İstanbul'da yürütülen 17 ve 25 Aralık soruşturmalarında görev alan polisler hakkında örgüt iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Savcı İsmail Uçar tarafından yürütülen soruşturma dosyasındaki 'devletin gizli belgeleri' ve 'örgüt' ifadeleri dikkat çekti. Bu, paralel devlet iddialarına yönelik açılan ilk soruşturma oldu.
31.01.2014 17:03 İstanbul'da flaş gelişme.. Hükümet’in 17 Aralık operasyonu sonrasında sıkça dile getirdiği ‘paralel devlet’ ve örgüt’ iddialarıyla ilgili ilk adım atıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 17 ve 25 Aralık operasyonunu yapan polisler hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma dosyasının en dikkat çekici bölümü ise operasyonun “örgütsel yapı tarafından organize edildiği” iddiası oldu. Ancak soruşturmayla ilgili bir de şok endişe ortaya çıktı.
17 Aralık yolsuzluk operasyonunu sonrası göreve getirilen cumhuriyet savcısı İsmail Uçar tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, organize ve mali şube müdürlüklerinde görevli polisler mercek altına alındığı ileri sürülüyor.
Operasyon sonrasında fiziki ve teknik takip bilgilerinin yer aldığı mali ve organize şubeye ait bilgisayarların özel bir yazılımla formatlandığı saptanmıştı.
Soruşturma kapsamında bu şubelerin bilgisayarlarının log kayıtları incelenerek hangi bilgisayara kim tarafından girildiği tespit ediliyor.
17 bin sayfalık telefon dinleme kayıtlarını da inceleten savcılık, teknik takip ve dinlemelerde görev alan personel hakkındaki delil karartma ve delil uydurma iddialarını da araştırıyor.
Soruşturma kapsamında 17 Aralık sonrası Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı ile arama el koyma gözaltı ve teknik takiplerde görevli emniyet görevlilerinin ifadesinin alınacağı bildirildi.
SUÇ DUYURULARI YAPILMIŞTI
Diğer yandan, "Paralel Devlet" iddialarıyla ilgili olarak geçtiğimiz haftalarda çeşitli suç duyuruları yapılmıştı. Ülkenin en üst makamlarının dahi haberdar olmadığı çok gizli 17 Aralık operasyonlarına ait bilgilerin cemaat yanlısı yayınlarıyla bilinen Taraf gazetesi mensupları Mehmet Baransu ile Emre Uslu'ya aylar öncesinden ulaştığı anlaşılmıştı. Bu iki ismin aylar öncesinden belgelere ulaştıklarını gösteren deliller ortaya çıkmıştı. Bu gelişme üzerine de paralel yapıyla bağlantılı oldukları iddiasıyla bu gazeteciler hakkında geçtiğimiz haftalarda çeşitli suç duyuruları yapılmıştı.
Bu iki isimle ilgili önceki gün de şok bir gelişme yaşanmıştı. PKK eski itirafçısı Jitem elemanı Abdülkadir Aygan, kendisine ait twitter hesabının şifresinin çalındığını ve yaptığı görüşmelerin bu iki gazetecinin hesaplarında paylaşıldığını belirterek avukatı aracılığıyla savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Bu olay sonrası her iki ismin paylaşımları durdurması dikkati çekti. Bu gelişmenin bu isimlerin derin yapılarla örgütsel bağlantılarına dair yeni bir delil teşkil ettiği ileri sürüldü.
GAZETECİLİK BAŞARISI MI, PARALEL BAĞLANTI MI?
17 ARALIK'I DA AYLAR ÖNCESİNDEN ÖĞRENDİLER
Paralel Devlet yapılanması ve 17-25 Aralık operasyonlarıyla ilgili geçtiğimiz hafta 23 Ocak'ta Milli İradeyi Savunanlar Platformu (MİSAP) tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına bir suç duyurusu yapılmıştı.
-Paralel Devlet´e suç duyurusu-
TMK ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Başssavcılığı'na yapılan suç duyurusunda; birkaç aydır yaşanmakta olan paralel devlet iddiaları ile bu yapılanmanın başında Fethullah Gülen’in bulunduğu ve yapılanmayı bizzat idare ettiği şüphesi çok sayıda somut bulgu ile ortaya konuldu ve soruşturma başlatılması talep edildi.
Suç duyurusunda Fethullah Gülen ile birlikte, Taraf gazetesi sorumluları, muhabir Mehmet Baransu ve gazeteci Emre Uslu da şüpheli olarak gösterildi.
Suç duyurusunda şüphelilerin anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etmek ve edenlere yardım etmek, yasama yürütme ve yargının faaliyetlerini engellemek, hukuka ve kanunlara alenen uymamak ve uymamayı teşvik etmek, halkı kin nefret ve düşmanlığa sevk etmek, çıkar amaçlı organize suç örgütü kurmak yönetmek ve üye olmak, kaosa sebep olmak, insanları korkutmak, ekonomik ve toplumsal krizlere sebebiyet vermek, insanlığa karşı işlenen suçlardan olan topluma karşı baskı, travma işkence yapmak, görevi kötüye kullanmak suçlarından yargılanmaları talep edildi.
Suç duyurusunda, bu kişiler hakkında çeşitli savcılıklara geçtiğimiz haftalarda somut deliller gösterilerek çeşitli suç duyuruları yapıldığı belirtildi ve o duyuruların savcılıklardaki evrak kayıt numaraları da verildi.
Suç duyurusunda, Uslu ve Baransu'nun, gazetecilik faaliyetinin ötesine geçtiklerini ve bahsi geçen yapılanmayla bağlantılı olduklarını düşündüren çok sayıda somut bulgunun varlığına dikkat çekildi.
Suç duyurusunda, ülkenin en üst yöneticilerinin dahi bilmediği 17 Aralık 2013 tarihindeki çok gizli soruşturmaya ait bilgileri Taraf yazarı Emre Uslu'nun 4 ay önceden bildiğinin bir twit mesajı ile ortaya çıktığı belirtiliyordu. Uslu'nun mesajın varlığını önce yalanladığı, ancak var olduğu ortaya konulunca da ilginç bir gerekçe ile savunmaya kalktığı da hatırlatılıyor ve bu çelişkinin onun suçluluğuna dair diğer bir delili teşkil ettiği de ileri sürülüyordu.
Suç duyurusunda, diğer Taraf yazarı Mehmet Baransu'nun ise çok gizli soruşturmaya dair belgeleri operasyonla birlikte web sitesi üzerinden medyaya dağıttığı hatırlatılıyordu. Ülkenin en üst yöneticilerinin dahi bilmediği belgeleri anında internetten yayınlamaya başlamasının Baransu'nun o yolsuzluk operasyonlarını yapan paralel yapılanmayla bağlantısına dair çok güçlü bir delil teşkil ettiği belirtiliyordu.
Diğer bazı delillerin de gösterildiği suç duyurusunda bu iki ismin faaliyetlerinin gazetecilik başarısıyla izah edilemeyeceği savunuluyordu.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(31 Ocak 2014, 17:03)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: