Ergenekon davasına 252. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada, tutuklu sanık Mehmet Haberal´ın talebi üzerine çağrılan CHP Milletvekili Emrehan Halıcı ile tutuklu sanıklar Levent Ersöz ve emekli Albay Hasan Atilla Uğur´un talebi üzerine çağrılan emekli Tuğgeneral Kadir Ali Esener´in tanık olarak ifadeleri alınıyor.
30.10.2012 11:00 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 65´i tutuklu 274 sanıklı ?Ergenekon? davasının 252. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal ile CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan´ın da aralarında bulunduğu 39 tutuklu sanık katıldı. Duruşmaya, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Sedat Peker´in de aralarında bulunduğu 26 tutuklu sanık gelmedi.
-Sanık Özkan, 29 Ekim gösterilerine katılanları duruşmalara davet etti-
Bu arada, tutuklu sanık Tuncay Özkan ile izleyiciler arasındaki sohbet dikkat çekti. Özkan, eski bakanlardan Yaşar Okuyan´ın da aralarında bulunduğu 13 izleyiciye hitaben, Duruşmalara izleyiciler, sanıklar ve avukatları gelmesin istiyorlar. Sokakları doldurduk. Şimdi burayı (duruşma salonunu) doldurma zamanıdır. Önümüzdeki hedef dünkü (Cumhuriyet yürüyüşüne katılanları kastederek) kalabalığın buraya gelmesi. diye çağrıda bulundu.
-Savcı, Balbay´ın iddiasını kendi yazısı ile çürüttü-
Bugün Silivri´de görülen Ergenekon davasında savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Mustafa Balbay´ın verdiği bir bilginin yanlış olduğunu ortaya çıkardı. Duruşmanın ilk kısımlarında Balbay söz alıp kendisinin bulunmadığı duruşmalarda tanık olarak dinlenilen gazeteci Aslı Aydıntaşbaş´a Savcı Pekgüzel´in yanlış beyan içeren soru sorduğunu iddia etti. Balbay Savcı Pekgüzel´in tanığa 2006´da Ergenekon ile ilgili yazılarınızı Mustafa Balbay´dan etkilenerek mi yazdınız. Ortalıkta Ergenekon ismi geçmiyorken o köşesinde yazmıştı sorusunu sordu. Balbay Savcı Pekgüzel´in bu ifadelerinin yanlış olduğunu iddia ederek, ?kon kon kon Ergenekon? isimli yazısını 2008 yılında yazdığını söyledi. Duruşmaya verilen arada araştırma yapan Savcı Pekgüzel ise, Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinden Balbay´ın o yazısını çıkarttı. Ve yazının tarihinin 2 Haziran 2006´ya ait olduğunu gösterdi. Savcı Pekgüzel yazıyı gösterip ?Demek ki neymiş savcılık makamı soruları doğru soruyor. Balbay yanlış bilgi verdi demeyi de ihmal etmedi. Mustafa Balbay´ın Cumhuriyet gazetesindeki 2 Haziran 2006 tarihli köşe yazısı ?Er Er Ergenekon..Gel Her Yere Kon? başlığını taşıyordu.
TANIK KADİR ALİ ESENER´İN SAVUNMASI
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tutuklu sanıklardan Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur´un savma tanığı olarak dinlenmesini istedikleri emekli Tuğgeneral Kadir Ali Esener ile tutuklu sanık Mehmet Haberal´ın savunma tanığı olarak dinlenmesini istediği CHP Milletvekili Emrehan Halıcı´nın duruşmaya geldiğini açıkladı.Kimlik tespitinin ardından Başkan Özese, tanık Esener´e, Tutuklu sanıklardan Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur sizin dinlenmenizi istedi. Levent Ersöz´e Sarıkız, Yakamoz ve Ayışığı isimli darbe planlarının bir CD içerisinde Faruk Demir tarafından verilmesine ilişkin bildiklerinizi söylemenizi istiyorlar. açıklamasını yaptı.
Bahsedilen planların verildiğine şahit olmadığını söyleyen Esener, Ben bahse konu 2004 yılında Jandarma Genel Komutanlığı Plan Prensipler Başkanlığı görevindeydim. Merkezimiz Beştepe´deydi. Levent Ersöz´ün İstihbarat Başkanlığı yaptığı yer de genel komutanlığın bulunduğu Bakanlıklar´daydı. Ben haftada 2 kez komutanlığa giderdim. Fazla bir irtibatım olmazdı. 2004 YAŞ kararıyla Jandarma Bölge Komutanlığı´na atandığımda Fevzi Türkeri´ye nezaket ziyaretinde bulundum. Bana Ayışığı, Yakamoz ve Sarıkız darbe planlarını duyup duymadığımı sordu. Ben de ilk kez kendisinden duyduğumu söyledim. Çıktığımda da Levent Ersöz ile karşılaştım. Ofisine geçtik. Orada konuşurken bu planlardan haberi olup olmadığını sordum. Strateji uzmanı olarak bildiğim Faruk Demir tarafından Mayıs ayında bir CD içerisinde getirildiğini ve kendisinin de bunları Fevzi Türkeri ile Şener Eruygur´a verdiğini söyledi. dedi.
Daha sonra Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Faruk Demir´in bu planları nereden aldığını bilip bilmediğini sordu. Esener ise, Levent Ersöz´ün ofisine gittiğimde Faruk Demir de sonradan ofise geldi. Orada sorduğumda Amerikalı bir dostundan aldığını ve sonrasında getirip Levent Ersöz´e verdiğini söyledi. ifadesini kullandı. Bu planları başka kimselere verip vermediği konusundaki bilgisi sorulduğunda ise Esener, Beni ilgilendirmediği için sormadım. cevabını verdi.
Savcı Pekgüzel, Dava sanıklarından Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur´un da bulunduğu ortamda sivillerle bir toplantıya katıldınız mı? diye sordu. 4 Mart 2004 tarihinde yapılan bu toplantıya kendisinin de katıldığını belirten Esener, Bir akşam yemeği yedik. Komutan gelmediği için bir kişilik boş yer varmış ve bu nedenle beni de çağırmışlar. Planlı bir toplantı değildi. Yoksa bir gün öncesinden çağırırlardı. İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay da vardı. dedi.
Savcı Pekgüzel, dava sanıklarında Mustafa Balbay´a ait olduğu iddia edilen günlüklerden bazı bölümler okuyarak yemekte neler konuşulduğunu sordu. Esener ise, Selçuk ve Balbay sivil toplum örgütlerinin bilinçlendirilmesi gerektiği konusunda birer konuşma yaptılar. Nasıl bilinçlendirilmesi gerektiğini söylediler. Aradan 8 sene geçti başka hangi konular gündeme getirildi hatırlamıyorum. Komutan da bir konuşma yaptı. Rektörlerden kimseyi görmedim. Biz ayrılırken biri geldi ama biz ayrılıyorduk. Bize ´Siz gidebilirsiniz´ dediler. diye cevap verdi.
Savcı Pekgüzel´in, 3 Mart 2004 tarihinde ´Hilafetin ilgası´ adı altında ATO tesislerinde yapılan toplantıdan haberiniz var mı? şeklindeki sorusuna ise tanık Esener, Atatürkçü Düşünce Derneği koordinasyonundan yapıldığını biliyorum ama toplantıya katılmadım. Basından takip ettiğim kadarıyla komutanların katıldığını biliyorum. cevapladı.
Duruşmaya öğle arası verildi. (AA, Cihan, DHA)
Bu arada, tutuklu sanıklardan Mehmet Haberal´ın savunma tanığı olarak ifade verecek olan Emrehan Halıcı da duruşma salonunda bulunuyor.Halen CHP Ankara Milletvekili olan Emrehan Halıcı, eski başbakanlardan DSP´li Bülent Ecevit´in partisinde genel başkan yardımcılığı görevini yürüttü. Halıcı, Ergenekon davasının 24 Eylül´de görülen 233. duruşmasında tanık olarak ifade vermeye çağrılmıştı. Halıcı´ya, Ergenekon davasında Ecevit´in tedavi gördüğü hastanede yanlış tedavi uygulanarak, öldürülmek ve bu yolla hükümetin düşürülmek istendiği iddialarının sorulması bekleniyor.
TANIK EMREHAN HALICI´NIN İFADESİ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´de görülen Ergenekon Davası´nında dava sanıklarından CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal´ın savunma tanığı CHP Ankara Milletvekili Emrehan Halıcı tanık olarak dinlendi. Kimlik tespiti sırasında Tanık Halıcı hala CHP Ankara Milletvekili olarak görev yaptığını söyledi. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Haberal ile aranızda hakaret ve tazminat davası açılmış. Haberal ile aranızda bir husumet var mı? diye sordu. Tanık Halıcı, Aralarında Haberal´ın da bulunduğu Başkent Üniversitesi Hastanesi´nde görev yapan doktorların şikayeti üzerine hakkımda hakaret ve tazminat davası açıldı diye cevap verdi. Mahkeme Başkanı Özese´nin Davalar nasıl sonuçlandı? diye sorması üzerine tanık Halıcı, Açılan ceza davalarından beraat ettim, tazminat davası ise lehime sonuçlandı dedi. Mahkeme başkanı Özese, Dava sanıklarından Mehmet Haberal sizi savunma tanığı olarak gösterdi. Haberal´ın avukatları tarafından verilen dilekçede, ´Tanık olarak dinlenen Recai Birgün ifadesinde Başkent Üniversitesi Hastanesi´nde Bülent Ecevit´e iş göremezlik raporu verileceğine dair duyumlar aldığını, Emrehan Halıcı´dan da bu duyumları duydum´ dediğini bu gerekçelerle Emrehan Halıcı´nın tanık olarak dinlenmesini istiyoruz deniliyor. Ecevit´e yakınlığınız nasıldı? Başkent Üniversitesi Hastanesi´nde nasıl bir tedavi uygulandı? diye sordu.
Yeminli olarak ifade veren tanık Halıcı, 2002 yılında DSP Grup Başkan Vekili olarak parlamentoda görev yaptığını belirterek ?Bu nedenle rahmetli Bülent Ecevit ile yakın mesai içindeydik diye konuştu. Emrehan Halıcı ?Bu benim hiçbir zaman görmediğim, direkt telaffuz etmediğim bir konudur. Bu konu gazetelerde haber yapılmıştı. Kuliste konuşuluyordu. Parlamentoda, kuliste yalan yanlış birçok konu konuşulur, dedikodu yapılır. Bir gazeteci bu konuyu sorunca ´Böyle bir şey yok´ demiştim. Ancak gazeteci müstehzi edayla ´Hiç mi duymadınız´ deyince ´Bu tür duyumlar bizim de kulağımıza geliyor´ dedim. Yıllardır siyasetteki rakiplerimiz bu konuyu dayanak yaptılar. Bu abartılarak söylemediğim biçimde dillendirildi. Böyle bir belgeyi görmedim, böyle bir imada, ifadede bulunmadım. Bilmediğim, duymadığım bir konu. Gazeteciye ´evet bu duyum bizim de kulağımıza geldi´ dedim. Dosttan, düşmandan, gazetecilerden böyle bilgiler bize gelir. Maalesef bu konu çok büyütüldü dedi.
Halıcı, Prof.Dr. Mehmet Haberal´ın da medyada çıkan haberlerden etkilenip kendisine dava açtığını belirterek ?Hocamızın bana dava açmasından da çok büyük üzüntü duydum. Haberal saygı duyduğum bir hocadır. Oradaki arkadaşlarımız beni yanlış anlayarak mahkemeye verdi. Benim dava sırasında verdiğim ifadeler mahkeme kayıtlarında da mevcuttur. Dava açılan süreçte söylediklerim daha gerçektir. O zaman söylediğimle şimdi söylediğim aynıdır.
Ben hiçbir zaman Başkent Üniversitesi Hastanesi´yle ilgili suçlamalarda bulunmadım diye konuştu. Halıcı, Haberal´ın açtığı davanın tutanaklarını da yanında getirdiğini, aynı şeyleri orada da söylediğini ifade etti. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Bülent Ecevit´e iş göremezlik raporu verileceğini ne zaman duydunuz? şeklindeki soru üzerine tanık Halıcı, Hastaneden çıktıktan sonra 2002 Haziran ayında olabilir diye konuştu. Özese, İşgöremez raporu verileceği şeklindeki duyumları kimden duydunuz? diye sorması üzerine Bundan şundan duydum diye size isim veremem. Bu tarz duyumlar kuliste söylenir, bazen bir basın mensubu arkadaşımız tarafından söylenir. Bu tür duyumların ciddiye alınması uygun değildir. Bu dedikodunun asıl sahibini anlamak bilmek mümkün değil diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Özese, 2002 Mayıs ayında Başbakan Ecevit´in tedavi sürecini takip edebildiniz mi, Başbakan Ecevit´in doktorlarıyla görüşebildiniz mi? diye sordu. Tanık Halıcı, Başbakan Ecevit´in tedavi sürecini takibim olmadı. Ancak Başbakan Bülent Ecevit hastanede tedavi gördüğünde yanına sürekli gidip geldim. Ecevit´in doktorlarıyla da görüşme yapmadım. Bülent Ecevit hastaneden çıktıktan sonra nöroloji alanında uzman doktor arayışına girildi. Bana da tanıdığım bir doktorun olup olmadığını sorulması üzerinde yakın doktor arkadaşım olan Murat Evre´yi tavsiye ettim şeklinde konuştu.
Mahkeme başkanı Özese, Bülent Ecevit, Mücahit Pehlivan tarafından tedavi edilmiş. Bu konuda bilginiz nedir? diye sorması üzerine tanık Halıcı, Mücahit Pehlivan´ın yaptığı çalışmalardan bilgim yok diye cevap verdi. Mahkeme Başkan Özese, Rahşan Ecevit´ten, işgöremezlik raporu verileceği konusunda size bir şey söyledi mi? diye sorması üzerine tanık Halıcı, Ben Rahşan Hanım´dan böyle bir şey duymadım. Ancak bize gelen duyumların ona da ulaştığını düşünüyorum. Rahşan Hanım bana birşey demedi diye konuştu.
-Ecevit´e baskılar yapılıyordu-
Özese´nin, dava sanıklarından emekli Orgeneral Tuncer Kılınç´ın Ecevit´i ziyaret ederek, partiyi devretmesini istediği iddialarını hatırlatması üzerine Halıcı şunları söyledi: Ecevit´in, hastaneden çıktıktan sonraki döneminde başbakanlıktan çekilmesine dair telkinler yapıldığını Ecevit kitabında da belirtmişti. DSP´nin devredilmesine ve Başbakanlıktan çekilmesine yönelik Ecevit´e bir baskı söz konusuydu. Bunu duyuyorduk. Ama Tuncer Kılınç mıydı bilmiyorum. Bütün DSP´liler bundan haberdardı. İş ve askeri çevrelerden de bu tür telkinlerin yapıldığı duyumları vardı. (DHA)
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada dinlenilen Halıcı, Bülent Ecevit´i evinde ziyaret ettiğinde hiçbir zaman hasta görmediğini, Ecevit´in ziyaretçileri ayakta karşılayıp, ayakta uğurladığını anlattı. Halıcı, Ecevit´in sağlık durumuna ilişkin çok sayıda söylenti dolaştığını ifade ederek, ´Sadece Mehmet Haberal değil, gazetelerde hanımefendinin Başbakan´ın sağlığı, beslenmesi ve hatta temizliğiyle ilgilenmediğine dair haberler çıkıyordu. Bu konuda sadece Haberal değil, Rahşan Ecevit de mağdur olmuştur´ dedi.
Halıcı, Hüsamettin Özkan´a cumhurbaşkanlığı adaylığı teklifine ilişkin bir soru üzerine de şunları anlattı: ´Bülent Ecevit, cumhurbaşkanının mutabakat ile seçilmesi gerektiğini düşünüyordu. Hüsamettin Özkan, parlamento ilişkileri nedeniyle sevilen biriydi. Başbakanlık ofisinde benim de olduğum ortamda Bülent Ecevit, Hüsamettin Özkan´a kendisini cumhurbaşkanı adayı gösterebileceğini söyledi. Hüsamettin Özkan ´Bana şu pencereden atlamamı söyleyin atlarım ama bunu teklif etmeyin´ dedi.´
Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu´nun, Mehmet Haberal´a cumhurbaşkanı adaylığı teklif edilmesine ilişkin sorusu üzerine de Halıcı, ´Bülent Bey Haberal´ı tanıyordu. Ecevit´in öne sürdüğü, parti içinde halkın kabul edebileceği, milletin sevgisini kazanmış isimler arasında Mehmet Haberal da vardı. Haberal´a gitmemi Ecevit istedi. Bizzat ben Başkent Üniversitesi´ne gidip Haberal ile konuştum. Haberal ´Teşekkür ederim´ diyerek reddetti´ şeklinde konuştu.
Halıcı, Haşıloğlu´nun, ´Başbakan aleyhindeki çirkin senaryoları kim organize etti? Parti olarak bir tespitiniz oldu mu?´ sorusuna, ´Bu konuyu bilmiyorum. Bilmediğimiz için hala bu konunun araştırılmasını istiyoruz´ diye yanıt verdi.
Halıcı, şunları kaydetti: ´Siyasi arkadaşlarımız, milletvekilleri, köşe yazarları bilmeden bu kampanyanın içinde yer almış olabilirler. Hükümet değişikliğinin yararlı olacağını düşünmüş olabilirler. Biz bu tür yazılar, hareketler başladığı andan itibaren karşı durduk. Bizler de yıpratılmak istendik ve yıpratıldık. Bunun sonucunda, iktidar partisinin bakanları ve milletvekilleri partiden ayrılmak durumunda kaldı. Erken seçim kararı çıktı. Çok zor ve kötü bir dönem geçirdiğimizi hatırlıyorum.´,
Duruşma, Halıcı´nın dinlenilmesinin ardından 1 Kasım Perşembe gününe ertelendi.
(30 Ekim 2012, 11:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
ECEVİT´İN ´İŞ GÖREMEZ´ RAPORU İLE BAŞBAKANLIKTAN DÜŞÜRÜLME PLANI MANŞETLERİMİZ
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap