Ergenekon sanığı Mustafa Balbay´ın günlüklerinde, 2003 yılında Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Doğan medya grubu başkanı Aydın Doğan´ı çağırarak 1 yıllık Ak Parti hükümetinden duydukları rahatsızlığı ilettiği görülüyor. Bu olayın ayrıntılarını aktaran Sabah yazarı Nazlı Ilıcak´ın yazısından, Doğan medyasının darbecilerle ne kadar içli dışlı olduğu anlaşılıyor. Bu durum, Balyoz davasının hapis cezalarıyla sonuçlanmasının Doğan medyasında niçin eleştiri bombardımanına tutulduğunu da anlaşılır hale getiriyor.
27.09.2012 10:25 Nazlı Ilıcak (Sabah): Darbe ve medya.. Gazeteciler, niçin darbeden yargılanıyor? diye soranlar var. Halbuki her darbenin bir medya ayağı olduğu unutulmamalı. Bu ilişkiler, haber almak için de kurulabilir, birlikte mesai yapmak için de...
18 Aralık 2003 günü Mustafa Balbay, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman´la makamında görüştü. (Balbay´ın not defteri) 100 dakika süren bu görüşmede medya konusunu da ele aldılar.
Yalman şöyle diyordu: Medyada yoğun bir ayıklama dönemi var. Tuncay Özkan´ı tasfiye ettiler; Balbay´ın programını bitirdiler. Karamehmet teslim oldu; hükümetle masaya oturdu. Turgay Ciner de öyle; o da teslim oldu.
- Paşam, Ciner bizden yana; biz kuşatmayı yardık. Karşıda Doğan grubu vardı ama yanımıza Ciner ve Karamehmet´i çektik, başarı kazandık.
A.Y.: Sıra Doğan grubuna da gelecek. Bu onlara çok uygun bir dille söylendi. Bir kez daha çok güçlü bir şekilde söylenecek.
Aytaç Yalman´ın Onlara uygun dille söylendi dediği o buluşmanın hikâyesini bir de Aydın Doğan´dan dinleyelim:
10 Ekim 2003´te, Hilmi Özkök, Aydın Doğan´ı Ankara´ya davet ediyor. Doğan aynı gün, Genelkurmay Başkanı ve 3 kuvvet komutanıyla ayrı ayrı görüşüyor. Hükümet, 2003 yılı sonbaharında üniversitedeki katsayı sistemini değiştirerek İmam Hatiplilerin önünü açmaya hazırlanıyor, askerler de buna tepki koyuyordu. Aydın Doğan´ın Genelkurmay´a çağrılması tam o tarihlere rastlıyor. Özkök ile Doğan arasında özetle şu konuşma geçiyor:
Özkök: Silâhlı kuvvetleri yıpratmasanız iyi olur. Biz tek sesli, ülke sorunlarına eğilmeyen basın istemiyoruz.
Özkök konuyu İmam Hatip liseleriyle ilgili kanuna getirir. O yasanın Meclis´ten çıkmasını istememektedir.
- İmam Hatip liselilerin üniversiteye gitme manevrasının 12 Ekim tarihli AK Parti kongresinin bir malzemesi olduğunu temenni ederim. Kongreden sonra bunu geri çekebilirler.
- İsterseniz ben gideyim görüşeyim Başbakan´la.
- İyi olur ben yarın görüşeceğim, siz de gidin görüşün.
Özkök´ten sonra, Aydın Doğan diğer komutanlarla da beraber olur. Her biri, giderek yükselen bir perdeden eleştirilerini seslendirir. Görüşmeler tamamlanınca, Doğan, Genelkurmay´dan ayrılarak doğruca Hürriyet´in Ankara bürosuna gider; Cemil Çiçek´i telefonla arar; Başbakan´la görüşmesi gerektiğini söyler. Çiçek, 10 dakika içinde Aydın Doğan´a geri döner ve Başbakanlık Konutu´nda öğlen yemeğine beklendiğini bildirir.
Aydın Doğan, Cemil Çiçek´in içerisini göstermeyen arabasına binip, gazetecilere görünmeden Konut´a gider. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de oradadır. Doğan, komutanlardan duyduklarını anlatır. Bunları size nakledeceğimi onlara da söyledim der.
-Azar-
Hasan Cemal´in Türkiye´nin Asker Sorunu kitabında, Doğan´ın Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla görüşmesine dair bilgiler mevcut:
Komutanlar ´İrtica örgütleniyor, bir şey yapmıyorsunuz, hükümetle yeteri kadar mücadele etmiyorsunuz´ diyorlar. Aydın Doğan, ´İrtica ile ilgili somut ne var?´ diye sorunca, İmam Hatipler ve Kur´an kurslarıyla ilgili gelişmeleri anlatıyorlar. En sert havada olan Kara Kuvvetleri Komutanı Yalman´dır. Bir ara Aydın Doğan´a dönerek sesini yükseltir: ´Ulusal medya istiyoruz ulusal... Bunlar Kıbrıs´ı satacaklar.´ Aydın Doğan yeni bir 28 Şubat´a taraftar olmadığını onlara belli ediyor.
-Rapor-
Jandarma Genel Komutanlığı´nda, 2003 Aralık ayında medyaya ilişkin bir rapor hazırlandı. Bu rapor, gazeteciler ile yabancı diplomatların ilişkilerinin teknik takiple izlenmesi, Cumhuriyet gazetesine OYAK tarafından reklam verilerek desteklenmesi ve askerler tarafından satın alınarak tirajının arttırılması, dış güçlerle bağlantısı olan yazarların deşifre edilmesi, sendikaların manipüle edilmesi, yeni bir 28 Şubat için askere destek konusunda çekimser davranan Doğan grubuna karşı Petrol Ofisi´nden akaryakıt alınmaması kararı gibi medyayla ilgili birçok hususu kapsıyordu. Medya mı darbe yapacak? diyenler, askerin her dönem basın yayın organlarıyla işbirliği aradığını, gerekirse onları korkutup sindirdiğini, bazen de gönüllü bir beraberlik kurulduğunu akıllarından çıkarmasınlar. ( Nazlı Ilıcak / Sabah)
(27 Eylül 2012, 10:25)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Asıl Balyoz, yararlanılacak gazetecilere
Yalanlarından faydalanılacak gazeteciler
Darbe medyası da Balyoz yedi
Kontrgerilla Medyası
Ergenekon ve Balyoz gibi davaları engelleme girişimleri
Balyoz davasında savcılığın Esas mütalaasını (920 sh) indirip okumak için tıklayın
BALYOZ PLANI VE DAVASI MANŞETLERİMİZ
1. Balyoz iddianamesinde ara
2. Balyoz iddianamesinde ara
3. Balyoz iddianamesinde ara
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap