Ergenekon davasına tanıkların dinlenmesi ile devam ediliyor. Duruşmada, dün tanık olarak ifadesi alınan eski Yüzbaşı Özcan Tozlu, soruları yanıtlıyor.
10.08.2012 11:06 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 65´i tutuklu 273 sanıklı ´Ergenekon´ davasının 218´inci duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekilli gazeteci Mustafa Balbay, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ile gazeteci Tuncay Özkan´ın da aralarında bulunduğu 39 tutuklu sanık katıldı. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Sedat Peker´in de aralarında bulunduğu 26 tutuklu sanığın gelmediği duruşmada, bu davada tutuksuz yargılanan ´Odatv´ davasının tutuklu sanığı Prof. Dr. Yalçın Küçük de hazır bulundu.
Duruşma, dün tanık olarak ifadesi alınan eski Yüzbaşı Özcan Tozlu´nun soruları yanıtlamasıyla devam etti. Tozlu, çarpıcı ifadeler kullandı. Şırnak´ta Güçlükonak katliamı Özel Kuvvetler´de görevli Levent Göktaş´ın ekibi tarafından yapıldı. iddiası sanıkların tepkisini çeken Tozlu, Bunları niçin 16 yıl sonra söylüyorsunuz ifadelerine, Bugüne kadar can güvenliğim yoktu. Eşref Bitlis, Kazım Çillioğlu, Rıdvan Özden öldürülmedi mi? karşılığını verdi. Eskişehir´de annesinin evinde, çok sayıda patlayıcı ve silah bulunan tutuklu sanık emekli Albay Fikret Emek ile Eskişehir´de 2005´te görüştüğünü de anlatan Tozlu, onun kendisine ülkedeki Kürt, Ermeni, Yahudi ve Alevi nüfusunu sorduğunu kaydetti. Emek ise Ben Özcan Tozlu´ya patlayıcılardan söz etmedim. dedi. Tozlu da Emek´in Eskişehir Otogarı´nda bir kafede 7-8 kişilik ülkücü gruplarla azınlıklar konusunda toplantı yaptığını söyledi. BBP Eskişehir İl Başkanı´nın geçen hafta kendisini tehdit ettiğini ileri sürdü.
TANIK ŞENOL GÜRKAN´IN İFADESİ
Duruşmada daha sonra tanık sıfatıyla ifadesi alınan gazeteci Şenol Gürkan, Ergenekon soruşturması başladıktan sonra haberler yaptığını söyledi. Tanık Gürkan, Balyoz davası tutuklu sanığı eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek´e ait olduğu iddia edilen günlüklerde anlatılan Kıbrıs konusundan hareket ederek, günlüklerde işaret edilen tarihlerde Kıbrıs´ta çıkan gazeteler ve yayınlanan kitapları incelediğini söyledi. Gürkan daha sonra da Ergenekon´un Kıbrıs ayağıyla ilgili bir haber yaptığını, bunun da Taraf Gazetesi´nde yayınlandığını anlattı. Haberin yayınlanmasının ardından Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar tarafından ifadesinin alındığını belirten Gürkan, mahkemenin Kıbrıs konusuyla ilgilenmesi ve Kıbrıs´ta mağdur olanları dinlemesi gerektiğini söyledi.
-Muzaffer Tekin salondan çıkartıldı-
Tanık ifadesinin tamamlanmasının ardından tutuklu sanık Muzaffer Tekin tanığa soru sorduğu sırada Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese tarafından kullandığı cümleler nedeniyle uyarıldı. Başkan Özese, daha sonra da soruları sorarken yorum yapmaması için Tekin´e uyarıda bulundu. Özese, yorumlarına devam etmesi nedeniyle Tekin´in mikrofonunun sesini kapattırdı. Tekin de, Benim aklanmamı istemiyorsunuz. Soru sormama izin vermiyorsunuz. Adil davranın. diye bağırdı. Bunun üzerine Özese, Tekin´in görevliler tarafından dışarı çıkarılmasını istedi. Tekin, Ben kendim çıkarım. diye bağırarak salondan ayrıldı.
GİZLİ TANIK AHMET´İN İFADESİ
Tanık Gürkan´ın işlemlerinin tamamlanmasının ardından Başkan Özese, Gizli tanık Ahmet´in, gizli tanık odasında hazır bulunduğunu ve ifadesine başvurulacağını açıkladı. Sesi ve görüntüsü bozularak duruşma salonuna aktarılan gizli tanık, 20-25 yıl Hizbullah terör örgütünün içinde bulunduğunu söyledi. Örgütün cemaatleri dışında İran´la irtibatı bulunan kişiler konusunda hassasiyet gösterdiğini belirten gizli tanık, bunun da kendisinde başka bir yere verilmek üzere bilgi toplandığı izlenimi yarattığını söyledi.
1994-95 yıllarında cemaatin içinden bazı arkadaşlarının kaybolduğunu belirten gizli tanık Ahmet, Hiçbir zaman arkadaşlarımın örgüt tarafından kaçırılıp, sorgulandıktan sonra öldürüldüklerini düşünmedim. dedi. Gizli tanık Ahmet, bu ölüm olaylarıyla ilgili bunları cemaatin içinde yer alan Jitem´le bağlantısı olan kişilerin yaptığını düşündüğünü kaydetti.
Hüseyin Velioğlu´nun dünyanın en güvenli evinde dahi olsa kendisini rahat hissetmediğini belirten gizli tanık, Örgüt içinde 25 yıl bulunmuş bir kişi olarak söylüyorum ki Gaffar Okkan´ın şehit edilmesinin kesinlikle ve kesinlikle örgüt tarafından yapılamayacağını düşünüyorum. Devletin içinde bazı güçlerin yardım etmesi gerekir. Örgütün, devletin içindeki bir güç tarafından kurulup, yönlendirildiğini ve korunduğunu düşünüyorum. diye konuştu.
Öldürülen yazar Gonca Kuriş ile ilgili bilgisi sorulan gizli tanık, Gonca Kuriş´in televizyonlara çıkıp, alimmiş gibi konuşması tepki çekiyordu. Hüseyin Velioğlu´nun ona diş gıcırdattığını biliyorum. Yanındakilere ´Şu kadını bir an önce temizleyin´ dediğini de duydum diye konuştu.
-Sanıkların tanıkları dinlenecek-
Gizli tanık Ahmet´in ifadesinin tamamlanmasının ardından Başkan Özese, sanıklar ile avukatlarına savunma tanıklarını bir hafta içinde mahkemeye bildirmelerini istedi.
-Özkök´ün ifadesi Balyoz davasına gönderildi-
Özese, geçtiğimiz hafta tanık olarak dinlenilen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök´ün beyanlarının duruşma tutanaklarıyla birlikte ilgili mahkemelere gönderilmesine karar verildiğini kaydetti. Duruşmayı 13 Ağustos 2012 tarihine ertelediklerini açıklayan Özese, Pazartesi günü yapılacak olan duruşmada tanık Celal Kazdağlı ile Gizli tanık Kurşun´un dinleneceğini açıkladı.
Emekli Orgeneral Hilmi Özkök, 2-3 Ağustos 2012 tarihli oturumlarda tanıklığı sırasında Balyoz davasını yakından ilgilendiren beyanlarda da bulunmuştu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin bu üzerine, Özkök´ün beyanları bu davaya bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderilecek. ( Cihan)
-Mustafa Dönmez´in Zir Vadisi krokisi-
Bu arada, mahkemenin, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi´nin isteği ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi´ne yaptırılan incelemede Zir Vadisi krokisinin Mustafa Dönmez´in eli ürünü olduğu rapor edildi.Adli Tıp Kurumu, Sapanca ve Ankara Zir Vadisi´nde bulunan mühimmatlara ait krokilerin Mustafa Dönmez tarafından hazırlandığını bildirdi. Yarbay Mustafa Dönmez´in ajandasındaki krokilerden yola çıkılarak yapılan kazılarda Ankara´daki evinin yanındaki Zir Vadisi´nde bir cephaneliği aratmayacak kadar mühimmat ele geçirilmişti. Dönmez, ajandadaki el yazısı ve krokinin kendisine ait olmadığını, silahların polislerce yerleştirildiğini iddia etmişti.
Yarbay Dönmez´in Sapanca´daki evinde 22 el bombası, 1 kaleşnikof tüfek, 4 tabanca ve bir de Aselsan ajandası ele geçirilmişti. Ajanda içerisinde yer alan siyah ve kırmızı renkli kalemlerle yazılan yazılar ve bir de kroki dikkat çekmişti. Bu krokiden yola çıkılarak Ankara Yenikent´teki Zir Vadisi´nde gösterilen yerde yapılan kazıda ise 30 el bombası, 9 sis bombası, 10 aydınlatma fişeği, binden fazla G-3 piyade tüfeği mermisi ele geçirilmişti. Dönmez, ele geçen cephaneden dolayı yargılandığı askeri mahkemede suçu sabit görülerek 4 yıl ceza almıştı. Dönmez, Askeri Mahkeme´deki ve Ergenekon davasındaki duruşmalarda sürekli kendisinin suçsuz olduğunu, delillerin polis tarafından yerleştirildiğini ve bulunan mühimmatlara ilişkin krokinin kendisine ait olmadığını ileri sürmüştü.
Dönmez´in yargılandığı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi, Dönmez´in bu iddiaları nedeniyle Ergenekon dava dosyası içerisinde bulunan ajandadaki yazı ve krokilerin Adli Tıp Kurumu´na gönderilerek incelettirilmesini istemişti. Askeri Mahkemenin 25 Ocak 2012 tarihli bu yazısı sonrasında Mustafa Dönmez´e ait olduğu iddia edilen ve içerisinde Zir Vadisi krokisi ile açıklamalarının yer aldığı ajanda, yargılamayı yapan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Adli Tıp Kurumu´na gönderilmişti. İncelemesini yapan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 04 Haziran 2012 tarihli rapor mahkemeye ulaştı. Raporda Adli Fen Bilimleri Uzmanı Daire Başkan Vekili Prof. Dr. H. Bülent Üner ile Adli Tıp uzmanları Dr. Ferruh Baklacıoğlu ve Dr. Esat Şahin´in imzası bulunuyor.
Raporda, Aselsan ajandası içerisinde siyah ve kırmızı renkli mürekkepli kalemler ile yazılan el yazıları üzerinde inceleme yapıldığı belirtildi. Ajanda içerisindeki yazı ve krokilerin, Mustafa Dönmez´in yazılarını içerir istiktab tutanakları ve diğer belgeler ile mukayese edildiği belirtildi. Buna göre inceleme konusu ajandanın 8. sayfasında bulunan kroki içeriğinde yer alan ANK, ALPET, AYS, Y.KENT, RELED?, B, 12A, 16A VE 002 yazı, rakam ve krokinin Mustafa Dönmez´in eli ürünü olduğu kanaati bildirildi. Raporda, kroki içeriğindeki yazı ve rakamlar ile Mustafa Dönmez´in mukayese yazı ve rakamları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığı tespitine yer verildi.
Ayrıca ajandanın 8. sayfasında yer alan kroki içerisindeki siyah ve kırmızı yazılar ile sayfanın diğer bölümlerinde kullanılan siyah ve kırmızı kalem yazılarının aynı fiziki evsaftaki kalemlerle yazıldığı bildirildi. ( AA, Cihan, Zaman)
(10 Ağustos 2012), son güncel.: (11 Ağustos 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
El yazısı ve kroki Dönmez´in
Yarbay Mustafa Dönmez manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara