Malatya´daki Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın 43. duruşması görülüyor. Duruşmada, iddianamenin okunmasının ardından sanıkların ifadelerinin alınmasına ve çapraz sorgularının yapılmasına başlandı.
06.09.2012 10:54 Malatya´da Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin davanın 43. duruşması başladı. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşma dolayısıyla tutuklu sanıklar, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil, astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Varol Bülent Aral, Malatya Adliyesi´ne cezaevi araçlarıyla getirildi. Müdahil avukatlar ve öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske´nin eşi Susanne Geske de adliyeye koruma eşliğinde geldi.
Duruşmada, iddianamenin okunmasının ardından sanıkların ifadelerinin alınmasına ve çapraz sorgularının yapılmasına başlandı.
CUMA ÖZDEMİR´İN SAVUNMASI
Olayın asli faillerinden Cuma Özdemir, mahkemede yaptığı savunmada daha önce verdiği ifadeleri yinelediğini belirtti. Ailesinin Darende ilçesinin Ayvalı beldesinde yaşadığını anlatan Cuma Özdemir, 2006 yılının eylül ayında üniversiteye hazırlanmak üzere Malatya´daki bir dershaneye kayıt yaptırdığını ve bir vakfa ait yurda yerleştiğini söyledi. Özdemir, yurda yerleştikten kısa bir süre sonra Hamit Çeker´le sonra da sırasıyla Salih Gürler ve Emre Günaydın´la tanıştıklarını belirtti.
Misyonerlik konusunu olaydan önce bilmediğini anlatan Özdemir, hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik teşebbüs iddiasını kabul etmediğini, Emre Günaydın´ın kendisini nüfuzlu biri gibi tanıtması nedeniyle korkarak eyleme katıldığını savundu. 2007 yılı Şubat ayı 2. haftasında yurdun okuma salonunda Hamit Çeker´le ders çalışırken Salih Gürler´in Emre Günaydın´ın kendilerini yurdun sigara odasında beklediğini söylediğini belirten Özdemir, şöyle konuştu: Emre Günaydın, bize, ´Malatya´da faaliyet gösteren misyonerler var, bunlar Müslümanlığı yok edecekler, PKK ile bağlantıları var´ ifadelerini kullandı. Bizi kendisiyle gelmemiz konusunda tehdit etti. Yoksa ´ailelerimize de zarar verebileceğini´ söyledi. Emre bize elinin çok büyük olduğunu göstermeye çalışıyordu. Adam yaralamadan arandığını söylüyor, emniyet karakoluna girip çıkarak dosyayı kapattırdığını söylüyordu. Ben şu an 25 yaşındayım, olay günü ise 20 yaşında bir gençtim. AKP´ye oy verdim. Hükümeti devirmek gibi bir amacım yok. Misyonerliği cezaevine girince öğrendim. dedi.
SALİH GÜRLER´İN SAVUNMASI
Olayın asli faillerinden Salih Gürler de mahkemedeki ifadesinde Emre Günaydın´ın tehditleri nedeniyle olaya katıldığını dile getirdi. Emre Günaydın´ın kendisini farklı bağlantıları olan kişi olarak tanıttığı için çekindiğine değinen Gürler, şöyle devam etti: Malatya´da yurtta kalıyordum. Şehirde kimsem yoktu. Doğanşehir ilçesinden hemşerim olduğu için Emre Günaydın ile arkadaşlık ediyorduk. İlk dönemde çok samimi davranıyor, cebindeki parasını bizimle paylaşıyordu. Olay zamanı yaklaştığında asabi tavırlar sergilemeye başladı. Çok güçlü olduğunu söylüyordu. Abisinin Sedat Peker´in yanında olduğunu söyleyerek bizi korkutuyordu. Olay günü Zirve Yayınevi´nden ´bilgi alıp çıkacağız´ diyerek bizi oraya götürdü. Olay sonra bu şekle büründü.
ABUZER YILDIRIM´IN SAVUNMASI
Olayın faillerinden Abuzer Yıldırım ise Emre Günaydın ile dershanede tanıştıklarını aktardı. Tanışıklıklarının ilk dönemlerinde Günaydın´ı samimi davranışları nedeniyle çok sevdiğini ifade eden Yıldırım, Dolmuş paramız olmuyor, Emre cebindeki parasının yarısını bize veriyordu. O kadar iyiydi. O yüzden çok seviyordum. Ancak sonra huyu değişti. Kabadayı gibi bir havaya bürünmüştü. Ben de ondan uzaklaştım. Hatta 1 yıl dershaneye gitmedim. İşte olmadığım halde Emre aradığında ´İşteyim´ diyordum. dedi.
Emre Günaydın´ın kendilerine misyonerleri terör örgütü gibi anlattığını aktaran Yıldırım, yayınevinden bilgi alıp Mehmet Gökçe´ye teslim edeceklerini söyleyerek yayınevine götürdüğünü anlattı. Olay günü ablasının nikah töreni olduğunu söyleyen Yıldırım, Emre´nin tehditleri nedeniyle çağrı üzerine yayınevine gittiğini, sonra da nikaha gitmeyi planladığını belirtti. Günaydın´ın babasına ait spor salonunda buluştuklarında misyonerlerin üzerinde silah bulunduğuna dikkat çekerek ´öldürülebilirsiniz´ ikazı yaptığını aktaran Yıldırım, O psikolojiyle içeri girdik. Konuşurken ben bir ara arka odaya gitmiştim. Döndüğümde Necati Aydın´ı Emre öldürmüştü. Olayı görünce ben istifra ettim. Kafam yerinde değildi. Masadaki gereksiz CD´leri bile almışım. diye konuştu.
Yıldırım, ?Emre bana misyonerleri, kadınlarımıza, kızlarımıza tecavüz eden ve PKK ile ortak işler yapan kişiler olarak anlatmıştı. Oysa ki yine cezaevinde öğrendim; misyonerler kendi dinlerini yaymak için çalışan kişilermiş. Çok saf, hiçbir konuda bilgi sahibi olmayan birisiydim? dedi. Yıldırım, ´Emre, ağabeyinin Sedat Peker´in yanında olduğunu, çevresinin çok geniş olduğunu söylüyordu. Birlikte hareket etmezsek başımıza çok işler geleceğini belirtiyordu? diye konuştu. İçeceklerine ilaç katılmış olabileceğini söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu:
´Emre Günaydın´ın babasına ait spor salonunda çay falan içtik. İçeceğimize ilaç falan katılmış olabilir. Olay günü robot gibiydik. Emre bize ne dese onu yapıyorduk. Örneğin; bize not yazmamızı söylediğinde not yazıyor, ´sen şurada dur´ deyince orada duruyorduk.?
Müdahil avukatlarından Erdal Doğan´ın olaydan dolayı 5 yıl boyunca hiç pişman olup olmadıklarını sorusu üzerine Yıldırım, Ben olayı işleyenlerden değilim. O yüzden pişman olmamı gerektirecek bir durum yok. Arkada 3 gözü yaşlı aile bıraktık. Bizim analarımız da ağlıyor. şeklinde konuştu.
Sanık avukatlarının, davanın tanık hem de sanığı olan İlker Çınar´ın mahkemede sorgulanmasından sonra savunma yapma taleplerine Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa tepki gösterdi. Çınar´ın zaten sanık ve tanık olarak ifadesinin alınacağını söyleyen Kısa, mahkemeyle pazarlık yapılamayacağını kaydetti. Yıldırım´ın çapraz sorgusunun ardından duruşmaya ara verildi. ( Cihan)
EMRE GÜNAYDIN´IN SAVUNMASI
Duruşmada, sanıklardan Emre Günaydın da, savunmasını yaptı. Hiç kimseyi tehdit etmediğini ileri süren Günaydın, ´İlaç içirdiğim iddia ediliyor. Varsayalım ki ben ilaç içirdim, arkadaşlar kendilerini robot gibi hissediyorlardı, nasıl oluyor da bunu iddia eden arkadaş 4. katın balkonundan 3. katın balkonuna inebiliyor. Ben düştüm, arkadaş düşmedi. Ben ayık kafayla düşüyorsam o ayık olmayan kafayla nasıl düşmüyor? Bütün suçu benim üzerime atıp, ceza indiriminden yararlanmak için yapıyorlar bütün bunları´ diye konuştu.
İkinci iddianame kapsamında soruşturmaya dahil edilen diğer sanıkları tanımadığını savunan Günaydın, ´Ben Allah´tan korkan bir adamım. Ben Allah katında üzerime düşeni yaptım. Bu adamları ilk kez görüyorum. Biliyorum ki, ben burada ´bunlar beni azmettirdi´ diyecek olsam çok ciddi ceza indiriminden yararlanacağım. Ama Allah katında günah işlemek istemem. Vallahi de billahi de ben hiç birini tanımıyorum. 5 arkadaş, 5 tane saf genç bir araya geldik. Kendi kendimizi gaza getirdik, gittik ve olayı gerçekleştirdik. Daha önceki ifademde Varol Bülent Aral ve Hüseyin Yelki´ye de iftirada bulundum. Hüseyin Yelki´den defalarca helallik istedim. Bundan ötürü çok pişmanım´ diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa´nın ´19 yaşında bir gençtim´ diyorsun. Senin matematik, fizik çalışman gerekirken nasıl oldu da misyonerlerle ilgili bu kadar kafa yordun?´ sorusuna Günaydın, ´Efendim gazeteler yazıyordu, internette okumuştum. Misyonerlerle ilgili gazetelerde çok haber çıkıyordu. Ben de bundan ötürü merak ettim´ yanıtını verdi.
Kısa´nın iddianamedeki suçlamayı hatırlatması ve ´Ergenekon yapılanmasında, TUSHAD´ın hücre yapılanmalarında eylem yaparak hükümeti alaşağı etmeye teşebbüsle suçlanıyor ve bu kapsamda ceza almanız isteniyor. Bu konuda ne diyeceksin?´ sorusuna Günaydın, ´Ben milliyetçi biriyim. Şu anki hükümete bir antipatim yok. MHP ve AK Parti´ye bir kastım olamaz. CHP de ne yaparsa yapsın´ dedi.
Bu arada savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçileceği sırada aşırı gergin olduğu gözlenen Günaydın, Mahkeme Başkanı Kısa´dan dinlenmek için ara talep etti. Duruşmaya 10 dakika ara verildi. ( AA)
OLAY
Malatya´da, 18 Nisan 2007´de, Zirve Yayınevi´nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım olay yerinde yakalanmıştı. Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralanan Emre Günaydın, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezindeki tedavisinin ardından, diğer zanlılarla birlikte tutuklanmıştı. Günaydın´ın olaydan yaklaşık 2 yıl sonra cezaevinde Cumhuriyet Savcısına verdiği ifade doğrultusunda, olayı azmettirdiği gerekçesiyle Varol Bülent Aral ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki de tutuklanmıştı. Yelki, 22 Mayıs 2009, Aral ise 20 Ağustos 2009´daki duruşmalarda tahliye edilmiş, 15 Ekim 2010´daki 29´uncu celsede tanık olarak dinlenilen Erhan Özen´in ifadelerini de dikkate alan mahkeme heyeti, Aral´ın yeniden tutuklanmasına karar vermişti. Savcı İsmail Aksoy´un davayla ilgili hazırladığı 762 sayfalık ikinci iddianamede, ´terör örgütü yöneticisi´ suçlamasıyla sanık olarak yer alan emekli Orgeneral Hurşit Tolon´un, Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüğü 1993 yılında, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi (TUSHAD) isimli gizli bir yapılanmayı, Ergenekon terör örgütünün talimatları doğrultusunda, bu örgüte bağlı kurarak faaliyete geçirdiğinin belirlendiği ileri sürülmüştü.
(06 Eylül 2012, 10:54)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Zirve davaları birleştirildi
İşte 761 sayfalık Zirve ek iddianamesi
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Ergenekon ve Balyoz, Malatya´da ´zirve´ yapmış
Zirve´yi başlatan papazdan şok itiraflar
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap