Meclis Araştırma Komisyonu´na konuşan DYP eski milletvekili Ümmet Kandoğan, 27 Nisan 2007 e-muhtırası öncesi ´İki lidere de ´eğer AK Partili biri cumhurbaşkanı seçilirse yönetime el koyarız´ dediler. Onlar da korktu ve Meclis´e girmedi. Mehmet Ağar´ın büyük bir endişeye girdiğini gördüm, elleri titriyordu. Ağar da, Mumcu da bundan çok etkilendi´ dedi. Kandoğan, oylama öncesi iki lideri telefonla arayarak korkutanlar arasında Demirel ve Karadayı´nın da yer aldığını iddia etti.
31.10.2012 09:55 AK Parti´ye cumhurbaşkanı seçtirmemek için çıkarılan 367 krizi ve 27 Nisan e-bildirisi sürecinin ´canlı tanığı´ DYP Denizli eski milletvekili Ümmet Kandoğan, Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu´nun 28 Şubat-27 Nisan alt komisyonuna konuştu.27 Nisan sürecinde askerlerin ANAP ve DYP´nin liderleri Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar´a baskı yaptığını ve iki liderin de ihtilal yapılacağına inandığını söyleyen Kandoğan, “İki lidere de ´eğer AK Partili biri cumhurbaşkanı seçilirse yönetime el koyarız´ dediler. Onlar da korktu ve Meclis´e girmedi.” diye konuştu.
-Mehmet Ağar´ın elleri titriyordu-
Kandoğan, dönemin YÖK Başkanı Erdoğan Teziç´e yönelik ´uyduruk´ suikast teşebbüsünü ´kırılma noktası´ olarak niteledi:“Televizyonlardan suikast teşebbüsüyle ilgili alt yazı geçince Mehmet Ağar´ın büyük bir endişeye girdiğini gördüm, elleri titriyordu. Ağar da, Mumcu da bundan çok etkilendi. Geri dönülmeyen bir yola girildiğine inanıyorlardı. Asker her iki lidere de ´yönetime el koyacağız, bunun sorumlusu da siz olacaksınız´ dedi. Öyle korktular ki, ihtilal olacağına inandılar, ihtilal sonrasında da ödüllendirileceklerini düşündüler. İsmail Hakkı Karadayı´nın küfürlü ses kaydında ´Erkan Mumcu´ya Meclis´e girme dedim, girmedi´ dediği de ortaya çıktı zaten. TSK, internete koyduğu bildiriyle bu işlere açıktan müdahil oldu. Genelkurmay başkanı ´ben yazdım, siteye ben koydum´ dedi. Bu kadar açıktan yaptılar bunu. 27 Nisan gecesi Genelkurmay´ın internet sitesine konulan muhtıra da bir ´geliyoruz´ ilanıydı.” (Zaman)
-´Gül´ü seçtirmeyen Ergenekon´du´-
Abdullah Gül´ün cumhurbaşkanı seçilmesi sürecinde tüm baskılara rağmen, TBMM Genel Kurulu´na giren DYP eski Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan, daha önce yaptığı açıklamalarda 27 Nisan´daki e-muhtıra ile sonuçlanan sürecin, tipik bir Ergenekon operasyonu olduğunu söylemişti.
-´Demirel, CHP, Genelkurmay, yüksek yargı ve medya birlikte müdahale etti´-
Kandoğan açıklamalarında, Süleyman Demirel, CHP, Genelkurmay komuta katı, yüksek yargı ve medyanın, el birliği ile bu sürece müdahale ettiklerini ifade etti. Kandoğan, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar´ın oylamaya girmek istediğini; ancak Demirel´den gelen tehdit telefonu üzerine bundan vazgeçtiğini kaydetti. Kandoğan, Demirel saat 10.15´te aradı. Ağar´ın rengi benzi sarardı, elleri titremeye başladı. Bunun üzerine elleri ayakları titredi, sigara üstüne sigara yaktı dedi.
-´ANAP ve DYP´nin birleşmesi onların planıydı´-
Eski genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı´nın internete düşen ses kaydını anımsatan Kandoğan, Karadayı tarafından tehdit edilen dönemin ANAP lideri Erkan Mumcu´nun Meclis´teki oylamaya girmekten son anda vazgeçtiğini hatırlattı. Ergenekon davasında yargılananların 2007´de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin engellenmesi için aktif bir çaba içerisinde olduğunu belirten Kandoğan, ANAP ile DYP´nin birleşmesi de derin güçlerin planıydı. Ergenekon´un ne olduğunu görmek isteyenlerin bu sürece bakması yetiyor değerlendirmesinde bulundu. O dönem ölüm tehditleri aldığını söyleyen Kandoğan, Bu süreçler artık geride kalmıştır şeklinde konuştu.
CUMHURBAŞKANLIĞINI AK PARTİ´YE KAPTIRMAMA OPERASYONU
Abdullah Gül´den önceki Cumhurbaşkanı Necdet Sezer´in görev süresinin 15 Mayıs 2007 tarihinde bitmesine 1 yıl kadar varken, Türkiye´de peşpeşe bir takım hareketlenmeler gerçekleşmeye başladı. Cumhurbaşkanlığı makamının kale olduğunu ve AK Parti´ye kaptırılmaması gerektiğini başlangıçta sağda solda dillendirilmekle yetinen çevreler, bir adım daha ileri gittiler ve Mayıs ayının başlamasıyla birlikte toplumsal boyutta ´kışkırtmalar´ sürecini başlattılar.
1 Mayıs 2006 tarihinde Süleyman Demirel´in, ´Başörtüsüyle okumak isteyen Arabistan´a gitsin´ diyerek birden ortaya çıkmasıyla başlayan 1 yılı aşkın bu süreçte, 29 tanesini tespit edebildiğimiz peşpeşe gerçekleşen bu kışkırtmalardan ikincisi 5 Mayıs 2006´da Cumhuriyet gazetesinin bahçesine peşpeşe günler içinde üç kez bombalı saldırı düzenlenmesi, üçüncüsü ise 17 Mayıs 2006´da Danıştay´a düzenlenen ve cinayetle sonuçlanan saldırı ve ardından cenaze töreninde kalabalıkların hükümet üyelerine saldırtılması idi.
Genelkurmay´ın hükümete yönelik 27 Nisan 2007 muhtırası, bu kışkırtmaların 20´nci sırasında yer aldı. 21´nci kışkırtma ise 4 gün sonra geldi. 1 Mayıs 2007´de Anayasa mahkemesi, şaşırtıcı bir karar ile Sezer ve Demirel´in seçtiği 9 üyenin oy çokluğu ile Abdullah Gül´ün cumhurbaşkanlığına seçildiği Meclis´teki oylama işlemini 367 oy sayısı bulunmadığı için iptal etti. Bu olayın hemen ardından AK Parti hükümeti erken seçim kararı aldı ve üç ay sonra yapılan 22 Temmuz 2007 seçimlerini kazandı. Böylece 29 adet kışkırtmanın gerçekleştiği kontrgerilla harekatı başarısızlıkla sonuçlanırken, seçimlerde AK Parti oy patlaması yaptı, cumhurbaşkanlığı makamına da Abdullah Gül seçildi. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(31 Ekim 2012, 09:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Askerin 367 krizindeki rolü belgelendi
367 müdahalesi belgesiyle ilgili manşetlerimiz
Flaş!!! 27 Nisan´a soruşturma
27 Nisan muhtırasıyla ilgili bazı manşetlerimiz
Cumhurbaşkanlığı sürecinde kışkırtmalar