Başbakan Erdoğan´a yönelik suikast girişimini konu alan ve geçtiğimiz ay beraatle sonuçlanan ´Atabeyler´ davasında önemli gelişme.. Gerekçeli kararda, ´sanıkların amaçlarını gerçekleştirmek için faaliyete başlamamaları´ nedeniyle beraatlarına karar verildiği bildirildi. Kararda, ´sanıklar hakkında silahlı örgüt kurmak´ suçu kapsamında kamu davası bulunmadığı belirtilerek savcılığa yazı yazıldı. Atabeyler davası mahkemesinin en azından skandalın nedenini gerekçeli kararda ortaya koyması da olumlu bir gelişmedir. Başsavcılığın derhal yeni bir soruşturma açması bekleniyor.
29.08.2012 12:08 Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, ?Atabeyler Grubu? davasında 9 sanık için verdiği beraat kararının gerekçesi açıklandı. Kararda, suç tarihinde Özel Kuvvetlerde pilot yüzbaşı olarak görev yapan sanık Murat Eren, astsubaylar Erkut Taş ve Yasin Yaman ile diğer sanıklar Yakup Yayla, Yunis Akkaya, İsmail Binici, Mehmet Karatepe, Mustafa Raşit Çavdar ve Cemal Hasan Özdeş´in ?Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs için anlaşmak? suçundan TCK´nın 316. maddesine muhalefetten yargılandıkları belirtildi. TCK´nın 316. maddesine muhalefet suçunun oluşabilmesi için sanıkların amaçlarını gerçekleştirecek faaliyetlerde bulunması gerektiği ifade edilen kararda, sanıkların, eylem ve faaliyetleri ile amacın gerçekleştirilmesi için patlayıcı madde ve mühimmat temin etmek, hedefi belirleyip bu doğrultuda keşif faaliyetleri yürütmek, kod isimler belirlemek gibi terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlaması yönünden icrai hareketlere başlamamış olmalarının belirlendiği anlatıldı. Kararda, bu nedenle TCK´nın 316. maddesindeki ?suçun yasal unsurların oluşmadığı? ifade edilerek, sanıklar hakkında müsnet suçtan beraat kararı verildiği bildirildi.
-Cumhuriyet Başsavcılığı´na ihbarda bulunuldu-
Cumhuriyet Savcısının, 3 Şubat 2011´de verdiği esas hakkındaki görüşünde, ?sanıklar arasında oluşan bu örgütlenme yapısının terör amaçlı mı yoksa salt suç işlemek amacı ile mi oluşturulmuş bir yapı olduğunun belirlenmesi için sanıkların gerçekleştirmek istedikleri amaç ve bu amacın gerçekleşmesi için sanıkların uygulayacakları eylemler neticesi oluşacak ve sanıklarca öngörülebilecek sonuçların neler olduğunun tespit edilmesi gerektiğini? belirterek dosya kapsamına göre, ?sanıkların ülke bütünlüğü ve geleceği için tehlike olarak gördükleri ve kamuda görevli kişiye ait alışveriş mağazalarının bombalı eylem gerçekleştirerek kamuoyunu bu şekilde tartışmaya sevk etmek olduğu eylemin gerçekleşmesi halinde kamu güvenliğinin, düzeninin ve otoritesinin zaafa uğraması ve bozulması şeklinde sonuçlar doğuracağının açık olduğunu? ifade ettiğine dikkat çekildi.
Savcının, ?devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yok etmek, kamu düzenini veya güvenliğini bozmak amacıyla eylem ve faaliyet yürüten örgütlenmelerin terör örgütü, bu örgüt mensuplarının da terör suçlusu olduğunun hükme bağlanmış olduğu, sanıkların eylemlerinin de bu düzenleme doğrultusunda terör suçu niteliğinde bulunup müeyyidesinin TCK´nın 314. maddesinde belirtilmiş bulunduğunu? ifade ettiği kaydedilen kararda, şu değerlendirmelere yer verildi: ?Mevcut dava dosyası kapsamında sanıklar hakkında TCK´nın 314/1-2. maddesi kapsamında bir kamu davasının bulunmadığı, ceza yargılamasının temel esaslarından biri olan her bir suç ayrı bir davadır ilkesi gereği, sanıklar hakkında yasa dışı silahlı terör örgütü kurmak ya da kurulan bu örgüte üye olmak suçlarından dolayı açılmış bir davanın olmadığı, Yargıtay´ın yerleşik içtihatları doğrultusunda sanıklar hakkında örgüt suçundan bir davanın bulunmaması durumunda ek savunmayla davanın sonuçlandırılamayacağı, yine sanıklar hakkında tanzim olunan iddianamede örgüt suçunun tanımının yapılmadığı, CMK´nın 225/1. maddesindeki, ´Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir´ şeklindeki yasal düzenleme de nazara alındığında, sanıkların sübuta erdiği mütalaa olunan örgüt kurmak ve kurulan örgüte üye olmak suçunun ayrı bir dava ile takip edilebileceğinden, keyfiyetin gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmiştir.?
-?Patlayıcı madde bulundurmak? suçuna ilişkin hüküm-
Gerekçeli kararda, suç tarihinde Özel Kuvvetlerde pilot yüzbaşı olan sanık Murat Eren´in, TNT kalıbı temin ederek, sanıklardan Erkut Taş´a verdiği, Taş´ın patlayıcı maddeleri evinde saklamasının sakıncalı olabileceği düşüncesini diğer sanıklarla paylaştığı anlatıldı. Bunun kabul görmesi üzerine malzemeleri sanık Yasin Yaman´ın babasının Hasanoğlan´daki evine 2 valiz içine koyarak bizzat 2006 Şubat ve Mart aylarında götürerek Yasin Yaman´a teslim ettiği ifade edilen gerekçeli kararda, şu değerlendirmeler yer aldı: ?Daha sonra 22 Nisan 2006 tarihinde sanıklar Murat, Yunis ve Erkut´un birlikte patlayıcı maddeleri alarak sanık Yunis´in Eryaman´daki evine götürdükleri, sanıklar Murat, Erkut, Yasin ve Yunis´in izinsiz olarak patlayıcı madde bulundurmak, nakletmek suçunu işledikleri hususu sübuta ermekle, eylemlerine uyan TCK´nın 174/1 maddesi gereği ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Her ne kadar sanık Yakup Yayla´nın da aynı suçtan cezalandırılması istenmiş ise de sanığın isnat edilen eyleme katılmadığına yönelik diğer sanıklar Murat ve Yunis´in duruşmadaki beyanları ile uyumlu savunmasının aksine her türlü şüpheden uzak, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden CMK´nın 223/2-e maddesi gereği beraatine karar verilmiştir.?
Kararda, sanık Erkut Taş´ın arkadaşından ruhsatsız Glock marka tabancanın diğer sanık Yunis Akkaya´ya satımına katıldığı, tabancayı teslim alarak Akkaya´ya elden verdiğini ikrar ettiği kaydedilerek, bu nedenlerle Taş ve Akkaya´nın, ?ruhsatsız silah bulundurmak? suçundan cezalandırıldığına yer verildi.
Gerekçeli kararda, sanık Suat Kiy hakkında açılan kamu davalarının ise 21 Nisan 2011´de öldüğünden düşürülmesine karar verildiği açıklandı. Kararda, Yasin Yaman´ın adresinde ele geçirilen ?Atabeyler? yazılı çeşitli Türk devletlerine ait flamanın, tarihte kurulmuş Türk devletlerinin bayrakları bulunan plaketin ve armanın da müsaderesine karar verildiği bildirildi.
-Hüküm-
Sanıklardan Eren, ?izinsiz patlayıcı madde bulundurmak ve nakletmek? suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 166 gün karşılığı adli para cezasına; Taş, Yaman ve Akkaya da aynı suçtan 2 yıl 6´şar ay hapis ve 4´er gün karşılığı adli para cezasına çarptırıldı. Taş ve Akkaya, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna muhalefet ettikleri gerekçesiyle 10´ar ay hapis ve 4´er gün karşılığı adli para cezasına mahkum edilirken, bu cezalara ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlaştırıldı. Sanık Yayla´nın, ?izinsiz patlayıcı madde bulundurmak ve nakletmek? suçunu işlediğine ilişkin yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatına karar verildi. Sanık Suat Kiy hakkındaki kamu davasının ise 21 Nisan 2011´de ölmesi nedeniyle düşürülmesi kararlaştırıldı. ( AA)
-Atabeyler olayı neydi?-
Atabeyler grubuna yönelik operasyon Ankara Eryaman´da 31 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirilmişti. Bir eve baskın düzenleyen ekipler, Genelkurmay Başkanlığı´na bağlı Özel Harp Dairesi´nde (ÖHD) görevli iki astsubay, iki yüzbaşı ile emekli bir binbaşının da aralarında bulunduğu 9 kişiyi gözaltına aldı. Aramalarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Danışmanı Cüneyd Zapsu´nun evlerine ait krokiler bulundu. Serkisof marka saatle hazırlanmış TNT karışımı patlayıcı, farklı menşeli 70 adet infilak kapsülleri, 348 gram C-4 patlayıcı, TNT kalıpları, dinamitler, yangın çıkarıcı bombalar ele geçirilmişti. Atabeyler çetesine yönelik operasyonda tutuklanan, aralarında Özel Kuvvetler Komutanlığı´nda görevli subay ve astsubayların da bulunduğu 10 sanıkla ilgili yargılama Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde 4,5 yıl önce başladı. 18 Temmuz 2012 tarihinde de sonuçlandı. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti´nin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçu için anlaşmak suretiyle TCK´nın 316. maddesine muhalefet etmek suçunun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatlarına karar verildi. Sanıklara sadece patlayıcıları bulundurmaktan dolayı birkaç yıllık hapis cezaları verildi.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM SÜRECİNDEKİ EYLEMLERDEN 4´ÜNCÜSÜ İDİ
Abdullah Gül´den önceki Cumhurbaşkanı Necdet Sezer´in görev süresinin 15 Mayıs 2007 tarihinde bitmesine 1 yıl kadar varken, Türkiye´de peşpeşe bir takım hareketlenmeler gerçekleşmeye başladı. Cumhurbaşkanlığı makamının kale olduğunu ve AK Parti´ye kaptırılmaması gerektiğini başlangıçta sağda solda dillendirilmekle yetinen çevreler, bir adım daha ileri gittiler ve Mayıs ayının başlamasıyla birlikte toplumsal boyutta ´kışkırtmalar´ sürecini başlattılar. 1 Mayıs 2006 tarihinde Süleyman Demirel´in, ´Başörtüsüyle okumak isteyen Arabistan´a gitsin´ diyerek birden ortaya çıkmasıyla başlayan 1 yılı aşkın bu süreçte, 29 tanesini tespit edebildiğimiz peşpeşe gerçekleşen bu kışkırtmalardan ikincisi Cumhuriyet gazetesinin bahçesine üç kez gerçekleşen el bombası atılması olayı, üçüncüsü Danıştay saldırısı olayı ve dördüncüsü Atabeyler grubunun suikast girişimi olayıydı. Danıştay saldırısı üzerine gerisinin geleceğini tahmin ederek başladığımız ve kışkırtmalar gerçekleştikçe hemen eklediğimiz ´provokasyonları teşhir canlı yayınımız´daki 29 olayı görmek için tıklayın.
Başbakanın ev krokisi ile çok miktarda patlayıcının evlerinde ele geçirildiği Atabeyler çetesi üyeleri, dava sürecinde evlerinde ele geçen patlayıcıları PKK´ya karşı kullanacaklarını iddia ettiler. Savcılar da ilginç şekilde sanıkların bu ifadesine itibar edilmesi gerektiğini savundular. Soruşturmaya ilk bakan Savcı Salim Demirci´nin Başbakana ağır hakaret ve küfürler ettiği bir ses kaydı da ortaya çıkmıştı. Davada üç kez savcı değişti. ´Dört dörtlük suikast girişimi´ olduğuna dair emniyet yetkilileri açıklamalar yaptılar. Buna rağmen savcıların soruşturmayı derinleştirmediği ve örtbas ettiğine dair kamuoyunda yaygın bir izlenim oluştu. Benzer bir durum Danıştay saldırısının Ankara´daki mahkemede görülmesinde de yaşandı. Saldırıya ait ayrıntıları araştırmayan, mağdurların ifadelerini dahi almayacak kadar yargılamadaki temel kuralları ihmal eden mahkeme ve savcılık, Ergenekon soruşturma savcılarının uyarılarına ve gönderdiği belgeleri dikkate almamış, davayı ´dinci kalkışma diyerek´ adeta örtbas etmişti. Ancak Yargıtay´ın devreye girmesiyle Ergenekon´la olan açık irtibatlar görülebilmiş ve dava dosyası Ergenekon davasına bakan mahkemeye gönderilmişti. İstanbul´daki yargılama sürecinde ise Danıştay saldırısıyla ilgili inanılmaz ayrıntılar ortaya çıkarıldı, olayın boyutunun çok farklı olduğu anlaşıldı. Saldırıya uğrayan hakimlerin ifadesi bu süreçte alındı. Saldırganın söylediği iddia edilen sözleri söylemediği ortaya çıktı. Saldırı gününe ait kamera kayıtlarının kayıp olduğu anlaşıldı.
Benzer ihmaller zincirinin Atabeyler soruşturması ve davasında da yaşandığı görülüyor. Atabeyler olayının Danıştay olayından temelde farkı yok. Biri yargının üst kademesine yönelik sansasyonel bir suikast girişimiydi. Göstere göstere hakimlerin toplantısı basıldı ve hepsine kurşun yağdırıldı. Diğeri ise siyasetin üst kademesine yönelik idi. İkisi de Türkiye´yi sarsmayı, kaosa sokmayı amaçlayan girişimlerdi şüphesiz. Cumhuriyet gazetesine yönelik peşpeşe bombalı saldırılar.. Ardından Danıştay saldırısı.. Ertesi gün de Atabeyler olayı.. Cumhurbaşkanlığı sürecinde tespit edebildiğimiz 29 olaydan 3´ü bu şekilde peşpeşe geldi. Bunların birbirinden bağımsız olduklarını, tesadüfen peşpeşe geldiklerini düşünmek mümkün değil. Atabeyler davasına bakan mahkemenin en azından skandalın nedenini gerekçeli kararda ortaya koyması da olumlu bir gelişmedir. Halkın seçtiği Başbakan´a bir suikast hazırlığı söz konusu olacak ve bu olay, bir hukuki skandal gerekçe gösterilerek kapatılacak. Bu asla kabul edilemeyecek bir durumdur. Bu nedenle mahkemenin ihbar yazısını ilettiği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, derhal yeni bir soruşturma başlatmalıdır.
Abdullah Harun / kontrgerilla.com
(29 Ağustos 2012, 12:08)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Atabeyler´de skandal beraat
Erdoğan´a suikast davası kapatılıyor
Atabeyler davası kapatılıyor: Savcı sanıkları savundu
Yılmazer: Atabeyler olayı dört dörtlük suikast girişimiydi
Atabeyler´in sarı zarfını veren kişi tespit edildi
Atabeyler olayı ve Ergenekon´la bağlantısına dair manşetlerimiz
Atabeyler Çetesi ile ilgili manşetlerimiz
Atabeyler Çetesi ile ilgili geniş bilgi içeren dosyamız
Özel Harpçi binbaşıda ´devlet sırrı sabotaj´ belgesi
Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz
Cumhurbaşkanlığı sürecinde kışkırtmalar