Fazilet Partisi´nden 1999´da milletvekili seçilen ancak TBMM´de yemin etmesi engellenen, başta Başbakan Bülent Ecevit olmak üzere birçok DSP´li milletvekili tarafından üzerine yürünerek linç edilmek istenen Merve Kavakçı, 28 Şubat soruşturmasında ifade verdi ve sanıklardan şikayetçi oldu.
18.10.2012 11:17 Fazilet Partisi´nden 1999´da milletvekili seçilen ancak TBMM´de yemin edemeyen Merve Kavakçı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın yürüttüğü 28 Şubat Soruşturması kapsamında ´mağdur´ sıfatıyla ifade vermek için Ankara Adalet Sarayı´na geldi. Avukatıyla birlikte adliyeye gelen Kavakçı´nın ifadesinin, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili tarafından alınması bekleniyor.
-Şikayetçi oldu-
Fazilet Partisi´nden 1999´da milletvekili seçilen, ancak TBMM´de yemin edemeyen Merve Kavakçı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın yürüttüğü 28 Şubat Soruşturması kapsamında ifade verdi. Avukatı İsmail Aydos ve eşi Cihangir Nazır İslam ile birlikte adliyeye gelen Kavakçı´nın ifadesi, Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili tarafından alındı.
Kavakçı, yaklaşık 1 saat 45 dakika süren ifadesinin ardından adliyeden ayrılırken gazetecilerin sorularına, ´Savcı Beyin daveti üzerine buradayım. Sorularına cevap verdim. Yarın da Meclis Araştırma Komisyonu´nda olacağım´ karşılığını verdi. ´Şikayetçi oldunuz mu´ sorusu üzerine ise Kavakçı, ´Daha önce şikayetçi olmuştum´ dedi.
MART AYINDA İFADEYE ÇAĞRILMIŞTI
28 Şubat soruşturmasını yürüten Ankara Özel Yetkili Savcılığı, o süreçte milletvekilliği düşürülen ve Türk vatandaşlığı kaybettirilen eski Fazilet Partisi (FP) İstanbul Milletvekili MerveKavakçı´yı, müşteki (şikayetçi) tanık sıfatıyla 8 Mart 2012 tarihinde ifadeye çağırmıştı. 28 Şubat´ın simge isimlerinden olan Kavakçı´nın, o dönemdeki uygulamalardan zarar gördüğü gerekçesiyle ifadeye çağrıldığı belirtilmişti.
BALBAY´A SAYGI, KAVAKÇI´YA LİNÇ
Milletvekili seçilen tutuklu Ergenekon milletvekillerinin mahkemelerce tahliye edilmemeleri aylardır Ergenekon medyasında ´milli iradeye saygısızlık´ olarak gösteriliyor. Oysa 1999 yılında, milletvekili seçilmiş olan ve herhangi bir hapis cezası da olmadığı halde sadece başörtülü diye Fazilet Partisi milletvekili Merve Kavakçı´ya Meclis´te inanılmaz saygısızlık ve hakaret yapıldı. Kavakçı, adeta ´vurun kahpeye´ şeklinde çok adice bir lince tabi tutuldu. Başta dönemin Başbakanı Bülent Ecevit olmak üzere Meclis´te çoğunluğu bulunan DSP´li vekiller Merve Kavakçı´nın üzerine yürüdü, fiilen meclisten atılması için baskı yaptılar.
İŞTE 28 ŞUBAT´IN YÜZKARALARI
28 Şubat sürecinde bazı medyanın askerlere verdiği destek bugünlerde konuşuluyor. Basılı ve görsel medyada bu konu en hararetli tartışma konularından birisi. Kavakçı´nın soruşturma kapsamında müşteki olarak ifade vereceğinin ortaya çıkması üzerine olayı haber yapan bazı gazetelerin yayınları, örneğin Hürriyet´in şu satırları, o günden bu güne o kesimde hiçbir şeyin değişmediğini ispatlıyor:
...O dönem türbanla TBMM´ye girmek isteyince büyük tepki çekmişti..
28 ŞUBAT´IN KALEMLİ KUVVETLERİ
Merve Kavakçı´nın başörtüsüyle Meclis´e gelmesine tepki gösteren medyadaki bazı yazarların o gün kaleme aldıkları şu satırlar ise 28 Şubat´ın sadece silahlı değil aynı zamanda kalemli kuvvetlerce de yürütüldüğünü ispatlamaya yeter:
EMİN ÇÖLAŞAN: Belli kesimler şimdi bir tantana yapıyor: ´Merve milletvekili seçilmiş, mazbatasını almıştır. Yemin etmese bile milletvekilidir. Bütün özlük haklarından yararlanır, maaşını alır, sadece türbanıyla genel kurul ve komisyon çalışmalarına katılamaz.´ Hayır! Anayasa´nın 81. maddesi aynen şöyle başlıyor: ´TBMM üyeleri göreve başlarken aşağıdaki şekilde ant içerler...´ Demek ki göreve başlaması için milletvekilinin ant içmesi gerekiyor. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına göre, Meclis önünde ant içmeyen Cumhurbaşkanı göreve başlamış sayılmayacak ama, Merve isimli kadın, milletvekili olacak! Herkesi uyarıyorum. Bu oyuna gelinmesin.
OKTAY EKŞİ: Merve olayı, devlete yönelik bireysel bir başkaldırı teşebbüsü ile kendi temel felsefesinden ve kimliğinden fedakarlık yapmamaya kararlı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasındaki son raundu bekliyor. Merve kızımız, kiminle dans ettiğini o zaman öğrenecek.
TUFAN TÜRENÇ: Türban olayının bir tek amacı vardı, o da devlete meydan okumaktı. Ondan sonraki hedef ise laik ve demokratik cumhuriyeti yıkıp, yerine bir İslam cumhuriyeti kurmaktı.
YALÇIN BAYER: Erbakan´ın kuklası olarak, Nazlı Ilıcak´ın koruyucu kanatları altında Türkiye´yi geren Merve, Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı ve komutanlar yemin törenini izlerken salona girebilir miydi? Fazilet sıralarından başını kaldırıp Demirel ve Kıvrıkoğlu´nun yüzüne bakabilen oldu mu? Biliniz ki hayır.
FERAİ TINÇ: TBMM´nin koşullarını hiçe sayarak, kendi doğrusunu zorla dayatmaya kalkıştı. TBMM´nin toplumsal uzlaşmayı yansıtan eğilim ve uygulamalarına omuz silkerek, milletin Meclis´ine sızmaya çalıştı.
HASAN CEMAL: Merve Kavakçı, Fazilet milletvekili. Daha Meclis´in ilk gününde türbanıyla meydan okudu. Bunalım kışkırtıcılığı yaptı.
FİKRET BİLA: Merve Kavakçı olayı, cumhuriyet kurulduğundan ve laik içerik kazandıktan bu yana süregelen rejim karşıtı akımın yansımasıdır.
RUHAT MENGİ: Türkiye, onların TBMM çatısı altında bulunmaya layık olmadıklarına inandı! Yemin töreninde mide bulandırıcı bir yalan havası hakimdi. MerveKavakçı, fırsat bulsa Demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına yemin ederek bir ikiyüzlülük örneği vermiş olacaktı.
CAN ATAKLI: Gerçekten bir ajan provokatör olan Merve Kavakçı, Meclis´teki tüm partilerin gafletinden yararlanarak, çağdaş ve laik Türkiye´yi yaralayan eylemini gerçekleştirdi. Meclis Genel Kurulu´na girmesi, yemin ettirilmese bile uzun süre oturması rezalettir, skandaldır. Buna neden olan tüm siyasi partileri kınamak gerek.
ERTUĞRUL ÖZKÖK: Ecevit, İspanya Meclisi´ni basan askerlerin önüne çıkan o meclis başkanı gibi. Meclis´i basan bir zihniyetin karşısına dikildi. Ecevit´in bu çıkışının ve orada yaptığı konuşmanın ne kadar tarihi bir öneme sahip olduğunu, o gece o konuşmanın Türkiye´de neleri önlediğini tarih yazacak. Merve Hanım´ın çocuklarını almak için gittiği okulda küçücük öğrencilerden aldığı dersler, bu haddini bildirme sürecinin ilk işaretleridir.
ENİS BERBEROĞLU: DSP´nin milliyetçi Meclis´te tek başına sergilediği tutum, bize göre de doğrudur: Türbanlı Merve dışarı!
FATİH ALTAYLI: Kavakçı´nın Meclis´teki eyleminin, Türkiye Cumhuriyeti´ne bir meydan okuma olduğu açık. Benim anladığım kadarıyla Kavakçı suç işliyor. O zaman hakkında dava açılmalı. Ne zaman adam oluruz? TBMM, Merve-Nazlı Ilıcak gibilerden temizlendiği zaman.
HÜSEYİN GÜLERCE: KAVAKÇI KOVULUNCA DARBE ENGELLENDİ!
Geçtiğimiz günlerde Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonuna bilgi veren Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, önceki gün Habertürk canlı yayınında skandal bir iddiada bulundu. Kavakçı´ya yönelik iğrenç muameleyi haklı gösteren Gülerce, 1999 yılında Bülent Ecevit´in Merve Kavakçı´nın Meclis dışına çıkarılmasını sağlayarak o dönemde bir darbe girişimini önlediğini savundu. Gülerce, Ecevit´in 1999 yılında ´Merve Kavakçı´yı Meclis´ten çıkarmasaydık askerlerin darbe yapacaklardı´ dediğini iddia etti. Gülerce, Ecevit´in o dönemde askerin hareketlendiği ve darbeyi düşündüklerini bildiğini de sözlerine ekledi.
Ancak, 28 Şubat darbesinin zaten Erbakan-Çiller hükümetini devirerek yerine Ecevit´in başbakanlığındaki koalisyon hükümetini getirdiği hatırlanırsa Gülerce´nin sözlerinin inandırıcılığı yok. Gülerce, hiçbir şekilde mazur gösterilemeyecek olan Kavakçı´ya yönelik linç girişimini savunurken, gerekçesini de o linç girişiminin başında yer alan Ecevit´in sözüne dayandırıyor. Bülent Ecevit´in Fethullah Gülen grubuna her zaman sempatiyle baktığı ve desteklediği biliniyor. Fethullah Gülen´in 28 Şubat sürecinde askeri yetkililere yönelik övgü dolu sözleri, 22 Kasım 2011 tarihinde başlatılan 28 Şubat soruşturması tartışmalarında tekrar gündeme gelmiş, Gülen tepki görmüştü. Gülen´in tepki gören bir diğer hareketi de 28 Şubat darbesi gerçekleşirken, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile darbenin askeri lideri Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı´ya Toplumsal Uzlaşma ve Demokrasi Ödülü vermesi olmuştu. Karadayı ödülü almayı reddederken, Demirel´in ödülünü bizzat Gülen vermişti. Zamanla yatışan bu tartışmalar Gülerce´nin sözleriyle bir kez daha canlanacak gibi görünüyor.(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
´BANA YAPILANLAR ADI KONMAMIŞ BİR DARBEDİR´
19.10.2012 10:35 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na, 28 Şubat Soruşturması kapsamında ifade veren dönemin FP milletvekili Kavakçı, Ben devlete meydan okumadım. BÇG, demokrasiye balans ayarı yaptı dedi. Fazilet Partisi´nden 1999´da milletvekili seçilen, ancak TBMM´de yemin etmesine izin verilmeyen Merve Kavakçı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın yürüttüğü 28 Şubat Soruşturması kapsamında ifade verdi. Avukatı İsmail Aydos ve eşi Cihangir Nazır İslam ile birlikte adliyeye gelen Kavakçı´nın ifadesi, Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili tarafından alındı. Mağdur olarak 2 saaüte yakın ifade veren Kavakçı, Ben devlete meydan okumadım. Bana yapılanlar Meclise karşı yapılmış, adı konmamış bir darbedir dedi ve 28 Şubat darbecileri, Batı Çalışma Grubu´ndan şikayetçi olduğunu belirtti. İstanbul´dan seçilen Kavakçı, TBMM Genel Kurulu´na başörtüsü ile gelmiş ancak başta dönemin Başbakanı Bülent Ecevit başta olmak üzere Meclis´te çoğunluğu bulunan DSP´li vekiller tarafından yemin etmesi engellenmişti. ABD vatandaşı olduğu gerekçesiyle, Türk vatandaşlığından da çıkartılan Kavakçı, başörtülü olarak girdiği Meclis´te nasıl yemin ettirilmediğini şöyle anlattı:
-Ecevit: Bu hanıma haddini bildirin-
O dönemin Fazilet Partili yöneticileri tarafından, Merve Kavakçı başörtülü olarak yemin ettiği taktirde askeri müdahale yapılacağı konusunda sözler söyleniyordu. Genel Kurula başörtülü olarak girdiğimi gören DSP milletvekilleri sıralara yumruk vurarak benim başörtülü olmam sebebiyle el çırparak ´dışarı dışarı´ diye tempo tutuyorlardı. Meclis Başkanı, benim yemin etmemin önünde engel olmadığını izah etmeye çalışıyordu. Buna Bülent Ecevit, Hüsamettin Özkan, Kamer Genç karşı çıktı. DSP kadın milletvekilleri de kürsünün etrafını sararak yemin etmemi engellediler. Kadın milletvekilleri ellerini birbirine çarparak, ´dışarı dışarı´ diye bağırmaya devam ettiler. Yemin etmemi engellediler. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit, Meclis kürsüsüne çıkarak, teamül ve usullere aykırı olarak cebinden bir konuşma metni çıkartıp okumaya başladı. ´Bu hanıma haddini bildirin burası devlete meydan okunacak yer değildir´ diyerek konuşma yaptı. Ben devlete meydan okumadım. Demokratik hakkım olarak inancım gereği başım örtülüyüm. Seçim çalışmalarımı baş örtülü yaptım. Mecliste o dönem yemin yaptırılmadım. Özlük hakkım olan ilk maaşımı veren kişiyi işinden attılar. 13 Mayıs 1999´da vatandaşlıktan çıkartıldım. AİHM gittim ve seçme seçilme hakkım olduğuna dair kararı aldım. Benim yaşadıklarım Meclis´e karşı yapılmış adı konmamış bir darbedir. Meclisi oluşturan milletvekilleri görevimin yapılması engelleyerek adı konmamış bir darbe yapmışlardır.
-Balans ayarı-
28 Şubat sürecinde, Batı Çalışma Grubu´nun, var olan hükümeti devirmek için hukuk dışı, darbeci cuntacı bir yapılanma olduğunu da savunan Kavakçı, şöyle devam etti: Batı Çalışma Grubu çalışanları, bu sürecin bin yıl süreceğini belirtmiş, ´demokrasiye balans ayarı yapıyoruz, gerekirse silah kullanırız´ beyanlarını kullanmışlardır. Yargı, medya ve medya üzerinden kamuoyu etkilenerek meşru hükümete karşı kullanılmış. Tankları mahallede yürüterek meşru hükümeti tehdit ederek görevi cebren bırakmaya zorlamışlardır. Müslümanları başörtülü tarikatçı cemaatçi kanunsuz şekilde vasıflandırarak ikinci vatandaş konumuna getirmişlerdir. Kavakçı, bugün de TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırm Komisyonu üyelerine bilgi verecek. ( Sabah)
KAVAKÇI MECLİS KOMİSYONUNA BİLGİ VERDİ: O GÜN YAŞANANLAR DARBEDİR
19.10.2012 17:45 Fazilet Partisi´nden 1999 yılında milletvekili seçilen ancak başörtüsü nedeniyle milletvekili yemini ettirilmeyen Merve Kavakçı, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonu´na katıldı. Kavakçı burada yaptığı konuşmada ´Kavakçı olayında´ hukuki ve ahlaki bir ayıp olduğunu belirterek, 2 Mayıs 1999 tarihinde TBMM´de yaşanan olaylar sonucunda sadece benim görev yapmam engellenmedi, aynı zamanda bana oy vermiş olan seçmenin temsil hakkı da gasp edildi. O gün genel kurulda yaşananlar adı konmamış bir darbedir. Silahlı kuvvetler gölgesinde silahsız DSP güçlerinin TBMM çatısı altında taşeronluğunu üstlendiği bir darbedir. 2 Mayıs 1999 günü ´milli irade kısmen´ yok sayılmıştır. ´Seçme ve seçilme hakkı´ yok sayılmıştır. Din ve ifade hürriyeti engellenmiştir. Kadınlarının üçte ikisinin başlarının örtülü olduğu bir ülkede temsil merkezinde kadın ayrımcılığı yapılmıştır. Meclis´in itibarı zedelenmiştir. Bu ayıp Meclisimizin üzerinde kalmıştır. Meclis bu ayıbı ortadan kaldırmalı ve vatandaşımızın gözünde yara alan itibarını onarmalıdır. diye konuştu.
Merve Kavakçı´ya Meclis´te linç girişimi (video)
(18 Ekim 2012), son güncel.: (19 Ekim 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Kavakçı 28 Şubat´ta tanık
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz