Terörle mücadelenin en başarısız olduğu dönem, İlker Başbuğ´un dönemiydi. Niye? Çünkü ordumuz sadece siyasetle ilgileniyordu. En başarılı olduğu dönem ise geçen yaz.. Şemdinli kırsalında.. Cephede geceleyen komutanlarla.. Başbuğ, asli vazifesi olan bu şekilde terörle mücadele yerine Oruç Reis Firkateynine çıkarak Ergenekon mahkemesine ve hükümete tehditler savurdu.. Devletin adeta çivisi çıktı.. Ergenekon davasında hakkında müebbet hapis talep edilen Başbuğ, mütalaaya ve oradaki iddialara sert tepki gösteriyor sık sık açıklama yapıyor. Zaman yazarı Mümtazer Türköne, yazısında Ergenekon davasında müebbet hapis talep edilen İlker Başbuğ´un genelkurmay başkanlığı dönemiyle bugünkü dönemi karşılaştırıyor. Aradaki büyük farka dikkat çekiyor. Sık sık açıklama yapan Başbuğ´un bu suçlamaya da cevap verip vermeyeceği merak ediliyor.
21.03.2013 11:10 Mümtazer Türköne (Zaman): Ergenekon´u mahkum etmek, PKK´yı dize getirmek.. Unutulmaz sahnelerden biriydi. Tarih: 17 Aralık 2009. Yer: Oruç Reis Firkateyni. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, kuvvet komutanlarının oluşturduğu fonun önünde basın toplantısı yapıyor.
Hem yer, hem arkadaki kadro peş peşe sıralanan tehditlerin etkisini artırmak için. Siyasetçilere, akademisyenlere ve medya mensuplarına sesleniyor. Askerî tabirle fırça çekiyor: ?Bulunduğunuz yer doğru değil?; arkasından tehdit ediyor: ?TSK artık sessiz kalamaz.? O ürkütücü görüntünün önünde savcılara ve hâkimlere hangi ihbarları ciddiye alabileceklerini, hangi belgeleri delil kabul edeceklerini öğretiyor. Savaş gemisinin güvertesinden yargıyı ?kurumlar arası çatışma çıkar? diye alenen baskı altına alıyor. Söz konusu olan da sonradan gerçek olduğu kanıtlanan ıslak imzalı belge. Kısaca komutan, herkese tepeden tırnağa ayar çekiyor, haddini bildiriyor. Başbuğ´un eline bir LAW silahı alıp, ?bu silah değil borudur? dediği günlerden bahsediyorum.
Devletin çivisi çıkmıştı. Bu ülkenin vatandaşı olarak o itici ve ürkütücü sahnede rol alan asık suratlı komutanlardan utanç duymuştum. Halkın dişinden tırnağından alınan vergilerin vücuda getirdiği bir savaş gemisi, yargıyı, aydınları, siyasetçileri ve medya mensuplarını azarlamak için seferber ediliyor. Bu ülkeye, bu millete ne büyük haksızlık! Ne ayıp!
Ergenekon davası, işinin ehli yargıçlar eliyle görülüyor. Bir hata, bir eksik varsa düzelir. Ben vicdanların verdiği hükümden bahsediyorum. Türkiye bu kaba, bu zorba ve küstah komuta heyetini hak etmemişti. Bu yüzden savcının mütalaasına hiç kimse şaşırmadı. Yine de biz, konuya geçmişte kaçırdığımız bugün yine önümüzde duran fırsatlar penceresinden bakalım.
Terörle mücadelenin en başarısız olduğu dönem, İlker Başbuğ´un dönemiydi. Niye? Çünkü ordumuz sadece siyasetle ilgileniyordu. Ya en başarılı olduğu dönem? Geçen yaz Şemdinli kırsalında ordumuzun, PKK´nın varını yoğunu dökerek giriştiği iddialı saldırılar karşısında gösterdiği olağanüstü başarı ile mukayese edin. Daha önemli bir faktör var. Ordunun başında ?kurumlar arası çatışma? tehdidinde bulunan bir komutan olmayınca, devlet bütün imkânlarını ve gücünü etkili bir şekilde seferber edebiliyor ve siyaset devreye girebiliyor.
İçinde bulunduğumuz müzakere sürecine bir de bu gözle bakmayı deneyin. Süreci eleştirenler, itirazlarını saklı tutarak şu soruya cevap verebilir mi: Genelkurmay Başkanı´nın savaş gemisi güvertesinden herkese fırça attığı, ayar çektiği hengâmede devletimiz böyle bir süreci yönetebilir miydi? Askeriyle, siviliyle MGK´da konuşulmuş ve karara bağlanmış bir çözüm inisiyatifi geliştirilebilir miydi? Askerin siyaset merakı yüzünden neler kaybettiğimizi, ne fırsatları kaçırdığımızı şimdi anlıyor musunuz?
Ergenekon örgütü, kontrgerilla taktiklerini siyasete müdahale aracı olarak kullanan ve yönetimi ele geçirecek şartları olgunlaştırmak için terör eylemleri planlayıp icra eden bir örgüt. Mütalaada çok sayıda örnek var. Mevzu siyaset olunca gerisi teferruat olduğu için, Türkiye sorunlarının içinden çıkamadı, batağa saplanıp kaldı. Beyefendiler için Kürt sorunu, ülkeyi ölecek bir tehdit değil, iktidarı ele geçirmek için bir araçtı. Bugün bu sorunu çözecek hale gelmemizde, savaş gemisi güvertelerinden savcıları ve yargıçları tehdit eden generallerin şimdi savcının verdiği mütalaayı cezaevinde hatmetmekle meşgul olmasının hiç mi payı yok?
MHP lideri Bahçeli´nin grup konuşmasında aynı minvalde peş peşe sıraladığı sloganlardan en temsil edici olanı kafiyesi de kuvvetli olan ?Kurtar PKK´yı, mahkum et TSK´yı? sözüydü. Yargı TSK´yı değil, darbecileri ve suçluları yargılıyor. Tersine, PKK´ya diz çöktürüp uzlaşmaya ikna eden, darbecilerden arınmış TSK idi. Görüyorsunuz, darbeciler için bugünkü gelişmeler bile eskisi gibi rahatlıkla sömürülüyor. (Mümtazer Türköne / Zaman)
(21 Mart 2013, 11:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Başbuğ´dan korkunç bir tehdit
Flaş!!! Mütalaa: Ergenekon var
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
İşte kanıtlarıyla Ergenekon´un ardındaki asıl beyin: Özel Harp Dairesi ya da kontrgerilla
Ergenekon ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve benzer davalarda delil tartışmaları
Ergenekon sürecinde ele geçenler ile sağda solda terkedilmiş bulunan silah ve mühimmatlar
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap