baden Wurttemberg eyaleti İç İstihbarat Servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı, kurum içi bir belge yayınlanarak diğer eyalet teşkilatlarını Gülen cemaatiyle ilgili uyardı. (10)
SES KAYDI: TÜRKİYE FEDA EDİLEBİLİR, ABD'NİN YANINDA YER ALALIM
Geçtiğimiz haftalarda savcı ve hakimlere yönelik mesajlar içeren bir ses kaydı yayınlanmıştı. Kayıtta konuşan kişi şunları söylüyordu:
"150 devlet içinde hizmet hareketimiz ve müesseselerimiz var. MOSSAD, CIA ve diğerleri Uzun'u götürmek istiyor. Bize de onun akılsız davranışları yüzünden '159 ülkedeki okullarınızı kapatırız ya da RTE'yi götürürsünüz' diyorlar. Hizmetimizin selameti için 1 kişi veya ülke gitse ne olur. Bu hizmetin bekaası için gerekirse Türkiye feda edilir. Türkiye'deki mücadelede ABD'nin yanında yer alırsak güçlü çıkarız. Ok yaydan çıktı bir kere. Bu safhadan sonra geri dönüş 'yok olmamız' anlamına gelir. Onun için tüm imkanlar kullanılarak taarruz tek yoldur. Önümüze kim çıkarsa ezip geçeceğiz. Seçimlerde yüzde 65 ile bile gelseler, dosyalarla götürmek zorundayız. 44 yılda ördüğümüz hırkayı 'buyrun siz giyin' diyecek değiliz. Büyük bir fayda için küçük kötülük yapılabilir." (11)
Ortaya çıkan ve sayısı giderek artan somut bulgular, ses kaydındaki tercihin yapıldığını ve cemaat yöneticilerinin Türkiye'yi değil, ses kaydında da açıkça belirtilen ülkeyi kendilerine anavatan seçtiklerini düşündürüyor.
ANAVATAN HANGİSİ?
Liderleri Fethullah Gülen, 1999'da Türkiye'den tedavi olma gerekçesiyle gittiği ABD'de yaşamaya başlamıştı. Onun cemaatine bağlı medyanın son aylardaki yayın politikası vatana ihanet derecesine varmaya başladı. İngilizce yayın yapan "Today's Zaman" bu kesim medyasının başını çekiyor. Suriye'ye yardım götüren Türk TIR'larının durdurulmasında Türkiye'ye mi yoksa yabancı bir ülkeye mi bağlı olduğu konusunda şüphe doğuran habercilik yaklaşımı gösteren (12) bu kesim son olarak Suriye savaş uçağının düşürülmesinde de benzer bir tavır sergiledi. (13) Benzer tavrı Mavi Marmara, Taksim Gezi olayları (14), Mısır'da seçilmiş lider Mursi'ye yönelik ABD destekli askeri darbe konusunda da görmek mümkün. Cemaat televizyonunda haber bültenini sunan spikerin Filistinlileri terörist olarak duyurması geçtiğimiz günlerde yaşandı.
MİT krizi ve öncesi sonrasıyla bağlantılı şu gelişmeler de bu bağlamda sayılabilir: (15) Başbakan Erdoğan'ın MİT Müsteşarlığına Hakan Fidan'ı getirmesini İsrail hükümetinin şaşırtıcı şekilde açıkça eleştirmesi.. İsrail'li yazarların yazı yazdığı Odatv internet sitesi ile cemaat medyasının da Hakan Fidan'a tepki göstermesi..Başbakan Mısır'da tüm dünyaya yönelik bir konuşma yaptığı ve İsrail'e uyarılarda bulunduğu saatlerde internet sitelerine MİT yetkilileri ile PKK'lı yöneticiler arasında İsveç'in Oslo kentinde yapılan görüşmelerin ses kaydının sızdırılması.. Ardından 7 Şubat 2012'deki MİT krizi.. O günlerde Başbakanın ofisinden gizli dinleme cihazlarının çıkması.. Başbakan'ın korumalarının peşpeşe değiştirilmesi.. Bir eski koruma ile yenilerinin arasında Başbakanlıkta silah çekilmesi olayları.. MİT krizi üzerine polis istihbaratta üst düzey peşpeşe yaşanan değişiklikler.. Başbakanın kişisel güvenliğinin sağlanmasında MİT'e ağırlık vermesi..
Bu örnekler çoğaltılabilir. Diğer taraftan Fethullah Gülen'in verdiği çeşitli mesajlarda da ABD-İsrail taraftarlığı dikkat çekiyor. 1991 Körfez savaşı sırasında, Irak füzelerinin İsrail’i vurduğu günlerde, Gülen’in İstanbul Fatih Camii’nde verdiği vaaz hafızalardan henüz silinmiş değildir. Yoğun bombardıman altındaki Irak İsrail'e füze atınca Irak lideri Saddam'a tepki gösteren Gülen, İsrail'li çocukların ölümüne üzüldüğünü açıklamıştı. Bu vaazıyla unutulmazlar arasında giren Gülen'in Mavi Marmara olayında İsrail'in otorite olduğuna dair açıklaması daha da çarpıcı şekilde akıllara yerleşti. Kendi Başbakanına ve hükümetine her baskıyı, aşağılamayı ve hatta bedduayı layık gören, ancak ABD ve İsrail'e toz kondurmayan Gülen'in bu taraftarlığı, ses kaydında gerekçesi de belirtilen bir tercihin yapıldığını, Gülen'in ABD'yi anavatan olarak seçtiğini gösteriyor.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(1) Kontrgerilla.com/mansetara_act.asp?aranacak=par-usa
(2) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5775
(3) ABD Mahkeme Kararı: "Fethullah Gülen v. Michael Chertoff, Secretary, U.S. Dept. of Homeland Security, et al," Case 2:07-cv-02148-SD, U.S. District Court for the Eastern District of Pennsylvania
(4) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5875
(5) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5879
(6) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5879
(7) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5883
(8) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5883
(9) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5895
(10) Cnnturk.com/haber/dunya/almanyadan-gulen-cemaatine-darbe
(11) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5851
(12) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5771
(13) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5907
(14) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5726
(15) Kontrgerilla.com/mansetara_act.asp?aranacak=mi.xox.tkriz
(26 Mart 2014, 16:53)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: