2007´de Malatya´da Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesine ilişkin davaya 61. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada sanık savunmalarına devam edildi. Duruşma sonunda ara kararlar alınması bekleniyor.
08.03.2013 15:18 Malatya´daki Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davaya 61. duruşma ile devam ediliyor. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki Duruşmaya; olayın tutuklu sanıkları Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Cuma Özdemir ile birlikte olayın azmettirme ve terör örgütü boyutunun tutuklu sanıkları Varol Bülent Aral, Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adil Akçay, İnönü Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Adem Gedik ve Hüseyin Yelki katıldı. Sanıklardan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise Malatya´daki duruşmalara katılmıyor.
SANIK ADEM GEDİK´İN SAVUNMASI
Tutuklu sanık Uzman Çavuş Adem Gedik, yaptığı savunmada, dava dosyasına son olarak giren harddisk ile ilgisinin bulunmadığını ve detaylarını ise bilmediğini söyledi. Sanık Adem Gedik, İlker Çınar´ın bazı iddialarına bu aşamada cevap vermeyeceğini belirterek, ?TUSHAD üyesi olmakla suçlanıyorum. 15 yıllık uzman çavuşum. Astsubaylık sınavını Jandarma Genel Komutanlığı yapıyor. Ben bu sınavı 3 kez çok isteyerek ve çalışarak girmeme karşın kazanamadım. Örgüt üyesiyim, her şeyi yapıyorum, herkese ulaşabiliyorum. Peki niye astsubay olamadım? Bir kez bile orduevine giremedim. Nasıl her kapı bana açık, her istediğimi yapabiliyor muşum? TUSHAD üyesiyim ama hiçbir kapı bana açılmıyor. Benim görmüş olduğum bir kursla ilgili iddia var. Bu iddiaya da bu aşamada cevap vermeyeceğim. Ben herhangi bir illegal örgütün üyesi değilim. Üye olmak için bir nedenim de yoktur. İddianameyi okuyorum, ´Bu ben miyim?´ diyorum.? dedi.
Mesleğine ilk başladığında kendisine verilen bir görevi yerine getiremediği için oda hapsine tabi tutulduğunu savunan Gedik, Şimdi de amirimin emrini yerine getirip, bir haber elamanını alıp getirdiğim ve söylediklerini not ettiğim için buradayım. Tutuksuz yargılandığım dönemde delil karartma, suçlulara ulaşma gibi bir durumum olmadı. Hiçbir duruşmayı kaçırmadım. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum dedi.
SANIK MURAT GÖKTÜRK´ÜN SAVUNMASI
Tutuklu sanık astsubay Murat Göktürk ise yaptığı savunmada, dosyaya son olarak eklenen harddisk ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını belirtti. Harddiskten çıkan ve ´Murat´ olarak yazılan bazı dosyaların kendisine aitmiş gibi gösterildiğini belirten sanık Göktürk, böyle bir kanaate varılmasını anlayamadığını belirterek harddiskte misyonerlikle ilgili bir tezin kendisine aitmiş gibi gösterildiğini ancak bu tez yazısının Arguvan´da bölük komutanı olarak görev yaparken 2 yıl önce Güneydoğu´da şehit düşen komutana ait olduğunu belirtti. Kendisinin Malatya´dan 2008 yılında ayrıldığını ancak bu tarihten sonra oluşturulan bazı dosyaların kendisine aitmiş gibi gösterildiğini aktaran Göktürk, gerekli araştırma yapılması durumunda bu gerçeğin ortaya çıkabileceğini söyledi.
Sanık astsubay Murat Göktürk, ?12 yaşında oğlum var. Telefonda bana, ´Baba sen terörist misin?´ diye soruyor. Göktürk, hiçbir illegal yapının içinde bulunmadığını, kimseyi azmettirmediğini savundu. 2 yıldır tutuklu olduğunu anımsatan Göktürk, Kimsenin bizi bu duruma sokmaya hakkı yoktur. 20 yıllık askerim, bir evim bile yoktur. Kızım rahatsız. Aile parçalanması durumuna girmiş durumdayım. Ailemin, kızımın bana ihtiyacı var. Kızımız hayattan kopmak üzere. Tutuksuz yargılanmak istiyorum şeklinde konuştu.
SANIK LEVENT ERCAN GELEGEN´İN SAVUNMASI
Savunma yapan Mersin Kayra Yayıncılığın eski personeli tutuklu sanık Levent Ercan Gelegen, kendisinin hiç kimseye belge vermediğini belirterek, ?İlker Çınar ifadesinde 2002 yılında kendisine gelen bir e-maile açıklık getirirken, o e-mailin Hristiyanlığa yönelik televizyon kanalı ile alakalı olduğunu söylemiş. Oysa o tarihte Hristiyanlıkla ilgili bir televizyon yoktur. Kurulan televizyon için de parayı Amerika´dan aktardılar? dedi.
Kayra Yayınevi´nde çalışmaya başlamadan önce Hristiyan olduğunu belirten Gelegen, Ermenileri ve Süryanileri Protestanlaştırmak için uğraşıyorduk. Ermeni Kiliselerinin içinden çok fazla adam çalındı ve satıldı ifadelerini kullandı.
Kayra Yayıncılıkta çalışırken yaptıkları bazı misyonerlik çalışmaları hakkında da bilgi aktaran Levent Ercan Gelegen, ağırlıklı olarak azınlıklara yönelik misyonerlik yapıldığını vurgulayarak, ?Türkleri Hrıstiyanlaştıramadığımız için Ermeni Kiliseleri içinden çok sayıda Ermeni çalınarak Protestan yapıldı. Bundan dolayı da para verildi. Para verme meselesi doğrudur? diye konuştu.
Gelegen, Malatya Kilisesi´nde çalıştığı dönemlerde Malatya´daki Ermenilerin ibadethaneleri olmadığı için kentteki Ermenilere ulaşarak ibadethane yapılması için çalıştıklarını ileri sürerek, Malatya´da bir fişleme çalışması yapıldı. Fişleyenler de fişlenenlerin kendisiydi. Ermeniler, kentteki Ermeni vatandaşları bulmaya çalıştı. Ancak proje rafa kaldırıldı. Bu dönemde yapılan listeler Kayra Yayınevi´ndeki bilgisayarlarda kayıtlıydı iddialarında bulundu.
Zirve Yayınevi cinayetleri olduğu gün polisin buradan aldığı bilgisayarlardan birinin Mersin´deki Kayra Yayınevi merkezinde kullanılan ve sonra buraya gönderilen bilgisayarlardan olduğunu ileri süren Gelegen, pek çok belgenin bu bilgisayarın içinden çıkabileceğini söyledi.
Dosyadaki belgelerde sahtekarlık yapıldığını iddia eden Levent Ercan Gelegen, flash bellekte çıkan 2004 tarihli bir belgenin, hard diskte 2008 tarihli olarak düzenlendiğini iddia etti.
Tanık ve sanık İlker Çınar´ın beyanlarının doğru olmadığını iddia eden Gelegen, mahkemeye haber elemanı oldukları iddiasıyla bazı isimler vererek, bu isimlerin ajan ve haber elemanı olma ihtimali bulunduğunu, bunların delil karartmaya yönelik faaliyet içinde bulunabileceğini ileri sürdü. Gelegen, bunların bazılarının halen dışarda dezenformasyon faaliyetleri içinde olduğunu, davayı dışardan etkilemeye çalıştığını ve şüpheli olarak davaya dahil edilmeleri gerektiğini savundu, verdiği isimlerin tespit edilmesini talep etti.
Sanık Levent Ercan Gelegen, kendisine, ?Neden Malatya ve Mersin Emniyeti ile çalışmadın?? sorusunun yöneltilmediğini, Malatya´da ev tuttuğu yönündeki iddiaya karşı bu iddianın savcılık soruşturmasında araştırılmadığını ve görevin suistimal edildiğini ileri sürdü.
Nefret dolu bir soruşturma yürütüldüğünü iddia eden Gelegen, iddianameyi hazırlayan savcının da görevini yerine getirmeyip bazı iddiaları araştırmadığını öne sürdü.
Sanık Gelegen, kendisini Binbaşı Haydar Yeşil´e verdiği iddia edilen belge tarihinde, o sürede 75 günlük ceza nedeniyle Tarsus´da cezaevinde bulunduğunu ancak bu durumun savcılık tarafından soruşturma aşamasında araştırılmadığını belirterek, ?Ben cezaevinden çıkıp belge vermedim. Eğer vermişsem o tarihteki cezaevinin içinde ve dışında görev yapan herkes suçludur? ifadelerini kullandı.
Levent Ercan Gelegen, TUSHAD´ın TUFHAD´a döndüğünü ve bunun anlamının Türkiye Ulusal Fanteziler Hareket Dairesi olduğunu ifade ederek soruşturmanın fantezilere göre hazırlandığını iddia etti. Sanık Gelegen, iddianamedeki haber elamanı durumu için de, ?Tüp bebek yöntemi ile haber elemanı türetilmiş? şeklinde konuştu.
SANIK YELKİ TÜBERKÜLOZ HASTASI
Tutuklu sanık Hüseyin Yelki´nin avukatı Şahin Tezcan, müvekkilinin tüberküloz rahatsızlığı bulunduğunu, bu nedenle serbest bırakılmasını istediklerini belirtti.
Cinayetlerin azmettiricisi olarak davada yargılanan Varol Bülent Aral, duruşmada söz alarak kendisi hakkında iddia edilen suçlamaları kabul etmeyip beraatını istedi. Aral, davada tanıkların ifadelerine dayanılarak suçlandığını ileri sürerek dava süreci ile ilgili taraflı haber yapıldığını iddia etti. Zirve Yayınevi Davasına yayın yasağı getirilmesini talep eden Aral, daha sonra duruşmayı takip eden gazetecilere dönerek, Basından hesap sorulacak. Bütün hepsinin tek tek hesabını soracağım diyerek tehditler savurdu. Aral, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa´nın uyarısıyla sözlü tehdidine son verdi, ancak bu kez 2 gazeteciye dönüp el işareti ile boğaz kesme ve silah hareketi yaparak ölüm tehdidinde bulundu. Gazetecilerin dışında müdahil avukatlara da tehdit savuran Aral, avukat Erdal Doğan´ı göstererek Biri onu sustursun. Ben derin devlet olsam kafasına sıkarım diyerek tehditlerine devam etti.
Mahkeme duruşmaya ara verdi.
ARA KARARLAR
Duruşma sona erdi. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Ruhi Abat´ın jandarma haber elemanı olarak çalışıp çalışmadığının sorulması için Malatya İl Jandarma Alay Komutanlığı´na yazı yazılmasına hükmetti.
Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddeyle yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili´nin Özel Harp Dairesi (ÖHD)/Özel Kuvvetler Komutanlığı´na bağlı kozmik odada yapmış olduğu arama ve araştırma sonucunda elde ettiği bilgi ve belgelerin mahkemeye gönderilmesi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na yazı yazılmasını kararlaştıran mahkeme, ayrıca MİT Müsteşarlığı´ndan TUSHAD adlı yapılanmayla ilgili kendi kurumlarındaki mevcut bilgilerin mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesine karar verdi.
Mahkeme, tutuklu sanık Ruhi Abat´ın çapraz sorgusunda çalıştığını belirttiği İnönü Üniversitesi Strateji Araştırma Merkezi´nin ne zaman, hangi amaçla kurulduğu, hangi çalışma yöntemlerini kullandığı, ne tür çalışmalar yürüttüğünü, faaliyetinin devam edip etmediğinin sorulmasını kararlaştırdı.
Mahkeme, jandarma tarafından usulsüz dinlendiği tespit edilen ve suikast sonucu öldürülmesi planlandığı iddia edilen Behnan Konutgan´ın da müdahillik talebini kabul ederken, sanık Varol Bülent Aral´ın yayın yasağı talebini reddetti.
Aral, tarafından duruşmada tehdit edilen gazeteciler duruşma sonrası savcılığa dilekçe vererek suç duyurusunda bulundu.
Duruşma, 1 Nisan 2013 tarihine ertelendi.
(08 Mart 2013, 15:18)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Zirve tanığı yeniden ifade verdi
Çınar´dan mahkemede şok iddialar
Zirve´yi başlatan papazdan şok itiraflar
Zirve derinleşiyor: Yeni deliller
Zirve davaları birleştirildi
İşte 761 sayfalık ek iddianamesi
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Dink ve Zirve aynı ekibin işi
Ergenekon ve Balyoz, Malatya´da ´zirve´ yapmış
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir
JİTEM´in varlığını ispatlayan resmi belgeler
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap