2008 yılında başlayan Karargah Evleri soruşturması 5 yıldır sonuçlanmadı. Özel Harp Dairesi´ne yönelik 2009´da başlanan ve en gizli olduğu ileri sürülen kozmik soruşturmanın dahi bittiği ve önümüzdeki günlerde iddianamesinin yazılmaya başlanacağı öğrenilirken Karargah Evleri soruşturmasının bitmemesinin nedenleri merak ediliyor. Soruşturmanın çok derinlere uzanmakta olabileceğini, gecikmesinin de bu nedenden kaynaklanmış olabileceğini düşündüren bazı bulgular var.
29.03.2013 16:58 2008 yılında başlayan Karargah Evleri soruşturması 5 yıldır sonuçlanmadı. Bu soruşturmadan yaklaşık iki yıl sonra başlatılan Özel Harp Dairesi´ne yönelik kozmik soruşturmanın dahi bittiği ve önümüzdeki günlerde iddianamesinin yazılmaya başlanacağı öğrenilirken Karargah Evleri soruşturmasının hala sürmesinin nedenleri merak ediliyor.
ERGENEKON HÜCRELERİ
Geçtiğimiz günlerde mahkemeye sunulan Ergenekon mütalaasında, Ergenekon terör örgütünün çok az bir kısmının ortaya çıkarılabildiği, büyük kısmının gizliliğini korumayı başardığı vurgulanıyordu. Bunun nedeni olarak da, örgütün hücre şeklindeki yapılanmalardan oluşması, hücrelerin birbirini en üst yöneticiler hariç bilmemesi gösteriliyordu.
SES KAYDINDAKİ HÜCRE
Varlıklarını halen sürdürdüğü savcılarca açık şekilde belirtilen bu hücrelerden bazılarının varlığı delil ve bulgularla ortaya çıkmış bulunuyor. Sık sık haberleştirmeye çalıştığımız gibi, TSK içinde cuntasal faaliyetlerin hala sürdüğünü ispatlayan bir ses kaydı 31 Mayıs 2012 tarihinde yayınlandı. (1) Savcıların re´sen bir soruşturma başlatması beklenirken şaşırtıcı bir gelişme yaşandı. Ses kayıtlarının haber yapılması çıkarılan bir yasa ile yasaklandı. Hapis cezası getirildi. O ses kaydında, kullandığı ifadelerden hücre yöneticisi ya da yöneticilerinden olduğu anlaşılan EDOK Komutan vekili Korg. Tevfik Özkılıç bir başka suçlama ile 28 Şubat soruşturmasında tutuklandı. Halen cezaevinde bulunuyor. Bu hücre yapılanmasının Ergenekon´la alakası olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak bu yapılanmanın üzerine gidilmemesi ile Karargah Evleri soruşturmasının hala sürüyor olmasını bir arada düşününce iki hücrenin aynı ya da bağlantılı olabileceği de akla gelebilecek ihtimallerden.
TUSHAD HÜCRESİ
Bir diğer Ergenekon hücresinin, 1993 yılında TSK içinde Ergenekon sanığı Orgeneral Hurşit Tolon´un liderliğinde TUSHAD ismiyle kurulduğu, geçtiğimiz yıl kabul edilen Malatya Zirve ek iddianamesinde belgelerle gösterildi. Bu hücre yapılanmasında Özel Harp Dairesi (ÖHD) subaylarının görev aldığı belirtiliyor. İlginçtir ki, varlığı Genelkurmay tarafından yalanlanan bu hücrenin varlığını gösteren asıl belgeler ise, geçtiğimiz aylarda Genelkurmay´dan Ergenekon davasına gönderilen harddisklerden çıktı. (2)
KARARGAH EVLERİ HÜCRESİ
Bir başka Ergenekon hücresi olan Karargah Evleri´nin yine TSK içinde bir diğer Ergenekon sanığı İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek tarafından kurulduğu, Ergenekon iddianamelerinde delilleriyle gösterildi. Geçtiğimiz günlerde mahkemeye sunulan savcılık mütalaasında yapılanmanın varlığı ve Perinçek´le bağlantısı ayrıntılı delillerle gösterildi.
MİT´İN ÇİZDİĞİ KARARGAH EVLERİ ŞEMASI
Karargah Evleri yapılanması Ergenekon davasına konu olsa da, sadece yapılanmayı konu alan ayrı bir soruşturma var ve 5 yıldır sürüyor. Yapılanmayı ilk kez Ergenekon soruşturmasını başlatan Savcı Zekeriya Öz 2008´de ortaya çıkardı. Öz´ün devreye girmesi üzerine askeri savcılıkça bir soruşturma başlatıldı ancak örtbas edilmeye çalışıldı. Askeri savcı Öz tarafından sorgulandı ve tutuklandı. Soruşturma sivil savcılara devredildi.
Bu süreci mütalaanın 1741-1745 arası sayfalarından faydalanarak biraz detaylandıracak olursak; Ergenekon soruşturması kapsamında 21 Mart 2008 tarihinde İşçi Partisi Genel Merkezi´nde yapılan aramalarda, Karargah Evleri oluşumuyla ilgili olarak MİT tarafından hazırlanarak Genelkurmay Başkanlığı´na gönderildiği ileri sürülen Çok Gizli gizlilik dereceli İP/Karargah Evleri başlıklı bir belge ele geçirildi. Belgeye göre, Ergenekon davası sanıklarından Albay Cengiz Köylü Karargah Evleri oluşumunun askeri lideri. Yapılanma, sanıklar Hikmet Çiçek, Mehmet Bedri Gültekin ve Mehmet Bora Perinçek´in aralarında bulunduğu bir organizasyon tarafından idare ediliyor. Yapılanmada Havacı kesimin önemli bir unsur olduğu ifade ediliyor. Yapılanmanın Türkiyem Topluluğundan İlhan Yaşar Hacısalihoğlu, Alevi kesim, İşçi Partisi, Harp Akademisi ve Hava Harp Okulu birimleriyle ilişkilendirildiği belirtiliyor.
KARARGAH EVLERİ İŞTE BÖYLE ÖRTBAS EDİLMEK İSTENDİ
İşçi Partisi´ndeki aramalarda ele geçen belgelere göre, MİT bu yapılanmayı tespit edip çizdiği şema ile 2007 yılında Genelkurmay´a bildirmiş. Bu bilgiye ulaşan Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, Genelkurmay´a başvurarak yapılanmaya dair nasıl bir soruşturma yürütüldüğünü sordu. Genelkurmay ise konuyla ilgili bir soruşturmanın yeni başlatıldığını bildirdi. Diğer bir deyişle, 2007 yılında oluşumu MİT kanalıyla haber alan Genelkurmay, Savcı Öz´ün 2008´de devreye girmesi üzerine 1,5 yıl sonra askeri savcılıkça bir soruşturma başlatmak zorunda kalmış oldu. Ancak askeri savcılığın yürüttüğü soruşturma sürecinde de çok tuhaf bazı gelişmeler yaşandı. (3) İşçi Partisi´nin konu olduğu soruşturmaya İşçi Partili bilirkişi atadı. Soruşturmayı yürüten askeri savcıların birbirlerini aklamak için yaptıkları evrak sahtekarlığı yargıya konu oldu. Askeri savcı Zeki Üçok, ilerleyen süreçte şaşırtacak kadar çok sayıda başka dava ve soruşturmalara da konu oldu. (4) Örneğin Savcı Üçok, Karargah Evleri ile bağlantılı olarak Kayseri´de üç subayı hipnoz ve işkence ile sorgulamaktan dolayı yargılanıp ceza aldı.
ASKERLER DE ÜÇOK´UN KARARTMA YAPTIĞINI TESPİT ETTİ
Sivil savcıların ve basının olayın üzerine ısrarla gitmesi üzerine Üçok ile yardımcısı soruşturmadan alındı. İddialar üzerine ilerleyen süreçte bir soruşturma başlatan askeri savcılık, Zeki Üçok´un Karargah Evleri´ne yönelik soruşturma dosyasından 7 ses kaydı tutanağı ile 9 ses kaydını yok ettiğini tespit etti. Genelkurmay Askeri Savcısı Yarbay Yaşar Yüce tarafından hazırlanan iddianamede şok iddialar gündeme geldi. Üçok´un görevi kötüye kullanmak suçundan memuriyetten atılması istemiyle hazırlanan iddianamede, ´Karargah Evleri´ soruşturmasının nasıl örtbas edilmeye çalışıldığı da gözler önüne serildi. (5)
PLAN ÜSTÜNE PLAN
Askeri savcı Zeki Üçok´un hipnoz ile aldığı ifadelerle Karargah Evleri soruşturmasına karşı ´Işık Evleri´ adı verilen bir soruşturmayı başlatmaya çalıştığı ileri sürüldü. Bu noktada, aynı dönemde yaşanan ilginç bir gelişmeye daha dikkat çekmek istiyoruz. Kurmay Albay Dursun Çiçek´in ´kağıt parçası´ denilen o ıslak imzalı Komplo Belgesi´nde konuyla bağlantılı olabilecek satırlar var: (6)
Askeri suç kapsamında yapılacak FG cemaatine ait ´Işık Evleri´ baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda; silah, mühimmat, plan vb. materyal bulunması sağlanarak, FG grubu Silahlı Terör Örgütü Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü, (FSTÖ) kapsamına aldırılacak ve soruşturmalar askeri yargı kapsamında yürütülecektir.
Bu şekilde başlatılacak cemaat soruşturmalarıyla Ergenekon davasının karşısına aksi yönde davalar çıkartılması, ilerleyen süreçte de Ergenekon davasının çökertilmesi hedefleniyordu. (7) Planı yapma görevi, Genelkurmay´daki Özel Harp´çi subaylardan Psikolojik Destek Dairesi Başkanı Albay Dursun Çiçek´e verildi. Operasyon psikolojik harekat kapsamında planlandı.
Son derece derin olan plan, Kayseri´de ve daha geniş ölçekli olarak da Erzincan´da uygulamaya konuldu. Planın Erzincan´da uygulanmasıyla ilgili Ergenekon davasında ifade veren ve eski savcı olduğu öğrenilen bir tanık şok bilgiler, somut ve çarpıcı ayrıntılar verdi. (8)
SAVCI ZEKERİYA ÖZ ASKERİ SAVCI ÜÇOK´U TUTUKLATTI
Karargah Evleri soruşturmasını yürüten askeri savcı Zeki Üçok, ilerleyen süreçte Ergenekon savcısı Zekeriya Öz tarafından sorgulandı. Daha sonra da tutuklandı. Askerlerin yürüttüğü soruşturma da yasalarda yapılan değişiklikler sonrasında sivil savcılara devredildi. (9)
KARARGAH EVLERİ, 28 ŞUBAT´TAKİ MEZHEBİ YAPILANMA MI?
28 Şubat sürecinde Vakit gazetesinde yazdığımız bir yazıda bazı bulguların ışığında TSK içinde alevi mezhebine dayalı bir cunta yapılanmasının var olduğunu ileri sürmüştük. 5 Mart 1998 tarihli Vakit gazetesinde yeralan Bu aciliyet niye? başlıklı yazımız (10) bu konuyla ilgiliydi ve bir bölümü şu şekildeydi: Ordunun içinde alevi-sol kökenli ve şiddetli İslam karşıtı bir cuntasal faaliyet var mıydı?.. İddiaya göre, 80´li yıllardan beri devam eden ve ordu içinde stratejik konumları ele geçirerek örgütlenmeye çalışan ve bir darbe ile Suriye tipi bir azınlık iktidarını hedefleyen Atatürkçü maskeli alevi mezhepçi bir cuntasal yapılanma vardı. Bu iddia çeşitli kaynaklarca dile getirilmişti. Bu iddianın doğruluğunu kanıtlayabilecek gelişmeler var: ..
28 Ağustos 2012 tarihinde Star gazetesinde ilginç bir haber yer aldı. 15 Mart 1998´de aktardığımız iddia bu haberdeki belgeyle doğrulanmış oldu. Buna göre, yazıyı kaleme aldığımız tarihten 3 gün önce 12 Mart 1998 tarihinde Kurmay Yarbay Yavuz Yıldar tarafından Cumhurbaşkanı Demirel´e bir ihbar mektubu gönderilmişti. Yıldar, mektubunda bu cuntayı açık ve net şekilde haber veriyordu. (11) Bu belgeden habersiz olarak 3 gün sonra kaleme aldığımız yazımızda, Bu iddianın doğruluğunu kanıtlayabilecek gelişmeler var demiş demiş, dayandığımız bulguları sıralamıştık.
Bu bulgulardan biri, 28 Şubat sürecinde, 1997´de Kıbrıs´taki bir askeri tatbikatta Kara Kuvvetleri Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu´nun ölümden kılpayı kurtulmasıydı. Tatbikatı izleyenlerin bulunduğu çadırda Kıvrıkoğlu´nu sıyıran bir kurşun hemen arkasındaki Albay Vuray Berkay´ı öldürdü. İddialara göre, Cunta, Refahyol Hükümeti´ni devirmekte anlaşmış, ancak sonradan aralarında Atlantikçi-Ulusalcı kavgası başlamıştı. İddialara göre TSK içinde 80´li yıllardan beri sistemli şekilde alevi mezhebine dayanan, başını da Ege Ordu eski Komutanı Orgeneral Doğu Aktulga´nın çektiği Baas türü bir cunta örgütlenmesi yürütülüyordu. Kıvrıkoğlu işte Ergenekon´un sol kanadı olarak nitelenen bu mezhebi kesim tarafından bertaraf edilmek istenmişti. Suikast ile Çevik Bir´e Genelkurmay Başkanlığı yolunun açılması da hesaplanmıştı.
Ancak Kıbrıs´taki suikast başarısız oldu. İlerleyen süreçte Kıvrıkoğlu Genelkurmay Başkanlığına yükseldi. Çevik Bir ve en yakın silah arkadaşlarından Erol Özkasnak ile diğer alt kademe çalışma arkadaşları tasfiye görüntüsü altında emekli edildi. Bu gelişme, iddiayı güçlendiriyor.
Kıvrıkoğlu´na yönelik bu esrarengiz olay Ergenekon savcılarınca da incelemeye alındı. Bu kapsamda dile getirilen bir iddiaya göre, TSK içinde örgütlenmeye çalışan ´Karargah Evleri´ yapılanması bu mezhebi yapılanmanın kendisiydi ya da onunla bağlantılıydı. (11)
İki bulgu bu ihtimali güçlendiriyor. İlki, 28 Şubat sürecinde Perinçek´in TSK ile sıkı ilişki içerisinde olması ve darbeden yana aktif tutum alması. 28 Şubat sürecindeki aktif tutumuyla öne çıkan Perinçek, bu dönemde Cumhuriyet Devrimi Kanunları Uygulansın kampanyasını başlattı. Ordumuz tankları resmi geçit için almadı ve TSK, Cumhuriyet devriminin mevzilerine girmiştir gibi sözleriyle dikkat çekti. (12)
Diğeri, Susurluk kazasının arkasındaki derin güçlerin içinde onun da yer aldığı iddiası. 1996 sonunda meydana gelen Susurluk kazası ile Emniyet tarafından MİT´e alternatif olarak kurulan ülkücü kökenli istihbarat örgütünün tasfiye edildiği ileri sürülmüştü. (13)
Susurluk kazası, meydana gelmeden 1,5 ay önce Karargah Evleri´nin lideri Perinçek´in Aydınlık gazetesinde yayınladığı MİT raporu ile ilginç şekilde gündeme geldi. Bu kaza ile askerlerin denetimindeki MİT´e alternatif oluşumun, bir kısmının öldürülerek diğerlerinin ise gözdağı verilerek tasfiye edildiği de ileri sürüldü. MİT´in sivillerin denetimine geçmesi çabaları ilk olarak Başbakan Turgut Özal ile başlamıştı. Ancak Özal´ın MİT´in başına geçirdiği çok güvendiği istihbaratçı Hiram Abas 26 Eylül 1990 tarihinde çok profesyonel bir cinayetle öldürüldü. Bu olay, MİT´in sivilleştirilmesi çalışmasını sekteye uğradı. Tansu Çiller dönemindeki istihbaratı sivilleştirme çalışması da, 28 Şubat sürecinin başında meydana gelen Susurluk kazası ile sekteye uğramış oldu. Susurluk kazasını meydana getirenler ile MİT´in sivilleşmesine direnen odağın aynı olduğu, bu odak içinde Perinçek´in de rol aldığı söylenebilir.
SORUŞTURMA ÇOK DERİNLERE Mİ İNİYOR?
Karargah Evleri soruşturmasının çok derinlere uzanmakta olabileceğini, gecikmesinin de bu nedenden kaynaklanmış olabileceğini düşündüren bazı bulgular var. Geçtiğimiz yıllarda kamuoyuna yansıyan bir şok ses kaydı örnek olarak verilebilir. (14) Ses kaydı, Üsteğmen Fırat Ç. ile Yarbay Selami Selçuk Çakmaklı arasındaki telefon görüşmesiydi. İnsansız hava aracı Heron´a yakalanan PKK´lılar için ?Adamlarımız çok zayiat verdi. Ya Heron´u düşürün ya da kordinatlarını değiştirin? diyen Üsteğmen Fırat Ç.´ye Yarbay Çakmaklı, ?Çaresine bakarız? yanıtını veriyordu. Yarbay Çakmaklı´nın Karargah Evleri oluşumunda yer aldığı, askeri kesimin lideri Albay Cengiz Köylü´ye bağlı olarak çalıştığına mütalaanın 1743. sayfasında yer veriliyor. Çakmaklı´yla bağlantısı nedeniyle Üsteğmen Fırat Ç.nin de Karargah Evleri bünyesinde yer almış olabileceği anlaşılıyor.
PERİNÇEK´İN DERİNLİĞİ
Soruşturmanın derinlere gittiğinden bahsetmişken, Karargah Evleri´nin en tepesinde yer alan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek´in derinliğinden bahsetmemek olmaz. 28 Şubat sürecinin başında gerçekleşen Susurluk kazasının, meydana gelişinden 1,5 ay önce Perinçek´in Aydınlık gazetesinde yayınlanan MİT raporu ile önceden haber verildiğini yukarıdaki satırlarda ifade etmiştik. Örnekler çoğaltılabilir.
Birileri Perinçek´in sadece bir parti lideri ve bazı medya organlarının yöneticisi olduğunu, yaptıklarının da siyasi muhalefet olduğunu söyleyebilir. Kendisi de savunmasında, gerek kendisi gerekse grubunun geçmişten itibaren yasa dışı, şiddet içerikli hiçbir hiçbir faaliyeti bulunmadığını belirtebilir. Ama ortaya çıkan çok sayıdaki somut delil öyle demiyor.
Savcılar, Doğu Perinçek için Ergenekon mütalaasında Ergenekon yöneticisi suçlaması yönelttiler. Mütalaanın 1110. sayfasında bu belirtiliyor. Perinçek, diğer yöneticilerle birlikte Ergenekon örgütünün bütün eylemlerinden sorumlu tutuluyor.
Mütalaanın 1094. sayfasında Sanık Doğu Perinçek´in, Ergenekon terör örgütünün sivil açılımına geçişteki örgüt belgelerinin yazımına iştirak ettiği, ulusal gençlik birliği teşkilini sağladığı, TSK bünyesinde Karargah evleri adı altında örgütlendiği, 2003-2004 yıllarında planlanan ve uygulamaya konulan darbe çalışmaları kapsamında yürütülen faaliyetlere bizzat ve başında bulunduğu İşçi Partisi, kontrolünde olan Ulusal Kanal, Aydınlık Dergisi ve yayın organları ile UGB, TGB adındaki gençlik yapılanmalarını darbe çalışmalarında istihdam ettiği, böylece sanığın üzerine atılı cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek suçunu işlediği yapılan yargılama ve toplanan delillerden anlaşıldığından, Sanığın sübuta eren eylemine uyan TCK´nın 312/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5. Maddesi gereğince cezalandırılmasına deniliyor ve hakkında müebbet hapis cezası talep ediliyor.
Mütalaanın 1750-1774 sayfaları arasında ise onun suçluluğunu açıkça gösteren o çok sayıdaki somut deliller sıralanıyor. (15)
SUBAYLARIN EMEKLİ OLUNCA İŞÇİ PARTİSİNE KATILMASI
Mütalaanın 1758. sayfasındaki şu satırlar da ilginç: Her platformda PKK Terör Örgütü ile haklı mücadelelerini ve husumetlerini açıklayan bir kısım TSK mensuplarının emekli olur olmaz, sanık Hüseyin Vural Vural´ın bir mailinde de ifade ettiği gibi, insanlara izahı mümkün olmayacak şekilde PKK Terör Örgütü lideri Abdullah Öcalan tarafından kendisine çiçek verilen, PKK Terör Örgütü mensuplarını teftiş mahiyetinde fotoğrafları bulunan, kendisine bağlı yayın organlarında PKK Terör Örgütünün eylemlerini yüceltip Türk askerinin mücadelesini ağır bir şekilde eleştiren, PKK Terör Örgütünün propagandasını yapmış olmaktan hakkında mahkumiyet kararı verilen ve geçmişte Kıbrıs Barış Harekatını düzenleyen Türk ordusunu işgalci güç olarak niteleyen sanık Doğu Perinçek önderliğindeki siyasi partiye intisap edip, parti üst organları dahil değişik kademelerde görev almalarının, yine sanık Doğu Perinçek önderliğindeki siyasi partilerin geçmişten itibaren seçimlerde % 1-2´lik dilim üzerine çıkamayan oy oranına karşılık diğer siyasi partilerle kıyaslanamayacak bir oranda emekli üst düzey askerin bu partide siyaset yapmalarının hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı, bu durumun Ergenekon Terör Örgütü yöneticilerinden sanık Doğu Perinçek´in ordu içindeki örgütlenme faaliyetlerinin somut sonuçlarından birisi olduğu.. (15) (16)
CEM ERSEVER´İN ÖLDÜRÜLMESİNDEKİ ROLÜ
Perinçek´in ne kadar derin bir kişi olduğuna dair Ergenekon davasına yansımayan başka suçlama örnekleri de verilebilir. Örneğin JİTEM Binbaşı Cem Ersever´in öldürülmesinde onun adı da geçiyor. Şöyle ki, Ersever´in Veli Küçük´ün emriyle Ergenekon tarafından öldürüldüğü, öldürülmeden önce bildiklerini açıklaması için birilerince Aydınlık gazetesine yönlendirildiği, bu gazeteye itiraflarda bulunduktan sonra da infaz edildiği iddialar arasında yer alıyor. Bu iddiayı güçlendiren çok ilginç bulgular ortaya çıktı. (17)
BAŞSAVCI GÜNAYDIN CİNAYETİNDEKİ ROLÜ
Perinçek´in derinliğine dair ilginç bir başka örnek de, kendisine yönelik bir soruşturmayı yürüten DGM Başsavcısı Yaşar Günaydın´ın öldürülmesinde adının geçmesi. Başbakan Turgut Özal´a yönelik suikast girişiminin ardındaki güçlerin ortaya çıkmasını engellemek suçlamasıyla İstanbul DGM Başsavcısı Yaşar Günaydın tarafından Perinçek hakkında 1989´da soruşturma başlatıldı. Savcı Günaydın, Perinçek hakkında hükümetçe icra olunacak tahkikatı yanlış yola sevk etmeye yahut hükümetin araştırmalarına karşı faili gizlemeye yardım etme suçlaması yöneltti. Ve Başsavcı Günaydın, soruşturmanın başlamasından üç yıl sonra 6 Şubat 1992´de Eminönü´nde şoförü ve koruma polisiyle birlikte öldürüldü. Bu olayı DHKP-C (o zamanki adıyla Dev-Sol) üstlendi. Ergenekon´a taşeronluk yapmakla suçlanan ve çok ilginç bulgular nedeniyle ´Derin-Sol´ olarak da nitelendirilen bu örgüte eylemin birileri tarafından servis edildiğine dair belgeler Ergenekon iddianamelerine girdi. İddianamede Günaydın´a düzenlenen suikastla ilgili yakalanan Dev-Sol üyesi Yasemin Okuyucu´nun eylemin servis edildiği yönündeki ifadesine de yer verildi: Eylem bize hazır olarak geldi. Biz sadece, küçük detay çalışmaları yaptık. (18)
İşte bu kadar derin bir kişi olan Doğu Perinçek´in Karargah Evleri oluşumunun liderliğini yaptığı Ergenekon mütalaasında belirtiliyor. TSK içindeki bu oluşumun sadece asker üyelerden oluşmadığı sivillerle de bağlantılı olduğu belirtiliyor. Bu yapılanmanın tam olarak ortaya çıkarılabilmesi amacıyla Ergenekon savcılarınca ayrı bir soruşturma başlatıldı. 21 Mart 2013 tarihinde 5 yılı aşmış bulunuyor.
Bu soruşturmadan yaklaşık iki yıl sonra başlatılan Özel Harp Dairesi´ne yönelik kozmik soruşturmanın dahi bittiği ve önümüzdeki günlerde iddianamesinin yazılmaya başlanacağı öğrenilirken Karargah Evleri soruşturmasının hala sürmesinin nedenleri merak ediliyor.
Karargah Evleri soruşturması Özel Harp´e yönelik olandan daha mı kozmik?.. Yapılanmanın TSK içinde olması nedeniyle acaba savcıların ilgili bilgilere ulaşmaları, teknik ya da bürokratik nedenlerle engellerle mi karşılaşıyor?.. Bu yapılanma içinde yer alan subayların Heron ihaneti Türkiye´yi sarsmıştı. Kim bilir kaç askerimizin çatışmalarda ölmesine neden olan bu ihanet yapılanmasının tüm yönleriyle ortaya çıkarılmasının önemi açıktır. Giderek derinleşen iz sürme mi soruşturmayı uzatıyor?
Bu kadar derin bir yapılanmayı kısaca aktarmaya gayret ettiğimiz halde yazımız bu kadar uzadığına göre soruşturmanın uzaması da normal olabilir.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
1) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=4588
2) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5166
3) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=1945
4) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5008
5) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=3205
6) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=736
7) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5112
8) Kontrgerilla.com/mansetsec.asp?m_no=3343 3340 3334 3332 3328
9) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=3790
10) Kontrgerilla.com/basindaAH/19980315.asp
11) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=4480
12) Aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-14041-26-devir-devir-dogu-perincek.html
12) Aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-4820-34-sol-28-subatin-neresinde.html
13) Kontrgerilla.com/Susurluk.asp
14) Kontrgerilla.com/mansetsec.asp?m_no=2035 2004
15) Kontrgerilla.com/mutalaa_ergenekon.asp
15) Kontrgerilla.com/raporlar/ergenekon-mutalaa-2271sayfa.docx
16) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5003
17) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5152
18) Kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=4553
18) Yenisafak.com.tr/Gundem/?t=07.08.2008&c=1&i=133147
(29 Mart 2013, 16:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
TSK´da Perinçek yapılanması
TSK´da Karargah Evleri sessizliği
Özal suikastinde Perinçek´in izi sürülüyor
Üsteğmen: PKK vuruluyor, düşürün Heronu
Flaş!!! İşte Heron ihanetinin kayıtları
Heron ihaneti manşetlerimiz
PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten
Karargah Evleri´yle ilgili bilgiler.. Soruşturmanın askerlerce savsaklanması
İşte Karargah Evleri soruşturması böyle örtbas edildi
Karargah Evleri gibi diğer soruşturmaları da karartmak istediler
Asker de Suç Örtme Makinesini gördü
Savcılar suçu aydınlatır.. Ya kendileri de karışmışsa?..
Bazı savcılar suçu aydınlatır, bazıları karartır
Ergenekon mütalaasına ulaşmak ve arama yapmak için tıklayın
Ergenekon mütalaasını 2771 sayfa word (2010) olarak indir/oku (4,05 MB)
Flaş!!! Mütalaa: Ergenekon var
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap