Özal soruşturmasıyla ilgili şok gelişme.. Soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla sorgulanan Ergenekon sanığı Levent Ersöz´e savcılık şok bir suçlama yöneltti: ´8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın zehirlenmek suretiyle öldürülmesi suçuna iştirak ettiğiniz sonucuna varılmıştır. Bu suçlama ile ilgili ifade veriniz.´
02.04.2013 19:12 Ankara Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, geçtiğimiz günlerde Özal´ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Ergenekon davasının sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz´ün ´şüpheli´ sıfatıyla ifadesini aldı. İfade İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderilen talimatla alındı. Talimat kapsamında Ankara´dan İstanbul´a sorular gönderildi.
EMEKLİ TUĞGENERAL ŞÜPHELİ
Aynı soruşturma kapsamında, Adli Tıp Kurumu rapor düzenleyerek ´ mevcut bilgi ve bulgular ile kesim ölüm sebebinin tespit edilememiştir demişti. Bu raporun evrakları arasında girdiği soruşturmayı sürdüren savcılık, şüpheli Ersöz´e sorulması için gönderdiği sorularda Özal´ın öldürüldüğünü belirtti. İfade tutanağında Soruşturma kapsamında ´Görevde bulunan Cumhurbaşkanına suikast ve Cumhurbaşkanını öldürmek´ suçlarından şüpheli olarak ifadenize başvurulmak için burada bulunmaktasınız denildi.
ORGANİZE ŞEKİLDE İŞLENEN CİNAYETE KURBAN GİTTİ
Cumhurbaşkanı´nın köşkte rahatsızlandığını, kendisine müdahale edecek doktorun bulunmadığının belirtildiği ifade tutanağında, Merhum Cumhurbaşkanının belirtilen tarihte Cumhurbaşkanlığı Köşkünde rahatsızlanarak vefat etmesi sürecindeki olaylar ve temel konularda ifadeler arasındaki çelişkiler gözetildiğinde merhum Cumhurbaşkanı´ nın organize bir şekilde işlenen cinayeti kurban gittiği yönünde kuvvetli şüpheler bulunmaktadır. ifadeleri yer aldı.
Malatya Zirve Yayınevi davasında ifade veren İlker Çınar isimli şahsın ´Özal´ın öldürüldüğüne´ ilişkin anlatımlarının da yer aldığı tutanakta, ölümün ardından otopsi yapılmadığı için günümüzde Özal´ın kesin ölüm nedeninin tespit edilemediği yönündeki Adli Tıp Raporu´na da atıf yapıldı.
ÖZAL´IN ZEHİRLENEREK ÖLDÜRÜLMESİ SUÇUNA İŞTİRAK
İfade tutanağında Ersöz´e, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ergenekon davasında hükümeti yıkmaya teşebbüs suçlamasıyla yargılandığı hatırlatılarak, İçerisinde faaliyet gösterdiğiniz yasadışı silahlı terör örgütünün faaliyeti kapsamında 17 Nisan 1993 tarihinde Türkiye´nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın zehirlenmek suretiyle öldürülmesi suçuna iştirak ettiğiniz sonucunu varılmıştır. Bu suçlama ile ilgili ifade veriniz? denildi. Şüpheli Levent Ersöz ise suçlamaları kabul etmedi. Yaklaşık üç saat süren ifade işlemi, Ersöz´ün tedavi gördüğü Çapa Tıp Fakültesi´nde gerçekleştirildi. (DHA)
LEVENT ERSÖZ: GEREKTİĞİNDE CUMHURBAŞKANINA KARISINI ZEHİRLETİRİZ
03.04.2013 11:26 Tuğgeneral Levent Ersöz Ergenekon davasında yargılanıyor. Onun Özal´ın ölümüyle bağlantısı, Ergenekon davasında ifade veren bir gizli tanık tarafından dile getirildi. Davanın 18 Ekim 2012 tarihinde görülen 248. duruşmasında Jandarma istihbaratta 7 yıl süreyle haber elemanı olarak çalıştığını belirten Gizli Tanık Selçuk ifade vermişti. Selçuk´un duruşmada, 6-7 kişinin bulunduğu ortamda Levent Ersöz, ´Biz çok güçlüyüz. Gerektiğinde bir cumhurbaşkanını bile karısına zehirletebiliriz´ dedi diye konuşması üzerine devreye giren duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Cumhurbaşkanını öldürdüler´ diye bir iddianız oldu şeklinde soru yöneltti. Bunun üzerine Gizli Tanık Selçuk, 2003 yılında Levent Ersöz´ün Ankara´da Ümitköy´deki albayların oturduğu Atabilge Sitesi´ndeki yerine gittiklerini anlatarak sözlerine şöyle devam etti: Biz Savaş Yarbay, İrfan Yüzbaşı ile gittik. Onun yanında kendi elemanlarından da birkaç kişi vardı. Ersöz, ´Devlet her zaman 18 yaşındadır. Bizlere karşı yapılan herşey karşılığını bulur´ dedi.
TANIK: ÖZAL´I TUSHAD ZEHİRLEDİ
Özal soruşturmasında savcılığın Ergenekon sanıkları Levent Ersöz ile Hurşit Tolon´a yönelttiği şok suçlama, adli tıp raporunda zehirlenmenin tespit edilemediği iddialarının da zayıflamasına yol açtı. Adli Tıp raporu kamuoyuna açıklanmış değil. Sadece savcılık rapora vakıf. Malatya katliamına yönelik verdiği ifadelerle ek iddianamenin hazırlanmasına yol açan bir gizli tanık, Malatya savcılığına 2012 Şubat ayında verdiği ek ifadesinde Özal´ın TSK içinde kurulmuş olan Ergenekon hücresi Tushad tarafından iki radyoaktif madde ile zehirlenerek öldürüldüğünü iddia etti. İfadesinde o maddelerin isimlerini de ayrıntılı şekilde verdi. Bu ifadeden aylar sonra yapılan Özal´ın otopsisinde o iki radyoaktif maddenin bulunduğu iddia edildi. Ancak adli tıp raporu açıklanmadığı için iddianın doğruluğu netleşmemiş, tartışmalar yaşanmıştı.
TANIK İLKER ÇINAR TEKRAR İFADE VERDİ
03.04.2013 13:04 Malatya TMK 10. Maddesiyle Görevli Cumhuriyet Savcılığı, Özal´ın mezarı açılmadan önce suikast olduğunu öne süren Zirve Yayınevi davası sanığı İlker Çınar´a otopsi işlemi sonrası bu iddialarını tekrar sordu. Çınar´ın 5 Şubat´ta verdiği ifadeler ´Özal, amerikyum-241 ile polonyum-210 verilerek öldürüldü´ şeklinde medyaya yansımıştı. 28 Aralık´ta tekrar ifadesi alınan Çınar, ayrıntılara da yer vererek iddialarını yineledi.
1993 yılında Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi (TUSHAD) tarafından Tarsus´ta görevlendirildiğini anlatan Çınar, Ankara´daki Güvercinlik Jandarma Okullar Komutanlığı´nda birebir eğitim almak için gittiği sırada Özal´a kalp krizi sonucu bir suikast yapıldığının görevliler tarafından kendisine söylendiğini öne sürdü. Özal´ın mezarı açılarak otopsi yapılmadan önce 5 Şubat 2012´de savcılığa verdiği ifadede benzer iddiaları dile getiren Çınar, otopsi işlemi sonrası verdiği bu ifadede ise ortaya çıkan verilerin kendisini teyit ettiğini savundu.
8. Cumhurbaşkanı Özal´ın ölümü hakkında İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporu okuduğunu belirten Çınar, Özal´ın aslında kalp krizi şeklinde olmayıp, kendisine verilen polonyum-210 radyoaktif maddenin etkisiyle oluşturulan kalp krizi sonucu yapılan bir suikast olduğunu, misyonerlik faaliyetleri kapsamında TUSHAD tarafından Tarsus ilçesinde görevlendirildikten sonra sonra, iki kez daha birebir eğitim almak amacıyla Ankara ili Güvercinlik Jandarma Okullar Komutanlığı´na gittiğimde TUSHAD görevlileri tarafından bizzat bana söylenmişti. Bu hususun bana söylenme tarihi 1994 veya 1995 yılıdır. Bu görüşme sırasında aynı zamanda Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis´in ölümünün normal bir kaza şeklinde olmayıp kaza süsü verilmek suretiyle bir suikast olduğu da anlatılmıştı. Özal´ın otopsi raporunda amerikyum-241´e rastlanılmaması, fiziksel ömrü 134 gün olan polonyum-210 maddesi hakkında bilgi edinilmesinin mümkün olmadığı, benim 5 Şubat´ta verdiğim beyanlarımı bir nevi teyit etmiştir. Daha önceki beyanlarımda kalp krizine yol açacak ´her Beyaz Kuvvetler mensubunun bildiği ve bulundurduğu´ bu maddelerin verildiğini, Özal´a verildiğini, eski Cumhurbaşkanı´nın bu ilaçlar nedeniyle kalp krizi sonucu vefat ettiğini, özellikle bu ilaçların verilmesinin nedeninin ise kanda yapılan kontrollerde tespitinin zor olduğunun bilinmesi olduğunu belirtmiştim. ifadelerini kullandı.
İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından Özal´ın naaşıyla ilgili otopsi raporunu okuduktan sonra polonyum-210 verildiğini anladığını anlatan Çınar, Bu rapordan sonra artık ben Özal´a verilen zehrin polonyum-210 olduğundan emin oldum. Bu bilgilerin bana söylenmesinin nedeni, neyin iyi neyin kötü olduğunu bilmem gerekmesinden dolayıdır. Bana bir nevi bilgilendirme yapılmıştı. dedi.
Kendisine ´Cumhurbaşkanı Özal´ın PKK terör örgütünü desteklediği, gerçekleştirmeyi düşündüğü Kürt açılımıyla Kürdistan´ın kurulmasına yardımcı olduğu, uyguladığı serbest piyasa ekonomisiyle Amerikan emperyalizmine hizmet ettiği, devletin üniter yapısı ve bekası için tehdit oluşturduğu için Özal´ın devlet için zararlı kişi kategorisine alındığı, bu nedenle Özal´a yönelik kalp krizi süsü verilmek suretiyle suikast yapıldığı´ anlatılmıştı. Ben o zamanlar TUSHAD´ı ülkenin üniter yapısını korumak amacıyla oluşturulmuş bir birim olarak gördüğüm için bunun doğru bir eylem olduğunu düşünmüş, herhangi bir sorgulama gereği duymamıştım. Bunları bana söyleyenler, suikast eyleminin kimin tarafından gerçekleştirildiği hususunda herhangi bir bilgi aktarmamıştı. Bu nedenle eylemin şüphelileri hakkında bilgi sahibi değilim. Bana bu bilgileri aktaran görevlileri sadece eğitim sırasında bir kez gördüğümden ve bu birimde açık kimlik gizlenmesinden dolayı bu kişilerin gerçek kimlikleri hakkında bilgi sahibi değilim. şeklinde konuştu. Çınar´ın ifadeleri sonrası önceki gün emekli Orgeneral Hurşit Tolon´un Ankara´da ifadesi alınmıştı.
SAVCILIK: ÖZAL´IN ZEHİRLENMESİ ERGENEKON FAALİYETİ
04.04.2013 14:43 Özal´ın ölümüne ilişkin soruşturmada detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Soruşturmayı yürüten Savcı Çetin, ihmaller zincirini ve soruşturma kapsamında ifadesi alınan şüphelileri tek tek sıraladı. Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın zehirlenmesinin ardından hastane süreci ve Köşk´teki ihmallerin de şüpheli ölümde organize bir cinayete işaret ettiğine dikkat çekildi. İhmallerin Ergenekon Terör Örgütü´nün (ETÖ) bir organizasyonu olduğu şüphesi taşıdığına dikkat çekildi.
Bugün gazetesinden Gökhan Özdağ´ın haberine göre; şüpheler, Ergenekon ve Zirve Yayınevi davaları kapsamında tutuklu bulunan Levent Ersöz ve Hurşit Tolon´a yöneltilen sorulara da yansıdı. Sanıklara sorulan sorularda Özal´ın ölümüne ilişkin kesin ifadeler kullanılması dikkat çekerken Cumhurbaşkanlığı Köşkü´nde sağlık konusundaki tedbirsizlik Ergenekon komplosu olarak ele alındı. Özal´ın vefatından önce 9 Şubat 1987´de by-pass, 5 Aralık 1987´de virektomi, 2 Mayıs 1992´de prostat ameliyatları geçirmiş olması nedeniyle sağlık durumunun hassas olduğuna dikkat çekildi. Savcılık, Köşk´te geçirmiş olduğu rahatsızlık sırasında, Özal´a müdahale edecek herhangi bir doktor bulunamamıştır. Ülkenin Cumhurbaşkanı içerisinde basit bir sedye dışında hiçbir donanımı olmayan 1967 model daha önceden Cevdet Sunay´a hibe edilen, ancak ceset taşınabilecek nitelikte olan, yanında müdahale edecek hiçbir doktor ve hemşire olmadan koruma ve başyaverinin bulunduğu araçla Hacettepe Üniversitesi Acil Polikliniği´ne nakledilmiştir ifadelerini kullandı.
Özal´a otopsi yapılmamış olmasının şüpheleri artırdığına dikkat çeken Savcı Çetin, tanık beyanları, dosyadaki bilgi ve belgeler, iki gizli tanık beyanı ile bu beyanların araştırılması sonucunda elde edilen diğer belgeler sonucunda olayın Ergenekon Terör Örgütü´nün bir faaliyeti olduğunu belirtti. Savcı Çetin şüpheliler Tolon ve Ersöz´e İstanbul CMK 250. Madde ile yetkili 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yargılanıyor olmanız birlikte değerlendirildiğinde, içerisinde faaliyet gösterdiğiniz yasadışı silahlı terör örgütünün faaliyeti kapsamında 17 Nisan 1993 tarihinde Türkiye´nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın zehirlenmek suretiyle öldürülmesi suçuna iştirak ettiğiniz sonucunu varılmıştır. Bu suçlama ile ilgili ifade veriniz? sorusunu da yöneltti. Şüpheliler Ersöz ve Tolon haklarındaki suçlamaları reddetti. (Bugün)
(02 Nisan 2013), son güncel.: (04 Nisan 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
TURGUT ÖZAL SUİKASTİ VE ŞÜPHELİ ÖLÜMÜYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Tanık: Özal´ı Tushad zehirledi
TUSHAD ile ilgili manşetlerimiz
Zehirlenme örtbas mı edilecek?
Özal´ın zehirlendiği iddiası ve adli tıp incelemesi manşetlerimiz
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Özel Harp Dairesi sayfamız
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap