Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüne dair şok bir gelişme yaşandı. Ergenekon davasının gizli tanığı Selçuk, Turgut Özal´ı, şantaja maruz kalan Semra Özal´ın zehirlediğini söyledi. Ahmet Özal iddiaya sert tepki gösterdi. Ancak iddiayı güçlendiren bazı ayrıntıların varlığı da dikkatleri çekiyor.
24.04.2013 11:10 Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümüyle ilgili şok bir gelişme yaşanıyor. Özal iddianamesinde yer verilen Gizli Tanık Selçuk´un ifadesinin yeni bölümleri ortaya çıktı. Selçuk´un Ergenekon savcılarına verdiği ifadesi şu şekilde:
SEMRA ÖZAL´A AĞIR SUÇLAMA
Savaş isimli şahıs, bana Turgut Özal´ın zehirlenerek öldürüldüğünü söyledi. Semra Özal´a, birtakım uygunsuz beraberlikleri, bilgi ve görüntüleri kullanılarak şantaj yapıldığını anlattı. Bunu 2004 yılında Levent Ersöz´den de duydum. Ersöz, ´Bizler Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış kişiyi koynundaki kişiye zehirletiriz. Turgut Özal´ı, karısı Semra Özal´a zehirlettik. Ona iki seçenek bıraktık. Ya rezil rüsva olup her şeyini kaybedecek ya da bizim istediğimizi yapacaktı´ dedi. Savaş Yarbay, suikastin CIA ve MOSSAD´ın katkılarıyla yapıldığını açıkladı.
AHMET ÖZAL´A SUÇLAMA
Savaş Yarbay´ın anlattığı diğer bir husus da şu. Ahmet Özal´a hemşehrisi olan Özel Harekâtçı Behçet Oktay aracılığıyla haber gönderildi. Oktay, Özal´a, 3-5 milyon dolar vermesi karşılığında babasının ölümüne dair bilgi verileceğini, aile içinden de birinin kullanıldığını söyledi. Ancak Ahmet Özal kabul etmedi. ´Babamız normal yollardan öldü´ dedi.
AHMET ÖZAL´DAN TEPKİ
Ahmet Özal ise bu iddialara sert tepki gösterdi: Bu adam bir çevrenin piyonu. Sahtekar ve yalancı. Manipülasyon yapmak için ortaya çıkarılmış bir zavallı. Türkiye babamın öldürüldüğünü görüyor, anlıyor. Babama suikast yaptıranlar, zehirlemeye çalışan odaklar boş durmuyor.
TANIK: KEMAL YAMAK VE ASLAN GÜNER PANİĞİ ÖNLEDİ
Adı Ergenekon dosyasında Selçuk olarak geçen gizli tanık, şu iddialarda da bulundu: Savaş Albay, Özal´ın kanının değiştirilmesi ve suikastin yapılmasında da yardımcı tim olarak yer almış. O dönem yaşanan paniği, Deniz Tabip Kemal Yamak, Aslan Güner gibi komutanlar önlemiş. Savaş Albay, tüm ilk yardım olanaklarını, Özal´ın ölmesi için saydığım isimlerin ayarlamış olduğunu söyledi.
SAÇ TELLERİ VE ´SAKİN OL´ TAVSİYESİ
Selçuk´un mahkemeye 14 Aralık 2012 tarihinde gönderdiği 4 sayfalık dilekçede ise şunları iddia ettiği ortaya çıktı: O dönem Savaş Albay´ın anlattığından emin olduğum diğer bir husus da; Özal´ın ölümünün ardından zehirlenme ortaya çıkmasın diye Semra Özal´a, zehirlenmeden önce Turgut Özal´dan temin edilen saç tellerinin verildiği. Zaman kazanmak için saç tellerini verebilirsin denilip riskin olmayacağını söylemiş, bu işin kendi kaderini de oluşturacak bir durum olduğu için sakin ve panik olmadan gelebilecek tüm sorulara soğukkanlılıkla cevap vermesi tavsiye edilerek Semra Özal ikna edilmiş.
ÖZAL İDDİANAMESİNDE O KELİME NİÇİN YOK?
Kafaları karıştıran bu iddiaya Ahmet Özal sert tepki gösterdi. Ancak iddiayı güçlendiren bazı ayrıntıların varlığı da dikkatleri çekiyor.
Bu şok iddiayı dikkat çekici kılan bir ayrıntı, Selçuk´un ifadesinin sadece bir kısmının Özal iddianamesine alınmış olması. 1 hafta önce 16 Nisan´da kabul edilen iddianamede, Özal´ın Ergenekon sanığı emekli tuğgeneral Levent Ersöz tarafından zehirletilerek öldürüldüğü iddiası yer alıyordu. Özal´ın zehirlenerek öldürüldüğüne dair iddia, iki tanığın ifadesine dayanıyordu. Ele geçen diğer delillerle de örtüştüğü belirtilen bu iddianın dayandığı iki kişiden biri, Ergenekon davasında ifade veren Gizli Tanık ´Selçuk´ idi. Özal iddianamesinin 14. sayfasında şu bölüm yer alıyor:
Turgut ÖZAL´ın ölümüyle ilgili de şu konuşmayı bizzat kendisinin Levent ERSÖZ´den duyduğunu, (Levent ERSÖZ´ün) Biz gerektiğinde Cumhurbaşkanlığı yapmış bir kişiyi de zehirletiriz, öldürtürüz dediğini..
Evet iddianamedeki bölüm aynen bu şekilde. Oysa bu ifadenin daha geniş olduğu, Özal iddianamesine alınmayan vahim bir ayrıntıyı içerdiği ortaya çıktı. Bu ifadenin aslı Ergenekon soruşturma ve davasında yer aldı. Jandarma istihbaratta 7 yıl süreyle haber elemanı olarak çalıştığını belirten Gizli Tanık Selçuk, Ergenekon savcılarına bir kaç kez ifade verdi. 18 Ekim 2012 tarihinde görülen Ergenekon davasının 248. duruşmasında ise mahkeme huzurunda ifadelerini doğruladı. Duruşmada, 6-7 kişinin bulunduğu ortamda Levent Ersöz, ´Biz çok güçlüyüz. Gerektiğinde bir cumhurbaşkanını bile karısına zehirletebiliriz´ dedi. Biz Savaş Yarbay, İrfan Yüzbaşı ile gittik. Onun yanında kendi elemanlarından da birkaç kişi vardı. Ersöz, ´Devlet her zaman 18 yaşındadır. Bizlere karşı yapılan herşey karşılığını bulur´ dedi. diye konuştu.
Görüldüğü gibi Selçuk´un ifadesinde yer alan ´karısına´ ibaresi Özal iddianamesine alınmamış. Bir tanığın ifadesinin bir kısmını iddianameye alıp çok kritik diğer kısmını almamak ise kafaları karıştırıyor ve çeşitli ihtimalleri akıllara getiriyor.
Acaba savcılığının bir ihmali mi söz konusu?.. Sanmıyoruz. İfadenin içindeki kritik bir kelimenin sehven alınmadığını düşünmüyoruz.
SEMRA ÖZAL ŞÜPHELİ Mİ?
Diğer ihtimal olarak, acaba Semra Özal soruşturmada şüpheli mi?.. Soruşturmanın halen sürdüğü ve savcılığın bazı isimlerin izini sürdüğü ortaya çıkmıştı. Bu isimlerden biri de Semra Özal olabilir mi?.. Son derece sarsıcı bu iddiayı sadece tek bir kelimenin iddianameye alınmamasından hareketle söylemiyoruz elbette. Asıl delil, Gizli Tanık Selçuk´un yukarıda yer verilen ayrıntılı ifadesi. İfadede Semra Özal´a açık suçlamalar var.
DDK RAPORU: SEMRA ÖZAL OTOPSİYE KARŞI ÇIKTI
Bu şok iddiayı dikkat çekici kılan bir başka kritik ayrıntı daha var. Cumhurbaşkanlığı DDK raporuna da yansıdığı gibi çok sayıda tanık ifadesine göre, Semra Özal, ölüm olayının hemen sonrasında eşine otopsi yapılmasına karşı çıkmış. Tamamını sitemizden okuyabileceğiniz Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu´na ait raporunun sonuç bölümünün 13. maddesi aynen şu satırları içermekte:
Bu açıklamalar neticesinde; ... gerek Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde gerekse GATA´da Merhum Turgut ÖZAL´ın naaşı üzerinde otopsi yapılması konusunun bir şekilde gündeme geldiği, ancak ailesinin (Sayın Semra Özal) istememesi gerekçe gösterilerek otopsi işleminin yapılmadığı kanaatine varılmıştır.
Dikkati çeken başka ayrıntılar da var. Semra Özal ile Ahmet Özal´ın ellerinde olduğunu iddia ettikleri saç tellerini uzun süre savcılığa vermedikleri konuyu takip edenlerin malumu. Yine Ahmet Özal´ın elinde olduğunu açıkladığı Turgut Özal´ın ses kasetlerini savcılığa vermediği de biliniyor. Savcılığın bu nedenlerle fethi kabir kararı aldığı da biliniyor. Savcılığın otopsi kararı alması, basına şu şekilde yansımıştı: Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın ölümü üzerindeki sis perdesini aralayacak saç kıllarını ve kasetleri ailesinin vermemesinin anıt mezarın açılması kararının alınmasına neden olduğu ortaya çıktı.
KORKUT ÖZAL: KATİLİN ADINI BİLİYORUM, SIR DİYE SÖYLEYEMEM
Semra Özal ile oğul Ahmet Özal, 19 yıl sonra yapılan fethi kabir, yani mezarın açılarak otopsi yapılması işlemine de karşı çıktılar. Küçük oğul Efe Özal´ın da aynı şekilde fethi kabir işlemine karşı çıktığı basına yansıdı. Tüm bu tuhaf ayrıntılara son olarak, abi Korkut Özal´ın Katilin ismini biliyorum ama sır diye söyleyemem demesi de eklenebilir.
Özal ailesinin ölümün aydınlatılması için hiçbir şey yapmadığı, yapılanları da engellemeye çalıştığı elbette iddia edilemez. Aile fertlerinin bazı çabaları ve açıklamaları oldu. Özal soruşturmasının oğul Ahmet Özal´ın açıklamaları üzerine 17 yıl sonra 2010´da açıldığını da hatırlatalım.
Yine Semra Özal´ın 30 Eylül 2010 tarihinde ANKA ajansınca yansıtılan açıklamaları da önemli. Eşi Turgut Özal´ın 1993 yılında ´zehirlenerek´ öldüğünü söyleyen Semra Özal, Zehirlendiğine dair ellerinde bulunan belgeleri yetkili kurumlara vermelerine rağmen bu belgelerin yok edildiğini söyledi. Semra Özal; Biz hala bu işin takipçisiyiz ancak ne yaparsak yapalım o belgeleri ortadan yok ediyorlar. Ama biz bu işin peşini bırakmayacağız ve bir gün hedefimize ulaşacağız. Oğlum milletvekili olduğu dönemde konuyu araştırmakla yükümlü meclis araştırma komisyonundan bu işi takip etmelerini istedi ancak hiçbir sonuç alınamadı şeklinde konuştu.
Ancak yukarıda saydığımız tuhaflıklar da açıklanmaya ve aydınlatılmaya muhtaç. Gizli tanığın iddiaları uydurmaysa diğer tüm iddiaları da öyle olmalı. Ergenekon davasında ifade veren tanığın anlattıklarının bir kısmının uydurma diğer kısmının kabul edilebilir diye nitelenmesi kabul edilemez. Önemli olan tanığın anlattıklarının belge ve bulgularla da desteklenmesi. Mahkemeler de hüküm verirken zaten bu noktaya dikkat ediyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(24 Nisan 2013, 11:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Özal´ın sırrını açıklayın artık
Yarbay Savaş´ın izi sürülüyor
Özal soruşturması genişliyor
Özal´ı Meclis de araştırmalı
Flaş!!! Özal iddianamesine kabul
Özal iddianamesinde arama yap
TURGUT ÖZAL SUİKASTİ VE ŞÜPHELİ ÖLÜMÜYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Tanık: Özal´ı Tushad zehirledi
TUSHAD ile ilgili manşetlerimiz
Zehirlenme örtbas mı edilecek?
Özal´ın zehirlendiği iddiası ve adli tıp incelemesi manşetlerimiz
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap