Ergenekon soruşturmasında 2009´da tutuklanan Prof. Mehmet Haberal´ın 21 ay boyunca cezaevinde girmekten korunması amacıyla özel çaba harcanması ve sağlıklı olduğuna dair bir raporun da mahkemeden gizlenmesiyle ilgili açılan davada ilk duruşma görüldü. İddianamenin okunduğu duruşmada tutuksuz yargılanan sanık hekimler savunmalarını yaptı.
22.03.2013 18:56 Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal ile ilgili hazırlanan sağlık raporunun mahkemeden saklandığı iddiasıyla 4 profesör ve 1 hemşirenin de aralarında bulunduğu 8 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 15´inci Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşmaya 8 tutuksuz sanık da katıldı. 58 sayfalık iddianamenin okunmasının ardından sanıkların savunmasına geçildi.
SANIK CENGİZ ÇELİKER´İN SAVUNMASI
İlk olarak savunma yapan Prof. Dr. Cengiz Çeliker, terör örgütüne yardım etmekle suçlandığını bu suçlamanın onurunu kırdığını belirtti.Hipokrat yeminine sadık kalarak hastanın sağlığına ilişkin şeyler dışında hiçbir şey yapmadım diyen Çeliker, tedavinin etkili ve yeterli şekilde yapılabilmesi için Haberal´ın hastanede uzun süre tedavi edildiğini, Haberal´ın uzun süre hastanede yatması için herhangi bir ayrıcalık yapılmadığını ifade etti. Hayati risk taşıyan hastanın taburcu edildikten sonra hayatını kaybetmesi üzerine sorumlunun doktor olacağını belirten Çeliker, Sorumlu doktor hakkında ´bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten´ dava açılabilir. Hasta cezaevinde kaybedilirse etkili ve yeterli tedavi uygulamadan oraya gönderenler suçlanacaktı diye konuştu.
SANIK ERHAN KANSIZ´IN SAVUNMASI
Davanın sanıklarından İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü eski Müdürü Erhan Kansız da savunmasını yaptı ve suçlamaları reddetti. Kansız, Enstitü Müdürü olarak görev ve yetkilerinin hasta tedavisi ile ilgili olmadığını söyledi. Kansız, Mehmet Haberal´ın taburcu edilmesine ilişkin işlemlerinden, tedavisini yapan Prof. Dr. Vedat Sansoy sorumluydu. Bu göz ardı edilerek tarafıma haksız suçlama yapılıyor. Benim yapmam gereken, taburcu edilmesi gerektiğine ilişkin raporu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı´na bildirmekti. Raporu aynı gün Cuma günü savcılığa bildirdim dedi.
SANIKLAR HATİCE SEZER, ZERRİN YİĞİT VE NAZMİ GÜLTEKİN´İN SAVUNMALARI
Kansız´ın ardından sanıklar Prof. Dr. Hatice Sezer Karcıer, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Zerrin Yiğit ve Nazmi Gültekin ifade verdi. Bu üç sanık da hakkındaki suçlamaları reddetti.
Dava ileri bir tarihe ertelendi.
ERGENEKON´A YARDIM SUÇLAMASIYLA 15 YIL HAPİSLERİ İSTENİYOR
Özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülmeye başlanan dava 14 Haziran 2012 tarihinde açılmıştı. Savcı Bilal Bayraktar tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Prof. Dr. Erhan Kansız, Prof. Dr. Cengiz Çeliker, Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Prof. Dr. Hatice Sezer Karcier, Prof. Dr. Nazmi Gültekin, hemşire Songül Arı ve refakatçiler Muhammet Hüsrev ile Erkan Özhun hakkında 58 sayfalık iddianame hazırlanmıştı. İddianamede, sanıkların ´Ergenekon terör örgütüne yardım etmek´ suçundan 7,5 ile 15´er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
-Haberal´ın cezaevine girmemesi için hastanede tutulmasına çalışıldı-
Mehmet Haberal´ın gizlendiği belirtilen raporla ilgili davada sanık olan doktorların ifadelerinde, Haberal´ın hastalığı nedeniyle uzun süre hastanede kalmasının normal olmadığını söyledikleri ortaya çıktı. Sanıklardan Prof. Dr. Zerrin Yiğit´in, Haberal´ın cezaevine gönderilmesi halinde meydana gelebilecek ölüm durumunda sorumluluk taşımamak için uzun süre yattığını söylediği ortaya çıktı. İddianamede Haberal´ın hastanede kalması için doktorların özel çaba sarf ettikleri belirtildi.
Tanık olarak savcılıkça dinlenen doktor Cengizhan Türkoğlu, Kardiyoloji Enstitüsü´nde 28,5 yıldır görev yaptığını, hastanede yatarak tedavi gören tüm aritmi hastalarının kendisinin kontrolünden de geçtiğini söyledi. Doktorların büyük bir kısmının da bu konuda kendisine danıştıklarını ifade eden Türkoğlu, Mehmet Haberal da bir aritmi hastasıdır. 28,5 yıllık meslek hayatımda ritm bozukluğu olan bir hastanın yaklaşık 20 aylık bir süre ile hastanede yattığına şahit olmadım. ifadelerini kullandı.
İddianamede, şüpheli ve tanık beyanlarına göre, Haberal´ın yaklaşık 2 yıl süren yatarak tedavi sürecinin normal hastalar için uygulanmadığı, sanığa ayrıcalıklı davranılarak cezaevine gönderilmesinin engellendiği ve hastanede kalması için özel çaba sarf edildiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
HABERAL´I CEZAEVİNDEN KURTARMAK İÇİN PLAN ÜSTÜNE PLAN YAPILDI
Ergenekon soruşturmasının ilk dalgalarından birinde 17 Nisan 2009´da tutuklanan Mehmet Haberal, cezaevine götürüldüğü gece rahatsızlanarak İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü yoğun bakım servisinde tedavi altına alındı. 21 ay Kardiyoloji Enstitüsü´nde kalan Haberal´ın hastalığıyla ilgili tartışmalar başlayınca mahkeme kararıyla 11 Şubat 2011 tarihinde Halkalı´daki Mehmet Akif Ersoy Kalp Hastanesi´ne nakledildi. Burada yapılan tetkiklerde Haberal´ın cezaevinde kalmamasını gerektirecek ciddi bir sağlık sorununun olmadığı tespit edildi. Haberal, Silivri Cezaevi´ne gönderilirken, Enstitüye yapılan operasyonda ise 1 astsubay, 1 hemşire ve 2 refakatçi gözaltına alındı, iki doktor tutuklandı. Kardiyoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansız, Haberal´a verilen ?taburcu edilebilir´ raporunu sakladığı gerekçesiyle tutuklandı. Haberal´ın doktoru Cengiz Çeliker de ?Ergenekon silahlı terör örgütüne yardım ve yataklık? etmekten tutuklandı.
GÖRÜLMEMİŞ TAHLİYE İNADI
Ergenekon Terör Örgütü´nün hedeflediği askeri darbenin gerçekleşmesi durumunda ülkenin Başbakan ya da Cumhurbaşkanı adayı olarak adı geçen Ergenekon davasının tutuklu sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal, tahliye olmak için şimdiye kadar görülmemiş bir mücadele verdi. Yargı ve sağlık alanında örgütsel olduğu anlaşılan özel bir koruma ve kollama çemberine alındığı gözlendi. Yukarıda da belirtildiği gibi, cezaevine girmemek için kendisini hasta gösterdiği, İstanbul Üniversitesine bağlı Haseki Kardiyoloji Hastanesindeki Ergenekon örgüt uzantısı doktorlarca hasta gösterilmeye çalışıldığı savcılık soruşturmasıyla ortaya çıkarıldı, bazı doktorlar tutuklandı. Ergenekon davasında mahkemenin şüpheleri üzerine ortaya çıkarılan bu gelişme sonucunda Mehmet Haberal başka bir hastanede muayene edildi ve sağlıklı olduğu tespit edilerek cezaevine gönderildi.
Haseki hastanesinde ´her an ölebileceği ve sorumlusunun da hakimler olacağı´ iddiasıyla hasta gibi yatarken, gece geç saatlerde bayan ziyaretçi kabul ettiği, elde tespih odasında gayet neşeli volta attığı, internette bağlanıp film seyrettiği, dışarıdaki adamlarının kurduğu telsizli haberalma sistemi ile yapılacak polis ve savcılık baskınlarını haber aldığı ve derhal ağır hasta moduna geçtiği, bu durumu ispatlayan görüntü kayıtlarıyla ortaya çıkarıldı.
Haberal bu şekilde cezaevi yerine hastanede yatarken bir taraftan da kendisini tahliye etmeyen çeşitli mahkemelerdeki 9 hakim hakkında Yargıtay´da tazminat davası açtı ve skandal şekilde bu davaları kazandı. Yürüyen davalara Yargıtay´ın yeni bir içtihat ortaya koyarak müdahale etmesiyle, davaları anlamsızlaştırarak yerine Yargıtay´ın geçmesini getiren bu içtihat, hakimleri ve kamuoyunu şok etti. Haberal bununla da yetinmedi ve tazminata çarptırdığı hakimlerin davalardan çekilmesini istedi. Haberal´ın açtığı kapıdan diğer Ergenekon ve Balyoz tutukluları da geçerek aynı şekilde tazminat davaları açtılar ve hakimlerin kendi davalarından çekilmesini talep ettiler. Ergenekon ve Balyoz davalarının çökmesine kadar gidecek şekilde hukukta tam bir kaos durumuna girilirken, geçtiğimiz yıl yapılan referandumda anayasa değişikliklerinin halk tarafından kabul edilmesi, Yargıtay´ın bu skandal müdahalesini ve kaos durumunu son anda engelledi.
Haberal pes etmedi ve inanılmaz şekilde tahliye çabalarını inatla sürdürdü. Yeni tahliye başvurusunda bulunan Haberal, Meclisin gerçekleştirdiği yasa değişikliklerinin halk tarafından kabul edilmesini anlamazcasına, tazminat cezasına çarptırdığı hakimlerin tahliye başvurusuna bakmamasını, yerlerine başka hakimlerin getirilmesini istedi. Başvurunun aktarıldığı çok sayıdaki mahkeme bu başvuruları reddetti. Bu şekilde 13, 14, 9 ve 10. Ağır Ceza mahkemelerinden ret cevabı alan Haberal son olarak 11. Ağır Ceza´ya ´reddi hakim´ başvurusu yapmıştı. Avukatları, Haberal´ın kendisini tahliye edecek olanları buluncaya kadar hakim seçmeye devam etmekte kararlı olduğunu açıklamıştı. Bu çabaları da sonuçsuz kalan Haberal, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´ne (AİHM) başvurdu. Ancak AİHM de Haberal´ın başvurusunu reddetti. Haberal son olarak, devletin AİHM´e sahte belge gönderdiğini CHP lideri Kılıçdaroğlu aracılığıyla iddia etti. Ancak bu iddianın da doğru olmadığı ortaya çıktı.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(22 Mart 2013, 18:56)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
HABERAL VE ONUN YARGI İLE SAĞLIKTA KOLLANMASI MANŞETLERİMİZ
Haberal iddianamesi kabul edildi
Hastaneden çıkınca iyileşen ikinci hasta Haberal
Ve Haberal 2 yıl sonra Cezaevi´nde
Flaş!!! Haberal´ın doktoru tutuklandı
Jandarma Haberal´ı savcılardan koruyor
Haberal´ın odasında arama
Baskınları telsizle ´haberal´ıyor
Flaş!!! Haberal´ın doktoru tutuklandı
Hani kıpırdarsa ölürdü?.. Haberal yalanı açığa çıktı
Doktorlardan panik-tehdit: Haberal Adli Tıp´a gidemez, yoksa..
Panik-tehdit korkutmadı: Mahkeme Haberal sevkinde ısrarlı
Harekette ölüm riski var, tehdit ve bayan ziyaretçide değil
Mahkemenin Haberal şüphesi hastaneyi panikletti
İşte 1 yıl mahkemeden gizlenen ´Haberal sağlıklı´ raporu
Flaş!!! 3. Haberal raporu da mahkemeden gizlenmiş
Sağlıkta kontrgerilla örgütlenmesi
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara