Cumhurbaşkanı Turgut Özal´a suikast davasında ilk duruşma Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde başladı. Duruşmaya, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde 28 Şubat davasının görülmesine de devam edildiği için mahkemenin asıl üyeleri katılmıyor. Yargılamayı mahkemenin diğer 3 üyesi gerçekleştiriyor. Kısa süren duruşmada tek sanık Levent Ersöz´ün avukatı, Semra Özal´ın da yargılanmasını talep etti. Mahkeme, Ersöz´ün beraat ve duruşmaların gizli görülmesi taleplerini reddederek, duruşmayı 9 Aralık saat 09.00´a erteledi.
11.09.2013 10:31 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüne ilişkin Ergenekon davasından 22 yıl 6 ay hapis cezası alan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında açılan davanın ilk duruşması, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde başladı. Duruşmaya, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde 28 Şubat davasının görülmesine de devam edildiği için mahkemenin asıl üyeleri katılmıyor. Sanık Ersöz´ün yargılanmasını mahkemenin diğer üyeleri Önder İrfan Yorgancılar, Kadriye Çatal ve Hasan Çavaç gerçekleştiriyor.
-Tek sanık duruşmaya katılmadı-
Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi´nin salonunda yapılan duruşmaya Ersöz, sağlık durumuna gerekçe göstererek katılmadı. Duruşmaya Ersöz´ün avukatı Hulusi Coşkun´la Semra Özal´ın avukatı Hasan İşgüzar katıldı.
Suç tarihinin 17 Nisan 1993 olarak belirtildiği iddianamede, Özal´ın eşi Semra Özal ile oğlu Ahmet Özal ´müşteki´ olarak yer alıyor. Özal ailesi duruşmaya katılmazken avukatları Hasan İşgüzar ile Hande Zeynep Dursun hazır bulunuyor.
Gazetecilerin takip ettiği duruşmada Ersöz´ün avukatı, müvekkiliyle ilgili sağlık raporu sundu.
Genelkurmay Başkanlığı´nın ise 1993 yılında Ersöz´ün nerelerde görev yaptığına ilişkin talebe cevap verdiği ifade edildi.
DURUŞMALAR GİZLİ GÖRÜLSÜN TALEBİ REDDEDİLDİ
Duruşmada, sanık Ersöz´ün avukatı duruşmanın gizli yapılmasını istedi. Mahkeme bu talebi reddetti.
Ersöz´ün avukatı Hulusi Coşkun, gizli tanıkların merhum Turgut Özal´ın eşi Semra Özal´ın onuruna, kişiliğine, namusuna yönelik şantaj gibi iddialar attığı, hatta Merhum Cumhurbaşkanı´nı öldürme fiiline katıldığı, bizzat gerçekleştirdiğinin ima edildiğini söyledi. Ahmet Özal´ın da bu süreçte bir takım pazarlıklar yaptığı, olayın ifşa edilmemesi çabası gösterdiğinin yine gizli tanık ifadesiyle ortada olduğunu belirten Coşkun, Bu fiilerin mahkemede tartışılmasının ahlaken bağdaşmayacağı, iddianamede bu suçun eylem unsurunun idddianamede atlanarak bunlara yer verilmemiştir. Usulen büyük bir eksiklik ortaya çıkmıştır. Bu nedenle Ceza Muhakemesi Kanunu 182. madde gereği duruşmanın kapalı yapılmasını talep ediyoruz. dedi.
Müdafi avukatları ise iddiaların daha önce basında yer aldığı ve özellikle bu davanın açılmaması için her türlü engelin yapıldığını kaydetti. Zor imkanlarıyla savcılık makamının bu davayı açmasından dolayı teşekkür eden avukatlar, Her şey tartışılsın, herşey açığa çıksın. Takdir yüce mahkemenindir. diye konuştu.
Cumhuriyet savcısı da Duruşmaların aleni yapılması prensibi bulunduğu, mevcut dosyada duruşmanın gizli yapılması gerektiği şartları bulunmadığı, bu nedenle sanık vekilinin duruşmaların gizli yapılmasına yönelik talebin reddine karar verilmesini istiyoruz. dedi.
Mahkeme heyeti de duruşmaların gizli yapılması talabini oy birliğiyle reddetti.
