İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü´ndeki öğretim üyeleri hakkında, dönemin 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon´a rapor sundukları iddia edilen eski enstitü müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy, polis zoruyla getirildiği Silivri´de Ergenekon davasında tanık olarak dinleniliyor. Atasoy, İÜ Adli Tıp Enstitü´ndeki müdürlük görevi uzatılmayarak yerine başkasının atanmasının ardından kapıldığı kaygı üzerine, dönemin 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon´a gittiğini söyledi.
23.10.2012 12:11 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 65´i tutuklu 274 sanıklı ?Ergenekon? davasının 251. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, CHP Milletvekili Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan´ın da aralarında bulunduğu 40 tutuklu sanık katıldı. Duruşmaya, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal ile Sedat Peker´in de aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık gelmedi. ?Odatv? davasında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük de duruşmada hazır bulundu.
TANIK SEVİL ATASOY´UN İFADESİ
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Tolon´un avukatları tarafından dinlenilmesi istenilen Sevil Atasoy´un duruşmaya geldiğini belirterek, dışarıda bekletilen Atasoy´u salona aldırdı. Kimlik tespiti yapılan Atasoy, sanıklarla arasında bir dava olup olmadığına ilişkin soru üzerine, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Adli Tıp Enstitüsü´ndeki bazı öğretim üyeleri hakkında düzenlenen ve kapağında kendi adının yazıldığı raporu ilk defa basında gördüğünü söyledi.
Atasoy, raporun basında yer almasının ardından, enstitüdeki bazı öğretim üyelerinin şikayeti üzerine hakkında ?hakaret ve iftira? suçlarından İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesi´nde dava görüldüğünü söyledi.
Atasoy, 1982 yılında kurulan Adli Tıp Enstitüsü´nün kurucuları arasında yer aldığını, enstitüde 18 yıl da müdürlük yaptığını belirtti.
Davanın tutuksuz sanıklarından Doç. Dr. Ümit Sayın´ın ABD´de çalışırken başvuru yaptığı enstitünün, rektör tarafından açılan kadro üzerine, farmakoloji bölümüne atandığını ifade eden Atasoy, enstitü müdürünün de rektör tarafından 3 yıllığına atandığını aktardı.
-´Kaygılandım ve Hurşit Tolon´a gittim´-
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese´nin ´Hurşit Tolon ile nasıl tanıştınız?´ sorusu üzerine Atasoy, şunları kaydetti:
´Enstitüdeki müdürlüğümün bitmesine birkaç gün kala rektörü (Prof. Dr. Mesut Parlak) ziyaret ettim. Çok yakın ailevi konuları konuştuktan sonra üniversiteyle ilgili görüşlerimi içeren rapor verdim. Veda ederek ayrıldım. Görevli olarak Lahey´e gittim. Oradan telefonla arayarak görev süremin uzatılıp uzatılmadığını sordum. Müdür olarak tayin edilen bir isim söylendi. Yeni müdürün kim olduğunu bilmiyorduk. Enstitü dışındandı. Rektörün yeni müdürü bana neden söylemediğini merak ettim. Rektörün, gazetelerde ´yaşlandığı için yeni kuşaklara görev imkanı vermek amacıyla atamasını yapmadım´ şeklindeki beyanını okudum. Ben o tarihte, 5 yıllığına BM Uyuşturucu Kontrol Kurulu üyeliğine getirilmiştim. Rektörün basına yansıyan bu gerekçesine katılmadım. Ne olduğunu anlamak istedim. Tanıdığım kişilere nedenini sormaya başladım. Kimin teklif ettiğini bilmiyorum, ama 1. Ordu Komutanı´na da (emekli Orgeneral Hurşit Tolon) soralım denildi. Ümit Sayın randevu aldı. 2005 Haziran ayının ortalarında 1. Ordu Komutanlığı´na gittik. 1, 1.5 saat kaldık. Ben görev süremin neden uzatılmadığı, enstitüde hiç çalışmamış, dışarıdan bir kişinin neden müdür olarak tayin edildiği konularında bilgisi olup olmadığını sordum. Müdür yardımcısı da dışarıdan atandı. 1982 yılından beri emek verdiğim, uluslararası konuma getirdiğim yapının, eğitim ve öğretim aktivitelerini sürdüremeyeceği kaygısına kapıldım.´
Atasoy, daha önceden emekli Orgeneral Hurşit Tolon´u hiç görmediğini ve tanımadığını savunarak, ´Sayın, randevuyu benim adıma aldı. Üniversitedeki huzursuzluklar, görevden almalar, yeni tayinler konuşuldu. Konuşma bittiğinde Tolon, ´bunları yazılı olarak verir misiniz?´ dedi. Ricada bulundu. Ben cevap vermedim. Benim açımdan yazıya dökülecek bir şey yoktu. Görüşmenin sonuna doğru birilerini çağırdı. Bizi kapıya kadar geçirdiler. Sonra başka herhangi bir ordu mensubuyla görüşme yapmadım´ dedi.
Adli Tıp Kurumu´nu babası Şemsi Gök´ün kurduğunu anımsatan Atasoy, bu kuruma alternatif yeni bir bilirkişi oluşturmaya dair teklifler olduğunu, kendisinin buna karşı çıktığını, yapılan yeni atamalarla ´Adli Tıp Kurumu´na alternatif bilirkişi kurumu oluşturuluyor´ diye kaygılandığını söyledi.
Özese´nin ´Tolon´dan ne bekliyordunuz?´ sorusu üzerine Atasoy, müdür olarak neden görevlendirilmediği konusunda fikri olup olmadığını sormak istediğini anlatarak, ´O tarihte milletvekillerine, gazetecilere, kimi gördüysem sordum´ dedi.
Özese´nin ´Ümit Sayın´ın rapor verdiğini biliyor musunuz?´ sorusuna da Atasoy, ´Hayır, bilmiyorum. Gazetelerde çıkan haberler üzerine, kişiler şikayetçi oldu. Raporun varlığından gazetelerden haberim oldu. Raporun kapak yazısına adımı yazanları da tanık olarak dinletmek istiyorum´ yanıtını verdi. (AA)
Prof. Dr. Sevil Atasoy, 1987´den beri sürdürdüğü İÜ Adli Tıp Enstitüsü müdürlüğü görevini 26 Mayıs 2005´te bıraktı. Atasoy´un ismi, Ergenekon dosyasına giren ek klasörlerde yeniden gündeme geldi. 1. Ordu Komutanlığı´nda görevli Tümgeneral Uğur Uzal imzalı ve 25 Haziran 2005 tarihli 47 sayfalık raporda, çok sayıda akademisyenin ´Kürt kökenli, bölücü, eski sol militanı´ şeklinde fişlendiği ortaya çıktı. Atasoy´un adli tıp uzmanlarına yönelik hazırladığı fişleme raporunun da söz konusu 47 sayfalık rapora ´ek´ olarak eklendiği belirtildi.
Dünkü duruşmada, Atasoy´a fişleme belgeleri de soruldu. Dönemin 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon´a gönderilen 47 sayfalık raporla ilgisinin bulunmadığını iddia eden Atasoy, ?Bu raporu ben yazmadım. Benim adımı raporun kapağına önemsenmesi için yazmış olabilirler.? dedi. Bunun üzerine Atasoy´a, Tolon´un avukatı tarafından ?Bir röportajınızda Ümit Sayın´ın size ´Öyle bir rapor hazırladım ki küçük dilinizi yutacaksınız.´ diye yazdığınızı anlatmışsınız. Bu raporu Sayın´ın mı yazdığını düşünüyorsunuz?? diye sordu. Raporu kimin yazdığını bilmediğini kaydeden Atasoy, ?47 sayfalık bu raporu bir insanın tek başına yazması mümkün değildir. Ama içimde kullanıldığıma dair bir infial uyanmıştı. Demek ki Tolon´a gitmemiz, sadece bana destek için değilmiş diye düşündüm.? ifadelerini kullandı.
Sevil Atasoy´un ifadelerinde Tolon´a gönderilen rapordan kendisinin de zarar gördüğü yönünde beyanı olduğunu hatırlatan Hakim Sedat Sami Haşıloğlu ise, ?Bu rapor nedeniyle hakkınızda suç duyurusunda bulunulmuş. Sizin mağduriyetinize sebep olan Ümit Sayın hakkında suç duyurusunda neden bulunmadınız?? diye sordu. Atasoy da, ?Raporun kapağına benim adımı Ümit Sayın mı yazmış, başkalarımı yazmış bilemiyorum. Hakkında bu dava açılmış zaten. Bu süreçte o da aydınlanır diye düşündüm.? karşılığını verdi. Bunun üzerine Haşıloğlu, ?Aydınlatma, sizin belli mekanizmaları harekete geçirmenizle olacak.? ifadesini kullandı.
Haşıloğlu, Tolon´a sunulan raporda ´Kürtçülük, TSK aleyhtarlığı, irtica´ gibi konuların geçtiğini belirterek, ?Ziyaretinizde Tolon ile bu konulardan konuştunuz mu?? sorusunu da yöneltti. Atasoy´un ?Hayır? cevabını vermesi karşısında da, ?Tolon konuşulduğunu söylüyor.? dedi. Atasoy´un cevabı ise ?Hayır, konuşmadık. Konuşmanın yüzde 70´i benim kişisel konumla ilgiliydi.? şeklinde oldu. Bu durumdan dolayı oldukça rahatsız olduğunu anlatan Atasoy, şöyle devam etti: ?Bu konudan dolayı içim yanıyor, anlatamam. Özür dileyerek söylüyorum. Denize düşen yılına sarılır. Ben etrafımda kim varsa herkese görev süremin neden uzatılmadığını sordum.? ( Zaman)
TANIK EMRAH ÖZDEMİR DİNLENDİ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada, birkaç kez rahatsızlandığı için tanık olarak dinlenilmesine ara verilen Emrah Özdemir´in beyanları alındı. Gizli tanık odasında sesi ve görüntüsü bozulmadan salona yansıtılan Özdemir, sanıkların ve avukatların sorularını yanıtladı.
ERSÖZ HASTANEYE SEVKEDİLDİ
Özdemir´in tanık olarak dinlenilmesinin tamamlanmasının ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, sağlık durumunu sordukları tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz´le ilgili İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği´nce görüş yazısı gönderildiğini söyledi. Yazıda, Ersöz´ün giderek kontrolü güçleşen enfeksiyonları nedeniyle rehabilitasyonunun yapılamadığı, uygun kliniğe yatırılması gerektiğinin bildirildiğini ifade eden Özese, Adalet Bakanlığı´na yazı yazılarak, Ersöz´ün uygun kliniğe yatırılıp tedavisinin yapılabilmesi için tam teşekküllü hastaneye sevk edilmesine karar verildiğini açıkladı.
Duruşma, 30 Ekim Salı gününe ertelendi.
(23 Ekim 2012), son güncel.: (24 Ekim 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: