Taksim Gezi olaylarıyla başlayan kriz dün sona ermiş gibi görünüyor. Başbakan Erdoğan´ın kararlı duruşu ve milleti arkasına alması ile akamete uğratıldığı söylenebilir. Ancak bir sonraki kışkırtma ölümcül olabilir. Son 1, 1.5 yıldır bu güçlerle uzlaşmaya çalışıyor izlenimi veren Başbakan Erdoğan son olaylardan sonra bunun yanlışlığını anlamış olmalı. Derhal atılması gereken bazı adımlar söz konusu...
12.06.2013 15:40 Taksim Gezi olaylarıyla başlayan iki haftalık kriz polisin dün Taksim´e ölçülü müdahalesi ile sona ermiş gibi görünüyor. Son olaylar, sık sık vurgulamaya ve dikkat çekmeye çalıştığımız bir gerçeği umulur ki Başbakan Erdoğan´a açıkça göstermiştir. Derin güçler hala çok etkin. Ergenekon ve bağlantılı soruşturmalarda ortaya çıkarılanlar örgütün çok ufak bir kısmı. Bu böyle iken son 1-1,5 yıldır aksi yönde çarpık gelişmeler yaşandı. Ergenekon savcısı Zekeriya Öz görevden alındı. Darbe girişimlerini haber veren ses kayıtlarının haberleştirilmesi hapis cezası getirilerek yasaklandı. Hasta ziyaretleri yapıldı. ´Genelkurmay Başkanı nasıl terörist olabilir´ denildi. ´Mahkemeler nasıl yargılamayı uzatır. Delilin varsa ver hükmü, bitsin. Uzatmanın alemi ne´ gibi açıklamalarla yargıya baskı yapıldı. Bunların yanlışlığını ve bu derin güçlerle bir uzlaşma olamayacağını Başbakan Erdoğan son günlerde görmüş olmalı.
Darbe tehlikesinin sürdüğünü ısrarla ve örneklerle vurguladık. Aylar önce internette yayınlanan ve bir darbe hazırlığına dair Genelkurmay Karargahında yapılan çok gizli bir toplantının ses kaydını ve niçin hala soruşturma açılmadığını ısrarla gündeme getirdik. Başbakan Erdoğan´ın uzlaşmacı görünen tavırlarını iyi niyetle eleştirdik. Bilinmelidir ki, bu derin güçlerle asla uzlaşma olmaz. Su uyur bu güçler uyumaz. Bir ihmal ölümcül sonuçlara yol açabilir.
Kışkırtma son olarak Gezi Parkı´nda ortaya çıktı. Başbakan Erdoğan´ın kararlı duruşu ve milleti arkasına alması ile akamete uğratıldı. Bu satırların kaleme alındığı saatler itibarıyla kriz bitmiş gibi görünüyor. Ancak bir sonraki kışkırtma ölümcül olabilir. Kışkırtmaların kesileceği düşünülmesin.
Unutulmasın ki, yakın aylarda 29 Ekim 2012 Cumhuriyet bayramı gibi simgesel anlamı büyük olan bir bayram alternatif kutlamalar adı altında kitlesel olaylarla kışkırtıldı. 1o Kasım´ın kışkırtılmasından son anda bir nedenle vazgeçildi. 1 Mayıs 2013 Taksim meydanı yasaklaması yine kitlesel olaylarla kışkırtıldı. Silivri´deki Ergenekon duruşması basıldı. Mahkeme heyeti can güvenliği nedeniyle duruşmayı ertelemek zorunda kaldı.
BİR SONRAKİ KONU NE OLABİLİR?
Gezi, buna eklenen son halkaydı. Sorun bir kaç ağaç ve yeşillik değildi. Bugün Gezi ise yarın Çamlıca´ya cami projesi olabilir. 3. Köprü ve 3. Havalimanı olabilir. Kanal İstanbul, Atatürk Orman Çiftliği ve HES projeleri olabilir.. THY´deki işçi çıkarmaları olabilir.. Kendilerine Taksim Gezi Platformu diyen bir grubun olayları sona erdirmek için ileri sürdüğü çok sayıdaki taleplere bakıldığında ilk madde hariç diğerlerinin Gezi ile alakasının olmadığı açıkça görülecektir.
Gezi, park olarak kalsın. Topçu Kışlası yapılmasın.. Taksim´de gösteri yasaklanmasın.. Üç ilin vali ve emniyet müdürü görevden alınsın.. Gaz bombası ve benzerlerinin kullanımı yasaklansın.. AKM yıkılmasın.. Direnişe katılanlardan gözaltına alınanlar serbest bırakılsın ve soruşturma açılmasın.. Taksim ve Kızılay başta Türkiye´deki tüm meydanlarda toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilsin.. Gezi Parkına müdahale ile simgeleşen iktidar anlayışının yurttaşlarımızda yaşam tarzına ve inançlarına müdahale ve hor görülme biçiminde algılandığı ve buna yanıt verdikleri görülsün.. 3. köprü yapılmasın.. 3. havalanı yapılmasın.. Kanal İstanbul, Atatürk Orman Çiftliği ve HES projeleri durdurulsun.. Alevi yurttaşların hassasiyetleri gözetilsin.. Kentsel dönüşüm mağdurlarının haklı taleplerinin, kadın bedenleri üzerinde denetim kuran muhafazakar erkek politikalarına karşı yükselen sesin, üniversite, yargı ve sanatçılar üzerindeki baskılara karşı direnç kaldırılsın.. Başta Türk Hava Yolu işçileri olmak üzere tüm emekçilerin hak gaspları kaldırılsın.. Tüm cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı mücadele desteklensin.. Yurttaşların eğitim ve sağlık hakkına ulaşımının önündeki tüm engeller kaldırılsın..
Görüldüğü gibi kışkırtmak istenirse konu çok. Öte yandan, hükümete alternatif olacak bir muhalefet partisinin kurulmasının sağlanması.. Başbakanın boyu posu, konuşma ve hitabetinin ortadan kaldırılması.. ve benzeri diğer maddeler niçin eklenmemiş acaba bu listeye?.. Yoksa bunlar gayrıresmi bir listede mi?.. Hani Odatv soruşturmasında sanıklardan ele geçirilen, ´HalkTV´nin ele geçirilmesi ve Deniz Baykal´ın devrilerek yerine daha etkin bir liderin getirilmesi´ talimatlarını içeren belgelerde olduğu gibi.. Gizli ve yıkıcı projelerle uğraşmaktan, halka ulaşacak açık ve yapıcı projelere vakit bulamayan bu çevreler, göbeğini kaşıyan, bidon ve tenek kafalı diyerek hakaret ettikleri halka kendilerini sevdirmeyi aslında hiç dert de edinmediler. Halk hücum edince bu vatandaşlar denize giremedi!.. Yine Halk hücum edince bu vatandaşlar sandıktan da çıkamadı!..
AÇIK VE GİZLİ PROJELER
Kendi gizli projelerini başaramayan bu grupların umutsuzluğun verdiği hırçınlık ve Özel Harp´in verdiği destekle Taksim´de terör estirmesi acaba kendilerine bir şey kazandırdı mı yoksa kaybettirdi mi?.. Son Gezi olaylarında görüldü ki, MHP gibi ülkücü kesimden de Erdoğan´a destek geliyor.
Projeye karşı çıkan bir grup eğer alanı işgal ederek o projeyi durduracaksa, erken kalkıp alan işgal eden amacına ulaşacaksa bunun sonu nereye varacaktır? Erken kalkanın darbe yaptığı Afrika muz cumhuriyetlerine mi? Birileri Türkiye ile Afrika´nın yerini karıştırıyor olmalı. İleri sürülen taleplerin sığlığı da bunu gösteriyor.
Acaba o projeyi destekleyen halk kesimlerinin olabileceği ihtimali niçin hesaba katılmıyor? Niçin İşçi partililer açıkça ´Sandığın önemi yok. Biz bu cumhuriyeti sandıklardan çıkarak kurmadık´ diyebiliyor?
Hükümet, terör sorununu siyasi risk alarak bitirmek üzere. En büyük çatışma alanlarını kaybeden güçlerin hırçınlaşması anlaşılır bir şey.
YAPILMASI GEREKEN
Bilinmelidir ki, bu derin güçlerle asla uzlaşma olmaz. Su uyur bu güçler uyumaz. Bir ihmal ölümcül sonuçlara yol açabilir. Yapılması gereken net: Operasyonları hızlandırmak.. Savcı Zekeriya Öz´ün tekrar özel yetki ile yetkilendirilerek göreve getirilmesi de düşünülebilir.
Son aylarda somut belgelerle de ortaya çıktığı gibi Ergenekon´un daha üstünde yer alan ve emir-komuta ile çalışan asıl beynin, yani Özel Harp Dairesi´nin (ÖHD) üzerine gidilmeli. Kozmik odalara tekrar girilmeli. Terör örgütleriyle bağlantıları mahkemelerdeki belgelere de yansıyan, kamyon dolusu bombalarının terör örgütleriyle bağlantısı kanıtlanan bu güç mercek altına alınmalı. Bu daireye bağlı asker ve sivil görevlilerin son günlerde nerelerde olduğu, kimlerle görüştüğü gibi hususlar incelemeye alınmalı.
SOMUT BULGULAR ARTIYOR
Taksim Gezi olaylarının ardında Özel Harp´in olduğunu çok sayıda somut bulguya dayanarak iddia etmiştik. Zello sistemi üzerinden internet tabanlı yapılan konuşmalar, aynı anda çok sayıda ilde patlak veren olayların anlık gelişmediğini ve planlı şekilde bir güç tarafından organize edildiğini gösteriyordu.
Somut bulgular çıkmaya devam ediyor. Örneğin Z.K. isimli bir DHKP-C mensubunun, olaylar başlamadan bir hafta önce alınan ifadesinde söyledikleri: ?Genel bir talimat geldi. Gezi Parkı konusunda direnmemiz ve halkı yönlendirmemiz gerektiği yönünde. Bunun için liseli grubumuzu, üniversiteli gruplarımızı harekete geçirdik. Tabanımız olan aileler ve etkin olduğumuz kitlelere bu konuda ciddi bir şekilde eyleme katılmaları talimatı verildi. Bize amacın direnmek değil, istediğimizi almak olduğu söylendi. Alevileri kullanacaklarını açıkça söylediler. Ben de bir Aleviyim ve talimat bu yönde. Gezi Parkı´nda olayları çıkaranlar bizim gruplar. Bazen buna oraya gelen vatandaş da katılıyor. Bize sonuna kadar her yerde direnin denildi. Gerektiğinde çatışın, silah ve bomba eylemlerinde bulunun denildi. Bu bombaların nerede ve nasıl kullanılacağına dair bir bilgim yok. Ancak Devrimci Karargah ve Acilciler ile beraber hareket edildiğini biliyorum. Diğer sol gruplarla zaten ortak hareket ediyoruz. Beyaz Kuvvetler hakkında bir bilgim yok. Ama üniversitelerde eylemlerin daha da büyüyeceğini söyleyebilirim.?
Emekli Binbaşı Mustafa Hacımustafaoğlu´nun bugün twitterden gönderdiği mesaj diğer bir somut bulguyu içeriyor: ´Emekli subay ve astsubaylardan eylemlerin içinde olanları, sanal ortamdan kışkırtıcı ve yönlendirici yayınlar yapanları biliyorum.´
İlerleyen günlerde Gezi olaylarıyla ilgili somut bulguların artacağı söylenebilir. Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanvekili Bülent Orakoğlu da olayların ardında Özel Harp´in varlığına dikkati çekiyor. Bu güce bir operasyon yapılmadığı sürece kitlesel kışkırtmaların süreceğini belirten Orakoğlu, bu yıl içinde bir operasyon düzenlenebileceğini söylüyor.
HOCA YAKALANDI
Taksim Gezi Parkı´nda dün molotof atarak polisle çatışırken görüntülenen bir kişi yakalandı. ´Hoca´ diye hitap edilen bu kişinin Devrimci Karargah terör örgütü (DKÖ) mensubu olduğu ortaya çıktı. Bu örgütün Ergenekon örgütüne taşeron eylem yaptığı son bir kaç yıl içinde ortaya çıkan bir ayrıntı. Sol çevrelerde dahi şüpheyle karşılanan bu örgüte yönelik açılan davada eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı da yargılanıyor. Savcı 40 yıl hapis cezası talep etti. DHKP-C´nin ne kadar derin bir örgüt olduğunu çok sayıda somut bulgu ile ortaya koymuştuk. Derinlerden suikast ihaleleri alan, derin Daire´lerle ortak operasyon yürüten bir örgüt. Hanefi Avcı´nın bu örgütlerle derin bağlantılarını, DHKP-C lideri Dursun Karataş´ın önünü yargısız infazla nasıl açtığını ayrıntılarıyla haberleştirmiştik.
ORTAK OPERASYONLAR
Özel Harp Dairesi ile ilgili iddialar spekülasyon ya da komplo teorisi değil. Başbakanlar Bülent Ecevit ile Turgut Özal´ın başına gelenlerin dışında son 1 yıl içinde ortaya çıkan ve mahkemelerin de dikkatini çeken somut belgeler var. Örneğin Özel Harp´in DHKP-C ile ortak operasyon yürüttüğüne dair. Bu belgelerden sonra Ergenekon, Zirve ve Dink davalarının seyri değişti. Bir diğer örnek, Ergenekon mütalaasına da yansıdığı gibi Ankara´da ele geçirilen bir kamyon içindeki 900 el bombasından 300´ünün Ergenekon ve diğer terör örgütlerinden ele geçirilenlerle kardeş olması. Çok fazla örnek var. Bunları bir çok haberde detaylı olarak ele aldık.
Unutulmasın ki, üzerlerine gidildiği taktirde bu daireye mensup sivil uzantıların ülke çapında karışıklıklar çıkarabileceği olasılığı Başbakan Ecevit´i dahi korkuttu. Ecevit, gerekli adımları atmaktan vazgeçti. Aynı korkuyu Başbakan Özal da taşıdı. Kendisine yönelik suikast soruşturmasını kapattırdı. Cumhurbaşkanı olunca ve yeni anayasayı yapınca bu güçleri mağlup edebileceğini hesapladı. Ancak yanıldı. Bedelini zehirlenmek ve makamında hayatını kaybetmekle ödedi. Bu güçler o kadar yakınında idi ki hastaneye götürülürken bile bir cumhurbaşkanı muamelesini layık görmediler. Alınan kanı dahi çöpe atıldı.
UZLAŞMA, UZLAŞTIKÇA SIRA SANA GELECEK
Eğer Başbakan Erdoğan, bu güçlerle uzlaşabileceğini ve kendisinin yakasını bırakacaklarını, bunları yeni anayasa ile mağlup edebileceğini düşünüyorsa Özal gibi yanılıyor. Gezi olayları, bunun yanlışlığını açıkça göstermiş olmalı. Derin güçler hala çok etkin. Ergenekon ve bağlantılı soruşturmalarda ortaya çıkarılanlar örgütün çok ufak bir kısmı. Su uyur düşman uyumaz.. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(12 Haziran 2013, 10:27)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
TAKSİM GEZİ OLAYLARIYLA İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Devrimci Karargah Örgütü manşetlerimiz
Avcı´nın devrimciler içinde işi ne?
Flaş!!! Mütalaa: Ergenekon var
Savcı: Ergenekon, kontrgerilladır
İşte kanıtlarıyla Ergenekon´un ardındaki asıl beyin: Özel Harp Dairesi ya da kontrgerilla
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Ergenekon ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve benzer davalarda delil tartışmaları
Ergenekon sürecinde ele geçenler ile sağda solda terkedilmiş bulunan silah ve mühimmatlar
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Flaş!!! Özel Harp ve Ergenekon bombaları kardeş
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız
TBMM: Terör Özel Harp işi