Ergenekon davasına 241. duruşma ile devam ediliyor. Duruşmada, Şile´de yapılan kazılarla ilgili birleşen dosyanın tutuklu sanıklarından Okan İşgör´ün savunma tanığı olarak çağırttığı Mustafa Nemli ifade veriyor. Nemli, tehditler aldığını belirterek ifade önce vermek istemedi. Ancak mahkeme başkanının kapalı oturumda ifade verebileceğini belirtmesi üzerine ifade vermeyi kabul etti. Duruşmada önemli bir gelişme de İnternet Andıcı dosyasından tutuklu bulunan emekli korgeneral Mehmet Eröz´ün, mahkemeye yazılı bir dilekçe ile başvurarak İnternet Andıcı´ndan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un haberi olmadığı iddialarını yalanlaması oldu.
08.10.2012 12:43 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 65´i tutuklu 274 sanıklı ´Ergenekon´ davasının 241´inci duruşması başladı.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan küçük salonda görülen duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin´in de aralarında bulunduğu 36 tutuklu sanık katıldı. Duruşmaya, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Sedat Peker ile duruşmalardan men edilen Doğu Perinçek, gazeteci Tuncay Özkan ve CHP İzmir Milletvekilli gazeteci Mustafa Balbay´ın da aralarında bulunduğu 29 tutuklu sanık gelmedi. Tutuksuz yargılanan eski polis müdürü Adil Serdar Saçan ile Ümit Oğuztan´ın da yer aldığı duruşmaya, tanık sıfatıyla ifadesi alındıktan sonra bugün hazır bulunması istenen eski polis Ahmet İhtiyaroğlu da katıldı.
TANIK MUSTAFA NEMLİ´NİN İFADESİ
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Şile´de yapılan kazılarla ilgili birleşen dosyanın tutuklu sanıklarından Okan İşgör´ün savunma tanığı olan Mustafa Nemli´nin hazır olduğunu belirtti. Özese, Nemli´nin ´Tanık olarak dinlenmek istemiyorum´ diye dilekçe verdiğini söyledi. Nemli de tutuklu sanıklardan Ulaş Özel´in üvey babası olduğunu belirterek, Özel´in annesi olan eşi tarafından ´Ulaş seni vuracak´ diye tehdit edildiğini, can güvenliği olmadığı gerekçesiyle gizli tanık olarak ifade verebileceğini söyledi. Özese de isterse kapalı oturumda ifadesinin alınabileceğini anımsattı.Duruşmada, Ulaş Özel´in ´Kim tarafından tehdit ediliyormuş. Ben cezaevindeyim´ sözleri üzerine Nemli, ´Annesi ve kız kardeşi tehdit ediyor. ´Ulaş içeriden çıkacak, seni öldürecek´ diye. Ben de Vatan Caddesi´ndeki emniyete gidip şikayetçi oldum´ diye konuştu. Daha sonra ara karar alan mahkeme heyeti, tanık Mustafa Nemli´nin gizli tanık odasında, sesi ve görüntüsü bozulmadan salona yansıtılarak ifadesinin alınmasına hükmetti.
Başkan Özese´nin, Başakşehir´deki evinde yapılan aramada kalaşnikof marka silah, buna ait 2 şarjör, 3 el bombası, bir adet aydınlatma fişeği gibi patlayıcı malzemelerin ele geçirilmesine ilişkin sorusu üzerine Nemli, Başakşehir´deki evin kiracısı olduğunu söyledi. Nemli, şunları kaydetti: ´Bu malzemelerin eve getirilmesinden haberim yoktu. Eşim ve Ulaş´ın kız kardeşi kendi aralarında konuşurken, malzemelerin Ulaş tarafından getirildiğini duydum. Malzemelerin Ulaş´a mı yoksa bir başkasına mı ait olup olmadığını bilmiyorum. Eve yabancı insanlar da gelip gidiyordu. Annesine, bu malzemelerin gitmesini söyledim. Bana, ´Oğlumdur. getirecek´ dedi. Beni ´Ulaş seni öldürecek´ diye tehdit etti. Korktum. Emniyete şikayette bulundum. Bana Ulaş´ın silahları geri götüreceğini söyledi. Ulaş ile aramız bozuk. Konuşmuyoruz.´
Daha sonra Nemli´nin savcılıkta verdiği ifadesi okundu. Tanık Mustafa Nemli, savcılıkta verdiği ifadesinde eşi Seleha Nemli tarafından kendisine silahları Ulaş Özel´in getirdiğini ve Okan İşgör´e ait olduğunu söylediğini anlatmıştı. Davanın tutuklu sanığı olan TİKKO itirafçısı Ulaş Özel ise duruşmadaki savunması sırasında silahları kendisine Hizbullah itirafçısı olan tutuklu sanık Okan İşgör´ün getirdiğini ve bu silahların devlete ait olduğunu, kısa sürede de alacağını söylediğini anlatmıştı.
Duruşmaya öğlen arası verildi. (AA)
TANIK KEMAL KARDEMİR´İN İFADESİ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada, Tuncay Güney ile 2001 yılında yapılan mülakat sırasında İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi´nde tahkikattan sorumlu müdür yardımcısı olan polis başmüfettişi Kemal Karademir tanık olarak dinlenildi. Karademir´e Güney ile yapılan 2001 yılındaki mülakattan bazı bölümler izletilerek, sorular yöneltildi.
Mülakatın kendi odasında yapıldığını ve baş sorgucunun Ahmet İhtiyaroğlu olduğunu ifade eden Karademir, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüzeyin Özese´nin işkence iddialarını hatırlatması üzerine de, Güney´e kesinlikle işkence yapılmadığını, ifadeyi kendisinin istekli şekilde verdiğini, hatta Güney´in çok istekli olmasının kendilerini şaşırttığını anlattı.
Duruşmada, Karademir´e MİT´ten gelen CD´ler arasında yer alan Tuncay Güney´e işkence yapıldığı değerlendirilen seslerin yer aldığı ses CD´leri de dinletildi.
Karademir´in tanık olarak dinlenilmesine ara veren mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.
SANIK MEHMET ERÖZ´DEN ŞOK DİLEKÇE
Ergenekon davasının 241. duruşmasında, tutuklu sanık Korgeneral Mehmet Eröz, mahkemeye tahliye talebine ilişkin çarpıcı bir dilekçe sundu. Ergenekon´la birleştirilen ve eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un da sanıkları arasında bulunduğu ´İnternet Andıcı´ davası kapsamında yargılanan Eröz, Başbuğ´un ?Andıçtan haberim yok.? savunmasını net bir dille yalanladı. Mehmet Eröz, 6 sayfalık dilekçede Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Tuğgeneral Mustafa Bakıcı, Albay Dursun Çiçek ve Albay Sedat Özüer´den müteşekkil bir grup olarak Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız´ı 4-5 defa bilgilendirdiklerini aktardı. Iğsız´ın emri ile 1 Nisan 2009´da İlker Başbuğ´a internet siteleri de dâhil olmak üzere çeşitli konularda brifing verdiklerini vurguladı. Eröz, Başbuğ´un mahkeme önünde savunma yapmaması ve soruları cevaplamaması sebebiyle konuyu aydınlatma imkânlarının olmadığının altını çizerek, ?Sayın İlker Başbuğ ve avukatı İlkay Sezer tarafından dile getirilen, Başbuğ´un internet andıcından haberi olmadığı şeklindeki beyanlar doğru değildir. Sayın Başbuğ´a andıçla ilgili olarak defalarca bilgi verilmiştir.? ifadelerini kullandı. O dönemde yaşananları gün gün anlatan Eröz, ?Başbuğ´un baberi olmasaydı, 4 Kasım 2009 tarihinde ikinci ihbar mektubu ekinde yer alan internet andıcını gördüğünde bizler hakkında işlem yapmaz mıydı?? diye sordu.
Eröz, Genelkurmay Başkanı´nın (İlker Başbuğ) internet andıcından haberi olup olmadığı konusunda bazı tereddütlerin olduğunu ve konunun hala yeterince açıklığa kavuşmadığını belirterek, davanın tutuklu sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ´un da mahkemede savunma yapmadığını, hiçbir soruya yanıt vermediğini kaydetti.
Eröz, bu nedenle kendisinin ve sanıkların andıçla ilgili konuyu aydınlatma olanağı bulamadıklarını ifade ederek, dava konusu internet andıcının hazırlandığı tarihte Genelkurmay Harekat Başkanı olduğunu hatırlattı.
Genelkurmay Başkanı´nın andıçtan haberinin olmadığı, zaten imzalamadığı, konunun kendi bilgisi dışında geliştiği gibi bir görünümün ortaya çıkabileceğini vurgulayan Eröz, dilekçesinde Bu durumda sanki Harekat Başkanı olarak ben andıcı Hasan Iğsız´ın emrine rağmen Başbuğ´a arz etmemişim ve andıçta imza ya da parafı bulunan kişilerle birlikte kendi başımıza iş yapıyormuşuz gibi bir yanlış anlam çıkabilir. Oysa gerçek bu değildir. Sayın İlker Başbuğ´un internet andıcından haberi olmadığı şeklindeki beyanlar doğru değildir. Sayın İlker Başbuğ´a andıçla ilgili olarak defalarca bilgi verilmiştir ifadelerini kullandı.
Dilekçesinde andıcın hazırlama sürecine ilişkin bilgi veren Eröz, çalışmalara dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız´ın emri üzerine 5 Şubat 2009 tarihinde başladıklarını ve 16 Şubat 2009 tarihinde Iğsız´a arz ettiklerini anlattı.
Üzerinde ´Sn. K´a arz yazan andıcın Genelkurmay 2. Başkanı´nın imza tarihinin 1 Nisan 2009 olduğunu belirten Eröz, aradan geçen 1.5 aylık süreci de Genelkurmay 2. Başkanı andıcı bu kadar bekletmek durumunda kalmıştır. İnternet sitelerinin basında yer aldığı 4 Şubat 2009 tarihinde biz Genelkurmay Başkanımız göreve başladığında Bilgi Destek Dairesi hakkında verdiği emir doğrultusunda çalışmaktaydık şeklinde açıkladı.
Eröz, dilekçesinde şunları kaydetti: İnternet andıcı konusunda yaptığımız çalışmaları Genelkurmay 2. Başkanımız Hasan Iğsız´ın kendisi Genelkurmay Başkanımıza birkaç defa arz etti ve aldığı direktifler kapsamında da bize emirler verdi. Sayın Hasan Iğsız, Genelkurmay Başkanı´na arza giderken, bizden aldığı andıcı ve takdim için hazırlamış olduğumuz bilgi kartlarını, beraberinde götürüyordu. Biz bu arzlarda yer almadık. En sonunda yanılmıyorsam 1 Nisan 2009´da Hasan Iğsız´ın emri ile sayın Genelkurmay Başkanımıza internet siteleri dahil, üzerinde çalıştığımız üç konuda (internet andıcı) brifing vererek, karar ve emirlerini aldık.
-´Andıcı zarfla imzaya gönderdik´-
Başbuğ´un andıcın eklerinde yer alan izlenen internet sitelerinin bir kısmını dinlediğini, Ekler teferruattır. Bana arz etmeyin dediğini, brifing sonrası iki haftaya yakın Başbuğ´a imzaya çıkamadıklarını savunan Eröz, andıcı zarf içine koyarak, Başbuğ´un sekreterine verdiklerini kaydetti.
Eröz dilekçesinde, Hasan Iğsız´a bilgi verip bu şekilde andıcı zarfın içine koyarak, imzaya gönderdik. İmzadan döndüğünde de Hasan Iğsız´a bilgi verdik. Sonuç olarak söylemek istediğim şudur: internet andıcı ve yeni sitelerin kurulması Sayın Genelkurmay Başkanımızdan habersiz yapılan işler değildir ifadelerine yer verdi.
Başbuğ´un internet andıcı ve yeni sitelerin kurulmasından haberi olmaması durumunda, 4 Kasım 2009´da ikinci ihbar mektubu ekinde yer alan internet andıcını gördüğünde kendileri hakkında işlem yapması gerektiğini belirten Eröz, bugüne kadar sadece içinde bulunduğu rütbe ve görevle ilişkili olarak emir aldığını ve emir verdiğini ifade ederek, tahliyesini istedi.
BAŞBUĞ´UN AVUKATI: ANDIÇ SUÇ DEĞİL!
09.10.2012 12:00 Ergenekon davasının tutuklu sanığı eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un avukatı İlkay Sezer, tutuklu sanık Mehmet Eröz´ün açıklamalarıyla ilgili çıkan haberler nedeniyle basın açıklaması yaptı. Elektronik posta yoluyla yapılan açıklamada, İnternet Andıcı´nın bir suç unsuru taşımadığı ileri sürüldü.
Ergenekon davasının tutuklu sanığı eski Genelkurmay Harekat Dairesi Başkanı Mehmet Eröz´ün İnternet Andıcı belgesiyle ilgili dün yaptığı basın açıklaması, tutuklu sanık eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un avukatını harekete geçirdi. Eröz, İnternet Andıcından Başbuğ´un haberi olduğunu, hatta Başbuğ´a Andıç konusunda brifing verdiklerini ve defalarca bilgilendirme yaptıklarını ifade etmişti. Eröz, yazılı açıklamasında Genelkurmay bünyesinde faaliyet yürüten internet sitelerinden Başbuğ´un haberinin olmamasının imkansız olduğunu ifade ederek, Başbuğ´un savcılık aşamasından haberinin olmadığını belirten ifadesini ise yalanlamıştı.
Eröz´ün açıklamalarının medyada ses getirmesi üzerine sanık İlker Başbuğ´un avukatı İlkay Sezer de elektronik posta yoluyla açıklama yaptı. Açıklamada İnternet andıcının bir suç unsuru taşımadığı, varsayımlar üzerinden andıca suç unsuru yüklenilmeye gayret edilmekte ve bir suç belgesine dönüştürülmeye çalışılmakta olduğu anlatıldı.
Altında İlker Başbuğ imzası bulunan dijital açıklamada, Başbuğ´un Genelkurmay Başkanlığı görevini devraldığı ilk günlerde Bilgi Destek Dairesi´nin bir süreç içinde lağvedilmesi direktifini verdiği bilgisi verildi.
Bu kapsamda, kamuoyunu bilgilendirmek için, terörle mücadeleye öncelik verilerek ´Terör örgütleri´ ve ´Laiklik karşıtı hareketler´ dahil olmak üzere dört alanda internet faaliyetinin, Genelkurmay Karargahı içindeki diğer birimlerde yürütülmesinin düşünüldüğü anlatıldı.
Ayrıca, 4 Şubat 2009 tarihinde bir gazetede 30 Ağustos 2008 tarihinden önce kurularak işletilen internet sitesi isimlerinin yer alması üzerine bu sitelerin 5651 sayılı yasadaki şekil şartlarına uygun olmadığı görülünce bu sitelerin faaliyetlerine hemen son verildiği açıklandı.
Açıklamanın sonunda ise Eğer söz konusu andıçta bir suç unsuru görülse idi, soruşturma emrinin verilmesinde de tereddüt edilmezdi. sözüne yer verildi. ( Cihan)
İDDİANAME: ANDIÇ SUÇ!
10.10.2012 12:53 Başbuğ´un avukatı andıç belgesinin suç olmadığını iddia etse de iddianamede Andıç belgesi için ?hükümete karşı suç? nitelemesi yapılmaktaydı.İlkay Sezer´in ?suç unsuru taşımamaktadır? dediği belge, iddianamede Türk Ceza Kanunu´nun 312. maddesi kapsamında ?hükümete karşı suç? olarak ele alınmıştı. İddianamede yer alan şüphelilerin istisnasız tümünün ?cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyet Hükümeti´ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs? suçunu işlediği ileri sürülmüştü. İlker Başbuğ´un da aralarında bulunduğu sanıklar, tek başına iktidara gelen AK Parti hükümetini zayıflatmak ve düşürmek için kara propaganda siteleri kurmak ve yönetmekle itham ediliyor. İddianamede, hükümeti karalama amaçlı 42 internet sitesinin kurulma emrinin Genelkurmay tarafından verildiği kaydediliyor. İddianamede yer alan dosyalara göre Hasan Iğsız, savcılıkta verdiği ifadede, sitelerin Genelkurmay´ın bir faaliyeti olduğunu, kurulma emrini de Genelkurmay başkanının verdiğini belirtmişti. Olayın ortaya çıkması üzerine Genelkurmay, bu sitelerin Başbakanlık´ın talimatıyla kurulduğunu açıklamıştı. Başba-kanlık´ın böyle bir talimat verilmediğini bildirmesi üzerine Genelkurmay, bu kez talimatın merhum Başbakan Bülent Ecevit döneminde sözlü olarak verildiğini öne sürmüştü. İddialarla ilgili Genelkurmay tarafından gönderilen raporda ise sitelerin ´psikolojik harekât´ amaçlı kurulduğu kabul edilmişti. ( Zaman)
(08 Ekim 2012), son güncel.: (10 Ekim 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Şile cephane kazıları ile ilgili manşetlerimiz
Başbuğ andıç uyarılarını dinlememiş
Başbuğ konuştu, andıç ve planlar yazıldı
Başbuğ´a dokunma, alta müebbet
Şahin: Başbuğ emretti biz yaptık
Genelkurmay´ın provokasyon siteleri ya da ´internet andıcı´ konulu manşetlerimiz
Islak imzalı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ ya da ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz
Başbuğ iddianamesinde arama yap
Andıç iddianamesinde arama yap
Islak İmza iddianamesinde arama yap
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap