İmralı ile müzakereler yeniden başlarken terör örgütü PKK, Hakkari´nin Çukurca ilçesine bağlı Karataş Jandarma Karakolu´na 100 kişilik bir grupla saldırdı. Bir askerimizin şehit olduğu olayda 14 terörist öldürüldü. Bu saldırı, barış görüşmelerini sabote etmek isteyen derin güçlerin harekete geçtiğini gösteriyor. Derin PKK, geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Silvan´da askeri birliğe kalabalık grupla saldırmış, 13 askerin şehit olduğu saldırı, Oslo´daki müzakere sürecini bitirmişti. Öte yandan Fethullah Gülen´in müzakere sürecini destekleyen açıklaması, cemaatin barış istemediği iddialarına en net cevap oldu.
09.01.2013 10:28 İmralı ile müzakereler yeniden başlarken terör örgütü PKK, Hakkâri´nin Çukurca ilçesine bağlı Karataş Jandarma Karakolu´na saldırdı. Bir uzman çavuşun şehit olduğu, 2 askerin de yaralandığı olayda 14 terörist ölü olarak ele geçirildi.
Alınan bilgilere göre, önceki gece saat 21.00 sularında, yaklaşık 100 kişilik bir terörist grup, Kuzey Irak´tan Türkiye´ye sızarak baskın girişiminde bulundu. Sınıra 8 kilometre uzaklıktaki karakolu imha etmeyi amaçlayan PKK´lılar, güvenlik güçlerinin anında karşılık vermesi üzerine hedeflerine ulaşamadı. İnsansız hava araçları yoğun kar yağışı sebebiyle bölgede keşif uçuşu yapamadığı için terörist grup ancak karakola çok yaklaştıktan sonra termal kameralarla tespit edilebildi. Çatışmanın dört saat sürdüğü belirtiliyor. Açılan ilk ateşte ağır yaralanan Uzman Çavuş Mehmet Doğan hayatını kaybederken, diğer yaralı askerler tedavi altına alındı. Saldırıdan sonra Kuzey Irak´a kaçan grubun Zap kampından geldiği düşünülüyor.
İran ve Suriyeli teröristlerin ağırlıkta bulunduğu PKK´nın Zap kampından geldikleri değerlendirilen teröristler, yaklaşık 4 saat süren çatışmanın ardından Irak´ın kuzeyine doğru kaçtı. Uzun namlulu silahlar, roketatarlar ve doçkalarla karakola saldıran PKK´lılar gece karanlığı ve yoğun kar yağışından yararlandı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte bölgede arazi arama tarama faaliyeti yürüten güvenlik güçleri 14 teröristin cesedine ulaştı. Ölü veya yaralı çok sayıda teröristin kızaklarla Zap Nehri´nin üzerinden Irak´a kaçırıldığı tespit edildi.
BAHOZ ÇOĞUNLUKLA ZAP´TA KALIYOR
Adını Zap Nehri´nden alan PKK´nın Zap kampı, Türkiye sınırına 5-6 saatlik yürüyüş mesafesinde buluyor. Irak´taki Amadiye bölgesinin Felas köyü yakınlarında, Zap suyunun kenarında yer alan kampta ağırlıklı olarak İran ve Suriye kökenli teröristler kalıyor. Türkiye içerisine terörist aktarımlarında da kullanılan Zap, PKK´nın merkez kamplarından biri sayılıyor. Suriye uyruklu ´Bahoz Erdal´ kod adlı Fehman Hüseyin´in de çoğunlukla burada kaldığı tahmin ediliyor. Türkiye içindeki PKK´lılara buradaki telsiz komuta merkezinden talimat veriliyor.
SALDIRI TALİMATI KARAYILAN´DAN
Karakola saldırı eyleminin, terör örgütü PKK´nın yöneticilerinden Murat Karayılan´ın talimatı ile 31 Aralık 2012 tarihinde Diyarbakır Lice´de ölü ele geçirilen HPG askeri konsey üyesi ´Numan Amed´ kod adlı Ertem Karabulut´un intikamı gerekçesiyle verildiği öğrenildi. Teröristlerin geldiği ZAP kampını Murat Karayılan´a yakınlığıyla bilinen ´Azad Siser´ kod adlı Ekrem Güney´in yönettiği belirtiliyor. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı´nın İmralı´da teröristbaşı Abdullah Öcalan ile görüşme yaptığının ortaya çıkması üzerine bir açıklama yapan Murat Karayılan, sürece kendilerinin de dahil edilmeleri gerektiğini, Öcalan´la müzakerelerin yeterli olmayacağını söylemişti.
OSLO SÜRECİNİ SİLVAN SALDIRISI BİTİRMİŞTİ
Terör sorununun çözümü için müzakerelerin başladığı dönemlerde PKK görüşmeleri sabote etmek adına saldırı eylemleri gerçekleştiriyor. Yeni bir müzakerenin başladığı dönemde dün karakola saldıran terör örgütü, geçmişte Silvan saldırısı ile görüşmeleri sabote etmişti. Açılım süreci çerçevesinde PKK´nın üst düzey yöneticileriyle 2008´de başlayan ve 2011 yılına kadar geçen sürede Oslo´da masaya oturulmuş ve detaylı bir müzakere süreci başlatılmıştı. Süreç devam ederken PKK, 14 Temmuz 2011´de Diyarbakır´ın Silvan ilçesinde askerlere saldırdı. Güvenlik güçlerine pusu kurulan bu saldırıda, 13 asker şehit olmuş, çıkan yangında askerler tanınmayacak hale gelmişti. Yanık postallar ve askerî malzemeler kamuoyunda büyük bir infial oluşturmuştu. Bu saldırı, Oslo sürecini bitirmişti. (Aziz İstegün, Orhan Karanfil / Zaman)
1993´TE BİNGÖL 33 ER KATLİAMI İLE ÖZAL´IN BARIŞ PROJESİ DE BİTİRİLMİŞTİ
Benzer bir saldırı 1993´te Bingöl´de 33 erin şehit edilmesiyle yaşanmış, Turgut Özal´ın başlattığı barış projesi bu saldırı ile sona erdirilmişti. Ardından değişen hükümet ve politikalarla faili meçhullere ve köy yakmalara dayanan kontrgerilla yöntemleri uygulanmaya başlamış, terör iyice azdırılmıştı.
GÜLEN´DEN BARIŞ GÖRÜŞMELERİNE ONAY
Konuyla ilgili çarpıcı bir gelişme de Fethullah Gülen´in barış görüşmeleriyle ilgili dünkü açıklaması oldu. Gülen, herkul.org sitesinde yayınlanan son videosunda sulh mevzuu üzerinde durdu. Gülen, İslam´da sulhun esas ve ´Sulh mahza hayırdır´ ilkesinin umûmî olduğunu vurguladı. Kur´an meseleyi en küçük daire olan aileden başlatarak orada sulhun hayırlı olduğunu söylemiştir. Demek ki, sulh kasaba dairesinde evleviyetle, şehir dairesinde evleviyetle, devlet dairesinde evleviyetle ve cihan dairesinde evleviyetle hayırlıdır. Hangi dairede olursa olsun sulh-u umumîyi temin etmeye çalışmak ve barış içinde beraberce yaşanabileceğini ortaya koymak lazımdır. diyen Gülen, Alevî Sünnî, Kürt Türk, Laz Çerkez şeklinde bölünüp parçalanmak istenen insanımız arasında sulhü temin etmek için elden gelen her şeyin yapılması, gerekirse kan kusulması ama ´kızılcık şerbeti içmiştim´ denilmesi gerektiğini ifade etti ve bazen kafamıza uymayan şeylere de katlanabiliriz. dedi.
Gülen´in müzakere sürecini destekleyen dünkü açıklaması, cemaatin barış istemediği iddialarına en net cevap oldu. Hatırlanacağı gibi Suriye´nin geçtiğimiz yıl bir Türk uçağını düşürmesi ve iki pilotumuzun kayıp olmasıyla ilgili olarak yetkililerin görev ihmali yaptığı şeklinde ailelerin suç duyurusu üzerine Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan´ın da ifadeye çağrıldığı basında yer almıştı. Bilindiği gibi Fidan, barış görüşmelerini yürütümek üzere Başbakan Erdoğan tarafından görevlendirilmiş olan kişi. Bu nedenle, bu krizin ardında barış görüşmelerini sabote etmek isteyen derin güçlerin olduğu, cemaatin de bu krizde rol aldığı iddia edilmişti. Gülen´in açıklamaları bu iddialara açık bir cevap niteliği taşıyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
İLGİNÇ GELİŞMELER: 3 PKK´LIYA FRANSA´DA İNFAZ!
10.01.2013 12:19 PKK´yı 1978 yılında Diyarbakır´ın Lice İlçesi yakınlarında kuran isimler arasında bulunan Sakine Cansız ile örgütün Avrupa´daki önemli isimlerinden KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Söylemez, Fransa´nın başkenti Paris´te öldürüldü. Fidan Doğan, PKK´nın Avrupa´da yürüttüğü propaganda ve lobi faaliyetlerini yürüten isim olarak öne çıkıyordu. Kimliği belirsiz kişi veya kişiler Paris´teki Gare du Nord´da bulunan bir biranın birinci katında yer alan Kürdistan Enformasyon Bürosu´na girerek susturucu takılı silahla ateş açtı. Açılan ateşle saldırıda PKK´nın sözde Almanya sorumlusu Sakine Cansız, Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris temsilcisi Fidan Doğan ile Leyla Söylemez öldürüldü. Saldırı 3 PKK´lıdan uzun süre haber alınamaması üzerine saat 01.00 sıraladrında arkadaşlarının kapı önündeki kan izlerini gördükten sonra kapıyı kırarak içeri girmeleri sonucu ortaya çıktı. Fransız polisi cinayet ile ilgili kapsamlı soruşturma başlattı.
-İnfaz şüphesi-
Fransa Kürt Dernekleri Başkanı Mehmet Ülker suikastın saat 18.00-19.00 civarında gerçekleşmiş olabileceğini belirterek son derece profesyonelce işlenmiş olduğuna dikkat çekti. AFP haber ajansına konuşan Paris Kürt Enstitüsü Direktörü Leon Edart da ?Manzara insana bunun bir infaz olduğunu düşündürüyor ancak olayın tam olarak nasıl geliştiği soruşturmayla belli olacak? dedi. Olay yerine gelen Fransız polisi incelemelerini sürdürüyor. Polis yetkilileri, öldürülen kadınların örgüt içi infaz kurbanı olabilecekleri ihtimali üzerinde durulduğunu bildirdi.
-PKK: Suikastler İmralı´ya karşı ve Türk derin devletiyle bağlantılı-
PKK´nın Avrupa sorumlusu olarak bilinen Zübeyir Aydar, terör örgütünün Paris´teki enformasyon bürosuna düzenlenen saldırının, İmralı ile yapılan görüşmelere karşı yapıldığını öne sürdü. Rudaw haber sitesine konuşan KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, aralarında PKK´nın kurucularından Sakine Cansız´ın da bulunduğu üç PKK´lı kadının öldürüldüğü silahlı saldırıyı değerlendirdi. Aydar, Saldırılar, İmralı ile yapılan görüşmelere karşı yapılıyor? ifadesini kullandı. Aydar, ?Bu saldırı, yeni sürece karşı yapıldı. Karanlık güçler tarafından yapıldı derken sözünü ettiği güçlerin Türkiye´deki derin devlete bağlantılı olduğunu öne sürdü.
´Süreç baltalanmak isteniyor´-
Bir açıklama da Fransa merkezli Kürdistan Dernekleri Federasyonu Başkanı Mehmet Ülker´den geldi. Ülker, bu suikastla birlikte Türkiye´de başlatılan barış sürecinin baltalanmak istendiğini belirtti. Anadolu Ajansı´nın haberine göre, Ülker, Böyle bir süreçte bu cinayetlerin işlenmesi düşündürücü? dedi. Ülker, örgüt içi infaz iddialarını da reddederek, ?Böyle bir şeyin olması mümkün değil. İhtimal vermiyorum, Örgüt içinde sürece karşı çıkan kimse yok? diye konuştu.
-Ankara´dan ilk tepki-
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, PKK´yı kuran isimler arasında bulunan Sakine Cansız ile örgütün Avrupa´daki önemli isimlerinden KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Söylemez´in Paris´te öldürülmesi ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Çelik, Yapılış şekline bakılırsa bu daha çok PKK´nın kendi içindeki bir iç hesaplaşması gibi görünüyor. Bu süreci sabote etmeye yönelik bugünlerde bu ve benzeri şeyler olabilir diye konuştu. Paris´te yapılan saldırı ile ilgili olarak henüz ellerinde çok net bilgiler olmadığını ifade eden Çelik, Yapılış şekline bakılırsa bu daha çok PKK´nın kendi içindeki bir iç hesaplaşması gibi görünüyor. Çünkü Fransız güvenlik güçlerinin yapmış olduğu bir baskın değil. Faili meçhul kimseler tarafından yapılmış olan bir baskın, bir saldırıdır. Arkasından ne çıkacak hep birlikte izleyelim ve görelim. Ama PKK terör örgütünün uzun yıllardan beri kendi içinde binlerce infaz yaptığını ve kendi içinde çoğu zaman bu tür hesaplaşmalara giriştiğini hepimiz biliyoruz. Terör örgütlerinin tabiatında olan bir şeydir. Ama elimizde bununla ilgili çok net konuşmamızı sağlayacak bir bilgi yok maalesef dedi.
-AK Parti: Süreci sabote etmeye yönelik bugünlerde bu ve benzeri şeyler olabilir-
Bu süreçte bu ve buna benzer olayların artabileceğini vurgulayan Çelik, şunları söyledi: Türkiye´de ne zaman ya bu işi bırakın kardeşim, bu silahlar sussun ve silahlar bırakılsın aşaması gündeme gelirse, bu yönde bir irade ve bir kararlılık ortaya çıkarsa ardından buna benzer olaylar meydana geliyor. Allahtan göstermesin eğer Hakkari´deki saldırı erken haber alınmamış olsa güvenlik güçlerimiz daha atak davranmasa yine 1993´teki 33 şehit meselesine benzer bir durum ile karşılaşabilirdik. Bu açıdan PKK bir tane midir? Bundan emin değilim. PKK içerisinde şu veya bu güce taşeronluk yapan farklı yapılanmaların olduğunu PKK´ya yakın çevrelerde itiraf ve kabul ediyor. Dolaysıyla hangi amaca yöneliktir ve kim tarafından yapılmıştır bundan çok emin değilim . Ancak bu süreci sabote etmeye yönelik bugünlerde bu ve benzeri şeyler olabilir. Buna hepimizin hassasiyetle yaklaşması ve herkesin teyakkuz durumunda olması gerekiyor.
Bu arada, yaklaşık 200 bölücü terör örgütü PKK yandaşı, Kürt Enstitüsü´nün önde toplandı. Cinayetlerin ´siyasi amaçlı´ olduğunu iddia eden göstericiler, PKK lehine sloganlar attı. Fransız televizyonu başından vurularak öldürülen kurbanlardan 32 yaşındaki Fidan Doğan´ın Kürt Enstitüsü´nde sürekli görevli olduğunu, Sakine Cansız ve Leyla Söylemez isimli kadınların ise ziyaretçi olduğunu duyurdu. Saat 02.00 sıralarında binaya gelenler tarafından bulunan kadınların akşam saatlerinde öldürüldüğü belirlendi. Bu arada Paris´in merkezi bir mahallesinde işlenen cinayetler, Fransız radyo ve televizyon kanallarının programlarında ilk sırada duyuruluyor.
-Sakine Cansız kimdir?-
Sara kod adlı Sakine Cansız PKK´nın kuruluş çalışmasında bulundu. Tuncelili olan Cansız daha sonra grubun kuruluş çalışmalarına katıldı. Elazığ ve Bingöl´de çalışmalarını sürdürdü. 1978 yılında Diyarbakır´ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde PKK´yı kuran isimler arasında bulunan Cansız, 12 Eylül askeri darbesiyle gözaltına alındı ve Diyarbakır E Tipi Cezaevi´nde yattı. Dünyanın en kötü 10 cezaevi arasında sayılan Diyarbakır Cezaevi´nde tutuklu olan Cansız, 1980´li yıllarda ilk siyasi savunma yapan kadın PKK´lı oldu. Cezaevindeki direnişi nedeniyle PKK içerisinde efsane haline geldi. 1990´lı yıllarda tahliye olduktan sonra Bekaa Vadisi´ne gitti. Uzun süre Osman Öcalan´ın liderliğindeki Zeli Kampı´nda kalan Cansız, kadın örgütlenmesini yürüttü. Ancak 1992 yılında PKK´nın cephe savaşı vermesi ve 500 militanını kaybetmesinin ardından, Osman Öcalan örgüt tarafından sorgulanarak etkisizleştirilirken, Cansız Murat Karayılan tarafından Almanya temsilcisi olarak atandı. Almanya´dan sonra ise Fransa´da örgütsel çalışmalara devam etti. Abdullah Öcalan 1999 yakalandığında Soruşturma Komisyonu´na verdiği ifadede Fransa´da öldürülen Sakine Cansız hakkında şöyle demişti: Kadın örgütlenmesini erkek feodalizminden kurtarmak, güçlü bir kadın yaratmak istediğim için oluşturdum. Bol bol tartışmalarını istedim. Sara Kod adlı Sakine Polat (Cansız) da hatırladığım isimler arasındadır. Görevden alınan Sakine şu anda Avrupa´dadır. Fransa tarafından kendisine pasaport verilmiştir. Kapalıdır. Duygu ve düşüncelerinde partiye bağlıdır.
BDP VE DTK´DAN TEPKİ: FRANSA, OLAYI AÇIĞA ÇIKARMALI
BDP Eşgenel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, olayla ilgili, ?Fransa hükümetinin bu katliamı hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde derhal aydınlatmasını bekliyoruz? dedi. Demirtaş ve Kışanak´ın mesajları özetle şöyle: Paris´in en işlek bölgesinde alenen işlenen bu suikastların üstünün örtülemeyeceğinin bilinmesini istiyoruz. Dünyanın her yerinde Kürt´e sadece ölümü reva görenler bilmelidir ki halkımızın özgürlüğünün bedeli ne olursa olsun bunu ödemekten çekinmeyeceğiz. Hayatını halkının geleceğine adamış bu üç değerli Kürt kadın siyasetçinin anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Kadın özgürlük mücadelesinin de neferleri olan arkadaşlarımızın katillerinin gizlenmemesi, cinayetin üstünün örtülmemesi için halkımızı bulunduğu her yerde protesto gösterileriyle bu katliamı lanetlemeye ve Kürt halkının şehitlerini sahiplenmeye çağırıyoruz. Kışanak, Twitter´dan yaptığı açıklamada ise, Üç Kürt kadın alçakça katledildi. Bu Kürt kadınlarının mücadelesine bir saldırıdır. Kürt kadınları daha güçlü mücadele edecek dedi.
Suikastın ardından Demokratik Toplum Kongresi´nden (DTK) yapılan açıklamada, Avrupa´nın ortasında bile Kürt halkına vahşet uygulanabilmektedir. Fransa devletinin bu olayı açığa çıkarması gerekmektedir. Tüm Kürt halkını ulusal birlik anlayışı ile şehitlerini sahiplenme için demokratik eylemlere çağırıyoruz denildi. Açıklamada, Sakine Cansız, KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ile Leyla Söylemez´in vahşice katledilmesini nefretle kınıyoruz. Avrupa´nın ortasında bile Kürt halkına vahşet uygulanabilmektedir. Fransa devletinin bu olayı açığa çıkarması gerekmektedir. Sadece Kürt özgürlük hareketinin değil cinsiyet özgürlükçü paradigmanın da hedef alındığını göstermektedir. Tüm Kürt halkını ulusal birlik anlayışı ile şehitlerini sahiplenme için demokratik eylemlere çağırıyoruz? ifadesi kullanıldı.
CUMHURBAŞKANI GÜL, MÜZAKERE SÜRECİNE DESTEK VERDİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Afyon´da valiliği, belediyeyi ve garnizon komutanlığını ziyaret etti. Gül, ziyareti sırasında İmralı süreci hakkında açıklamalarda bulundu. Gül, Dürüst davranır ve yapmaları gerekenleri yaparlarsa o zaman bu acılar sona erer dedi.
İŞTE GÜL´ÜN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI:
-Terörü kesinlikle gündemimizden çıkarmamız lazım.
-Ülkemizin en önemli konusu olduğu için, geleceğimizle ilgili olduğu için bu konuyu gündemimizden çıkartmak birinci önceliğimiz. Bunun herkes tarafından hatırlanmasıni isterim.
-Terörü bitirmek için bir çok yöntem vardır. Hepsi de kullanılır.
-Karşınıza silahla çıkana silahla cevap verirsiniz. Devletin görevi budur. Devlet boyun eğmez. Bu yıllardır böyle. Bunun herkes tarafından bilinmesi lazım.
-Şimdi şahit olduğunuz yeni bir çalışma var. Rol alanlar ne yapmaları gerekiyorsa onu biliyorlar. Dürüst davranır ve yapmaları gerekenleri yaparlarsa o zaman bu acılar sona erer.
-Devlet olarak amacımız Türkiye´nin önündeki bu büyük konuyu yok etmektir.
-Birliğimize zarar vermeyecek şekilde politikalar takip edilir.
-Öncelikle ne yapılması gerekiyorsa eli silahlı insanların ve onlara talimat verenlerin yapması gerekenleri yapması gerekir.
-Bunlar gerçekleşirse ümit ederim huzur gelir ve herkes de bu beladan kurtulmuş olur.
-Türkiye´de herkes konuşabilir ama biraz da konuşmaması gerekenler var, konuşmak yerine iş yapması gerekenler var.
-Bakalım bir samimiyet varsa ortada bunu da görürüz.
-Devletin kurumlarına herkesin güvenmesi gerekir.
-Bizim birliğimiz, bütünlüğümüz hiçbir zaman tehdit altında tutulamaz.
-Bugünkü bölgemizdeki olaylar maalesef bazılarını yanlışa sevkedebilir, bazıları bunu fırsat olarak görebilir. Bölge ülkeleri bundan sonra da terör örgütlerini taşeron olarak kullanmak isteyebilirler.
-Herkesin aklını başına alması ve düşünmesi lazım. Acılar dinsin istiyorlarsa üzerine düşeni yapması lazım.
(09 Ocak 2013), son güncel.: (10 Ocak 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
İlginç gelişmeler: 2. Fidan krizi mi?
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap