Ergenekon kapsamında tutuklu bulunan ve örgütün yöneticiliği ile suçlanan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´in eşi Şule Perinçek, Muhsin Yazıcıoğlu´nun cenaze törenine katıldığı için Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´a ithamlarla dolu açık mektup göndererek Ergenekon Terör Örgütü soruşturmasının da açığa çıkardığı gibi orduyu kışkırtma çabalarından vazgeçmediklerini gösterdi.
Kocasının Apoyla samimiyetini unutan Şule Perinçek´ten İlker Başbuğ´a itham dolu mektup
Ergenekon kapsamında tutuklu bulunan ve örgütün yöneticiliği ile suçlanan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´in eşi Şule Perinçek, Muhsin Yazıcıoğlu´nun cenaze törenine katıldığı için Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´a ithamlarla dolu açık mektup göndererek Ergenekon Terör Örgütü soruşturmasının da açığa çıkardığı gibi orduyu kışkırtma çabalarından vazgeçmediklerini gösterdi.
Milletten kopuk kontrgerillacılar yaşanan değişimi algılama özürlü
Perinçek, Aydınlık dergisindeki mektubunda Başbuğ´un Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız ile cenazede omuz omuza saf tutmalarının kendisini derinden üzdüğünü yazdı. Başbuğ´un o kişilerle saf tutmakla şehitlerin kemiklerini sızlattığını ileri sürdü. Perinçek bununla da yetinmeyip, Fethullah Gülen Hocaefendi´nin bir internet sitesinde yer alan ifadelerini de çarpıtarak Yazıcıoğlu´nun cenazesinde ´Alperenleri sokağa dökmek istiyor´ iftirasını atıyor. Gülen´in Alperenler, ´başbuğlar ölmez´ diye haykırıp boşalıyorlarsa onların hakkıdır buna müsaade edilmelidir. Ayrıca o insanlar şehit tipinde kazançlıdırlar. O insan dava uğrunda giderken bir şehitlik mülahazası olarak düşünülüp teselli olabilirler... Gerçek milliyetçilik nedir? Onun hayat felsefesini değerlendirip temsil edecek insanlar onu hayırla yad edecektir. şeklindeki sözlerini eleştiriyor. Perinçek, Bizim şehitlerimiz, gerçek milliyetçilerimiz Doğan Özledir, Uğur Mumcu´lar, Ahmet Taner Kışlalı´lardır, Bahriye Üçok´lar, Muammer Aksoy´lar, Bedreddin Cömert´ler, Turan Dursun´lar, Bedri Karafakioğulları´dır. diyor. Şule Perinçek, mektubunda Alperen Ocakları´na da ağır suçlamalarda bulunuyor. Ülkemizi karanlıklara sürüklemek amacıyla işlenmiş ´siyasi cinayet´lerle ilişkili grup olarak nitelendiriyor.
İŞTE O MEKTUP
Şule Perinçek, İlker Başbuğ´a açık mektubunda şunları söyledi:
Sayın Genelkurmay Başkanım,
31 Mart 2009 günü televizyon ekranlarında sizi ve Genelkurmay İkinci Başkanımız Org. Hasan Iğsız´ı izledim. Bir cenazeye selam durmuştunuz. Sizin bu görüntülerinizle birlikte haber okunuyordu: Muhsin Yazıcıoğlu, Nakşibendi tarikatının Taceddin Dergahı´nda toprağa verilecek...
Alperen Ocakları´na bağlı grupların tekbir sesleri geliyordu.
Kimdir onlar?
Adı Türkiye´nin siyasi yaşamına değerli gazetecimiz Abdi İpekçi, Maden İş Sendikası Genel Başkanı Kemal Türkler, yurtsever Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul, yiğit savcı Doğan Öz, yazar Ümit Kaftancıoğlu´nun ölüm emrini vermekle geçen, Gladyo´nun has elemanları Abdullah Çatlı, Mehmet Eymür´ün yol arkadaşı olarak tanınan, Rahip Santarro, Hrant Dink, Danıştay cinayetlerinden; Bahçelievler, Balgat, Maraş, Çorum, Sivas´tan Malatya katliamlarına kadar ülkemizi karanlıklara sürükleme girişimleriyle birlikte anılan kişi ve siyasi kurumlar. Kimilerinden bizzat yargılanıp mahkum olmuşlar, ya da hala yargılanıyorlar.
Onlarla birlikte sizi, Silahlı Kuvvetlerimizin en üst düzey iki komutanını omuz omuza saf tutarken görmek beni de birçok vatandaş gibi derinden sarstı.
VATANSEVER AYDINLARIMIZI TANIMAZDAN GELDİNİZ
Siz ki, hastalıklı bir kuklanın düzmece raporlarıyla, MİT başkanının bile deli saçması diye nitelendirdiği şemalar bahane edilerek, başka devletlerin başkanlık ofislerinde verilen tertip emirleriyle tutuklanan, gözaltına alınan terör örgütü yöneticisi ve üyesi sıfatı takılan kuvvet komutanlarımızı, ordu komutanlarımızı, milli güvenliğimizi emanet ettiğimiz komutanlarımızı, parti başkanlarımızı, rektörlerimizi, gazete başyazarlarımızı, üstün hizmet ödüllü Silahlı Kuvvetler mensuplarımızı, vatansever aydınlarımızı tanımazdan geldiniz.
Kuvvet komutanlıklarının iç ve dış güvenlik başta olmak üzere çeşitli konularda yazdığı raporlar, milli güvenlik konularını içeren gizli belgeler suç unsuru tanımıyla iddianamelere alınıyor. Vatansever genelkurmay başkanlarımıza dil uzatılıyor.
(...)
Benim Genelkurmay Başkanımın, ABD güdümlü tarikat çığlıklarının atıldığı o fotoğrafta yer almasına, selam durmasına nasıl tahammül edeyim?
Benden canımı isteyin, gözümü kırpmadan veririm.
Canımızdan çok sakındığımız dört evladımızı isteyin.
Vatanları için feda olsun.
Ama bunu istemeyin... Saygılarımla arz ederim.
(14 Nisan 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: