Albay Çillioğlu soruşturmasında dosyaya Turgut Özal, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci, Bahtiyar Aydın suikastları da dahil edildi. Komutan cinayetleri olarak adlandırılan bu dosyalardaki isimlerin Kürt sorununa çözüm arayışında oldukları için hedef seçildikleri üzerinde duruyor.
11.12.2012 16:27 Malatya Başsavcılığı, Albay Çillioğlu soruşturmasını derinleştirdi. 1993 yılındaki Turgut Özal, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci, Bahtiyar Aydın suikastları da dosyaya dahil edildi. Savcılık bu isimlerin Kürt sorununa çözüm arayışında oldukları için hedef seçildikleri üzerinde duruyor.
Habertürk´ün haberine göre, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı, Tunceli Jandarma Alay Komutanlığıgörevini yürütürken askeri lojmanlarda intihar ettiği ileri sürülen Albay Kazım Çillioğlu soruşturmasını derinleştirdi. Bilirkişi raporları ve tanık ifadeleri doğrultusunda Çillioğlu´nun cinayete kurban gittiği kanaatine varan Başsavcılık, 1993 yılında hayatlarını kaybeden Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Maliye Bakanı Adnan Kahveci, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis ve Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın´ın dosyalarını incelemeye aldı.
KÜRT SORUNUNU ÇÖZMEYE KALKMALARI ÖLÜMLERİNE YOL AÇTI
Başsavcılık, o dönemde Kürt sorununu çözmek için harekete geçen isimlerin hedef haline geldiği üzerinde duruyor. Soruşturmada, Özal´ın Adnan Kahveci ve Eşref Bitlis´e Kürt sorununun çözümü için rapor hazırlanması yönünde talimat verdiği, Bitlis´in bir rapor hazırlayarak, Cumhurbaşkanlığı´na gönderdiği ancak raporun Köşk´te kaybolduğu ifade ediliyor.
Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ile Bozo kod adlı eski TİKKO militanı Yusuf Geyik´in şüpheli olarak görüldüğü soruşturmada, ´Bölgede Kürt sorununun sıcak kalması için tansiyonu arttırmaya yönelik cinayetler işledikleri´ iddiası da araştırılıyor. (Bülent Ceyhan / Habertürk)
1993 ÖLÜMLERİ BİRBİRİYLE BAĞLANTILI
Çoğu 1993 yılında olmak üzere inanılmaz şekilde peşpeşe cinayet ve şüpheli ölümler zinciri yaşandı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis, Jandarma Diyarbakır Bölge Komutanı Tuğg. Bahtiyar Aydın, Jandarma Tunceli Bölge Komutanı Albay Kazım Çillioğlu ile Jandarma Mardin Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden hayatlarını kaybettiler. Hepsinin aynı ekipte, Özal´a bağlı komutanlar ekibinde yer aldıkları ve ´terörü barış projesiyle çözme´ sürecini sabote etmek amacıyla derin devlet tarafından öldürüldükleri yıllardır ileri sürüldü. Hatta gazeteci Uğur Mumcu ve Binbaşı Cem Ersever gibi şahısların ölümleri ile Bingöl 33 er, Sivas ve Başbağlar katliamlarının da aynı derin güçler tarafından aynı karşı proje doğrultusunda tezgahlandığı iddia edildi. 2007´de başlayan Ergenekon soruşturma sürecinde ortaya çıkan çarpıcı delil ve bulgular üzerine tüm bu soruşturma dosyaları 2010 yılında çeşitli illerdeki savcılıklar tarafından açıldı. Çillioğlu ile Özden´e otopsi yapıldı. Çillioğlu olayında Jandarma içinde bir yapılanma tespit edildi. Halen izi sürülüyor. Kısacası, bu komutan ve sivillerin cinayete kurban gittiklerine dair somut deliller elde edildi. Yıllardır dile getirilen şüpheler güçlendi.
1993 içindeki cinayet ve şüpheli ölümler zincirinin birbiriyle bağlantılı olduğunu gösteren bulgular giderek artıyor. Bugünlerde ölümü tekrar tartışılan gazeteci Uğur Mumcu, ölümünden hemen önce PKK terörünün arkasında devlet içindeki bir yapılanmanın rol aldığına dair izleri araştırmaktaydı. Bu bağlantıları gösteren çok çarpıcı belgelere ulaştığı, örneğin kızı gibi Mumcu´nun yakınlarınca açıklandı. Tıpkı Mumcu gibi Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis de ölümlerinden hemen önce aynı bağlantıları yakalamışlardı.
1993´teki suikastler fırtınasını başlatan mektup
Ölümünden bir süre önce Cumhurbaşkanı Özal´a terör konusunda şok bir mektup yazan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, terörle mücadelede ihanet içerisindeki bazı devlet görevlilerinin mutlaka tasfiye edilmesi gerektiğini belirtti:
Sayın Cumhurbaşkanım, Zatı Aliniz bu olaya müdahil olmalı, aksi takdirde bölgede sonu alınamayacak ciddi risk ve tehditlerle karşı karşıya kalabiliriz. Bölge halkının kazanılması zaruridir. Halk yanlış yönetim ile terör örgütü arasında sıkışmış durumdadır. Bunu suiistimal eden unsurların bertaraf edilmesinin zorunluluğu ortadadır.
Bu mektubu okuyan Turgut Özal, terör raporları hazırlayan merhum Adnan Kahveci ile Eşref Paşa´dan ´ortak bir çalışma´ istedi. Bu olaydan 2 ay sonra, 5 Şubat 1993´te Kahveci trafik kazasında, 12 gün sonra Bitlis düşen uçakta, 2 ay sonra da Cumhurbaşkanı Özal makamında vefat etti. Aynı ekipte yer aldığı iddia edilen Albaylar Kazım Çillioğlu ve Rıdvan Özden de şüpheli şekilde hayatlarını kaybettiler.
24 Ocak 1993: Uğur Mumcu cinayeti
05 Şubat 1993: Devlet Bakanı Adnan Kahveci´nin trafik kazasında ölümü
17 Şubat 1993: Jandarma Komutanı Eşref Bitlis´in uçak kazasında ölümü
17 Nisan 1993: Cumhurbaşkanı Özal´ın kalp krizinden vefatı
24 Mayıs 1993: Bingöl´de 33 asker katliamı
02 Temmuz 1993: Sivas katliamında 37 kişinin ölmesi
05 Temmuz 1993: Başbağlar katliamında 33 kişinin ölmesi
22 Ekim 1993: Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikasti
04 Kasım 1993: JİTEM kurucusu Binbaşı Cem Ersever cinayeti
Bu isimlerin ortak özelliği, PKK ile mücadelenin doğrudan içinde yer almaları ya da sorunun çözümü için ciddi mesai harcamalarıydı. Bu olaylar sonucunda 2009´da AK Parti hükümetince başlatılan ´demokratik açılım´ projesiyle yapılmaya çalışılanın benzeri, yani PKK´nın tasfiyesinin sağlanarak Doğu ve Güneydoğu´nun terörden kurtulması ve barışın sağlanması projesi rafa kaldırıldı.
Ergenekon ve Balyoz sanıklarının isimleri tasfiye listesindeydi
Suikastlere kurban giden bazı jandarma komutanlarının Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis´e, onun da Cumhurbaşkanı Turgut Özal´a ulaştırdığı raporda şok bilgiler vardı. 1993 yılındaki suikast fırtınasına neden olduğu da ileri sürülen bu tasfiye listesinde, teröre yardım eden ve kışkırtan, terörden rant elde eden, yani silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yoluyla teröristlerle menfaat işbirliğine giden, diğer bir deyişle terörün ´bitmemesine´ neden olan, ihanet içerisindeki bazı subayların isimleri bildiriliyordu. 16´sı subay toplam 34 devlet görevlisinin adının yer aldığı ileri sürülen listedeki kişilerin devlet kademelerinden uzaklaştırılmaları tavsiye ediliyordu. Bu tasfiye raporunun hemen ardından komutan cinayetleri adı verilen ve Uğur Mumcu´nun da içinde yer aldığı bir cinayet fırtınası başladı. Tasfiyesi istenen 16 subaydan bazılarının isimleri de ortaya çıktı. Tümgeneral Ahmet Yavuz, Tuğgeneral Levent Ersöz, Albay Levent Göktaş, Albay Fikri Karadağ, Korgeneral Selahattin Uğurlu, Tuğgeneral Nevzat Bekaroğlu ve Tuğgeneral İsmail Kuru. Bu kişilerden bazıları Ergenekon ve Balyoz davalarının sanıkları arasında yer almakta.
Tushad 1993 yılında kuruldu
Bunların dışında Haziran ayında kabul edilen Malatya Zirve katliamı ek iddianamesinde 1993 yılında TSK´da kurulmuş olan Tushad isimli Ergenekon hücresinden bahsediliyor. Buradan hareketle, içinde Özal´ın ölümünün de yer aldığı 1993 yılındaki cinayet ve şüpheli ölümler fırtınasında Tushad´ın rol oynamış olabileceğini basında ilk olarak biz dile getirmiştik. 24 Haziran 2012 tarihli haberimizin başlığı ´Ergenekon 1993´e uzandı´ şeklindeydi. Tushad´ın kuruluş yılı 1993´e de dikkat çekmek istiyoruz. Bu yıl içinde Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Turgut Özal, Bahtiyar Aydın ve Cem Ersever gibi isimler şüpheli şekilde öldüler ya da öldürüldüler. Bingöl, Sivas ve Başbağlar katliamları yaşandı. Bir ekip tasfiye edildi. Türk devletinin terör politikası değişti. satırlarının yer aldığı haberimizde, bu bağlantıya dikkat çekmiştik. Ve 6 ay önceki bu iddiamız, Zirve davası tanığının geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan ve 9 ay önce savcıya vermiş olduğu ´Özal´ı Tushad zehirledi´ ifadesi ile güçlendi. Özal´ın mezarının açılmasından aylar önce savcıya verilen ifadede Özal´ın hangi zehirlerle zehirlendiği dahi ayrıntılı şekilde belirtiliyordu. Ve ifadede belirtilen zehirler, Özal´ın naaşında aynen tespit edildi.
1993 içindeki cinayetler zincirinin birbiriyle ve Ergenekon´la bağlantılı olduğunu gösteren bulgular giderek artıyor. Sonuç olarak Özal´ın yapmaya çalıştığı tasfiye operasyonu tersine döndü. Devletin en üst noktalarındaki yetkililere yönelik bir karşı tasfiye operasyonu başlatıldı. Başbakanken suikastle başarılamayan tasfiye, Özal cumhurbaşkanı iken yürütülen daha geniş çaplı bir operasyonla başarıldı.
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(11 Aralık 2012, 16:27)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Zehirlenme örtbas mı edilecek?
Kanlı ve Kara Yıl: 1993.. PKK´nın tasfiyesi durduruldu
Albay Kazım Çillioğlu´nun şüpheli ölümü manşetlerimiz
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Turgut Özal´ın şüpheli ölümü manşetlerimiz
Orgeneral Eşref Bitlis´in şüpheli ölümü manşetlerimiz
Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikasti manşetlerimiz
Albay: Bitlis´in ekibi öldürülecek
Fotoğraftaki 10 subaydan 7´si öldü
PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap