İhbar üzerine Jitem tarafından öldürüldüğü iddia edilen 50´den fazla kişiye ait cesetleri aramak için Kuşadası´nda kazı yapılıyor. İnfazları yapmakla suçlanan çete, 2008 yılında kamuoyuna ´Anafor´ isimli polis operasyonlarıyla yansımıştı.
15.02.2013 10:57 Trabzon´da cezaevinde tutuklu bulunan ve JİTEM adına çalıştığını iddia eden Aydın Sevinç, Ahmet Tekin Baykal ile ekibinin Ege´de 50´den fazla kişiyi öldürüp gömdüğünü iddia etti. İddialar üzerine Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı´nda kazı çalışması başlatıldı. kazı çalışmalarına yağmur sebebiyle ara verildi.
Ayrıntılar geldikçe eklenmektedir...
Bir dönem Ege Bölgesi´nde işlenen faili meçhul cinayetlerde aktif rol aldığını, hatta Ahmet Tekin Baykal ile tartışan Erkan Er´in öldürüldüğünü, cesedini de Aydın´ın Kuşadası ilçesindeki milli parka kendinin gömdüğünü öne sürdü. Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı´na konuyla ilgili dilekçe veren ve Ahmet Tekin Baykal ile ekibinin Ege´de 50´den fazla kişiyi öldürüp gömdüğünü de iddia eden Aydın Sevinç, cesedi gömdüğü yeri göstermesi için yoğun güvenlik önlemleri altında Kuşadası´na getirildi. Sevinç´in gösterdiği yerde yapılan aramalarda henüz bir bulguya rastlanmadı. Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı´nda gün boyu devam eden çalışmalara yağmur sebebiyle ara verildi. (Cihan)
VELİ KÜÇÜK´ÜN HİMAYESİNDE KURULAN ERGENEKON ÇETESİ
İhbarda sözü edilen infazları yapan çetenin varlığı, 2008 yılında ´Anafor´ adı verilen polis operasyonları üzerine kamuoyuna yansımıştı. Daha önce silahlı çete kurma suçundan cezaevine giren Ahmet Tekin Baykal liderliğindeki grubun yeniden suç örgütü oluşumuna giderek, yasadışı faaliyetlerde bulunduğu iddiaları üzerine 2008 yılında farklı illerde eşzamanlı operasyonlar düzenlenmişti. Anafor adı verilen operasyonlarda çete lideri Baykal ile emekli albay, emekli askeri savcı, emekli 2 uzman çavuş, Danıştay´daki hakimlik görevinden istifa etmiş bir avukat, işadamları ile İzmir´de daha önce asayiş şube müdür vekilliği yapan emekli polis müdürünün de aralarında bulunduğu 58 kişi yakalanmış, 21 tabanca, 11 pompalı tüfek, bunlara ait çok sayıda mühimmat ve bir çelik yelek ele geçirilmişti. Bu operasyonlarla bağlantılı olarak gerçekleştirilen kumarhanelere yönelik ikinci operasyonda ise 6´sı polis 11 kişi gözaltına alınmıştı.
SANIKLAR ARASINDA ERGENEKON SANIĞI HOŞTAN DA VAR
Özel yetkili Cumhuriyet Savcıları tarafından hazırlanan iddianamede, Baykal´ın yanı sıra organize suç örgütü yöneticisi olduğu öne sürülen Sami Hoştan, İbrahim Tatlıses, Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, eski Güzelbahçe Belediye Başkanı Ertan Avkıran´ın da aralarında bulunduğu 176 sanığın cezalandırılması istenmişti.
BAYKAL: DEVLET BANA ´VUR, GİTTİĞİ YERE KADAR GÖTÜR´ DEDİ
Anafor davasının iddianamesinde, liderliğini Ahmet Tekin Baykal´ın yaptığı çetenin Ergenekon sanıklarından Veli Küçük´ün himayesinde kurulduğu ve Ergenekon örgütü adına tetikçilik yaptığı iddia ediliyor. Çok sayıda somut suçlama ve delile yer verilen iddianamede Ergenekon davasının gizli tanıklarından ´Dilovası´nın ifadeleri ve Baykal´ın, 31 Ocak 1997 tarihli Milliyet Gazetesinde yayınlanan ´Bana vur dediler´ başlıklı röportajı da yer alıyor. (1) Savunmasını üstlenen çok sayıdaki avukatın arasında Uğur Mumcu´nun abisi avukat Ceyhan Mumcu´nun da bulunduğu Baykal bu röpörtajda, devlet adına suç işlediğini, bu görevlerin JİTEM ve diğer devlet yetkilileri tarafından kendisine verildiğini açık açık itiraf ediyordu. Ege Bölgesi´nde kurduğu çetesiyle 1991´den bu yana 18 cinayet, yedi yaralama, adam kaçırma, işkence ve haraç gibi eylemleri yönlendirdiği iddiasıyla aranan Baykal, devlet tarafından kullanıldığını ileri sürüyordu. Uyuşturucu ve kadın ticaretiyle, başta PKK bölücü örgütlere karşı yapılanmayla da suçlanan Baykal, çete iddialarını reddetmişti.
Kendisi ve adamlarının vatan uğruna çalıştığını iddia eden Baykal, şöyle konuşmuştu: Devletin başındakiler `Geldiği yerden gittiği yere kadar götürün´ dedi. Madem öyle geldiği yere gitsin. Biz bölücüye, bölücüye yardım edene, faizciye, vatandaşı sömürene çete olduk. Ya barıştırın milleti, ya da vatan evlatlarına yol verin. Bayrağa söven milletvekili var, bayrağa söven işadamı var, uyuşturucu kaçakçısı var, teröristi var. Bunların birleşmesine kimse sesini çıkarmıyor; bunların karşısında vatan evladı bir müdür, politikacı, Çatlı biraraya geldi diye kıyametler koparılıyor. Devletin önüne başımızı koyarız. Bayrak düşmanları, vatan hainleri gitti biz mi kaldık?
´JİTEM yani devlet bize görev verdi´
Bir dönem İzmir Emniyeti, JİTEM´i, Torbalı Jandarması, Emniyet Amirliği ve Aydın Jandarması´ndan kendisine görev verildiğini iddia eden Baykal sözlerini şöyle sürdürmüştü: Devlet büyükleri yeri geldi mi, ´Devlet var´ diyor. Nerede devlet? Torbalı´da Emniyet Amiri, İzmir´de JİTEM mensupları, Aydın´da Jandarma Alay komutanları devlet değil mi? Bunlar bize vazife verirse, demek ki devlet vermiştir. Bana ´Tekin, Bu sahte para işi yapıyor. Yurt dışına PKK militanı kaçırıyor. Tekin bunları bitirin´ diyerek hedef gösteriyorlar, şimdi benim için ´Vur´ emri çıkarıyorlar. Zamanında kendisini bütün emniyet ve jandarmanın alkışladığını öne süren Tekin Baykal, Memleketin konumu değişti. Şimdi herkes kendisini kurtarmaya çalışıyor. Devletin başındakiler, birkaç vatan evladını feda ederek hukuk devleti olduğunu kanıtlamak istiyor diyordu.
Baykal: Bu vatanı zamanında kurtaranlar arasında çete yok muydu?
Aydın Belediye Başkanı ......´nın oğlunun vurulması olayına da karıştığı iddia edilen Ahmet Tekin Baykal, ....´ın İmarsız yerlere imar çıkarması için seçildiğini ve genelevlerden her ay 200 milyon lira haraç aldığını da iddia etmişti. Başkanının 10 yaşındaki oğlunun vurulması olayıyla ilgisi olmadığını söyleyen Baykal, Allah bize 10 yaşındaki bir çocuğa kurşun atmayı nasip etmesin demişti. Allah bunu nasip ettiği an, o gün canımızı alsın diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürmüştü: Bu kadar ahlaksız işlere uğraşana bir gün birşeyler olur. Genelevden bile rüşvet alan adama biri kurşun sıkar, ama konumumuz nedeniyle o da bize yıkıldı. Üç aydır ortada yokum, sahte para işi yeniden başladı. Bu vatanı zamanında kurtaranlar arasında çete yok muydu. (1)
İşkence odalı villada el bombası ve çelik yelek
2008´deki Anafor operasyonlarında Tekin Baykal´ın Kuşadası´ndaki ormanlık alanda bulunan ve kale gibi korunan çiftliğinde aramalar yapılmış, baskın sırasında kaçmak için açılan tüneller, çek ve senetlerini ödemeyenlere işkence yapılan odalar, çok sayıda silah ve çok yüksek miktarda usulsüz şekilde elde edilen TL, döviz ele geçirilmişti. Eş zamanlı baskınlarda, şüphelilerin, gösterdikleri yerlerde yapılan aramalarda, çok sayıda tabanca, pompalı tüfek, el bombaları, çelik yelek, telsizler, mermiler ve evrak bulunmuştu.
Çetede hakim, savcı ve komiser de vardı
O operasyonlarda yakalananlar arasında emekli albaylar, emekli Emniyet yetkilileri, avukatlar, Danıştay´dan ayrılma hakimler ve eski askeri savcılar vardı. Çetenin, Yargıtay´daki davalarına etki etmek için emekli albay, askeri savcı ve hakimleri kullandıkları ileri sürülmüştü.
İddianamede Susurluk bağlantısına değinildi
Kurtlar Vadisi dizisinde Kurtlar Konseyi´ne mafyanın tetikçilik yaptığı bölümlerin gerçek olduğu yorumlarına neden olan çete hakkında düzenlenen iddianamede Susurluk bağlantısı da yer alıyordu. Sanıkların kendi aralarındaki telefon konuşmalarında ?Susurluk kazası olmasaydı 15 gün sonra İbrahim Şahin İzmir Emniyet Müdürü´ydü? sözleri dinlemeye takıldı.
HABLEMİTOĞLU´NUN KATİLİNİ İNFAZ ETTİLER
İddianamede çetenin 2 Ekim 2006´da işadamı İbrahim Çiftçi´nin İzmir´in Alsancak semtindeki bir kafede el bombasıyla öldürülmesi olayıyla bağlantısı da yer alıyordu. Bu olayda kullanılan el bombalarının, İstanbul Ümraniye´de ele geçirilen ve kamuoyunda Ergenekon adıyla bilinen soruşturmanın başlamasına neden olanlarla aynı seriden olduğunun saptandığı vurgulandı.
Necip Hablemitoğlu´nun öldürülmesinin ardından, Ankara´da polise başvuran bir kişi, cinayeti üstlenmiş, azmettirenin Çiftçi olduğunu iddia etmişti. İfadesi alınan Çiftçi, kanıt elde edilemeyince serbest kalmıştı. Çiftçi´nin Hablemitoğlu´nu çetenin talimatıyla vurduğu, ancak anlaştığı parayı alamayınca Ergenekon örgütünü konuşmakla tehdit ettiği, bunun üzerine devreye sokulan Baykal´ın çetesinin, Ergenekon örgütünden temin ettiği el bombasını Çiftçi´nin içerisinde bulunduğu bir kafeye atarak ölümüne sebep olduğu iddia edilmişti.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(1) milliyet.com.tr/1997/01/31/haber/bana.html
(15 Şubat 2013, 10:57)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Anafor çetesi ve davasıyla ilgili manşetlerimiz
Necip Hablemitoğlu ile ilgili tüm manşetlerimiz
Hablemitoğlu talimatı Küçük´ten
Sabancı ve Hablemitoğlu Ergenekon işi
Hablemitoğlu dosyası açılıyor
Ergenekon ve diğer tüm iddianamelerde arama yap