GİZLİ TANIK İFADELERİ OKUNDU
Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi´nin salonunda yapılan duruşmada, gizli tanık ifadeleri okundu. Mahkeme Başkanı Önder İrfan Yorgancılar, gizli tanık ifadelerine karşı sanık ve müşteki avukatlarının bir diyeceğinin olup olmadığını sordu.
Özal ailesinin avukatı Hasan İşgüzar, Özal´ın başbakanlık yaptığı dönemde uğradığı suikastin, zehirlenmenin bir parçası olduğunu ifade ederek, O dönemki faili meçhul cinayetler ve ölümlere de bakmak gerekir. Mevcut cumhurbaşkanımıza bile kaç suikast yapıldığını ilerde emniyetten sorabilirsiniz. Yargılanan sanık da buzdağının üstteki bir kısmıdır. JİTEM diye bir yapı bilindiği halde, resmi yazılarda, ´Türkiye´de JİTEM yoktur´ cevabı geliyor. Takdir mahkemenindir dedi.
GENELKURMAY: TUSHAD VE JİTEM YOK
Genelkurmay Adli Müşavirliği´nden, mahkemeye ulaşan yazıda, Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi´ne (TUSHAD) bağlı, Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı (JİTEM) ile siyah ve beyaz kuvvetler adı altında yapılanmaların varlığına ilişkin bilgi ve belgeye ulaşılamadığı bildirildi.
Bu birimlerde görev almış, Savaş Korkmaz ve İrfan Şahinoğlu isminde çalışanların ve emekli personelin bulunmadığı belirtilen yazıda, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde, İçişleri Bakanlığının onayıyla Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığının teşkil edildiği, bu komutanlığın Ekim 1987´de Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığının emrine verildiği aktarıldı.
Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığının kadrosunun güçlendirilerek, istihbarat hizmetlerinin daha iyi seviyeye çıkarılması için Kasım 1988´de araç ve personel sayısının artırıldığı ifade edilen yazıda, komutanlığın isminin JİTEM, bünyesindeki İstihbarat Tim Komutanlığı isminin ise JİT olarak değiştirilmesinin teklif edildiği anlatıldı.
Söz konusu teklifin, geçici görev kuruluşuyla deneme amacıyla bir süre uygulandığı ve Jandarma Genel Komutanlığı´nca Mart 1990´da yapılan istihbarat kadro çalışmaları sonucunda, görevine Nisan 1990´da son verildiği kaydedilen yazıda, istihbarat birimlerinin, Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı ve Jandarma İstihbarat Tim Komutanlığı olarak yeniden teşkilatlandırıldığı belirtildi.
JİTEM ve JİT isimlerinin geçmiş yıllarda jandarma dışında bazı kaynaklarca zaman zaman kullanıldığı, bunun üzerine 1994´te JİTEM, 1997´de ise JİTin kullanılmaması için birliklerin uyarıldığı ifade edilen yazıda, Genelkurmay Başkanlığı içerisinde yapılandığı iddia edilen TUSHAD ile Jandarma Grup Komutanlığının herhangi bir bağlantısının bulunmadığı bildirildi.
Jandarma Genel Komutanlığından mahkemeye ulaşan bir başka yazıda ise sanık Levent Ersöz´ün 1993´te Şırnak´ta görev yaptığı belirtildi.
AVUKATI ERSÖZ İÇİN BERAAT TALEP ETTİ
Ersöz´ün avukatı Coşkun, müvekkilinin o yıllar Şırnak´ta görev yaptığını ve o tarihlerde Ankara´ya hiç gelmediğini söyledi.
Toplanan delillere göre mahkumiyet dışında bir kararın verilebileceğine işaret eden Coşkun, Yargılamanın bu çerçevede daha fazla uzamaması kapsamında müvekkilim hakkında beraat kararı verilerek sonuçlandırılmasını istiyoruz. İddianamenin, müvekkille ilgisi bulunmaması nedeniyle okunacaksa da atlanarak okunmasını talep ediyoruz dedi.
Coşkun, müvekkilinin sağlık durumuna ilişkin raporu mahkemeye vererek, İki refakatçıyla bakımı sağlanıyor. Şeker, tansiyon, prostat kanseri gibi hastalıkları var. Sağlık durumu mahkemeye gelmesi için müsait değil dedi.
Coşkun, Ersöz´ün 98 sayfadan oluşan savunmasını da mahkemeye sundu.
ERSÖZ´ÜN AVUKATI: SEMRA ÖZAL DA YARGILANSIN
Coşkun, Özal´ı zehirlediği iddiasıyla Semra Özal´ın sanık olarak yargılanmasını talep etti. Coşkun, Madem gizli tanığın saçma sapan beyanları ciddiye alınıyor ve dava açılıyor o zaman biz de Sayın Semra Özal´ın yargılanmasını talep ediyoruz. Zira gizli tanığın beyanlarına göre şantaj yaparak zehirleten Levent Ersöz, zehirleyen ise Semra Özal´dır. Biz o zaman Semra Özal´ın da yargılanmasını talep ediyoruz. Zira iddianamade beyanlar atlanmıştır, iddianame eksik oluşturulmuştur dedi.
Coşkun, müvekkili hakkındaki iddiaların gizli tanık ve itirafçıların beyanına dayandığını savundu. Her savunmaya göre yeni argümanlarla yönlendirilmek istendiğini ileri süren Coşkun, gizli tanık ve itirafçıların belirlenmesi gerektiğini belirtti. Gizli oturum talebinin gerekçesini ise Türk Silahlı Kuvvetleri´nin Ersöz üzerinden yıpratılmasını önlemek olarak özetledi.
Coşkun, JİTEM olarak bir dönem deneme amaçlı istihbarat birimi kurulmak istendiğini, daha sonra kötüye kullanıldığı için bu yapılanmadan 1995 yılında vazgeçildiğini ifade etti.
-Özal´ın avukatı İşgüzar: Çeşitli tehdit telefonları alıyoruz-
Semra Özal´ın avukatı Hasan İşgüzar da çeşitli tehdit telefonları aldıklarını ve son olarak posta kutusunda bir mektup bulduklarını ifade etti. İşgüzar, Bu dava açıldıktan sonra posta kutusuna, isimsiz ve imzasız üç sayfa yazı bırakılmıştır. Bu yazının, Ahmet Özal´a iletilmek üzere tarafıma bırakıldığı yazılmıştır. dedi. İşgüzar, üç sayfalık yazıyı mahkeme heyetine sundu. Mahkeme, özetle yazıyı okudu. Sayın Ahmet Özal diye başlayan ve Turgut Özal´ın uluslararası komplodan değil, iç siyasetten dolayı öldürüldüğünün belirtildiği yazıda, tekrar siyasete dönmesinin bazı çevreleri tedirgin ettiği ve bu sebeple ortadan kaldırıldığı ifade ediliyor.
İhbar mektubunu takdiri için mahkemeye sunduklarını anlatan İşgüzar, davanın sadece Özal´ın öldürülmesiyle ilgili olmadığını, bir cumhurbaşkanını öldürebilecek yapının hala mevcut olduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´a yönelik suikast girişimlerinin polis tarafından önlendiğini hatırlattı. Bunun kabul etmenin mümkün olmadığını dile getiren İşgüzar, JİTEM´in deneme amaçlı kullanılan bir yapı olduğunun söylendiğini aktardı. Bunun buzdağının sadece görünen bir parçası olduğunu belirtti. İşgüzar, Özal´ın ölümüne ilişkin soruşturmanın halen devam ettiğini hatırlattı.
Ayrıca Semra Özal´ın, ifadesinde İlker Çınar ve Ersöz´ü tanımadığını, Turgut Özal´ın öldürülmesiyle ilgili şüphelendiği kimse bulunmadığını ve bununla ilgili delili de olmadığını söylediği aktarıldı.
Duruşmada 56 sayfalık iddianame özetlenerek okundu.
Cumhuriyet Savcısı Sadık Bayındır, sanık vekilinin CMK 193/1 maddesi uyarınca beraat talebinin reddine karar verilmesini istedi.
SANIK ERSÖZ´ÜN SAĞLIK DURUMU ARAŞTIRILACAK
Duruşmaya verilen aranın ardından mahkeme heyeti, ara kararlarını açıkladı. Mahkeme Başkanı Önder İrfan Yorgancılar, Başka suçtan tutuklu sanık Levent Ersöz´e atılı suçun yasadaki alt sınırına göre CMK 196/2 maddesi uyarınca talimat yoluyla savunması alınamayacağından, soruşturma aşamasında ifadesinin hastane ortamında alınmış olduğu da gözetilerek sağlık yönünden mahkememizde hazır bulundurulup bulundurulmayacağı konusunda araştırma yapılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na yazının akıbetinin, Bakırköy Metris 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü´nden sorulmasına. şeklinde karar verildiğini açıkladı.
Sanığın sağlık durumunun, mahkemeye getirilmesine engel hali bulunmadığı hususunda rapor verilmesi halinde duruşmada hazır edilmesini isteyen Yorgancılar, sağlık durumu elvermediği takdirde ise sanığın hazır edilemeyeceğinin bildirilmesine karar verdi. Bu durumda savunmasının, SEGBİS yöntemiyle gelecek duruşma gününde alınması hususunda Metris 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu´na müzekkere yazılması kararlaştırıldı.
Ahmet Özal´ın ise duruşmaya gelmemesi halinde tanık sıfatıyla zorla getirilerek ifadesinin alınmasının kararlaştırıldığını açıklayan Mahkeme Başkanı Yorgancılar, Deniz Uygar kod adlı İlker Çınar adlı tanığın açık adresinin tespiti için Tarsus Emniyet Müdürlüğü´ne müzekkere yazılacağını kaydetti.
Semra Özal´ın davaya müdahilliğine ise sanığın beyanının alınmasından sonra karar verilecek. Mahkeme Başkanı Bayındır, Av. Hasan İşgüzar´ın duruşmada ibraz ettiği mektubun bir suretinin, kanuni gereğinin takdiri ve ifası için Terörle Mücadele Kanunu 10. maddesiyle yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği´ne gönderilmesine karar verildiğini söyledi.
Deniz Uygar kod adlı tanık İlker Çınar´ın açık adresinin tespiti için Tarsus Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar veren mahkeme, Sosyal Güvenlik Kurumu´na (SGK) yazı yazılarak Savaş Korkmaz, Selim Gül ve İrfan Şahinoğlu adlı kişilerin Genelkurmay Başkanlığı´ndan emeklilik maaşı alıp almadığının sorulmasını kararlaştırdı.
Mahkeme, Ankara Ümitköy´de 2003-2004´te Atabilge Sitesi´nin olup olmadığının tespit edilmesi, varsa site yönetimi ile görüşülerek, burada Levent Ersöz ile eşi veya çocukları adına kayıtlı daire yada villa bulunup bulunmadığının belirlenmesi için emniyete yazılan yazının cevabının beklenmesine karar verdi.
DAVA 9 ARALIK´A ERTELENDİ
11.36: Duruşma sona erdi. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüne ilişkin yargılanan Ergenekon davası sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz´ün beraat ettirilmesi talebini reddetti.
Mahkeme, davetiye tebliğine rağmen Ahmet Özal´ın duruşmaya gelmemesi halinde, tanık sıfatı ile zorla getirilerek ifadesinin alınmasının istenmesine hükmetti.
Duruşma, 9 Aralık 2013 saat 09.00´a ertelendi.
SEMRA ÖZAL HAKKINDA İNCELEME BAŞLATILDI
13.09.2013 12:35 Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın zehirlenme davasında gizli tanık Selçuk´un “Semra Özal´a şantaj yaparak kocasını zehirlettiler” sözleri üzerine Ankara TMK 10´uncu maddesiyle görevli Cumhuriyet Başsavcıvekilliği inceleme başlattı. İddialar ciddi bulunursa Semra Özal hakkında dava açılacak.
ANKARA TMK 10´uncu maddesiyle görevli Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, dün Turgut Özal´ın zehirlenme davasında gündeme gelen, “Semra Özal´a şantaj yaparak kocasını zehirlettiler” iddiaları üzerine inceleme başlattı. Sabah saatlerinde mahkemeden dosyaları müzekkere ile isteyen savcılık, gizli tanık ifadelerini incelemeye başladı. Savcılık iddiaları ciddi bulursa Semra Özal hakkında da dava açabilecek. Sanık emekli Tuğgeneral Levent Ersöz´ün avukatı Hulusi Coşkun şunları söyledi: “Suça ilişkin önemli bölümler iddianameye alınmamıştı. Son celseye gelen bu gizli tanığın ısrarlı olarak Semra Özal´ı olayda müdahil olduğunu işaret etmesi karşısında savcılık Semra Özal hakkında ek dava açılması için dosyaları istemiş olabilir.” Coşkun müvekkilinin beyanları üzerine gizli tanıkların buna göre ifadelerinin değiştirildiğini iddia ederek “En önemlisi bu davada müvekkilimin aşamalardaki ifadelerine göre gizli tanıkların ifadeleri değiştirilmektedir. Gizli tanıkları yönlendiren bu yapıların ortaya çıkarılması hukuk devletinin selameti açısından zorunludur” diye konuştu.
GİZLİ TANIK SELÇUK´UN İFADESİ
Selçuk isimli gizli tanık, soruşturmanın başından itibaren tüm beyanlarında Semra Özal´ın adını ortaya atmıştı. Ancak soruşturma aşamasında savcılık bu bölümleri iddianameye koymadı. Savcılık sadece emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında dava açtı. Mahkemenin talimatıyla Selçuk´un yeniden ifadesi alındı. Gizli tanık Selçuk 20 Ağustos 2013 tarihinde hakim karşısındaki son ifadesinde de Semra Özal´ın ismini ortaya attı. Gizli tanık Selçuk´un ifadesinde yer alan sözleri şöyle: “Ben 1990´lı yıllarda JİTEM´de görev yaptım. Bu sebeple bir çok kişiyle tanıştım. 2000´li yılların başında Tuğgeneral Veli Küçük ve Tuncay Güney´in yapmış olduğu bazı yanlış işleri makamlara ihbarda bulundum. Bana okumuş olduğunuz iddianamedeki bahse konu Turgut Özal´ın öldürülmesiyle ilgili bilgilerim vardır. Bu nedenle tanık olarak ifade vermek istedim. Meslekten tanıdığım Savaş Korkmaz (Gevrekçi) isimli şimdi emekli olan albay, bana Turgut Özal´ın ölümünün bir suikast olduğunu, yapılma şeklinin doğal olmadığını suikastı eşi Semra Özal´a yaptırdıklarını söylemişti. Gevrekçi bana, Özal´ın ölümünü şöyle anlattı: Semra Özal´ın bir takım kirli işleri kasete alınmış bu kaseti JİTEM timi elde etmiş. Bu bilgiler Semra Özal´a şantaj olarak kullanılmış. Milli Güvenlik Kurulu kararları ve tavsiyesiyle dönemin kuvvet komutanlarının emir ve bilgisiyle yapılmış bu suikastte kendinin de olduğu brifingler alınmış, Süleyman Demirel´in bile aynı brifingler içinde aynı ortamda olduğunu anlatıp adının sil, süpür, temizle operasyonuyla bir bütünlük içinde Eşref Bitlis, Cem Ersever, Bahtiyar Aydın, Kazım Çillioğlu suikastlarının aynı plan içerisinde yapıldığı, CIA ve MOSSAD´ın bazı elemanlarının kullanıldığı dile getirilmiştir. Turgut Özal suikastının operasyonunu yönlendiren MİT ve askeriye içindeki oluşumları harekete geçiren Teoman Koman paşadır. Bu kişi MGK´yi uygulatan kişidir.” (Hürriyet)
(11 Eylül 2013), son güncel.: (13 Eylül 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Turgut Özal davası duruşmaları
TURGUT ÖZAL SUİKASTİ VE ŞÜPHELİ ÖLÜMÜYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Özal´ın sırrını açıklayın artık
Yarbay Savaş´ın izi sürülüyor
Özal soruşturması genişliyor
Özal´ı Meclis de araştırmalı
Flaş!!! Özal iddianamesine kabul
Özal iddianamesinde arama yap
Tanık: Özal´ı Tushad zehirledi
TUSHAD ile ilgili manşetlerimiz
Zehirlenme örtbas mı edilecek?
Özal´ın zehirlendiği iddiası ve adli tıp incelemesi manşetlerimiz
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap
JİTEM´in varlığını ispatlayan resmi belgeler
JİTEM´le ilgili tüm manşetlerimiz