Taksim Gezi Parkı eylemlerine destek verip, İzmir´de gösterilere katıldıkları iddiasıyla ilk operasyonda tutuklanan 8 kişi hakkında 17´şer yıl hapis cezası istemiyle İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde dava açıldı. Gezi olaylarıyla ilgili daha önce İstanbul ve Adana´da iki dava açılmıştı.
29.08.2013 11:07 Taksim Gezi Parkı eylemlerine destek verip, İzmir´de gösterilere katıldıkları iddiasıyla ilk operasyonda tutuklanan 8 kişi hakkında, ´2911 Sayılı Yasaya Muhallefet. Görevi Yaptırmamak İçin Direnme ve Terör Örgütü Üyesi Olmamakla Birlikte Terör Örgütü Adına Suç İşlemek´ iddiasıyla 17´şer yıl hapis cezası istemiyle, 12´nci Ağır Ceza Mahkemesi´nde dün dava açıldı. Bu Gezi eylemleri hakkında açılan 3. dava oldu.
Olayı soruşturan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç, 40 sayfadan oluşan iddianamesinde, tutuklu sanıklar Vedat Y., İbrahim K., Elif K., Kubilay İ., Ozan A., Erhan İ., Orhan Ö. ve İzzet U´nun, örgüt adına eylemlerde neler yaptıklarını anlattı. Savcı Kılınç, iddianamede şunları belirtti:
-Olayları marjinal sol gruplar başlattı-
Olayların başlangıcında ve gelişiminde marjinal sol grupların öncülük yaptığı, marjinal sol gruplarca sürdürülen protesto eylemlerine polis ile çatışma ortamının oluşması üzerine, eylem yapmak için fırsat kollayan terör örgütlerinin de katıldıkları ve grupları yönlendirmeye çalıştıkları gözlenmiştir.
Süreç içerisinde katılımcı sayısında artış meydana gelmiştir. Eylemlere katılan şahısların çoğunluğunun örgütsel bir yapı içerisinde olmamasından dolayı, Hükümet karşıtı basın-yayın kuruluşları (Partizan-Kaldıraç-DHF gibi), gazeteciler, sivil toplum örgütleri, taraftar grupları ile sanat camiası mensupları ve marjinal gruplar tarafından eyleme katılan şahıslar kışkırtılmış ve yönlendirilmiştir.
-CNN, BBC ve diğer basın kuruluşları olayları çarpıttı-
CNN, BBC, The Economist, El Cezire, Reuters gibi uluslararası basın kuruluşlarının, eylemleri abartarak ve çarpıtarak dünyaya servis ettikleri, Türkiye´de halk ayaklanması çıktığına dair oldukça taraflı ve yanlış haberlere yer verdikleri ve dezenformasyonda bulundukları izlenmiştir.
31.05.2013 tarihinde başlayarak kesintisiz olarak ilerleyen tarihlerde de artarak olaylar devam etmiştir. Dağıtılan grupların kısa zamanda organize olarak tekrar toplanması, grupların saldırı ve şiddet eylemlerini artırarak devam etmesi ve eylemlerinde ısrarcı tutum izlemesi, kamu kurum ve kuruluşlarına, bankalara, dershanelere, araçlara ve kişilere ait işyerlerine zarar verilmesi ve yağmalanması, güvenlik güçlerine yönelik taş, sopa, sapan ve sert cisimler kullanılarak yapılan saldırı eylemlerinin artması, ana cadde ve sokaklarda barikat kurma, ateş yakma ve yol kapama eylemleri artarak devam etmiştir. Gerçekleştirilen eylem ve saldırılar neticesinde halk üzerinde korku, panik ve endişe oluşmuştur. Sosyal medyada olaylarla ilgili yalan bilgi verilmesi ve olayların abartılarak sunulması suretiyle halkın tahrik edilmesi, eylem yapmaya müzahir grupların yoğun şekilde ajite edilmiştir. Terör örgütlerinin propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen kapatmıştır.
İddianamede eylemler bütün olarak değerlendirildiğinde protestoların masum bir demokratik hak kullanımı eylemi olarak kalmadığı, yasadışı gösterilerde şiddet kullanılarak kamu düzeninin bozulduğu, eylemlerin ifade özgürlüğü ile yasal protesto ve gösteri sınırlarının dışına çıktığı, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi ve toplum huzurunun temini için güvenlik güçlerinin müdahalesinin kaçınılmaz olduğu, amacını çoktan aşan bu eylemlerin başka türlü önlenmesinin de mümkün olmadığı açıkça ortaya çıktığı belirtildi.
İddianamede terör örgütlerinin, legal zırha bürünmüş açık alan faaliyetlerini bir vitrin olarak kullandığı belirtilirken şu ifadeler yeraldı: Söz konusu eylemlerde başta TKP/ML-KONFERANS, MKP ve DSİH terör örgütleri olmak üzere birçok terör örgütünün açık alan yapılanmalarında faaliyet gösteren şahısların ön saflarda yer alarak şiddeti körükledikleri belirlenmiştir. Şehirlerimizde protestocuların Güvenlik Güçlerine karşı cebir ve şiddet kullanmak suretiyle direndikleri, molotof kokteyli, taş, sopa, demir bilye vb. kullanarak yaralanmalarına sebep oldukları, 1´i ağır olmak üzere 64 polisin yaralanmıştır.
İzmir´de bugüne kadar yapılan operasyonlarda 50 kişi tutuklanmış, 13 kişi geçtiğimiz gün yapılan tutukluluk incelemesi sonucu tahliye edilmişti. Olaylarla ilgili halen 37 tutuklu bulunuyor.
İSTANBUL VE ADANA´DA DA DAVA AÇILDI
Gezi olayları hakkında ilk dava İstanbul´da açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 20 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame 19 Temmuz´da İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi´ne gönderildi. Kabul edilen iddianame ile dava açıldı. Görevi yaptırmamak için direnme, 2911 sayılı kanuna muhalefet, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma ve ulaşım aracının hareket etmesini engellemek suçlarından 20 şüpheli hakkında 1 ila 7 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor.
-İtalyan fotoğrafçı da sanık-
İstanbul´daki sanıklar arasında İtalyan uyruklu fotoğrafçı Mattia Cacciatori de yer alıyor. Cacciatori, görevi yaptırmamak için direnme ve 2911 sayılı kanuna muhalefet ile suçlanıyor.
Gazi hakkındaki 2. dava ise Adana´da açıldı. Gezi Parkı eylemine destek vermek amacıyla düzenlenen gösterilerde 22 polis memurunu yaralayıp, valilik konutuna taşlı ve sopalı saldırıda bulundukları iddia edilen 11 kişi hakkında Adana 8. Asliye Ceza Mahkemesi´nde açılan davada şüpheliler hakkında 6 ila 28´er yıl hapis cezası istendi. Şüpheliler ´2911 Sayılı yasaya muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar vermeye teşebbüs´ ile suçlanıyor.
(29 Ağustos 2013, 11:07)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
TAKSİM GEZİ OLAYLARIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Belgeleriyle Gezi´nin Ardındakiler