Balyoz davasında duruşmayı basan ve mahkemeyi suçlayıcı açıklamalar yapıp salonu terkeden İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal´ın da aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında 4 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi´nce kabul edildi. İlk duruşma Mayıs ayında yapılacak.
08.02.2013 19:56 İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal´ın da aralarında bulunduğu baro yöneticisi 9 avukat ile baro yayın kurulu üyesi avukat Başar Yaltı hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi´nce kabul edildi. 9 günlük incelemenin ardından iddianameyi bugün kabul eden mahkeme, davanın ilk duruşmasının mayıs ayında yapılmasını kararlaştırdı. Yargılama sonucunda sanıklar 2 yıldan fazla ceza almaları halinde bir daha avukatlık yapamayacak. Kocasakal´ın baro başkanlığı görevi de düşecek.
Öte yandan Avukatlık Kanunu´nun 90/2 ve 92/2 maddeleri, haklarında en az 2 yıl hapis cezası istemiyle dava açılması halinde baro yöneticilerinin baro yönetiminde yer alamayacaklarını öngörüyor. Hakkında dava açılan baro yöneticisinin yerinin, hakkındaki dava sonuçlanana kadar yedek üyelerle doldurulacağı belirtiliyor. Bu aşamadan sonra neler olacağı, yeni tartışmaları da beraberinde getirecek.
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal´ın da aralarında bulunduğu İstanbul Barosu´nun 9 yöneticisi, baro yayın kurulu üyesi avukat Başar Yaltı, Silivri´de 6 Nisan 2012 tarihinde görülen Balyoz Darbe Planı davası duruşmasına katılmıştı. Kocasakal ve diğer baro yöneticileri, duruşmalara katılmayarak mahkemeyi protesto eden sanık avukatlarının bulunduğu bölüme geçmişlerdi. Kocasakal, bu bölümde ayakta durmayı tercih ederek, mahkemenin izni de olmadan mahkeme heyetini hedef alan yazılı bir bildiriyi okumuş, mahkeme bildirinin sonuna kadar okunmasına müsaade etmişti. Bildirinin okunmasının ardından Mahkeme Başkanı Ömer Diken´in de uyarısı üzerine baro yöneticileri, duruşma salonunu terk etmişti.
Mahkeme, bu eylemleri nedeniyle Kocasakal´ın da aralarında bulunduğu baro yöneticisi 10 avukat hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı´na suç duyurusunda bulunmuştu. Soruşturma kapsamında ifade vermek üzere haklarında davetiye çıkarılan Kocasakal ve arkadaşları, ifadeye gitmemişti. Baro yöneticileri avukatlık görevlerini yaptıklarını ileri sürmüş, soruşturma için Adalet Bakanlığı´ndan izin alınması gerektiğini iddia etmişlerdi. Adalet Bakanlığı ise yapılan eylemin avukatlık görevi kapsamında değerlendirilemeyeceğini bildirmişti.
Bakanlığın bu yazısının ardından savcılık, kameralar tarafından kayıt altına alınan soruşturma konusu suçun sabit olduğundan hareketle, ifade alınmasına gerek görmeden baro yöneticileri hakkında 30 Ocak 2013 tarihinde iddianame hazırladı. Hazırlanan 6 sayfalık iddianamede, Ümit Kocasakal ve diğer 9 baro yöneticisinin Yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs etmek suçlamasıyla 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi. (Cihan)
İSTANBUL BAROSUNU TELAŞ SARDI
İstanbul Barosu, mahkemeyi basma girişimiyle kendi ayağına kurşun sıkmış oldu. Yargıya müdahale ettikleri gerekçesiyle haklarında 4 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanması üzerine Başkan Ümit Kocasakal ve 8 avukatın İstanbul Barosu yönetimine ilişkin görevlerinin düşeceği tartışılmaya başlanmıştı. Avukatlık Kanunu´na göre, 2 yıldan fazla hapis cezası istenen iddianamenin sanıklara tebliğ edilmesiyle birlikte baro başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği otomatik olarak düşüyor. Bu durumda, baro seçiminde ikinci olan Hukukun Üstünlüğü Platformu´nun en fazla oy alan 8 adayı baro yönetim kuruluna gelecek. Ancak tartışmalara tepki gösteren İstanbul Barosu, yeni gelişme karşısında görevi bırakmayıp direnme kararı aldı. Görevimizin başındayız diyen Baro yöneticileri, yedek üyelerin yönetime girmemesi için dün de Olağanüstü Genel Kurul kararı aldı. Genel Kurul´da yenilenecek seçimlerle mevcut yönetimin ekibindeki adayların yeni yönetime seçilmesi, böylece mevcut statükonun karşısındaki adayların yönetime gelmesinin engellenmesi hedefleniyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
BARO, DEMOKRASİ KAHRAMANLIĞI PEŞİNDE
09.02.2013 10:45 İstanbul Barosu, 6 Nisan 2012´de Silivri´de görülen Balyoz davasının duruşmasını basarak tarihinde eşi bulunmayan bir etkinliğe imza attı. Yargılama sürerken mahkemeye karşı bildiri okudu. Bunun üzerine Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı da, Baro Başkanı Ümit Kocasakal ve 9 yönetim kurulu üyesi hakkında, ?yargı görevini yapanı engelleme ve etkilemeye çalışmak? suçundan iddianame hazırladı. Baro yönetimi hakkında 2 yıldan 4 yıla kadar hapis istendiği için, Avukatlık Kanunu´na göre, mevcut görevleri düşüyor. Beyoğlu İlçe Seçim Kurulu´nun Ekim 2012´deki seçimde ikinci olan Hukukun Üstünlüğü Platformu´ndan 8 üyeyi baroya bildirmesi ve yeni gelen üyelerin de bundan sonraki süreci belirlemesi gerekiyor. Baro, tahmin edilebileceği gibi, kanun gereklerini yerine getirmiyor ve bu durumu ´anti demokratik´ bilinen kimliğinden ?demokrasi kahramanı? çıkarma sürecine dönüştürmeyi amaçlıyor. Ama bu süreç, Baro için kamuoyu nezdinde kendini aklama işlevi göremez çünkü tarihindeki adaletsizlik ve hukuksuzluk girişimi o kadar çok ki, ona yetmez.
Aynı grubun başkanlık yaptığı Baro, 2004´te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´ndeki başörtüsü davasında devletin yanında müdahil oldu. 2009´a gelindiğinde Ergenekon davası sanıkları askerler için mahkemelere tahliye dilekçesi verdi. Bir gün bile avukat hakkı için eylem yapmayan yönetim, Ergenekon soruşturmasında dinlenen hakimler için Taksim´de yürüyüş yaptı. Bir sonraki aşamada ise Balyoz davasında olduğu gibi doğrudan mahkeme salonlarını bastı, bildiri okudu. Sorgu aşamasında sahip çıkmadığı KCK davası sanığı avukatlara şimdi sahip çıkıyor, DHKP-C soruşturması şüphelisi avukatların yanından ayrılmıyor. Bütün bunlara baktığımızda baronun eylemlerinin, darbe davalarına, darbe karşıtlarına karşı gücünü artırmak için tabanını genişletmeye yönelik olduğu anlaşılıyor. Son basın açıklaması da bu düşünceyi çok net deşifre ediyor. Yönetim, iktidarın kendilerini sindirmeyi amaçladığını, mağdur olduklarını söylerken bile Danıştay´ın avukatlara başörtüsü serbestliği verdiği kararını eleştiriyor. Kadın avukatların bu en temel hakkına karşılık Baro, ?Vermiş olduğu kararda, yargının kurucu unsuru olan avukatlık mesleğini ?serbest meslek? olarak tanımlayarak bu itibarsızlaştırma çabaları içinde yerini almıştır.? diyor Danıştay için. Yani Baro´nun hak ve hukuk açısından durduğu yer hâlâ aynı.
GENEL KURUL YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİNE NEDEN OLMUYOR
Baro, kanuna karşı direnme kararı alıp yönetimi bırakmayacağını açıkladı ve olağanüstü genel kurul kararı aldı. Olağanüstü Genel Kurul, baroyla ilgili herhangi bir yönetim değişikliğine neden olmuyor. Ama baronun kanuni düzenlemeye göre görevi bırakmaları gerçeğini kabul ettiğini ama bunu uygulamadığını gösteriyor. 11 Şubat 2013 Pazartesi günü Hukukun Üstünlüğü grubu da bu konuda açıklama yapacak. İlçe seçim kurulunun atacağı adımlar da baro yönetimi için bundan sonraki süreci belirleyecek. (Deniz Aydın / Zaman)
(08 Şubat 2013), son güncel.: (09 Şubat 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Darbeci Baro´ya baskın davası
Baro mahkemeyi eleştirdi, çekti gitti
Darbeci Baro ifadeye direniyor
Kocasakal: Direneceğiz
Darbeci Baro kazanıyor
Darbeci Baro ifadeye çağrıldı
Sanıklar, avukatları ve İstanbul Barosu ortak yapımı ´Balyoz davasını kilitleme´ planı
815 yıl Baro için yatacaklar
Baro´yu endişelendiren tasarı
İstanbul Barosu ile ilgili manşetlerimiz
Yargıda Kontrgerilla örgütlenmesi
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve diğer tüm iddianamelerde arama yap