Yargıtay 9. Ceza Dairesi´ndeki 361 sanıklı, 405 klasörlük Balyoz davasının temyiz 6. duruşması saat 9.00´da başladı. Duruşmada sanık avukatları savunmalarını yapmaya devam ediyor. 117 avukattan 24´ü önceki duruşmalarda savunmalarını tamamlamıştı.
23.07.2013 10:18 Aralarında eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan´ın da bulunduğu tarihi Balyoz davasının altıncı temyiz duruşması bu sabah 09.00´da Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nde başladı. Duruşmaya sanık avukatları ile aileleri katıldı. Duruşmaya Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan da katıldı.
Mahkeme Başkanı Ekrem Ertuğrul, Oturuma dünden kaldığımız yerden devam ediyoruz. dedi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nin ´2013/9110 esas sayılı dosyası´nda savunma sırası, avukatların soyadına göre alfabetik olarak sıralandı. Balyoz Darbe Planı Davası´nın temyizinin görüldüğü geçen beş duruşma boyunca 24 avukat savunmasını tamamlamıştı. Listeye göre sırası gelen sanık Mümtaz Can´ın avukatı Erhan Ergun, duruşmaya gelmediği için savunma yapamadı.
5 SANIĞIN AVUKATI MURAT ERGÜN´ÜN SAVUNMASI
Ardından bugünkü duruşmada ilk olarak Kadir Sağdıç, Abdullah Can Erenoğlu, Mehmet Fatih İlğar, Mehmet Koray Eryaşa ve Turgay Yamaç gibi 5 sanığın avukatı olan Murat Ergün kürsüye gelerek savunmasına başladı. Ergün, Kendimizi, ilk günden son güne kadar aldatılmış hissettik. Bu kendi hissiyatımız. ifadelerini kullandı.
-Balyoz müdahilliklerine eleştiri-
Avukat Murat Ergün, Silivri´de neler yaşandığını doğrudan yaşayan insanlar olarak anlatmaya geldiğini ifade etti. Müdahilliklerin sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu gerekçesiyle kabul edildiğini anlatan Ergün, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki uygulamanın çifte standart olduğunu savunarak bu durumdan çok şikayetçi olduğunu belirtti. Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcıların Yargıtay´daki yargılamasına dikkat çeken Ergün, Deniz Feneri davasında müdahillik başvuruları oldu ama kabul edilmedi çünkü CMK´ya göre suçtan zarar görenler müdahil olabilir. Askerlerin yargılandığı davada Türkiye´nin dışında bir usul izlendi, her gelen müdahil oldu. Suç isnatı varsayımlarla oluştu. Varsayımlar ispat edilmiş hakikatler gibi mahkumiyetler verildi. Savunmanın her talebine gözleri kulakları tıkanmış bir mahkeme vardı dedi.
İddianamede ve mahkemenin gerekçeli kararında en çok değerlendirilmiş, kanaate varılmıştır, düşünülmüştür ifadelerinin bulunduğunu ancak bir tane bile ispatlanmış kelimesinin olmadığını savunan Ergün, ispatı kanıtı olmayan düşüncenin olamayacağını anlattı. Ergün, Soyut iddialara dayanmayan takdir bu kadar hoyratça kullanılabilir mi bu çok ağır bir ihmaldir.
-TSK´dan dışarıya belge sızdıran kişilere ´işbirlikçi´ suçlaması-
Türkiye Cumhuriyeti´nin yeniden yapılandırılması söz konusu. Faaliyet gösteren güç odakları var. TSK´yı dönüştürmeden Türkiye dönüştüremez. Bu ise ancak silahla değil, hain komplolarla olabilir. Çok çıplak gerçekler var. Sanıklara göz göre savunma hakları kullandırılmadı dedi. TSK´nın kendi dünyevi görüşleri doğrultusunda kadrolarının yeniden yapılandırılmasını arzulayan dış ve iç güçlerin olabileceğini anlatan Ergün, sözlerine şöyle devam etti: TSK´dan emekli olmuş veya hala içinde olan bir takım işbirlikçiler var. Onlar olmasa zaten bu davalar hiç olmazdı. Muhbir Mehmet Baransu yasal bir seminerin ses kayıtlarını nereden aldı? O kayıtlar en güvenli yerde tutuluyordu. 1. Ordu´nun kozmik odasından yasal ses kaydını kim çalabilir? Kozmik odaya kim yaklaşabilir?
-Gölcük belgelerinin döşeme altında bulunmasına pes dedirten savunma-
Gölcük´te Donanma binasındaki İstihbarata Karşı Koruma biriminin zeminindeki kablo kanallarında bulunan işleri bitmiş ama devlet malı olduğu için atılamayan, kullanılmayan, boş duran hardiski kim girip alır yükleme yapıp geri koyabilir? Eğer TSK´nın içinde Türkiye Cumhuriyeti´nin niteliklerini değiştirmeye yönelik niyetleri olan güçlere hizmet eden işbirlikçi hainler olmasa bunlar olmaz. TSK´nın içinde sanıkların oluşturduğu çete ile mücadele etmiyorlar masum insanları yakılıyor. Eğer ülkede değişim yapılacaksa TSK tasfiye edilmiştir bugün yaşanan da odur.
-Bilirkişi raporları-
1. Ordu´nun kozmik odasından CD´leri çalanların iyi niyetli olmadığını, suç çetesinin ortağı olduğunu, bunun da hedefteki insanların tasfiyesi için kullanıldığını belirterek, O insanların vatansever değil vatan haini oldukları ortaya çıktı değerlendirmesinde bulundu. Silivri´de yaşadıklarının yargılama olmadığını, yargıla(ma) olduğunu savunan Ergün, Eğer savunma, sanık ve müdafileri başarısız olsaydı bunca karalamaya rağmen toplumdaki Balyoz Davası´nın sahteliğine olan inanç bu kadar yüksek olmazdı. Hukukun kabul ettiği delil var mı? Konu bu. Delil yoksa ben seminere katılsam ne olur? Eğer bu dijitaller sahteyse başka bir şeyi konuşmaya gerek var mı? 1. Ordu´dan çıkartılan 3 adet CD sahteyse başka bir şeyi konuşmaya gerek var mı? Bu insanların suçlandığı sözde kanıtlar hukuken muteber mi? Kim karar verecek neye göre karar verecek dedi. Hakimlerin kendi hukuki bilgilerinin dışında kalan konularda ancak teorik olarak karar verebileceğini, ancak bu durumun gerekçesini kararda açıklamak zorunda olunduğunu anlatan Ergün, dijital konularda uzmanlardan görüş almadan karar verilemeyeceğini belirtti. Ergenekon Davasının yapıldığı mahkemenin Balyoz Davası´nın yargılamasının yapıldığı mahkemeden dijital delillere ilişkin bilirkişi raporunu istendiğini, mahkemenin de bilirkişi raporu olarak polis tutanağını gönderdiğini anlatan Ergün, Polisin dediği kabul edilecek o zaman bu yargılamayı yapmasaydınız? Kimse yargılanmayayım demiyor, beni yargıla ama adil yargıla diyor. Bilirkişi raporu almazsın, sanık lehine delil toplamazsın, tesadüfen gelenleri dikkate almazsın, ben sana nasıl güveneyim? dedi.
-Taleplerden binde 7´sinin kabul edilmesi-
Yargılama sırasında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nde iddia makamının 359 talebinden 358´inin kabul edildiğini, savunmanın ise 943 talebinin yalnızca 7´si kabul edildiğini ifade eden Ergün, Ergün, Bu avukatlar ne istedi ki binde 7´si kabul edildi? Biz sadece delillerin sahteliği, doğruluğu incelensin, bilirkişi, tanıklarımız dinlensin dedik. Ret, ret, ret. İstatistikler ortada.
-BM Komisyonunun ´Balyoz tutuklulukları haksız´ kararı-
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak neden Birleşmiş Milletler´den gelen bir karara seviniyoruz? Atatürk´ün büstü olan bir mahkemeden gelen bir karara neden sevinemiyoruz da kıtalar ötesi, bizden tamamen yabancı insanların verdiği kararlara seviniyoruz? Neden bu topraklarda güller hep kırmızı açıyor dedi.
MAHKEME BAŞKANI: FİLM ŞERİDİ GİBİ GÖZLERİMİZİN ÖNÜNE SERDİNİZ
Ergün´e savunma için seçtiği yöntemin çok güzel ve etkileyici olduğunu söyleyen Daire Başkanı Ekrem Ertuğrul, Sırada savunma için bekleyenler var. İki haftadır bir aradayız, birbirimizi az çok tanıdık, gözlerimizden, mimiklerimizden. Gözgöze geliyoruz, anlıyoruz. Duygulu bir savunma yapıyorsunuz ancak o tekrar mahiyetinde olan benzer konuları çok güzel açtınız, yansıttınız, film şeridi gibi gözümüzün önüne serdiniz. Savunmayı bölmek istemiyorum ancak tekrar mahiyetinde olabilecek konularda hızlı hareket edebilir misiniz? dedi. Bunun üzerine Ergün, Sayın Başkan size müvekkillerimin sözüyle yanıt vereyim; alındı, anlaşıldı karşılığını verdi.
Mehmet Baransu´nun CD´lerin Savcılığa tesliminde tutulan tutanağı heyete gösteren Ergün, Savcılık tesliminde 9 No´lu CD´nin üzerinde vatandaş´ ifadesi var. Ancak aynı CD´nin Başsavcılık kayıtlarında adı irtica unsurları´ oluyor. Entegre tesis gibi. Tesiste tavuğu makinenin bir tarafından sokarsınız sosis çıkar ya aynen öyle. Muhbirin getirdiği CD´ler değiştirilmiş. Ergenekon Davası´nda tanık Osman Yıldırım´ın ifadeleri 9. gizli tanık ile uyuşuyor diye mahkeme tarafından kabul edildi. Bir süre sonra 9. gizli tanığın da zaten Osman Yıldırım´ olduğu ortaya çıktı. Burada da üzerinde vatandaş´ yazan CD, 3 gün sonra irtica unsurları´ olarak çıktı. Asker irtica ile mücadele ediyor. Evet edecek, memleketin gündeminde irtica bir tehdit değil miydi? Uğraşacak, ancak hukuk çerçevesinde diye konuştu.
-Hakan Büyük´ün evinden çıkan flash bellek-
Sanık Hakan Büyük´ün evinde çıktığı belirtilen flash belleğin mahkeme kararına dayanak edildiğini anlatan Ergün, söz konusu flash belleğin mahkeme tarafından incelenmediğini belirtti. Flash belleğin Hakan Büyük´ün evinde ele geçirilmeden bir hafta önce polis tutanağında adının geçtiğini kaydeden Ergün, Flash bellek el konulmadan bir hafta önce polisin elindeydi. Flash bellek daha Hakan Büyük´ün evinden çıkmadan tutanağa yazılmış dedi.
-Mehmet Koray Eryaşa´nın bahsi geçen tarihte seminerde olmadığı konusu-
Müvekkili Mehmet Koray Eryaşa´nın iddiaya göre darbe yapıldığı zaman karşı çıkan askerlerin konulacağı adanın keşfi için görevlendirildiğini anlatan Ergün, müvekkilinin keşif yaptığı tarihte iddiada yer aldığı gibi Marmara Deniz´inde değil Çanakkale´de tatbikatta olduğunu ifade etti. Deniz Kuvvetleri´nin arşivinde Eryaşa´nın gemisinin bulunduğu noktaya ilişkin radarlar, sinyallerin bulunduğu resmi evrakı mahkeme sunduklarını, konunun soru önergesi ile Meclis´in gündemine taşındığını ifade eden Ergün, Darbe yapılacağı hükümetin Milli Savunma Bakanı Eryaşa´nın Çanakkale´de tatbikatta olduğu cevabını verdi dedi.
-Fatih İlğar´ın bahsi geçen tarihte seminerde olmadığı konusu-
Müvekkili Mehmet Fatih İlğar´ın ise seminere katılmadığını ancak mahkemenin savunmasını kabul etmediğini anlatan Ergün, sanığın söz konusu tarihte ABD´nin Irak´a müdahalesi nedeniyle İskenderun´da lojistik planlamalar yaptığına ilişkin belgeleri sunduklarını kaydetti.
-Can Erenoğlu´yla ilgili iddialar-
Müvekkili Can Erenoğlu´nun Balyoz Davası´nda adının geçmesiyle birlikte aile mahremiyetinin ihlal edildiğini iki kardeşinin çürük raporla askerlikten kaçtığına yönelik haberler yapıldığını anlatan Avukat Ergün, Can Erenoğlu´nun iki kardeşi de fiziksel özürlüdür. Bir kardeşinin bir bacağı diğerinden kısa, diğer kardeşinin ise elin yarısı yok. Sahte çürük rapor dendiği için biz mahkemeye kardeşlerinin fotoğraflarını getirerek, göstermek durumunda kaldık. Özel hayatı itibarsızlaştırılarak linç edilmeye çalışıldı diye konuştu.
Can Erenoğlu´na verilen teklif hazırlaması emrini heyete gösteren Ergün, söz konusu belgenin darbeye dayanak yapıldığını, söz konusu emrin tarihi 19. Ancak Erenoğlu´nun emre verdiği cevabın tarihi ise 18´i. Adamın sadece soyadı Erenoğlu, kendi ermemiş ki. 19´unda yazılmış emre 18´inde cevap verebilecek koramiral içeride tutuklu bırakılamaz dedi.
-´Hilmi Özkök, Kadir Sağdıç´a sahip çıkmadı´-
Müvekkili Kadir Sağdıç´ın iddianamede Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nın personeli olarak görüldüğünü ancak müvekkilinin Genelkurmay Başkanlığı personeli olduğunu vurgulayan Ergün, Müvekkilim dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün personelidir. O Hilmi Özkök, o yıl, birinci dereceden kendi teklifi ile müvekkilimi general yaptı. Ama Özkök gelip bunları mahkemede anlatmadı. Özkök, Kuzey Irak´ta başına çuval geçirilen askerler için ne yaptıysa, Silivri´de de başına çuval geçirilen askerler için aynısını yaptı. Komplo varsa bütün sanıklaradır. Bir an evvel memleketi bu rezil durumundan kurtulması için tahliye talebinde bulunuyorum değerlendirmesinde bulundu.
6 SANIĞIN AVUKATI HÜSEYİN ERSÖZ´ÜN SAVUNMASI
Avukat Ergün´ün yaklaşık 2 saat süren savunmasının ardından Mahkeme Başkanı, Hüseyin Ersöz´e söz verdi. Ersöz´ün bilgisayarını açması için 5 dakika izin istemesi üzerine mahkemeye 10 dakika ara verildi. Aranın ardından Süha Tanyeri, Dursun Çiçek, Nedim Ulusan, Ahmet Zeki Üçok, Çetin Doğan ve Ahmet Bertan Nogaylaroğlu gibi 6 sanığın avukatı olan Hüseyin Ersöz savunmasına başladı. Ersöz, savunmasının ilk bölümünde dijital deliller ile ilgili slayt sunumu yaptı, BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu´nun Balyoz Davası ile ilgili kararını anlattı.
Avukat Ersöz; ?Saygın üniversitelerden 17 adet profesör ve 1 doçent, bir kamuoyu açıklaması yaptı. Dijital belgenin kişiye ait olduğunu kabul edebilmek için o dijital belgenin imajının alınıp güvenilir bir kişi tarafından teslim edilmiş olması gerekir? dedi.
Ersöz, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu´nun Balyoz Darbe Planı davasına ilişkin verdiği karara atıfta bulundu. Verilen kararı okudu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´nin (AİHM) verdiği kararların mahkemeyi bağlayacağını hatırlatan Ersöz, aynı konumda olan bir yerin verdiği kararı mahkemeye sunduklarını ve bunun da bağlayıcı olduğunu ifade etti. Adil ve bağımsız bir yargılamanın yapılmadığına yönelik bir karar verildiğini savundu.
Mehmet Baransu´nun güvenilir bir ihbarcı olup olmadığı konusuna girmeyeceğini dile getiren Ersöz, Baransu´nun Karargah adlı kitabından bir bölüm okudu. Muhataplarının Baransu olduklarını dile getiren Ersöz, mahkemenin Baransu´nun ´güvenilir bir tanık´ olup olmadığı konusunda da bir değerlendirmeye girmesini istedi.
DURUŞMAYA ÖĞLE ARASI VERİLDİ
Avukat Ersöz´ün savunmasının başlamasından 1 saat kadar sonra 12.00´de duruşmaya 13.30´a kadar ara verildi.
DURUŞMA BAŞLADI
-BM Komisyonunun ´Balyoz tutuklulukları haksız´ kararı-
Avukat Hüseyin Ersöz, öğle arasının ardından savunmasına kaldığı yerden devam etti. Avukatı Hüseyin Ersöz, savunmasını slayt gösterisiyle yaptı. Davanın yalnızca dijital dökümanlara dayandığını, bu konuyla ilgili ilk günden itibaren ileri sürdükleri hukuka aykırılıklar bulunduğunu ifade eden Ersöz, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu´nun Balyoz Davası´ndaki tutukluların ailesinin başvurusu üzerine verdiği ?keyfi tutuklama? kararını heyete sundu. BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubunun Balyoz Davası sanıklarıyla ilgili kararının dün kendilerine tebliğ edildiğini kaydeden Ersöz, kararın ilk 12 sayfasının hükümetin ileri sürdüğü itirazlar ve kendilerinin ileri sürdüğü hukuksuzlukların oluşturduğunu belirterek, kararın sonuç kısmını okudu. BM kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde (AİHM) konuyla ilgili açılmış davaların bulunmasının ya da Türkiye´de iç hukuk yollarının kendilerini bağlayamayacağının belirtildiğini anlatan Ersöz, AİHM´de, bu dosya kapsamındaki kişilerle ilgili verilmiş nihai bir karar bulunmadığını anımsattı. Hukuk alanında uzmanlardan oluşan BM Çalışma Grubunun bu kararının ülkeler için bağlayıcı olduğunu vurgulayan Ersöz, kararda, Balyoz davasıyla özgürlüğünden alıkonulan 250 kişinin durumunun İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin ilgili maddelerinin ihlaline karar verildiğini kaydetti. Ersöz, BM´nin kararına Anayasa´nın 90 maddesi gereği uyulması gerektiğini belirterek, ?AİHM bir karar verdiğinde bu karar Yüce Mahkemeyi bağlayacaktır. Aynı statüye sahip, aynı güçteki bir hukuki merci tarafından verilmiş bu kararı da mahkemenin takdirine sunuyoruz. Bu karar sizi bağlar, göz önünde bulundurulmasını istiyoruz? dedi.
-Mehmet Baransu´yla ilgili iddialar-
Soruşturmanın Mehmet Baransu´nun ifadesiyle onurlu bir subay tarafından ziyaret edilerek kendisine bir bavul belge vermesiyle başladığını anlatan Ersöz, ?Soruşturmanın nasıl başladığını en azından bizler kadar biliyorsunuz. Mehmet Baransu´nun ifadesiyle onurlu bir subay elinde bir bavul ile kendisini ziyaret ediyor. Taraf gazetesindeki bu buluşma ne yazık ki orada ´mobese´ kameraları olmadığı için bu kişinin görüntülenmemesine neden oluyor. Bu çok sık karşılaştığımız bir durum. En son Gezi Parkı olaylarında mobese kameralarının şiddet durumlarında çalışmaması gibi. Hep bu yargılama süreçlerine has bir takım hukuka aykırılıklar olarak nitelendirilebilir? değerlendirmesinde bulundu. Baransu´nun kendisine gelen evrakı yayınladığını, daha sonrada adaletin tecelli etmesi adına bu dokümanları adaletin Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı´na teslim ettiğini anlatan Ersöz, Baransu´nun elindeki CD´lerden 19´unu daha sonra verdiğinin anlaşıldığını ifade etti. Baransu´nun güvenilir bir tanık olup olmadığını sorgulayan Ersöz, 1. Ordu Askeri Savcılığı´nca ifadesi alınan Baransu´nun görüşmeyi kitabında yer verdiğini anlattı. Askeri savcı tarafından Baransu´ya verilen bilgiler ışığında kitap yazdığını belirten Ersöz, kitap çıktıktan sonra askeri savcı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını kaydetti. Ersöz, sözlerine şöyle devam etti: ?1. sınıf askeri savcı olduğundan dolayı halen yargılanıyor. Bu davada bu kitabın yazarı olan Mehmet Baransu´nun dinlenmesi talep edildi. Mahkeme kabul etti. Ceza yargılamasında delillerin sıhhati, bu dokümanların, dijital verilerin teslimi sırasındaki hukuka aykırılıklar, savcıyla yaptığı görüşmeler, imajların alınmamış olması, CD´lerin içeriğinin değişmesi, imajların birbirini tutmaması bu dokümanlarla ilgili manipülasyon bulgularını beraberinde getirir. Savcı Bülent Münger´i kurtarma pahasına kendi yazdıklarını reddeden, yalanlayan bir ihbarcı tarafından verildi. Bizim muhatabımız Baransu´dur. Eğer bu davayla ilgili kendi kitabını yalanlayacak duruma gelmek pahasına savcıyı kurtarmak için yalan söylüyorsa, kitabını yalanlıyorsa böyle bir durumda bu malzemelerin teslimi sırasında yaşananların mahkemeniz tarafından göz önünde bulundurulmalı. Baransu´nun güvenilir olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.?
Çetin Doğan´ın evinde yapılan arama ve el koyma sonrasında tutanağa ´işlemler sırasında suç unsuru içerebilecek herhangi bir dökümana el koyulmamıştır´ ibaresinin eklendiğini ifade eden Ersöz, Doğan´ın yakalama kararında suç unsuru bulunduğu takdirde gözaltına alınması talimatının bulunduğunu anlattı.
Flash disk üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadığını, bilimsel mütalaalar sunulmasına rağmen araştırılmadığını kaydeden Ersöz, 5 No´lu hard diskle ilgili Poyrazköy Davası´nın açıldığını, bu davada 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nin TÜBİTAK´dan söz konusu hard disk için rapor istediğini belirtti. Ersöz, ?Dijital dokümanlar eğer aynıysa ortada iki mahkemenin işleyişi konusunda bir sorun var demektir? dedi. Sanıklardan elde edilen dijital verilerden bahsedilmediğini anlatan Ersöz, dokümanların belirli bir kaynaktan alınarak, Baransu´ya teslim edildiğini anımsatarak sözlerine şöyle devam etti: ?Teslim alınana kadar değiştirilmediğini bana garanti edebilir misiniz? Bu verilere sonradan ekleme yapılmadığını bana ispat edebilir misiniz? Baransu´nun onurlu subay olarak nitelediği kişiden verileri alıp savcılığa teslim edene kadar değişiklik yapılmadığını kanıtlayabilir misiniz? Dijital veri bir kişiden ele geçmemişse, verinin o kişi tarafından hazırlandığı konusunda bilgi yoksa, tanık beyanı söz konusu değilse böyle bir durumda o dijital verinin dosya kapsamındaki sanıklara aidiyetine karar vermeniz, hüküm kurmanız mümkün değildir. Bu yargılamanın can damarını oluşturan bir husus.?
SANIK ÖZDEN ÖRNEK´İN AVUKATI DİNÇER ESKİYERLİ´NİN SAVUNMASI
Avukat Hüseyin Ersöz, toplamda 2 saati aşan savunmasını 14.45´te bitirdi. Ersöz´ün ardından kürsüye sanık Özden Örnek´in avukatı Dinçer Eskiyerli geldi ve savunma yapmaya başladı. Avukat Eskiyerli, Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman´ın basına yaptığı ´kasaptaki ete soğan doğramam, suçlu olanlar var´ şeklindeki beyanları için saçma sapan, ciddiyetten uzak, bulundukları makama yakışmayan beyanlarda bulundular dedi. Eskiyerli, lütfen dosyamızı bir an önce inceleyin dedi.
SANIK ÖMER MİMİROĞLU´NUN AVUKATI KAZIM GÖZÜŞİRİN´İN SAVUNMASI
Av Eskiyerli´nin 1 saati aşan savunmasının ardından, sanık Bulut Ömer Mimiroğlu´nun avukatı Kazım Gözüşirin kürsüye gelerek savunmasını yaptı. Gözüşirin, savunmasının tüm jandarma tutukluları için olduğunu söyledi.
SANIK BÜLENT GÖKTÜRK´ÜN AVUKATI CAFER GÜL´ÜN SAVUNMASI
Avukat Gözüşirin´in 45 dakika süren savunmasının ardından, sanık Turgay Bülent Göktürk´ün avukatı Cafer Gül, saat 17.05 itibarıyla kürsüye geldi ve 10 dakikalık bir savunma yaptı.
15 SANIĞIN AVUKATI NEVZAT GÜLEŞEN´İN SAVUNMASI
Gül´ün ardından, Ahmet Dikmen, Aşkın Öztürk, Doğan Uysal, Erdinç Altıner, Fikret Güneş, Hasan Hoşgit, Haydar Mücahit Şişlioğlu, Hannan Şayan, Hüseyin Hoşgit, İsmail Taylan, Mehmet Baybars Küçükatay, Murat Özenalp, Onur Uluocak, Ökkeş Alp Kırıkkanat ve Yavuz Kılıç gibi 15 sanığın avukatı Nevzat Güleşen savunmasına başladı. Savunmasında sinevizyon sisteminden faydalanan Güleşen, bununla da yetinmeyip Philadelphia adlı filmden 1 dakikalık bir bölüm izlettirdi. Amerikan Yüksek Mahkemesi´nin 1980´li yıllarda siyahi öğrencilerin üniversitelere giremeyeceğine yönelik kararına atıfta bulanarak Bu karar Amerikan adaleti için yüz karası ise Yargıtay´ın Balyoz davası ile ilgili vereceği olumsuz karar da aynı şekilde yüz karası olacaktır. ifadelerini kullandı. Savunması sırasında sık sık Hollywood filmlerinden alıntılar yapan Güleşen, ´Subay ve Centilmen´, ´Birkaç İyi Adam´, ´Topgun´, ´Forest Gump´ gibi filmlerden örnekler verdi. Ey mahkeme üyeleri, bir gün evinizdeki bilgisayarınız hacklenecek ve içerisine virüs atılacak. diyen Güleşen, siber saldırılar üzerinde durdu. Amerika ve İsrail´in bu konuda çok ileride olduğunu anlatan Güleşen, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin Bana ne zaman ve nasıl bir komplo kurulacak endişesi içerisinde yaşadığını iddia etti.
Duruşmaya sona erdi. Güleşen, yarın savunmasına kaldığı yerden devam edecek.
(23 Temmuz 2013, 10:18)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Balyoz temyiz duruşmaları manşetlerimiz
Yargıtay Başsavcılığı: Balyoz onansın
Flaş!!! Balyoz davası bitti
Balyoz Planı ve davasıyla ilgili manşetlerimiz
Balyoz ve diğer davalardaki delil tartışmaları
AİHM: Tutuklama ve deliller doğru
Sanıklara bir darbe de AİHM´den
Çetin Doğan´a AİHM balyozu
Yargıtay´dan Çetin Doğan´a ret
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve bağlantılı iddianamelerde arama yap