Adli Tıp Kurumu´nun Özal´la ilgili ´Zehir var ama zehirlenme yok´ şeklinde rapor vereceği iddiaları üzerine Ahmet Özal´dan çarpıcı bir açıklama geldi. Raporun karartılması için iktidara baskı yapıldığını belirten Ahmet Özal, ´Zarar görürüz, sulandıralım dedikleri kulağıma geldi´ ifadesini kullandı.
10.12.2012 11:29 Turgut Özal´ın naaşından alınan numunelerle ilgili Adli Tıp Kurumu raporunda yer aldığı öne sürülen ´Zehir var, zehirlenme yok´ iddiaları sonrası oğlu Ahmet Özal çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özal, raporun karartılması için iktidara baskı yapıldığını ifade etti.
8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal´ın oğlu Ahmet Özal Bugün gazetesinin sorularını cevapladı. Adli Tıp Kurumu yetkililerinin rapor için çelişkili açıklamalar yaptığını belirten Özal, iktidara rapor için yoğun baskılar yapıldığını savundu.
´SULANDIRALIM DEDİKLERİNİ DUYDUM´
Adli Tıp raporunun önümüz hafta içinde açıklanmasını beklediklerini belirten Özal, rapor sonuçlarının karartılacağını ifade etti. Raporun nasıl çıkacağı konusunda bilgisi olmadığını bildiren Özal, şöyle konuştu: Devletin bazı kesimlerinin baskı yaptığını duydum. Zarar görürüz şeklinde ifadeler yapıldığını işittim. Sulandıralım dedikleri kulağıma geldi. Eğer böyle bir durum olur ve bunu karartmaya çalışırlarsa gerçek raporlar çıktığında zor durumda kalınır.
-´Türkiye bununla yüzleşmeli´-
Raporun sonuçları konusunda tuzak kurulabileceğini aktaran Özal, en yakınındaki isimlerin iktidarı zorladığını dile getirdi. Türkiye´nin bununla yüzleşmesi gerektiğini vurgulayan Özal şöyle devam etti: Şu an Uğur Mumcu suikasti tartışılıyor. Şunu çok net söylüyorum. Babamın suikast olayı incelenmezse Uğur Mumcu da çözülemez. Hiçbir faili meçhulle ilgili sonuç alınamaz. Bir düşünün 19 sene bu cesedi Allah korumuş. Bir şeylerin ortaya çıkması ve anlatılması için. Bunun açıklanmasını istiyor ki korumuş.
KURUMDA GRUPLAŞMALAR OLABİLİR
Adli Tıp Kurumu yetkililerinin çelişkili açıklamalarının olduğunu kaydeden Özal gruplaşmanın kurumda da olabileceğini ifade etti. Çıkacak sonucun merakla beklendiğini anlatan Özal, Kurumda da ikiye ayrılma var. Bunlardan biri rapor sonuçları bu devlete zarar verir diyenler, diğeri doğrusu neyse onun söylenmesi gerekir diyenler. Eğer bir yanlışlık yapılır da rapor karartılırsa vicdanlar bunu kabul etmez. Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve Adli Tıp Kurumu Başkanı ile görüşmedim. Telefonla da aramadım. Sadece kuruma ziyarete gittim benden DNA örneği aldılar. Ama Sayın Abdullah Gül´ün takip ettiğini biliyorum. Rapor çıktıktan sonra kendisiyle de görüşeceğim diye konuştu.
KAMU VİCDANI KABUL ETMEZ
Dönemin Sağlık Bakanı Halil Şıvgın: Raporun karartılması halinde kamu vicdanı bunu kabul etmez. Özal´ın ölümünde ihmaller olduğunu söyleyen ilk kişi benim. Bulduğum tespitleri tek tek sıraladım. İnsanlar inanmadı. Doktoru yok, ambulansa koyacaklar benim gönderdiğim iki tane tam donanımlı ambulans yok. Ambulans demeye bin şahit bir araca karga tulumba götürüyorlar. Kalp krizi geçiren kişi en yakın hastaneye götürülür. 5 dakika mesafeli hastaneye değil dolaştırıyorlar. Bu ihmaller olmasaydı Özal yaşatılabilirdi.
KARARTILMAMASI İÇİN HER ŞEYİ YAPARIZ
DDK harekete geçirildi ve bir rapor açıklandı. O rapor çok ciddi bir rapor. Mezar açıldı ve zehirlenmeye ilişkin bulgular ortaya çıktı. Kesin raporunda zehir var ama zehirlenme yok gibi imaj verilmeye çalışılıyor. Bu raporun savcılığa verilmesi lazım. Özal ile ilgili gerçekler karartılmamalı. Kamu vicdanı bunun sorar. Karartma olmaması için her şeyi yaparız.
SUÇLULAR ´DOSYAYI KAPATIN´ DİYOR
Hasan Celal Güzel: ´Adli Tıp normal rapor verdi´ şeklinde açıklamalarla mesele kapatılamaz. Mutlaka bu konunun daha detaylı incelenmesi lazım. Bulguların daha üst kurula yurtdışına götürülüp yaptırılması lazım. Zehirlenmemiştir diyenler kati şekilde emin oldukları için söylemiyorlar. Şu şu bulgu varsa diyorlar. Soruşturmayı süratle sürdürmek zehirlenmiş neticesi alınmışçasına ciddi bir süreç işletilmesi gerekiyor.
ŞÜPHELENMEYE BAŞLADIM
Faili olabilecek kişiler hakkında soruşturma yapmak gerekir. Aksi takdirde Türk milletinin mahşeri vicdanı buna razı olmaz, tatmin olmaz. Burada kesilemez. Adli Tıp hakkında ben şüphelenmeye başladım. Bunu saklamaları ardından çeşitli zehirlerden bahsetmeleri sonra da yok topraktan alınır şeklinde ifadeler. Acaba hem adli tıp çevrelerinden hem de bunlarla ilgili bazı çevrelerden bu soruşturmayı kapatmak, üstünü örtmek için bir baskı mı yapılıyor. Bu meselenin örtbas edilmesi kapatılması, zehirlenme yoktur demek ve bunu karatmak isteyenlerin kendi suçlarının ortaya çıkmaması amacıyla baskı olabilir.
SUİKASTİ KİMİN YAPTIĞINI BULUN
Vehbi Dinçerler: Zehir var bu söyleniyor. Öncelikle kalp krizinin ölümünü olmadığını ispat etmek lazım. Bir suikast yaşadık oradaki faillerden biri tutuklandı hüküm giydi. Zehirlenme meselesinde bir sürü şüphe var. Bu işe ışık tutulacaksa önce faili belli olan bu suikast olayını kimin yaptırdığını bulun. Bu zehirlenme bile olsa 87´deki hadise aydınlanmadan buraya gelemezsiniz. Eğer bu olay aydınlatılırsa zehirlenme olayında tıp ne derse desin başka şeyler ulaşılabilir. DDK inceleyebilir. AK Parti, meclis diğer partilerle birlikte bir araştırma komisyonu kurulabilir. Hukukun bu şüpheler üzerinde yoğunlaşarak geriye dönük o dosyaların açılması için çalışma yapması gerekiyor.
DERİN YAPILAR DEVREDE
Bülent Orakoğlu: Yalnızca sayın Özal değil Eşref Bitlis, Muhsin Yazıcıoğlu gibi olayların da çözülmemesi, azmettiricilerinin ortaya çıkartılmaması büyük sıkıntı. Türkiye´nin yüzde 80´i bu kişilerinin öldürüldüğünü düşünüyor. Türkiye´de ilke kez Kürt meselesinin çözmek için elini taşın altına koyan bir isim Özal. Ülkesini 21. yüzyıla taşıyacak, demokratikleşme ve kapalı bir rejim önündeki engelleri kaldıran çalışmaları ile hedef olmuş bir isim. Faili meçhul ve kaza süsü verilmiş bu tarz profesyonelce cinayetler ile bu işleri planlayan ciddi bir gücün var olduğunu da görüyoruz. Karşı psikolojik harekatı da ciddi anlamada görebiliyoruz.
KAFALARI BULANDIRIYORLAR
İnsanların kafaları bulandırılıyor. Ergenekon da yok dediler. Bu psikolojik harekat maalesef derin yapıların iş başında olduğunu gösterir. Özal suikastını kimler yaptıysa bu zehirlenmeyi de onlar yaptı.
19 yıl sonra mezarı açıldı
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 17 Nisan 1993´te 12 günlük Türkistan gezisinden sonra vefat etti. Limonatasına katılan arsenikle zehirlendiği iddiasını ortaya atan eşi Semra Özal, saç örneğini ABD´de tahlil yaptırdığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, araştırma yapılması için 1 Ekim 2010´da Devlet Denetleme Kurulu´na (DDK) talimat verdi. 13 Haziran´da açıklanan raporda Özal´ın ölümündeki ihmaller ´Akıl tutulması´ olarak nitelendirildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 17 Eylül´de kabrin açılarak inceleme yapılmasına karar verdi. 2 Ekim´de kabri açıldı ve naaşı incelemeye alındı. (Lütfi Erdoğan / Bugün)
(10 Aralık 2012, 11:29)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Zehirlenme örtbas mı edilecek?
Adli Tıp iddiası: Özal zehirlenmiş
Tanık: Özal´ı Tushad zehirledi
Ergenekon 1993´e uzandı: Tushad
Özal ve komutan cinayetleri bağlantılı
TURGUT ÖZAL´IN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ MANŞETLERİMİZ
Özal: Dertleri beni tasfiye etmek
DDK: Özal´ın mezarı açılmalı
DDK raporunun tam metni
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini Cumhurbaşkanlığı sitesinden indirmek için tıklayın
DDK´nın Özal´ın vefatına dair raporun orjinalini sitemizden indirmek için tıklayın
DDK Özal´ın ölümüne yoğunlaştı
Özal suikastinde çember daralıyor
Özal suikasti muhteşem bir Özel Harp işiydi, amacına da ulaştı
Korkut Özal: Kardeşimi Ergenekoncular öldürdü
Kaynak: Özal´ın o dönem ölmesi birilerince uygundu
Ergenekon, Balyoz ve diğer iddianamelerde arama yap