2007´de Malatya´da Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesine ilişkin davaya 60. duruşma ile devam edildi. Davada tutuklu sanık Bülent Aral savunma yaptı. Duruşmada mağdur avukatları, mahkemenin Genelkurmay ve MİT´den TUSHAD ile ilgili belge ve bilgileri istemesini talep etti.
07.03.2013 20:59 Malatya´daki Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davaya 60. duruşma ile devam edildi.
Ek iddianamede olayın bir numaralı şüphelisi olarak gösterilen ve daha sonra tutuklama kararı verilen emekli orgeneral Hurşit Tolon´un, Ergenekon davasından dolayı Silivri Cezaevi´nde tutuklu olduğu için katılamadığı duruşmaya Malatya Eski Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, Astsubay Abdullah Atılgan, Uzman Çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Adem Gedik ve Hüseyin Yelki ile ilk iddianamede tutuklu bulunan Emre Günaydın ve Varol Bülent Aral katıldı. Olayın ilk tutuklu sanıklarından Salih Gürler, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Cuma Özdemir ise cezaevinde görüş günü olması nedeniyle bugünkü duruşmaya gelmedi.
Sanık ve müdahil avukatlarının yanı sıra öldürülen Alman Tilman Geske´nin eşi Suzanna Geske de duruşmaya katıldı.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, Diyarbakır Protestan Kilisesi Pastörü Ahmet Güvener´in Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi´nde talimatla, tanık ve müşteki sıfatıyla ifadesinin alındığını belirtti. Kısa, Güvener´in davada yargılanan asker kökenli kişilerin kendisini yasa dışı dinlediğini iddia ederek, bu kişilerden şikayetçi olduğunu aktardı.
SANIK VAROL BÜLENT ARAL´IN SAVUNMASI
Daha sonra tutuklu sanık Varol Bülent Aral´ın savunmasına geçildi. Aral, savunmasında tutuklu sanık Emre Günaydın´la ilgili konuşacağını ancak onun duruşmada olmadığını söyledi. Mahkeme Başkanı Kısa, jandarma görevlilerinden Emre Günaydın´ın getirilmesini istedi. Günaydın, yaklaşık yarım saat sonra duruşma salonuna getirildi.
Aral, savunmasında Ergenekon, Zirve gibi soruşturmaların basın üzerinden yürütülen algısal bir operasyon olduğunu ileri sürerek JİTEM ve TUSHAD gibi kuruluşların gerçekten var olduğunu savundu.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa´nın Emekli komutanlar JİTEM´i duymadık diyorlar. Sen neye dayanarak var diyorsun demesi üzerine Varol Bülent Aral, Genelkurmay Başkanlığı ve Arif Doğan´ın mahkemelere gönderdiği bilgiler ve açıklamalarına dayanarak bu ifadeyi kullandığını belirtti. DHKP-C için bir eylemde gözaltına alındığını kabul ederek Ankara´da 2008 yılında eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk´e saldırı hazırlığı esnada bombanın patlaması sonucu ölen DHKP-C´li Akkurt´un kendisinin yakın arkadaşı olduğunu belirtti.
Savunmasında, adli sicilinin kabarık olduğunu ifade eden Aral, bu duruma göre bir değerlendirilme yapılmaması gerektiğini belirterek aslen Tunceli nüfusuna kayıtlı olduğunu söyledi.
Aral savunmasında ´Zirve Yayınevi´ndeki cinayetlere ilişkin davanın ´Ergenekon´ davasının Malatya ayağı olduğu´ iddiasında bulunarak, ´Ergenekon varsa bize de gösterin, gidip üye olacağım´ dedi.
Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi´nin (TUSHAD) 1999´a kadar var olduğunu, daha sonra kaldırıldığını ileri süren Aral, davanın tanığı ve sanığı İlker Çınar´ın ise kaldırılan bir örgüte 2000 yılında girdiğini söylediğini ve ´internetten öğrendiği zırvaları paslaştığını´ savundu.
İddianamede, kendisiyle ilgili olarak Emre Günaydın´la cezaevinde görüştüğü ve onu azmettirdiği yönünde iddialar bulunduğunu hatırlatan Aral, Emre Günaydın´la cezaevinde görüştüğüne dair kayıtlar olmadığını öne sürdü.
-Aral, Günaydın´la ilgili iddialarda bulundu-
Varol Bülent Aral, savunması sırasında sanıklardan Emre Günaydın´a dönerek cinayetin ardından kendi ismini nerede kullandığını sordu. Bunun üzerine Emre Günaydın ise Varol Bülent Aral ile yerel bir gazetede çalıştığı esnada tanıştığını ve kendisini gizemli konuşmalarından dolayı önemli birisi zannettiğini belirtti. Aral´ın gasp suçundan yargılandığını bildiğini kaydeden Günaydın, gazete sahibinin telkini ile Aral´ı gazeteden kovulduğunu belirtti.
Emre Günaydın´ın avukatı Niyazi Tokmak da Aral hakkında gasp suçundan 4 klasör dava dosyası bulunduğunu iddia etti. Aral, kendisini gasp edenleri şikayet ettiği için o klasörlerin bulunduğunu savundu. Emre Günaydın´a dönen Aral, ´Hamit Özpolat´ın seni para için azmettirdiği yalan mı? Senin babanın seni para için azmettirdiği yalan mı? Gaspçı da sensin, hırsız da sensin, ahlaksız da sensin´ iddialarında bulundu.
Bunun üzerine Günaydın´ın avukatı Niyazi Tokmak devreye girerek Aral´ın iddialarının asılsız olduğunu söyledi. Tokmak ayrıca, Aral´ın bu şekilde birçok kişi hakkında mesnetsiz iddialarının bulunduğunu söyledi. Tokmak, Aral´ın sözlerinin kayda geçmesini, bu sözlerle ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Avukat Tokmak, iddia edildiği gibi Günaydın´ın ailesinin durumunun maddi olarak çok iyi olmadığını ve olaylardan sonra daha da kötüleştiğini ifade etti. Aral´ın müvekkilini ve ailesini töhmet altında bıraktığını ifade eden Tokmak, ´Ailenin hala borçları var. Ekonomik açıdan çökmüşler´ diye konuştu.
Duruşmada, ?4 yıl önce, ben bu dava Ergenekon´a bağlanacak dedim, bağlandı. Demek ki bildiğimiz bazı şeyler var. Arkadaşlarımız çok, derin bağlantılar var. Ama ben derin değilim? diyen sanık Aral ile Emre Günaydın arasında karşılıklı tartışmalar devam ederken Mahkeme Başkanı duruma müdahale ederek her iki tarafı da uyardı. Yarın öğleden önce her şeyi açıklayacağını ifade eden Aral´a, Mahkeme Başkanı Kısa, Niye şimdi açıklamıyorsun. Yarın eşref saatin mi? diye sorunca Aral Benim değil başkalarının eşref saati olacak yanıtını verdi.
Duruşmaya daha sonra ara verildi.
Malatya 3. ağır Ceza Mahkemesi´ndeki Zirve Yayınevi Davasının 60. duruşmasının ikinci bölümünde sanık Varol Bülent Aral, savunma yapmayı sürdürdü. Kendisine de tanık koruma imkanı sağlanması halinde mahkemeye yeni bilgiler vereceğini söyleyen Aral, beraatını talep etti. Dava kapsamında haksız yere tutuklandığını ve aleyhine somut delil bulunmadığını belirten Sanık Aral, isimsiz, imzasız ihbar mektupları çöplüktür, çöpe atılmalıdır. İmzasız ihbar mektupları dosyaya konulmamalı. Mahkemeler delil aşaması değil, yargılama aşamasıdır. Aleyhimde somut bir delil bulunmamaktadır. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum dedi.
Sanık Varol Bülent Aral, Açlık grevine başladım deyince araya giren Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, Sen nasıl ayakta duruyorsun diye sorunca, Şekerli su ve limon içiyorum ki, kafam çalışsın dedi.
Aral, Emre Günaydın ile Hüseyin Yelki´yi tanıştırdığımı kabul ediyorum. Bu suç mu? Hüseyin´le tanışmam suçsa söyleyin. Mehmet Ülger´le görüşmüş olmam suçsa söyleyin dedi.
Davada hem sanık hem tanık olan İlker Çınar´ın bir an önce dinlenilmesi gerektiğini belirten Aral, Burada kimse kendisine bir şey yapmaz. Neden korkuyor? İlker´e ulaşmak istesem onu bir gecede bulurum iddialarında bulundu.
Gazetecilerin bulunduğu sıraya dönerek hakaret eden Aral, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa´nın heyete doğru konuşması yönünde uyarması üzerine, hakkında yazılanlardan ve uzun süre tutuklu bulunmasından rahatsız olduğunu ifade etti.
BİZDE İLKER ÇINAR´IN YÖNLENDİRİLDİĞİNE İNANIYORUZ
Mahkemede söz alan emekli Albay Mehmet Ülger´in avukatı Saim Tuğrul, Gizli tanık, mağara bulunan silah ile ilgili ifade verirken, olay yerinde Eylül yada Ekim ayında kar olduğunu söylüyor. Ancak Malatya´da yaşayanlar, bu mevsimde sadece Beydağı´nın zirvesinde kar olduğunu söylüyorlar. Bu durumun meteorolojiden sorulmasını istiyoruz. Sanık ve tanık İlker Çınar´ın misyonerlikle ilgili konferans verdiği illerdeki en az 3 müftünün tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz. Müftülere, bu konferansların TUSHAD talimatı ile düzenlenip, düzenlenmediği sorulmalı. Gizli tanık, bir lokantadan bahsetmektedir. Bu lokantanın sahibi tanık olarak dinlenmeli ve Mehmet Ülger´in o lokantaya gidip gitmediği sorulmalı. Gizli tanığın eski rektör Fatih Hilmioğlu´na suikast düzenleyeceği ifadesi üzerine mahkemede ifade veren Fatih Hilmioğlu, böyle bir olayı doğrulamıyor ve Benim güvenliğimi sağlıyordu. Suikast iddiası deli saçması´ diyor. Mahkemede tanık olarak dinlenen Behnan Konutgan, İlker Çınar için, Kitap ve ifadeleri yazma kapasitesinde olmadığını ve yönlendirildiğini söyledi. Biz de aynı kanaatteyiz. İlker Çınar´ın durumu ve eğitimi, dosyadaki ifade ve dilekçelerini yazabilecek bir kapasitede değildir. Biz de İlker Çınar´ın yönlendirildiğine inanıyoruz şeklinde konuştu.
GENELKURMAY TUSHAD KİMLİĞİNİ KABUL ETMEDİ
Avukat Saim Turgut, sanık ve tanık İlker Çınar´ın uzman olarak çalışırken, hakkında bölük komutanı tarafından tutulan dosyada, Sahtekar ve güvenilmez ifadesinin kullanıldığını ve maaş günü firardan gelip maaşını aldıktan sonra tekrar firar ettiğinin belirtildiğini aktardı ve bu dosyanın dava dosyasında bulunduğunu, ancak iddianamede yer verilmediğini söyledi.
Tutuklu sanık Emekli Orgeneral Hurşit Tolon´un avukatı İlkay Sezer de söz alarak, iddianamede Hurşit Tolon´dan elde edildiği belirtilen CD´lerin arama ve yakalama tutanaklarında yer almadığını, talep ettiklerinde ise gizlilik kararı nedeniyle kendilerine verilmediğini belirtti. TUSHAD adlı kuruluş ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı tarafından son yapılan açıklamada böyle bir kuruluşun olmadığının belirtildiğini aktaran Avukat Sezer, Genelkurmay Başkanlığı´nın sanık ve tanık İlker Çınar´dan elde edilen TUSHAD kimliğinin, askeri kimlik yönetmeliğine uymadığının da belirtildiğini aktararak, mahkemeye son gelen belge ve dosyalarda hakkında hiçbir delil bulunmadığını belirttiği sanık Hurşit Tolon hakkında tahliye talebinde bulundu.
GENELKURMAY VE MİT´TEN TUSHAD TALEPLERİ
Mağdur avukatlarından Erdal Doğan tarafından mahkemeye sunulan talep dilekçesinde ise MİT Müsteşarlığından dosyamızın 2.ek iddianamesi eklenerek iddianamede yer alan Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı/Özel Harp Dairesi (ÖHD) bünyesinde oluşturulan TUSHAD adlı yapılanma ile ilgili tüm bilgi ve belgelerin ve yine iddianamede iddia edildiği üzere TUSHAD adlı yapının kurucu ve yöneticisi olarak ismi zikredilen emekli orgeneral Ahmet Hurşit Tolon´un TUSHAD ve Özel Kuvvetler Komutanlığı/Özel Harp Dairesi ile ilişkisine dair kendi kurumlarındaki mevcut bilgilerin Mahkemeye gönderilmesi talep ediyoruz. Aynı talebin Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığından da talep edilmesi talep ediyoruz. MİT Müsteşarlığından; iddianamede yer alan Özel Kuvvetler Komutanlığı/Özel Harp Dairesi bünyesinde oluşturulan sivil ve resmi görevli kişilerden oluşan Beyaz ve Siyah Kuvvetlere dair yapılanmasının Malatya başta olmak üzere Malatya ile yakın ilişkisi olabilecek diğer illerdeki (iddianame bağlamında İstanbul, Trabzon, Ankara, Kayseri, Mersin gibi illerin) görevlendirilen kişilerin isim ve konumlarının bildirilmesi ve aynı talebin Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığından da talep edilmesi istiyoruz dedi.
MİT´TEN CİNAYET ÖNCESİ DUYUMLARIN SORULMASI TALEP EDİLDİ
MİT´ten Zirve Yayınevi cinayetleri öncesinde varsa yapılan tespit ve bilgilerinde mahkemeye gönderilmesini istediklerini aktaran Av. Erdal Doğan, MİT Müsteşarlığından öncelikle Mahkemenin mevcut yargılama konusu olan Zirve Yayınevi çalışanlarının katledilmesine ilişkin olmak üzere Malatya´daki Hıristiyan topluluğa yönelik olabilecek saldırı, cinayet gibi eylem hazırlıklarının yapıldığını ilişkin olmak üzere eylemler öncesi kendilerinin ulaştıkları veya tespit ettikleri bilgileri önlem alınması hususunda Malatya´daki ilgili emniyet birimlerine ya da ilgisi olabilecek diğer kurumlara bildirmişler midir? Bildirmişlerse İl Emniyet Müdürlüğü´nün ya da ilgisi olabilecek diğer kurumların hangi birim veya birimlerine ne zaman ve hangi içerikte bildirdikleri hususundaki bilgi ve belgelerin Mahkemeye gönderilmesi için müzekkere yazılması talep ediyoruz şeklinde talep de bulundu.
KOZMİK ODA BELGELERİ İSTENDİ
Ankara´daki Kozmik Oda operasyonu sonrasında elde edilen bilgile ve belgeler arasında zirve Yayınevi ile ilgili belge ve bilgilerin de istenmesini talep eden Av. Erdal Doğan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın TMK 10.madde ile yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili´den kamuoyunca Kozmik Oda olarak bilinen yürüttüğü soruşturma kapsamında Özel Harp Dairesi/Özel Kuvvetler Komutanlığı´na bağlı kozmik odada yapmış olduğu arama ve araştırma sonucunda dosyamızı yakından ilgilendiren TUSHAD adlı yapılanmaya dair elde ettiği bilgi ve belgelerin özel bir dosya olarak hazırlanarak Mahkemeye acilen gönderilmesi hususunda müzekkere yazılması talep ediyoruz. Aynı şekilde Cumhuriyet Savcılığından iddianamede yer verilen söz konusu TUSHAD adlı yapının kurucusu ve yöneticisi iddiası ile sanık olarak yargılanan emekli orgeneral Ahmet Hurşit Tolon hakkındaki hem TUSHAD adlı yapı hem de Özel Harp Dairesi/Özel Kuvvetler Komutanlığı yapılanması ile ilişki, konum ve görevlerine dair dosyamızı ilgilendirebilecek hususlarda ulaştığı tüm bilgi ve belgelerin Mahkeme dosyasına gönderilmesini talep ediyoruz dedi.
KOD İSİMLER SORULDU
Av. Erdal Doğan´ın diğer talepleri şu şekilde: Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığından Mahkememiz dosyasına TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanlığına MİT tarafından gönderilmiş 290 sayfa tutarındaki belgede Beyaz ve Siyah Kuvvetler olarak ismi zikredilen kişilerden bazılarının kod numaraları ya da sicil numarası verilmiş olmasına rağmen bu kişilerin isim ve soy isimleri gizlenmiş ve X olarak belirtilmiştir. Kod numaraları belli olan bu kişilerin dosyamızı yakından ilgilendirebileceği ihtimaline binaen ilgili komutanlıktan ismi saklanan kişilerin isim ve soy isimlerinin Mahkeme´ye bildirilmesi için sorulması talep ediyoruz.
Dava sanıklarından Ruhi Abat´ın hem tanık hem de sanık olarak vermiş oldukları beyan ve savunmalarında bir dönem görev yapmış olduğu İnönü Üniversitesi Strateji Araştırma Merkezi´nin ne zaman, hangi amaçla kurulduğunu ve hangi çalışma yöntemleri ile çalışma yürüttükleri ve bu yönde ürettikleri çalışmaların listesi ile faaliyetinin devam edip etmediğinin İnönü Üniversitesi Rektörlüğü´nden sorulmasına, ayrıca sanık Ruhi Abat´ın ilgili kurumda kimlerin referansı ile ne zaman çalışmaya başladığı, hangi çalışmalarda görev aldığı, ortak çalışma yürüttüğü kişilerin olup olmadığının sorulmasını talep ediyoruz. Malatya İl Emniyet Komisyonun 2004 ile 2009 yılları arasında yapmış oldukları toplantı tutanaklarının bir örneğinin Mahkememiz dosyasına gönderilmesi için müzekkere yazılması talep ediyoruz.
Mahkeme heyeti, talepleri aldıktan sonra duruşmayı 8 Mart Cuma gününe erteledi. Mahkeme heyetinin 61. duruşmada ara kararları vermesi bekleniyor.
(07 Mart 2013, 20:59)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Zirve tanığı yeniden ifade verdi
Çınar´dan mahkemede şok iddialar
Zirve´yi başlatan papazdan şok itiraflar
Zirve derinleşiyor: Yeni deliller
Zirve davaları birleştirildi
İşte 761 sayfalık ek iddianamesi
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Dink ve Zirve aynı ekibin işi
Ergenekon ve Balyoz, Malatya´da ´zirve´ yapmış
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir
JİTEM´in varlığını ispatlayan resmi belgeler
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap